Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2021/199, Karar No: 2021/2227
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/199 E. , 2021/2227 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/199
Karar No : 2021/2227
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ….. Elektrik Üretim A.Ş.
VEKİLİ : Av. ….
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- ….. Kurumu
VEKİLİ :Av. ….
VEKİLİ :Hukuk Müşaviri …..
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 25/11/2020 tarih ve E:2018/1788, K:2020/3317 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 25/04/2016 tarih ve 29694 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren … tarih ve …. sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının davacı şirketin tesisinin bulunduğu … bölgeye ilişkin kısmının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 25/11/2020 tarih ve E:2018/1788, K:2020/3317 sayılı kararıyla;
Davalı idarelerin usule yönelik itirazı ile davacının bilirkişi incelemesi yaptırılmasına ilişkin talebi yerinde görülmemiş,
Dava dilekçesinin içeriği ve ve ileri sürülen hukuka aykırılık sebeplerinin davacı şirketin tesisinin bulunduğu 5. bölgeye ilişkin olduğu dikkate alındığında, iptal isteminin anılan Kurul kararının 5. bölgeye ilişkin kısmıyla sınırlı olarak incelenmesine karar verildiği;
Elektrik Piyasası Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği’ne 28/03/2015 tarihinde eklenen Geçici 27. maddeyle iletim kayıplarının TEİAŞ tarafından satın alınmasının öngörüldüğü, anılan Yönetmelik değişikliğiyle birlikte iletim kayıplarının sistem kullanım, SBDT’nın sistem işletim tarifesinin bir unsuru olarak öngörüldüğü, iletim sistemi kullanıcılarına tahsis edilen üretim/tüketim kapasite (MW) değerleri esas alınarak 5991 sayılı Kurul kararıyla 01/01/2016 tarihinden itibaren uygulanmaya başlayacak olan TEİAŞ iletim sistemi sistem kullanım ve sistem işletim tarifeleri ile Yöntem Bildiriminin belirlendiği, daha sonra 5991 sayılı Kurul kararına yapılan itirazların değerlendirilmesi neticesinde, üreticiler ve tüketiciler için güç üzerinden sabit ve sisteme verilen veya sistemden çekilen enerji miktarına göre değişken bileşenli olarak 01/05/2016 tarihinden itibaren uygulanmaya başlayacak olan TEİAŞ iletim sistemi sistem kullanım ve sistem işletim tarifeleri ile Yöntem Bildirimi’ne ilişkin 6234 sayılı Kurul kararının tesis edildiği;
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 8. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 17. maddesinin altıncı fıkrasının (b) bendi, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği’nin 4. maddesinin birinci fıkrasının (n), (o) ve (ö) bendleri, 7. maddesi, 16. maddesi, 22. maddesinin birinci fıkrası, İletim Gelirinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ’in 5. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 12. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 14. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarına yer verilerek;
6446 sayılı Kanun’un 1. maddesinde hedeflenen rekabete dayalı elektrik piyasasının kurulması maksadıyla üretim ve tüketim noktaları arasında enerji akışının gerçekleştiği elektrik iletim sistemlerinin, serbest üreticilerin elektrik piyasalarında rekabet edebilmelerine olanak sağlayacak şekilde tasarlanmak zorunda olduğu, iletim sistem kullanım maliyetinin hesaplanma yöntemlerinden biri olan Yatırım Maliyetine Dayalı Fiyatlandırma Yöntemi (YMDFY) yönteminin, iletim sistemi üzerindeki her bir şebeke noktasındaki tüketimin ya da üretimin artması sonucunda iletim sisteminde yapılması gerekecek yatırımların marjinal maliyetlerini dikkate aldığı;
Ülkemizde YMDFY ile iletim sistemi sistem kullanım tarifelerinin 22 bölge bazında ilk kez 2003 yılında hesaplandığı; bu yöntemde, verilen hizmetler, bu hizmetlerin verilmesine ilişkin artan maliyetleri yansıtacak şekilde fiyatlandırıldığında, kullanıcılara etkin ekonomik sinyaller sağlanabildiği; sistem kullanım fiyatlarının, iletim sisteminin farklı yerlerindeki kullanıcıların sistem kullanım miktarlarını marjinal olarak artırmaları ya da azaltmalarının TEİAŞ’ın maliyetlerine olan etkilerini yansıtacak şekilde tasarlandığı;
2015-2017 dördüncü uygulama döneminde, Yönetmelik değişikliğiyle birlikte iletim kayıpları ve SBDT tutarlarının TEİAŞ’ın iletim tarifesinin birer unsuru olarak yer aldığı; her iki kalemin, 14 tarife bölgesinde üreticilere ve tüketicilere tahsis edilen kapasite miktarı üzerinden sabit bileşenli olarak belirlenmişken, dava konusu tarifenin 01/05/2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 21/04/2016 tarih ve 6234 sayılı Kurul kararıyla, tahsis edilen kapasite miktarı üzerinden sabit ve sisteme verilen veya çekilen enerji miktarı uyarınca değişken bileşenli olarak revize edilmesine karar verildiği;
Dairelerinin E:2016/2776 sayılı dosyasında verilen 09/02/2017 tarihli ara kararıyla, davalı EPDK’dan, dava konusu Kurul kararına istinaden yürürlüğe giren TEİAŞ iletim sistemi sistem kullanım ve sistem işletim tarifelerinin belirlenmesine ilişkin tüm kalemlerin (alt başlıklar hâlinde) 5991 sayılı Kurul kararında yer alan iletim tarifesinin hesaplanmasında dikkate alınan kalemlerle karşılaştırma yapılmak suretiyle tablo şeklinde ayrıntılı olarak, 5991 sayılı Kurul kararında iletim tarifesi kurulu güç (sisteme verilen güç) üzerinden hesaplanmaktayken anılan tarifenin revize edilmesinin ve dava konusu Kurul kararıyla kurulu güç (sisteme verilen güç) ve üretim/tüketim (MW başına) miktarı üzerinden iletim tarifesinin hesaplanmasının gerekçelerinin açıklanılmasının istenildiği, ara kararına istinaden alınan cevabi yazıda, TEİAŞ’ın 2016 yılına ilişkin toplam gelir tavanının 5 milyar 528 milyon TL olduğu, iletim kayıplarının ve SBDT’nın 2016 yılı gelir tavanına eklendiği, her iki kalem için ayrı ayrı 1 milyar 200 milyon TL öngörüldüğünün belirtildiği;
Öte yandan, aynı ara kararıyla, davalı TEİAŞ’tan, İletim Gelirinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ’in 5. maddesinde düzenlenen iletim sistem kullanım faaliyetinin yürütülebilmesi için gerekli olan maliyet kalemlerinden dava konusu tarife kapsamında dikkate alınan unsurlar (alt başlıklar hâlinde) 5991 sayılı Kurul kararı ile karşılaştırma yapılmak suretiyle tablo şeklinde ayrıntılı olarak istenildiği;
TEİAŞ tarafından ara kararına cevap yazısında, iletim tarifesinin artış göstermesinin, bu tarifeler belirlenirken temel alınan gelir tavanlarının artmasından kaynaklandığı, iletim kayıpları için öngörülen 1 milyar 200 milyon TL’ye karşılık 983 milyon 26 bin TL, SBDT için öngörülen 1 milyar 200 milyon TL’ye karşılık ise 1 milyar 409 milyon TL harcama yapıldığı, sistem kullanım ve sistem işletim gelir tavanının işletme giderleri ile yatırım harcamalarının yanı sıra 2016 yılından itibaren iletim kayıplarının satın alınması ve Yönetmelik ve diğer ilgili mevzuat kapsamında yürütülen faaliyetler sonucu doğan giderleri de kapsadığı, iletim tarifesinin iletim sistemi kullanıcılarına emre amade tutulan kapasite esas alınarak hazırlandığının belirtildiği;
Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği’nde hangi maliyet kalemlerinin sabit veya değişken bileşen olduğu belirtilmediği gibi, fiyatların güç seviyesi dikkate alınarak da düzenlenebileceğinin anlaşıldığı; kaldı ki, tarifede yer alan veya alacak maliyet unsurlarının yapısının zaman içerisinde değişkenlik göstermesinin böyle bir belirlemenin zorluğunu ortaya koyduğu;
Dava konusu Kurul kararıyla sistem kullanım ve işletim tarifelerinin güç üzerinden sabit ve sisteme verilen veya çekilen enerji miktarına göre değişken bileşenli olarak tespit edildiği, üretilen ve/veya tüketilen enerji miktarı da kullanılmak suretiyle Mwh başına hesaplandığı, sistem kullanım tarifesinin, %50 sabit, %50 değişken bileşenden, sistem işletim tarifesinin de %100 değişken bileşenden oluştuğunun anlaşıldığı;
Bu itibarla, 6446 sayılı Kanun’un amacı ile iletim kayıpları ve SBDT’nın kapasite miktarı üzerinden tüm piyasa katılımcılarına yansıtılması arasındaki mâkul dengenin kurulmaya çalışıldığı anlaşıldığından, dava konusu Kurul kararının davacı şirketin tesisinin bulunduğu 5. bölgeye ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; davalı idarenin geçmiş yıllara ait tarifelerin güncellenmesi konusunda sahip olduğu yetki aşılarak yeni bir metodoloji geliştirilmek suretiyle yeni bir tarife yapıldığı, TEİAŞ’a mevzuatla getirilen yükümlülüğün tarifeyle başkalarına yansıtılmasının ve önceki hukuki ilişkileri kapsayacak şekilde uygulamaya konulmasının hukuka aykırı olduğu, idarece takdir yetkisinin keyfi bir biçimde kullanıldığı, görüş ve önerileri alınmaksızın hazırlanan tarifenin şekil ve konu unsurları yönünden hukuka aykırı olduğu ve bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın verilen kararın yerinde olmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idarelerden Türkiye Elektrik İletim A.Ş. Genel Müdürlüğü tarafından, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından ise savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 25/11/2020 tarih ve E:2018/1788, K:2020/3317 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kullanılmayan ….. TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. 04/11/2021 tarihinde, oyçokluğu ile kesin olarak karar verildi.
KARŞI OY
X- Dava dilekçesinde, davacı şirketin faaliyette bulunduğu tarife bölgesine ilişkin iletim tarifesinin ve bu tarifenin onaylanmasına ilişkin 21/04/2016 tarih ve 6234 sayılı Kurul kararının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari davaların açılması” başlıklı 3. maddesinin 2/b bendinde; dava dilekçelerinde davanın konusunun gösterileceği hükmüne yer verilmiş, Kanun’un 3/g bendinde; dava dilekçelerinin 3 ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönünden de inceleneceği belirtilmiş; 15. maddesinin1/d bendine ise; “3/g bendinde yazılı halde otuzgün içinde 3 ve 5 inci maddelere uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak (…) üzere dilekçelerin reddine karar verileceği” hükme bağlanmıştır.
Dava dilekçesinin “Dava Konusu” ve “Sonuç ve İstem” bölümlerinde Kurul kararının tarih ve sayısına yer verilerek iptal isteminde bulunulmuştur. Dava dilekçesinde yer alan dava açma iradesinin en somut biçimde ortaya konulduğu bu kısımlarda, Kurul kararının herhangi bir maddesi ya da bölümü/kısmı belirtilmek suretiyle sınırlandırma yapılmamıştır.
Dairece yapılan incelemede; dava dilekçesi içeriğinde yer verilen iddiaların, Kurul kararının belli bir kısmına veya bölümüne ilişkin olduğu kanaatine varılması halinde, dilekçe bütünlüğü içerisinde davanın konusunun (“Dava Konusu”, “Sonuç ve İstem” ile “Açıklamalar” bölümündeki taleplerin uyumsuz olması nedeniyle) tutarlı bir biçimde ortaya konulmamış olduğunun değerlendirilmesi ve bu bağlamda, davacının talebini açık, somut ve her türlü kuşkudan uzak bir biçimde ortaya koyabilmesine imkan sağlamak üzere, yukarıda metnine yer verilen usul hükümleri uyarınca dilekçenin reddine karar verilmesi gerekirdi.
Dairece, davacının iddiaları dikkate alınmak suretiyle dava konusu Kurul kararının davacı şirketin tesisinin bulunduğu 5. bölgeye ilişkin kısmı ile sınırlı olarak inceleme yapıldığı belirtilmek suretiyle davanın, dava konusu edilen Kurul kararının bir kısmına hasren incelenmesi yukarıda değinilen usul kuralları uyarınca mümkün değildir. Böyle bir nitelendirme, dava dilekçesinde yer verilen dava açma iradesinin yöneldiği olgular bakımından davacının iradesine müdahale etme veya davacının talebini dolayısıyla davanın konusunu sınırlandırma sonucunu dahi doğurabilir.
Bu durumda, anılan Kurul kararının iptali istenilen ve hüküm kurulmayan kısımları yönünden inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerektiğinden, temyize konu kararın, iptali istenilen ve hüküm kurulmayan Kurul kararı düzenlemeleri yönünden bozulması gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz.