Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2021/255, Karar No: 2021/328
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/255 E. , 2021/328 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/255
Karar No : 2021/328
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 26/10/2020 tarih ve E:2019/3769, K:2020/2777 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Özelleştirme İdaresi Başkanlığının … tarih ve … sayılı yazısıyla bildirilen, … Holding A.Ş.’ye ait İstanbul ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, …, …, … ve … parsel sayılı taşınmazların özelleştirilmesine yönelik satış ihalelerinin iptaline ilişkin Özelleştirme İdaresi Başkanlığının 03/09/2019 tarih ve 123834 sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 26/10/2020 tarih ve E:2019/3769, K:2020/2777 sayılı kararıyla;
… Holding A.Ş.’ye ait İstanbul ili, Çatalca ilçesi, … Mahallesi, … ada, …, …, … ve … parseldeki taşınmazların 3/5 hisseye karşılık gelen kısımlarının özelleştirilmesini teminen ihaleye çıkıldığı;
Söz konusu taşınmazların ihalelerine ilişkin komisyon kararlarının Özelleştirme İdaresi Başkanlığının onayına sunulduğu, Başkanlığın … tarih ve … sayılı kararıyla söz konusu ihalelerin iptaline karar verildiği, bunun üzerine … tarih ve … sayılı ihale komisyonu kararlarında en yüksek teklifi veren davacı tarafından anılan işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı;
4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun’un “Amaç ve Kapsam” başlıklı 1. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinde, bu Kanun’un amacının, bu maddede sayılan kuruluşların, ekonomide verimlilik artışı, kamu giderlerinde azalma sağlamak ve Hazineye ait taşınmazları değerlendirmek suretiyle kamuya gelir elde etmek için özelleştirilmesine ilişkin esasları düzenlemek olduğu; 2. maddesinde, özelleştirme uygulamalarında esas alınacak ilkeler düzenlenerek, 1. fıkrasının (b) bendinde, “Kuruluşların özelliklerine ve içinde bulundukları şartlara göre özelleştirme yöntemlerinin belirlenmesi” ilkesinin esas alınacağı; maddenin son fıkrasında, Kanun’daki amaç ve ilkeler doğrultusunda alınacak kararlarda öncelikler ile bunların tâbi olacağı özelleştirme uygulamalarına ilişkin esas ve usullerin, kuruluşların nitelikleri ve ülke ekonomisinin gerektirdiği şartlar da dikkate alınarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca belirleneceğinin kurala bağlandığı; 3. maddesinin 2. fıkrasında Kurulun görevleri sayılarak, (a) bendinde, Kanun’un 1. maddesinde sayılan kuruluşların özelleştirme kapsam ve programına alınmasının, (c) bendinde, kuruluşların, satış, kiralama, işletme hakkı devri, mülkiyetin gayri ayni hakların tesisi ve işin gereğine uygun sair hukukî tasarruflar ile devredilmelerine ilişkin özelleştirme yöntemlerinden hangisi ile özelleştirileceğini belirlemenin, (d) bendinde, özelleştirme programına alınan kuruluşların “satış, kiralama, işletme hakkı devri, mülkiyetin gayri ayni hakların tesisi ve işin gereğine uygun sair hukuki tasarruflarla gerçek ve/veya özel hukuk tüzel kişilerine devredilmesi” yöntemleriyle yapılan ihaleler sonucunda ihale komisyonlarınca verilen nihaî kararları onaylama yetkisinin, Kurulun görevleri arasında olduğu; son fıkrasında ise, Kurulun hizmetin ifası için yarar gördüğü hâllerde parasal sınırları ile usul ve esaslarını açıkça belirlemek kaydıyla bu maddenin (d) ve (g) bentlerinde yazılı konularda Özelleştirme İdaresi Başkanlığına yetki verebileceğinin belirtildiği;
İstanbul ili, Çatalca ilçesi, … Mahallesi, … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazların özelleştirilmesine ilişkin İhale Şartnamelerinin “İhalenin Onayı” başlıklı 3. maddesinde, komisyon tarafından ihale sonucunda verilen nihai satış kararının İdare veya Kurulun onayına sunulacağı, sözleşmenin imzalanmasının İdare veya Kurulun vereceği karara bağlı olacağı, teklif sahibi/alıcının İdare veya Kurul kararının çıkmaması veya gecikerek çıktığı bahsi ile zarar, ziyan ve benzeri ad altında herhangi bir talepte bulunmayacağını kabul ve taahhüt ettiği, ihalenin, İdare ve Kurul tarafından onaylandıktan sonra kesinleşeceği ve ihale sonuçlarının Resmî Gazete’de yayımlanacağı; “İhale Serbestisi” başlıklı 19. maddesinde, idarenin, ihale işlemlerini 4046 sayılı Kanun çerçevesinde yürüttüğü, ihalenin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’na tâbi olmadığı ve idarenin ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbest olduğunun kurala bağlandığı;
4046 sayılı Kanun’a göre, özelleştirme kapsam ve programına alınan kuruluşların varlıklarının, Kurulca, belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde, satış, kiralama, işletme hakkı devri, mülkiyetin gayri ayni haklarının tesisi ve işin gereğine uygun sair hukuki tasarruflarla gerçek ve/veya özel hukuk tüzel kişilerine devredilmesi yöntemleriyle özelleştirilmelerinin, ekonomide verimlilik artışı, kamu giderlerinde azalma sağlamak ve Hazine’ye ait taşınmazları değerlendirmek suretiyle kamuya gelir elde etme amaçlarıyla yapılabileceği ve bu kapsamda yapılan ihaleler sonucunda ihale komisyonunca verilen nihaî kararları onaylama yetkisini haiz olan Kurulun, hizmetin ifası için yarar gördüğü hâllerde, parasal sınırları ile usul ve esaslarını açıkça belirlemek kaydıyla Kanun’un 3. maddesinin 2. fıkrasının (d) ve (g) bentlerlerine ilişkin konularda Özelleştirme İdaresi Başkanlığına (İdare) yetki verebileceği; ihaleye konu taşınmazlara ait İhale Şartnameleri uyarınca, ihale komisyonu kararlarının İdare veya Kurul tarafından onaylanmasından sonra kesinleşeceğinin anlaşıldığı;
Bu bağlamda, özelleştirme ihalelerinde, Kurul veya İdarenin ihale komisyonunca verilen nihai kararları onaylama/onaylamama konusunda takdir yetkisi bulunduğu, bu yetki kullanılırken hukuken geçerli seçenekler arasından tercihte bulunulması ve işlemin yapılıp yapılmaması noktasında makûl ve meşru sebepler dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği;
Öte yandan, ihaleyi onaylama ya da onaylamayarak iptal etme konusunda tanınan yetkinin, sadece ihale işlemlerinin mevzuata uygunluğunu denetlemeye yönelik olmayıp, aynı zamanda ihale konusu işin özelliklerini, benzer işlere ilişkin diğer ihalelerin sonuçlarını ve ihalede oluşan fiyatın piyasa şartlarına uygun olup olmadığını en iyi bilebilecek durumda bulunması nedeniyle İdarenin (Kurul tarafından yetki verilmesi hâlinde), yerindelik denetimi yaparak idarenin menfaatini koruması amacıyla düzenlendiği;
Bu itibarla, hem hukuka uygunluk ve hem de yerindelik denetimi yapılarak bu konuda alınan idari kararın yargısal denetiminin de özellik gösterdiği; başka bir anlatımla, 4046 sayılı Kanun’da ihale komisyonu kararlarını onaylama zorunluluğu getirilmemesi nedeniyle, idareye tanınan yetkinin onaylamama yönünde kullanılması hâlinde, bu yetkinin kamu yararına kullanıldığının ispatı bakımından, hukuken kesin delil niteliği taşıyan belgelere dayanılması gibi bir zorunluluk bulunmadığı; bu nedenle, ihale iptali işleminin idari davaya konu edilmesi hâlinde, gerek davalı idarenin yapacağı açıklamalar ve sunduğu belgeler ve gerekse re’sen yapılacak araştırma sonucunda elde edilen bulgular işlemde kamu yararına aykırılık bulunmadığını ortaya koyar nitelikte ise idarece somut belge sunulmadığından bahisle ihale iptali işleminin yargı yerince iptal edilmemesi gerektiği;
Bu bağlamda, ihale komisyonu kararlarının Kurul veya İdare tarafından onaylanması aşamasında, idarece takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda kullanılması gerektiğinin açık olduğu, bu yetki kullanılırken hukuken geçerli seçenekler arasından tercihte bulunulması ve ihalenin yapılıp yapılmaması noktasında makûl ve meşru sebepler dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği; ihale işlemleri bakımından takdir yetkisinin denetiminde temel ihale ilkelerinin gözetilmesi ve hukukî güvenirlik, idari istikrar gibi ilkelerin de dikkate alınması gerektiği;
Danıştay Başsavcılığının E:2019/3769 sayılı istem yazısı ile davalı idareden, takdir yetkisinin ihalelerin iptali yönünde kullanılmasının somut gerekçesinin bildirilmesinin; ihaleye konu taşınmazların özelleştirilmesine yönelik satış ihalelerine ilişkin değerleme raporları ile ihale tutanaklarının da yer aldığı ihale işlem dosyalarının gönderilmesinin; davacı tarafından, aynı tarihte gerçekleştirilen ve ihale konusu adada bulunan diğer parsellere yönelik ihalelerin iptal edilmediği iddia edildiğinden, söz konusu taşınmazların özelleştirilmesine yönelik satış ihalelerine ilişkin değerleme raporları ve ihale tutanaklarının da yer aldığı ihale işlem dosyalarının gönderilmesinin; 145 adadaki diğer taşınmazlar ile davaya konu taşınmazların özelliklerini (fiziksel ve yapısal özellikleri, konumu ve çevre özellikleri vb.) içeren bilgi ve belgelerin gönderilmesinin istenildiği; davalı idarenin cevabî yazısında, ihalelerin kamu yararı amacıyla iptal edildiği, … Holding A.Ş.’ye ait İstanbul ili, Çatalca ilçesi, … Mahallesi, … ada …, …, … ve … parsel sayılı taşınmazlar dışında herhangi bir parselin ihale ilanının söz konusu olmadığı, onaylanan herhangi bir komisyon kararı ve satışı yapılan bir taşınmazın da bulunmadığı, ihaleye konu parsellerin “tarla” vasfında olduğu ve üzerinde herhangi bir yapılaşma bulunmadığı, parsellerin yakınında da yapılaşmanın az olduğu ve çevresinde tarım arazilerinin yer aldığı açıklamasına yer verildiği, ihalelere ilişkin değer tespit komisyonu kararları ile ihale komisyonu kararlarının yazı ekinde gönderildiği;
Bu itibarla, uyuşmazlığa konu ihalelerde, sadece davacı tarafından referans alınan değere yakın teklif verildiği, diğer iki istekli tarafından söz konusu değerin çok altında teklif verildiği, idarenin takdir yetkisini kamu yararı ve hizmet gerekleri dışında subjektif ve keyfi amaçlar doğrultusunda kullandığına ilişkin olarak dosya içeriğinde herhangi bir bilgi ve belge de bulunmadığı hususları dikkate alındığında, ihalelerin iptaline ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, ihalenin iptal edilme gerekçesinin ortaya konulmadığı, idarenin takdir yetkisini keyfi kullandığı, benzer başka bir ihale iptaline ilişkin olarak açılan davada Dairece iptal kararı verildiği, ihalede rekabet koşulunun sağlandığı ve taşınmazların değerinin üzerinde ihale edildiği buna rağmen ihalenin iptal edilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 26/10/2020 tarih ve E:2019/3769, K:2020/2777 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 22/02/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.