Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2020/1117, Karar No: 2022/76
DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2020/1117 E. , 2022/76 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1117
Karar No : 2022/76
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı – …
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU :…Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafndan, ortağı ve müdürü olduğu … Nakliyat Tahmil Gümrükleme İnşaat Hafriyat Tekstil Gıda Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nden kaynaklanan tüm borçlarının tahsil zamanaşımına uğradığından bahisle terkini istemiyle yapılan başvurunun zımnen reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
Davacı, ortağı ve müdürü olduğu …Nakliyat Tahmil Gümrükleme İnşaat Hafriyat Tekstil Gıda Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nden kaynaklanan tüm borçlarının tahsil zamanaşımına uğradığını belirterek terkin edilmesi istemiyle davalı idareye başvuruda bulunmuştur. Başvurunun zımnen reddedilmesi üzerine zımni ret işleminin iptali istemiyle dava açılmıştır.
Uyuşmazlıkta, ortağı ve müdürü olduğu şirketin borcundan dolayı davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen 31/03/2005 tarihli ödeme emirlerinin davacının bilinen adresinde tebliğ edilemediğinden bahisle ilânen tebliğ edildiği belirtilmektedir. Ancak, dava dosyasındaki belgeler incelendiğinde davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin ilânen tebliğinden önce davacının bilinen adresinde tebliğ edilemediğine dair 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun aradığı anlamda bir tespitin yapılmadığı, tutanak vb. belgenin düzenlenmediği görülmektedir.
Buna göre, davacı adına ödeme emri düzenlenmeden önce şirket adına 2005 yılında düzenlenen ödeme emirlerinin 2005 yılında tebliğ edildiği, hatta vadesinin 2006 yılı içerisinde olduğu kabul edilse dahi vergi borçlarının tahsil zamanaşımına uğramaması için şirketten tahsil edilememesi üzerine en geç 31/12/2011 tarihine kadar davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla ödeme emri düzenlenip tebliğ edilmesi gerekirdi. Ancak, kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emirleri usulsüz olarak tebliğ edildiğinden, davacının söz konusu borçlardan davalı idareye başvuru yaptığı yıl olan 2013 yılında haberdar olduğunun kabulü gerekmektedir.
Bu haliyle, şirket adına düzenlenen ödeme emirlerine ilişkin olarak en geç 01/01/2007 tarihinde başlayan tahsil zamanaşımı süresi 31/12/2012 tarihinde sona ermiştir. Diğer taraftan, şirket adına düzenlenen ödeme emirleri içeriği vergi borçları davacı tarafından 2013 yılında öğrenilmiş, davalı tarafından tahsil zamanaşımını kesen bir sebep de ileri sürülmemiştir.
Bu durumda, vadesini takip eden yıldan itibaren beş yıl içerisinde tahsil edilmeyen amme alacağının tahsil zamanaşımına uğradığı sonucuna varılmış olup davacının ortağı ve müdürü olduğu … Nakliyat Tahmil Gümrükleme İnşaat Hafriyat Tekstil Gıda Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nden kaynaklı mevcut tüm vergi borçlarının tahsil zamanaşımına uğramış olması nedeniyle terkin edilmesi istemiyle davalı idareye yapmış olduğu … tarih ve … sayılı başvurusunun zımnen reddine dair işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle dava konusu işlemi iptal etmiştir.
Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesinin 31/01/2019 tarih ve E:2016/5096, K:2019/568 sayılı kararı:
İptal davasına konu edilebilecek işlemler, idarenin tek yanlı irade açıklamasıyla ilgililerin hukuksal durumunda değişiklik meydana getiren, kesin ve yürütülmesi gereken işlemler olup vergi idarelerinin idari işlevleriyle ilgili olarak vergi hukuku alanında tesis ettikleri uygulanabilir nitelikte, ilgililerin menfaatini doğrudan etkileyen ve onların hak ve yükümlülüklerinde değişiklik veya yenilik oluşturan irade açıklamaları doğurduğu hukuki sonuçlar dikkate alındığında belirtilen türden işlemlerdendir.
İdari makamlar tarafından tesis edilmiş olsa da ilgililerin hukuksal durumunda herhangi bir değişiklik meydana getirmeyen işlemlerin iptal davasına konu edilmesine olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin bu safhada davacının hukukunu etkileyen dava konusu edilebilir nitelikte bir işlemi bulunmadığı anlaşıldığından, Vergi Mahkemesince 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) işaretli bendi uyarınca davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davayı sonuçlandıran vergi mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Daire bu gerekçeyle kararı bozmuştur.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:
Vergi Mahkemesi, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Israr kararının hukuka aykırı olduğu belirtilerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ: Temyizen incelenen ısrar kararının, Danıştay Üçüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay Üçüncü Dairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar kararının bozulması gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,
2-… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3-Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/02/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
X – KARŞI OY:
Temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden reddi ile kararın diğer yönlerden hukuka uygunluğu incelenmek üzere dosyanın Danıştay Üçüncü Dairesine gönderilmesi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.