Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2021/460, Karar No: 2021/3559

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/460 E. , 2021/3559 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/460
Karar No : 2021/3559

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …Kurulu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 09/07/2020 tarih ve E:2016/56295, K:2020/3442 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 24/08/2016 tarih ve 2016/426 sayılı kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 09/07/2020 tarih ve E:2016/56295, K:2020/3442 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiş,
“Maddi Olay ve Hukuki Süreç” ile “İlgili Mevzuat”a yer verilmiş; “Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç”, “FETÖ’ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler”, “Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü”, “Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği” başlıkları altında genel; “Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi” başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda …Ağır Ceza Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, 2014 yılı HSK seçimlerinde örgütün sözde ”bağımsız” adaylarını desteklediğine, üniversitede örgüt yurdunda kaldığına ve diğer hususlara yönelik kararda yer verilen ifadelerin değerlendirilmesi sonucunda, davacının FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
Diğer taraftan, davacının ihraç edilmeden önce kullanmış olduğu 101 numaralı odada bulunan ve içinden davacıya ait kredi kartı slipi de çıkan laptop çantası içerisinde bir adet 1 doların bulunmasının, davacı hakkındaki diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde, davacının anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu sonucuna varıldığı,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Dairenin davalı idarenin haklı olduğu tezi üzerinden araştırma ve inceleme yaptığı, davanın, tarafına dair somut olay ve olgular üzerinden değil, başkalarına dair tespit, beyan ve olgular üzerinden karara bağlandığı, hakkında somut bir tespit bulunmadığı, suç ve cezaların şahsiliği, suç ve cezaların kanuniliği ilkelerinin, adil yargılanma hakkının, masumiyet karinesinin, mülkiyet hakkının, ölçülülük ilkesinin, şeref ve itibara saygı hakkının, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği, meslekten çıkarma kararı öncesinde, şahsına hiçbir bilgi ve belge verilmediği gibi, somut bir fiil isnadının da yapılmadığı, Dairenin, kendi anayasal yetkisini inkar ettiği, kendi bağımsızlık ve tarafsızlığını reddettiği, savunma hakkı tanınmadan, somut sebepleri açıklanmadan, bir daha geri dönüşü olmayacak şekilde kamu hizmetinden çıkarılması kararının ölçülü olmadığı, kararda, sadakat yükümlüğünün ne şekilde ihlal edildiğine ve bu ihlalin ne şekilde tespit edildiğine dair somut bir olguya yer verilmediği, dava konusu işlemin tedbir olarak adlandırılmasının, mahiyetinin ceza olduğu gerçeğini değiştirmediği, amacının meşru olmadığı, hakkında henüz kesinleşmemiş olan ceza mahkemesi kararının, davanın reddine gerekçe yapıldığı ve Daire kararındaki bütün irtibat, iltisak tespitlerine dayanak hususların ceza yargılamasındaki olgular olduğu, ceza yargılamasının neticelenmesinin beklenilmesi yönündeki talebinin kabul edilmediği, tanık beyanlarının çelişkili olduğu, gerçeği yansıtmadığı, 16 Temmuz 2016’da Adliyedeki odasında sulh ceza hakimi kararına istinaden arama yapıldığı ve herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığının arama tutanağı ile sabit olduğu, devam eden süreçte tutuklandığı ve oda ile irtibatının kesildiği, yaklaşık 2 ay sonra 21/09/2016 tarihinde odada bulunan eşyaların dışarı çıkartılması esnasında laptop çantasının ön fermuarlı gözünde B serisi 1 doları bulan yazı işleri müdürünün durumu savcıya bildirmesi üzerine tutanak tutulduğu, söz konusu paranın çantaya sonradan yerleştirildiğinin sabit olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 09/07/2020 tarih ve E:2016/56295, K:2020/3442 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
4. Kesin olarak, 30/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir