Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2021/1776, Karar No: 2021/3225
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/1776 E. , 2021/3225 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/1776
Karar No : 2021/3225
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 24/11/2020 tarih ve E:2016/57779, K:2020/5375 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 24/08/2016 tarih ve 2016/426 sayılı kararı ile bu karara karşı yaptığı yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin aynı Kurulun 29/11/2016 tarih ve 2016/434 sayılı kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 24/11/2020 tarih ve E:2016/57779, K:2020/5375 sayılı kararıyla;
Davacının, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 3. maddesi ile ilgili Anayasa’ya aykırılık iddiası ciddi görülmediğinden işin esasına geçilerek; “Maddi Olay ve Hukuki Süreç” ile “İlgili Mevzuat”a yer verilmiş; “Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç”, “FETÖ’ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler”, “Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü”, “Dava Konusu Edilen Kararların Hukuki Niteliği” başlıkları altında genel; “Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi” başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda …. Ağır Ceza Mahkemesinin …. tarih ve E:…, K:.. sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 8 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun … Bölge Adliye Mahkemesi …. Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla reddedildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
ByLock delili yönünden, davacının yargılandığı …. Ağır Ceza Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında, davacının, eşi … adına kayıtlı olan ancak kendi kullanımında bulunan 0506…..56 numaralı GSM hattı ile 26/08/2014-02/11/2014 tarihleri arasında ByLock programına tahsis olunan …. ve … nolu IP adreslerine toplam 111 kez bağlantı kurduğunun tespit edildiği; davacının eşi T.A. hakkında düzenlenen “ByLock Tespit Tutanağı”nın incelenmesinden, davacı tarafından 0506…..56 GSM numarasından, … IMEI numaralı cihazla ByLock uygulamasının yüklendiğinin anlaşıldığı,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, örgüt toplantılarına katıldığına, örgüt adına himmet topladığına, hâkim adaylığı döneminde örgütün staj evlerinde kaldığına ve diğer hususlara yönelik ifadelerin değerlendirilmesi sonucunda, davacının FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
YARSAV üyeliği yönünden, davacının YARSAV üyeliğinin FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğunun değerlendirildiği,
Hâkim/Savcı Adaylığı Döneminde Adalet Akademisi Yıllık (Albüm) Kurulu Üyeliği yönünden, davacının örgütün yargıda etkin olduğu dönemde Adalet Akademisinde Yıllık (Albüm) Kurulu üyeliği yapmasının FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğunun değerlendirildiği,
Diğer hususlar yönünden, davacı tarafından uluslararası bir sivil toplum kuruluşundan organize bir şekilde maddi yardım talebinde bulunulmasının, davacının FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu sonucuna varıldığı belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, davaya konu işlem ile görülen davanın aşamalarında, adil yargılanma ilkesi, hâkimlik teminatı, kanunilik ilkesi, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi, kanunların geriye yürümezliği ilkesi, çekişmeli yargılamaya tabi tutulma ilkesi, masumiyet karinesi, etkili başvuru hakkı, özel hayata ve aile hayatına saygı ve ayrımcılık yasağı ilkeleri vb. birçok temel hakkının ihlal edildiği; yargılamanın duruşmalı olarak görülmesini talep etmesine rağmen duruşma gününün tarafına bildirilmeksizin usule aykırı bir biçimde yokluğunda temyize konu kararın verildiği; aleyhe delil olarak gösterilen ve karar metnine de aktarılan hususların soyut nitelikte olduğu, şüpheden uzak ve somut delil bulunmadığı; hakkında soruşturma yapılmadan ve savunması alınmadan işlemin tesis edildiği, işlemden sonra ve yargılama aşamasında bir takım belgelerin sunulmasının bu ihlali ortadan kaldırmayacağı; irtibat ve iltisak gibi sonradan ortaya konulan müphem kavramlar ile hukuka uygun ve somut bir değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı; Yargıtay kararları ışığında ByLock delilinin aleyhine delil olarak kullanılamayacağı, bu program ile ilgili dosyada sunulu verilerin usul ve yasaya aykırı olduğu, bunların ByLock kullanıcısı olduğunu göstermediği; ağır depresyon hastası olan ve sürekli depresyon ilaçları kullandığını ifade eden H.S.’nin verdiği ifadelerin doğru olmadığı, kurgularla oluşturulduğu ve bu beyanlara itibar edilmesinin mümkün olmadığı; ifadelerinden hâkimlik mesleğinin onur ve vakarına yakışmayacak tutum ve davranışlarda bulunduğundan sözlerine itibar edilemeyecek E.B.’nin beyanlarına itibar edilemeyeceği, şüpheli-tanık konumunda bulunan kişilerin bağımsız tanıklar gibi itibar edilebilir olmadığı, verdiği ifadelerin soyut olduğu; A.Ç.’nin beyanlarının gerçeği yansıtmadığı, soyut ifadeleri olduğu, iddialarına itibar edilemeyeceği; temyize konu kararda Ö.F.K.’nın lehine olan tanıklığından bahsedilmediği; tanıklar yönünden maddi gerçeklik araştırılmadan, lehe hususlar dikkate alınmadan verilen kararın hukuka aykırı olduğu; YARSAV üyeliğinin iltisak ve irtibata yönelik destekleyici bir husus olarak değerlendirilmesinin hukuka aykırı olduğu, örgütlenme özgürlüğünün ihlali olduğu; YARSAV’a meslektaşların menfaatini savunabileceği, özlük haklarının geliştirilmesi konusunda katkı sağlayabileceği ümidiyle üye olduğu, bir defa üyelik aidatını ödediği, süreçte aidatını ödemediğinden kendiliğinden üyeliğinin sonlandığını düşündüğü, bu delilin aleyhine kullanılmasının mümkün olmadığı; yıllık kurulu üyeliğinin de aleyhine değerlendirilmesinin hukuka aykırı olduğu, meslektaşlarının ısrarı ile bu kurul üyeliğine katıldığı; YARSAV’a ve yıllık kuruluna üye olan kişilerden kaçının ihraç edildiğinin, kaçının mesleğe devam ettiğinin, hangi objektif kıstasa göre bu uygulamanın yapıldığının, aleyhe delil ise mesleğe devam edenler hakkında soruşturma açılıp açılmadığının, açılmadı ise nedeninin araştırılmasının gerektiği; Avrupa Yargıçlar Birliği yardımının ihraç kararının verildiği tarihten yaklaşık 8 ay sonra gerçekleştiği, Daire kararında bahsedildiği üzere geçmişe ilişkin bir olay ve olgu olmadığı; açık kaynaklara göre, AİHM tarafından en son verilen kararlarda, başta ByLock olmak üzere aleyhe gösterilen deliller ile ilgili kapsamlı sorular sorulduğu, AİHM tarafından sorulan ve davanın seyrini etkileyecek olan soruların ve varsa verilen cevapların dosyaya getirtilerek değerlendirilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan, davacı tarafından duruşma gününün tarafına bildirilmediği ileri sürülmüşse de, dava dosyasının ve UYAP kayıtlarının tetkikinden, Dairece 20/10/2020 tarihinde Danıştay Savcısı düşüncesinin de tebliğe çıkarıldığı tebligat mazbatasında, duruşma gün ve saatinin (24/11/2020 – 09.30) gösterilmiş olduğu ve tebligatın 06/11/2020 tarihinde, davacının Mernis’e kayıtlı adresine, mazbataya “muhatabın dışarıda olduğu” kaydı düşülerek, kayınbabası …’ın imzasına usulüne uygun olarak yapıldığı görüldüğünden bu iddiaya itibar edilmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 24/11/2020 tarih ve E:2016/57779, K:2020/5375 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
4. Kesin olarak, 22/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.