Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2021/85, Karar No: 2021/3549

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/85 E. , 2021/3549 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/85
Karar No : 2021/3549

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …Kurulu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 09/07/2020 tarih ve E:2017/283, K:2020/3437 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 31/08/2016 tarih ve 2016/428 sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin 29/11/2016 tarih ve 2016/434 sayılı kararının iptali ile yoksun kaldığı maddi ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 09/07/2020 tarih ve E:2017/283, K:2020/3437 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiş,
“Maddi Olay ve Hukuki Süreç” ile “İlgili Mevzuat”a yer verilmiş; “Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç”, “FETÖ’ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler”, “Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü”, “Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği” başlıkları altında genel; “Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi” başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda …. Ağır Ceza Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan etkin pişmanlık hükümleri uygulanarak 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı, UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 16/12/2018 tarihinde kesinleştiğinin görüldüğü,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, örgüt toplantılarına katıldığına, örgüte himmet verdiğine, 2014 yılı HSK seçimlerinde örgütün sözde ”bağımsız” adaylarını desteklediğine, üniversitede örgüt evlerinde kaldığına, lise döneminde örgüte müzahir dershaneye gittiğine, sınavlara örgütün hakim-savcı sınav çalışma evlerinde hazırlandığına ve diğer hususlara yönelik kararda yer verilen ifadeler ile davacının bu ifadelere karşı beyanları ve etkin pişmanlık kapsamında verdiği ifadenin değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmemiştir.
Dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediğinden davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı maddi ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte iadesi isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, hain bir örgüt olan FETÖ ile iltisak ve irtibatı olmadığı gibi demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal etmesinin de söz konusu olmadığı, beyanlarında geçen dönemlerin bu yapının bir terör örgütü olarak bilindiği ve kabul edildiği dönemlere ilişkin olmadığı, tanık beyanlarının soyut nitelikte olduğu, ceza yargılaması esnasında suçu ve suçlamayı kabul etmediğini belirttiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının askıda olan kararlar oldukları, denetim süresi içerisinde yeni bir suç işlenmemiş olması halinde davanın düşeceği, kurulan hükmün hakkında bir hukuki sonuç doğurmaması gerektiği, usulüne uygun herhangi bir soruşturma yapılmadan meslekten çıkarılmasının, 2802 sayılı Hakimler Savcılar Kanunu’na, 6087 Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu’na, Danıştay kararlarına, Anayasa Mahkemesinin kazanılmış hakları hüküm altına alan kararlarına, AİHM’in adil yargılanma ve hak ihlali yönündeki kararlarına aykırı olduğu, savunma hakkı tanınmadığı, hakimlik ve savcılık teminatlarının, suç ve cezada kanunilik ilkesinin, kanunların geriye yürümezliği ilkesinin, cezaların şahsiliği ilkesinin, masumiyet karinesinin ihlal edildiği, davalı idarenin yetki sınırlarını aştığı, karar verilen kişiler açısından toplu bir gerekçe yazıldığı, hangi eylem veya eylemleri ile terör örgütü ile ilişkilendirildiği açısından somut bir belirleme ve tespit yapılmadığı, FETÖ terör örgütü ile irtibat ve iltisakının olmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin 09/07/2020 tarih ve E:2017/283, K:2020/3437 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kullanılmayan …TL yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davacıya iadesine,
4. Kesin olarak, 30/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir