Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2020/900, Karar No: 2021/309

DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2020/900 E. , 2021/309 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
    Esas No : 2020/900
    Karar No : 2021/309

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı – … (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …

    İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Hakkında vergi incelemesi başlatıldıktan sonra takdire sevk edilen davacı adına, takdir komisyonunca henüz matrah takdir edilmeden inceleme tamamlanarak vergi tekniği raporu düzenlenmesi üzerine anılan rapordaki tespitler esas alınmak suretiyle verilen takdir komisyonu kararına istinaden beş yıllık tarh zamanaşımı süresinden sonra tebliğ edilen vergi ve ceza ihbarnameleriyle re’sen tarh edilen 2008 yılına ait gelir vergisi, aynı yılın Nisan-Haziran dönemine ait geçici vergi ve verginin bir katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
    … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
    Davacının takdir komisyonuna sevk edildiği tarih itibarıyla re’sen takdir sebebi bulunmamaktadır. Re’sen tarh sebebi bulunmamasına rağmen takdir komisyonuna sevk neticesinde yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
    Öte yandan; vergi incelemesine imkân tanımak amacıyla davacının takdir komisyonuna sevk edilmesi zamanaşımı süresini durdurmayacağından, zamanaşımı süresinin dolduğu tarihten sonra tebliğ edilen ihbarnameler içeriği vergi ve cezalarda zamanaşımı nedeniyle de hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
    Mahkeme bu gerekçeyle vergi ve cezaları kaldırmıştır.
    Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin 09/09/2019 tarih ve E:2015/1494, K:2019/5123 sayılı kararı:
    Tarh zamanaşımı süresi dolmadan önce yapılan takdire sevk işlemi 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 114. maddesi uyarınca işlemeye devam eden süreyi durduracağından ve davacı hakkında re’sen tarh sebebinin varlığı da, dosya kapsamında alış yaptığı firmalar hakkındaki tespitler ve kendisi hakkında düzenlenmiş rapor dikkate alındığında somut olarak ortaya konulduğundan işin esası incelenerek karar verilmesi gerekirken işin esası incelenerek karar verilmesi gerekirken aksi yönde verilen temyize konu kararda hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
    Daire bu gerekçeyle kararı bozmuştur.
    … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:
    Mahkeme, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacının takdir komisyonuna sevkiyle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 114. maddesi uyarınca işlemeye devam eden tarh zamanaşımı süresinin durduğu ve cezalı tarhiyatın zamanaşımına uğramadığı belirtilerek aksi yöndeki ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :

    MADDİ OLAY:
    Hakkında vergi incelemesi başlatılan davacı takdire sevk edilmiş, takdir komisyonunca henüz matrah takdir edilmeden inceleme tamamlanarak vergi tekniği raporu düzenlenmesi üzerine takdir komisyonunca anılan rapordaki tespitler esas alınmak suretiyle beş yıllık genel zamanaşımı süresi dolduktan sonra matrah takdirine gidilmiştir.
    Anılan takdir komisyonu kararına istinaden tebliğ edilen ihbarnameler içeriği vergi ve cezaların kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 113. maddesinde zamanaşımı, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanmıştır.
    Anılan Kanun’un 114. maddesinin ikinci fıkrasının, zamanaşımının durma süresinin belirsizliğinin Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesinin 15/10/2009 tarihli ve E:2006/124, K:2009/146 sayılı kararı ile iptal edilmesinden sonra 23/07/2010 tarihli ve 6009 sayılı Kanun’un 8. maddesiyle yeniden düzenlenen halinde “Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı mezkur komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren işlemeye devam eder. Ancak işlemeyen süre her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamaz.” düzenlemesine yer verilmiştir.
    Kanun’un 30. maddesinin birinci fıkrasında “Re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanunî ölçülere dayanılarak tespitine imkân bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunmasıdır. İnceleme raporunda bu maddeye göre belirlenen matrah veya matrah farkı resen takdir olunmuş sayılır.” hükmü yer almaktadır.
    213 sayılı Kanun’un 72 ilâ 75. maddelerinde takdir komisyonunun kuruluşu, üyelerin seçilmesi, görev ve yetkileri sayılmış, aynı Kanun’un 31. maddesinde, takdir komisyonunca belli edilen matrah veya matrah kısmının takdir kararına bağlanacağı belirtilmiştir. Kanun’un 74. maddesinin “a” işaretli fıkrasında ise takdir komisyonlarının maddede sayılan görevlerini yaparken takdir sebeplerinin bulunup bulunmadığını inceleyemeyeceği, yalnız hatalı gördüğü işlemlerde ilgili vergi dairesini yazı ile ikaz etmeye mecbur olduğu hükme bağlanmıştır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinde sayılan re’sen vergi tarhını gerektiren sebeplerin varlığı halinde vergi inceleme elemanlarınca ilgili dönem matrahı re’sen takdir edilebileceği gibi takdir komisyonuna başvurularak da matrahın takdir edilmesi sağlanabilecektir. Anılan maddede sayılan hallerde matrahın takdir komisyonu tarafından takdir edilebileceği tartışmasız olup bu durumdaki bir mükellefin takdire sevk edilmesine ve düzenlenen inceleme raporlarının takdir komisyonunca done olarak kullanılmasına yasal bir engel bulunmamaktadır. Ayrıca Kanun’un 74. maddesindeki kuraldan takdir komisyonunun takdir nedenlerinin bulunup bulunmadığı hususunda bir inceleme yapamayacağı anlaşılmaktadır.
    Israr kararında, takdir komisyonuna sevk tarihi itibarıyla ortada re’sen tarh sebebi bulunmamasına rağmen takdir komisyonuna sevk neticesinde tarhiyat yapılamayacağı ve vergi incelemesine imkân tanımak amacıyla yapılan takdire sevk işleminin zamanaşımını durdurmayacağı kabul edilmiş, tarhiyatın hukuka uygunluğu bu yönleriyle değerlendirilmiştir.
    Kanun’da takdir komisyonuna başvurulmasına bağlanan ve belirlilik ile öngörülebilirlik arz eden hukuki sonuç zamanaşımının durması olduğundan takdir komisyonuna sevkle tarh zamanaşımının durduğunun kabulü gerekmektedir.
    Öte yandan, dava konusu edilebilir nitelikteki tarh işleminin dayanağı olan takdir komisyonu kararının alındığı tarih itibarıyla re’sen tarh nedeninin bulunmasının gerekli ve yeterli olduğu açıktır.
    Bu nedenle takdir komisyonuna sevk tarihi, takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi, ihbarnamenin tebliğ tarihi dikkate alınarak olayda zamanaşımının bulunup bulunmadığı hususunun değerlendirilmesi, zamanaşımının bulunmadığının tespiti halinde takdir komisyonu kararının verildiği tarih itibarıyla re’sen tarh nedeninin bulunup bulunmadığı ve re’sen takdir edilen matrahın hukuka uygun olup olmadığı hususları da araştırılarak işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken dava konusu vergi ve cezaların zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle verilen vergi mahkemesi kararına yöneltilen istinaf isteminin reddi yolundaki temyize konu ısrar kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,
    2- … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
    3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
    2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/03/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    X-KARŞI OY:
    Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında srar kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir