Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2020/1159, Karar No: 2021/105

DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2020/1159 E. , 2021/105 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
    Esas No : 2020/1159
    Karar No : 2021/105

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Başkanlığı – ANKARA

    KARŞI TARAF (DAVACI) : … Sigorta Aracılık Hizmetleri Limited Şirketi
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Sigorta acentesi olarak faaliyet gösteren davacı tarafın 2007 yılı için ödenen banka ve sigorta muameleleri vergisinin iadesi istemiyle yapılan şikâyet başvurusunun zımnen reddine dair işlemin iptali ile ödenen tutarın kanuni veya ticari faiziyle birlikte iadesine hükmedilmesi istemiyle dava açılmıştır.
    Danıştay Yedinci Dairesinin bozma kararına uyan … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
    Uyuşmazlık konusu işlemin iptaline dair hüküm fıkrası Danıştay Yedinci Dairesince onanarak kesinleşmiştir.
    Yargı kararı uyarınca iadesi gereken bir miktar paranın ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davacıya iadesi gerektiği açıktır.
    Mahkeme bu gerekçeyle ödenen tutarların ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya iadesine karar vermiştir.
    Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesinin 07/03/2019 tarih ve E:2017/1368, K:2019/1230 sayılı kararı:
    Mahkeme kararının fazladan ödenen vergilerin idareye başvuru tarihinden itibaren yasal faiziyle iadesine ilişkin hüküm fıkrası aynı gerekçe ve nedenlerle uygun görülmüş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, sözü geçen hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
    Mahkeme kararının, ödeme tarihi ile idareye başvuru tarihi arasında geçen süreye ilişkin olarak faize hükmedilmesine yönelik hüküm fıkrasına gelince;
    İdareyi, eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü tutan Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrası yargı kararı uyarınca iadesi gereken bir miktar paranın idarenin tasarrufunda kalan sürede ilgilisi tarafından tasarruf edilememesinden doğan zararın giderilmesini de kapsamaktadır. İadesi gereken tutar yönünden vergi idaresi ile davacı arasındaki ilişki, iadenin yargı kararıyla hüküm altına alınması nedeniyle yönetilen-idare ilişkisi olmaktan çıkarak, bir borç ilişkisine dönüşmüştür. Dolayısıyla, bu ilişkinin borçlusu tarafından alacaklısına 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine göre faiz ödenmesi gerekmektedir.
    Bu durumda, ödenecek tutarın davacıya faiziyle iadesinde faizin başlangıç tarihinin, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’da yer alan düzenlemeler uyarınca, idareye başvuru tarihi olarak kabulü ile yasal faiziyle iadesi gerekirken, ödeme tarihi olarak kabulü suretiyle yasal faiziyle iadesinde hukuki isabet görülmemiştir.
    Daire bu gerekçeyle mahkeme kararının fazladan ödenen tutarların idareye başvuru tarihinden itibaren yasal faiziyle iadesine ilişkin hüküm fıkrasını onamış, ödeme tarihi ile idareye başvuru tarihi arasında geçen süreye ilişkin olarak faize hükmedilmesine yönelik hüküm fıkrasını bozmuş, davalının karar düzeltme istemini ise reddetmiştir.
    … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:
    İdareyi, eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü tutan Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrası, yargı kararı uyarınca iadesi gereken bir miktar paranın idarenin tasarrufunda kalan sürede ilgilisi tarafından tasarruf edilememesinden doğan zararın giderilmesini de kapsadığından davacıdan haksız tahsil edilen vergilerin iadesinde yasal faizin başlangıcının ödeme tarihi olarak belirlenmesi gerekmektedir.
    Vergi mahkemesi bu ek gerekçeyle bozulan kısım yönünden ısrar etmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Temyize konu kararın usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, ısrar kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
    Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan ısrar kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Davalının temyiz isteminin REDDİNE,
    2- … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:…sayılı ısrar kararının ONANMASINA,
    2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/02/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    X – KARŞI OY:
    Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Yedinci Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir