Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2021/256, Karar No: 2021/2619
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/256 E. , 2021/2619 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/256
Karar No : 2021/2619
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Plastik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …Kurumu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 22/10/2020 tarih ve E:2014/2575, K:2020/2736 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 08/10/2013 tarih ve 28789 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 26/09/2013 tarih ve 4632-24 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının Ek-1’indeki tarife tablosunun “Tüketici Tarifeleri (kr/kWh)” başlıklı kısmında yer alan 2, 3 ve 4 nolu kullanıcılara yönelik “Kayıp-Kaçak Bedeli” ibarelerinin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 22/10/2020 tarih ve E:2014/2575, K:2020/2736 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule yönelik itirazı geçerli görülmemiş,
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 3. maddesinin birinci fıkrasının (şş) bendi, 9. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 17. maddesinin altıncı fıkrasının (ç) bendi, Geçici 1. maddesinin birinci fıkrasına yer verilerek;
Elektrik enerjisine ilişkin faaliyetlerin, temel olarak üretim, iletim, dağıtım ve ticaret başlıkları altında toplanabileceği; hizmetin kesintiye uğramasının alternatif maliyetleri çok yüksek olduğu için bütün bu faaliyetlerin bir koordinasyon içinde yürütülmesinin şart olduğu; bu amaçla, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile 2001 yılında kamu tüzel kişiliğini haiz, idarî ve mali özerkliğe sahip ve bu Kanun ile kendisine verilen görevleri yerine getirmek, enerji piyasasını düzenlemek ve denetlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK)nun kurulduğu;
Elektrik piyasası faaliyetlerinin, 4628 sayılı Kanun ve ilgili mevzuatında detaylı olarak düzenlendiği; 4628 sayılı Kanun’un 2. maddesinin, elektrik piyasası faaliyetlerini, “piyasada faaliyet gösterecek tüzel kişilerin üretim, iletim, dağıtım, toptan satış, perakende satış, perakende satış hizmeti, ticaret, ithalat ve ihracat faaliyetleri” olarak sıraladığı; Kanun’da elektrik enerjisi “iletim” faaliyetinin ancak tekel niteliğinde olduğu ve Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi (TEİAŞ) tarafından yürütülebileceğinin düzenlendiği; diğer faaliyetlerde ise, kamu tüzel kişilerinin yanında, özel hukuk tüzel kişilerinin de hizmetlerin yürütülmesine katılabileceğinin öngörüldüğü;
Dolayısıyla, elektrik piyasası faaliyetlerinin, arz güvenliğini ve kamu hizmeti gerekliliklerini sağlayacak şekilde uyum içinde yürütülmesi adına düzenleme, denetleme ve kolluk faaliyetlerinde bulunma işlevlerinin kamu gücüyle yerine getirildiği bir kamu hizmeti faaliyeti olduğu;
Öte yandan, elektriğin kamu hizmeti özelliği, “dağıtım” faaliyeti açısından ele alındığında, 4628 sayılı Kanun’un 2. maddesinin, dağıtım şirketlerinin lisanslarında belirtilen bölgelerdeki tesislerde yenileme, ikame ve kapasite artırım yatırımlarını yapma, dağıtım sistemine bağlı ve/veya bağlanacak olan tüm sistem kullanıcılarına, eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin elektrik enerjisi dağıtımı ve bağlantı hizmeti sunma yükümlülüğü getirdiği; Kanun’da ve ilgili yönetmeliklerde “dağıtım” faaliyetini yerine getirecek işletmelerin uyması gereken yükümlülüklerin açıkça düzenlendiği ve bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin doğrudan hizmetin aksamasına yol açacak nitelikte olduğu, dolayısıyla elektrik piyasası faaliyetlerinden “dağıtım”ın kamu hizmeti niteliği taşıdığı;
Elektrik dağıtım piyasasının en temel aktörü olan Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. (TEDAŞ)’nin, tüzel kişiliğe sahip, özel hukuk hükümlerine tâbi, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesi ile sınırlı, elektrik dağıtımıyla, elektriğin tüketicilere perakende satışı ve tüketicilere perakende hizmeti verilmesiyle iştigal eden bir iktisadi devlet teşekkülü olduğu; doğal tekel niteliğindeki elektrik dağıtım faaliyeti 4628 sayılı Kanun öncesinde TEDAŞ tarafından gerçekleştirilmekte iken, 4628 sayılı Kanun uyarınca, dağıtım sektörünün, EPDK tarafından verilen dağıtım lisanslarıyla bölgesel tekeller olarak işletilmesinin öngörüldüğü;
Bu kapsamda, dağıtım bölgelerinin şirketleştirilmesi tamamlanarak TEDAŞ’ın hissedarı olduğu dağıtım ve perakende satış hizmeti yürüten 20 dağıtım şirketi oluşturulduğu; TEDAŞ ile %100 hisselerine sahip olduğu 20 elektrik dağıtım şirketi arasında dağıtım varlıklarının işletilmesine yönelik idarî sözleşme niteliğini haiz “İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi” imzalandığı ve sermayesinin %100’ü TEDAŞ’a ait olan ve elektrik dağıtım bölgelerinde dağıtım lisansı ile TEDAŞ’ın uhdesinde bulunan dağıtım sisteminin işletme hakkına sahip olan veya ileride sahip olacak dağıtım şirketlerinin hisselerinin blok olarak satış yöntemi ile özelleştirilmesine karar verildiği;
Dağıtım bölgelerinin özelleştirilmesi neticesinde ise, işletme hakkı devrine dayalı olarak uygulanan “Hisse Satış Modeli”ne göre yatırımcının, özelleştirilen dağıtım şirketinin bulunduğu bölgedeki elektrik dağıtım lisansına sahip tek şirket olarak faaliyette bulunduğu;
Dağıtım şirketlerinin dağıtım faaliyeti çerçevesinde yürüttüğü hizmetlere ilişkin fiyat, hüküm ve şartları içeren düzenlemelerin tarifeler yoluyla belirlediği; tarifelerle, doğal tekel niteliğindeki dağıtım şirketlerinin aşırı kâr elde ederek piyasa konumlarını kötüye kullanmalarına karşı tüketicilerin korunması sağlanırken, kamu hizmetinin kesintisiz sürdürülmesi için gerekli bakımların ve yeni yatırımların yapılması ile dağıtım şirketlerinin mâkul bir gelir elde etmesinin sağlandığı;
Dağıtım tarifelerinin, elektrik enerjisinin dağıtım sistemi üzerinden naklinden yararlanan tüm gerçek ve tüzel kişilere eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin uygulanacak hizmetlere ilişkin fiyatları, hükümleri ve şartları içerdiği; Kurulca belirlenen hedef oranlarını geçmemek kaydı ile teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin maliyetlerin de dağıtım tarifelerinde yer aldığı ve tüketicilere yansıtıldığı; dağıtım şirketlerinin tarifelerine esas alınacak teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin hedef oranların ise, bu kayıpları düşürmeyi teşvik edecek şekilde yine Kurul tarafından belirlendiği;
Teknik ve teknik olmayan kaybın, temelde birbirinden ayrıştırılması zor olan elektrik sistemlerinde sistem elemanlarının iç tüketimlerinden kaynaklanan teknik kayıplar ile kaçak kullanımlar olmak üzere iki bileşenden oluştuğu; teknik kayıpların, trafo kayıpları, hat kayıpları ve sayaç kayıplarından kaynaklandığı, kaçak olarak nitelendirilen teknik olmayan kayıpların ise; ahlâki, ekonomik, sosyolojik ve psikolojik nedenleri bulunduğu;
Bu kayıplardan doğan maliyet perakende satış tarifesinin bir unsuru iken, teknik ve teknik olmayan kaybın düşürülmesine ilişkin yükümlülüklerin dağıtım şirketlerinin sorumluluğunda olduğu; ancak, piyasa yapısı içerisinde serbet tüketici limitinin düşmesine bağlı olarak, serbest tüketici hakkını kullanan tüketicilerin perakende satış tarifesinden çıkmaları ve toptan satış piyasasından elektrik alma imkânına kavuşmaları doğrultusunda sayaçları incelenerek belli bir metodoloji uyarınca belirlenmiş teknik kayıp oranında bir kayıp miktarının tedarikçi firmaya yansıtıldığı, dolayısıyla serbest tüketicilere satış yapan tedarik şirketlerinin kaçak kullanımdan doğan maliyetlerden etkilenmediği;
Söz konusu uygulamaların serbest tüketicilere satış yapan şirketlere sağladığı bu avantaj sonucunda, elde ettikleri fiyat avantajını serbest tüketicilere yansıtmalarının serbest tüketici hakkını kullanan tüketici sayısının artmasına neden olduğu ve bunun sonucu olarak da perakende satış tarifesinden elektrik alan serbest olmayan tüketiciler üzerindeki yükün giderek artmaya devam ettiği; bu koşullar altında yapılan dağıtım şirketlerinin özelleştirme ihalelerinde, şirketler tarafından dağıtım bölgelerindeki kaçak miktarlarının da teklif edilen fiyata yansıtıldığının anlaşıldığı;
Bu nedenle, teknik ve teknik olmayan kaybı düşürmek için yapılacak yatırımların, kaçak kullanımla mücadele için yapılması düşünülen işletme ve yatırım harcamaları ile birlikte dikkate alınması gerektiği; nitekim, kanun koyucunun da 6446 sayılı Kanun’un 17. maddesinde teknik ve teknik olmayan kayıp maliyetini dağıtım tarifesinin bir unsuru olarak öngördüğü;
Bu itibarla, elektrik üretim, iletim, dağıtım ve tedarikinde oluşan ve maliyetin bir parçası olan teknik ve teknik olmayan kayıp maliyeti, elektrik piyasası faaliyetlerinin düzgün yürütülmesi, kaliteli ve sürekli bir elektrik hizmeti sağlanmasının temini için tüketicilere yansıtıldığından, dava konusu Kurul kararının ekindeki tarife tablosunda yer alan “Kayıp-Kaçak Bedeli” ibarelerinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; bir hizmet bedeli karşılığı olmayan, kötü niyetli kullanıcıların kaçak kullanımı ve tedarikçi elektrik dağıtım şirketlerinin ihmalinden kaynaklanan bedelin dürüst abonelere yansıtılmasının hakkaniyete aykırı olduğu, mevcut uygulamanın faturalarını düzenli ödeyen tüketicileri cezalandırdığı, elektrik dağıtım hizmetinin kötü işletilmesinden kaynaklanan bu bedelin faturalara yansıtılmasının sosyal devlet ilkesiyle bağdaşmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 22/10/2020 tarih ve E:2014/2575, K:2020/2736 sayılı kararının ONANMASINA,
3. 24/11/2021 tarihinde, oybirliği ile kesin olarak karar verildi.