Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2021/1379, Karar No: 2021/1820

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/1379 E. , 2021/1820 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/1379
Karar No : 2021/1820

TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1-….
2-… Bakanlığı
VEKİLLERİ: I. Huk. Müş. Yrd. ….
3- …. Müdürlüğü
VEKİLİ: Av. ….
KARŞI TARAF (DAVACI) : …..

İSTEMİN_KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 13/02/2020 tarih ve E:2016/22011, K:2020/678 sayılı kararının, iptale ilişkin kısmınn temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: (A) grubu komiser rütbesinde görev yapan davacı tarafından, 25-29 Haziran 2015 tarihleri arasında (A) grubu komiserlere yönelik yapılan rütbe terfi sözlü sınavlarının ve sözlü sınav sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlem ile bu işlemlerin dayanağı olan, 10/05/2015 tarih ve 29351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 28. maddesinin 2. ve 3. fıkraları ile 29. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde yer alan ”… sözlü sınavda en az elli puan almış olmak kaydıyla, …” ibaresinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 13/02/2020 tarih ve E:2016/22011, K:2020/678 sayılı kararıyla;
Yönetmeliğin 28. maddesinin 3. fıkrası yönünden;
Dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan Kanun hükmünde ve Yönetmeliğin 28. maddesinin başlığında “sözlü sınav” ifadesine yer verildiği halde, anılan Yönetmelik maddesinin içeriğinde “mülakat” a ilişkin esas ve usullerin düzenleme altına alındığı,
Davranış ve düşüncelere ilişkin bilgi edinme amacıyla bir kişiyle yapılan sorulu cevaplı görüşme olan mülakatın, kamu görevlerine girişte yapılan yazılı sınavı tamamlayıcı nitelikte olup, yazılı sınavla bilgisi ölçülen kişilerin, mesleğe uygun tavır ve davranışlara, yeteneğe ve kültürel birikime sahip olup olmadığını belirlemek amacıyla yapıldığı,
Sözlü sınavın ise, amacı bakımından yazılı sınava benzemekte olup, bilgi ölçme amacıyla yapıldığı, ancak, sözlü sınava ilişkin benzer düzenlemelere yer veren bazı yasa ve yönetmeliklerde sözlü sınava tabi tutulacak adayların bilgi yanında mesleki ehliyete yönelik diğer özel niteliklere de sahip olunup olunmadığı yönünden değerlendirmeye tabi tutulacağına ilişkin düzenlemelere yer verildiği, dolayısıyla yazılı sınavın tamamlayıcısı olan sözlü sınavın ölçme ve değerlendirme bakımından mülakatı da kapsadığı sonucuna ulaşıldığı,
Bu durumda, dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan Kanun hükmünde açıkça “sözlü sınav” şeklinde yapılan düzenlemeye uygun olarak Yönetmeliğin 28. maddesinin başlığında da “sözlü sınav” ibaresine yer verildiği halde, madde içeriğinde sadece mülakata yönelik değerlendirmelere yer verildiği, buna karşın, sözlü sınavın amacı olan bilgi ölçmeye yönelik hususlara yer verilmediğinden, anılan maddenin 3. fıkrasında eksik düzenleme nedeniyle hukuka uyarlık bulunmadığı,
Davacının katıldığı sözlü sınav sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlem yönünden;
10/05/2015 tarih ve 29351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin dava konusu bireysel işlemin dayanağı hükümlerinden olan 28. maddesinin sözlü sınavın içeriğine ilişkin 3. fıkrasının yukarıda yer verilen gerekçelerle, ayrıca, 28. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Yazılı sınava giren adaylar” ibaresinin Dairelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla iptal edilmiş olması nedeniyle, söz konusu sınavda puanların belirlenmesinde dayanak Kanun hükmünde öngörüldüğü şekilde ölçme ve değerlendirme esaslarına uygun bir değerlendirme yapıldığından söz edilmesine hukuken imkan bulunmadığından, davacının sözlü sınav sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlemde de hukuka uyarlık bulunmadığı,
Öte yandan, bu kararın, davacının sözlü sınavında başarılı olduğu yolunda bir sonuç doğurmayacağı, dava konusu başarısız sayılma işleminin dayanağı olan ve hukuka aykırılığı tespit edilen Yönetmelik hükümlerinin düzenlediği hususlarda yapılacak yeni düzenlemelerle belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde yeniden yapılacak sözlü sınav sonucunda ortaya çıkacak olan değerlendirme ve puana göre işlem tesis edilmesine yönelik olduğu,
25-29/06/2015 tarihleri arasında (A) grubu komiserlere yönelik yapılan rütbe terfi sözlü sınavları yönünden;
Dava konusu sözlü sınavların dayanağı olan Yönetmelik hükümlerinin yukarıda belirtilen gerekçelerle hukuka aykırılığı tespit edildiğinden, söz konusu hukuka aykırı düzenlemeler dayanak alınarak tesis edilen ve 25-29/06/2015 tarihleri arasında (A) grubu komiserlere yönelik yapılan rütbe terfi sözlü sınavlarında da hukuka uyarlık bulunmadığı,
Diğer yandan, Kanun’un verdiği yetkiye uygun olarak düzenlenen Yönetmeliğin dava konusu edilen diğer hükümlerinde, üst normlara ve hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçeleriyle,
Dava konusu Yönetmeliğin 28. maddesinin 3. fıkrası ile 25-29/06/2015 tarihleri arasında (A) grubu komiserlere yönelik yapılan rütbe terfi sözlü sınavlarının ve davacının katıldığı sözlü sınav sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin iptaline, dava konusu edilen diğer kısımlar yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idareler tarafından, iptali istenen idari işlemin ve dayanağı Yönetmelik hükümlerinin Anayasa ve kanunlara uygun olduğu, bahse konu Yönetmelik’te, dayanağı 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun amir hükümleri uyarınca rütbe terfiinde yazılı ve sözlü sınavlarda başarılı olunması şartının arandığı, sözlü sınavında başarı barajının aday lehine düşük tutulduğu, elli puan alma şartı konulmasının kamu yararı ve hizmet gereği olduğu, sözlü sınavın, adaylara önceden bastırılan sorular arasından soru kartı çektirilmek suretiyle icra edildiği, bu yönüyle farklı komisyonlar tarafından farklı değerlendirme yapıldığı iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğu, adayların değerlendirme kriterlerinin Yönetmelik’te açıkça ortaya konulduğu, dolayısıyla, dava konusu Yönetmelik hükümleri ile bu hükümlere dayanılarak tesis edilen idari işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek, Daire kararının iptale ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ….’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının temyize konu kısmının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı idarelerin yürütmenin durdurulması istemleri hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
Başkan … ile Üyeler … ve ….’nun, (A) grubu komiser rütbesinde görev yapan davacının, hukuki durumunda değişiklik meydana getirerek menfaatini etkilemesi nedeniyle rütbe terfi sözlü sınavında başarısız sayılmasına ilişkin işleme karşı dava açma ehliyeti bulunmakta ise de, bulunduğu rütbede yapılan tüm sözlü sınavların iptalini istemekte meşru ve güncel bir menfaatinin bulunmadığı anlaşıldığından, bu istemine ilişkin olarak davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği yolundaki oyuna karşılık, davacının, menfaatinin etkilendiği, kaldı ki, bulunduğu rütbede gerçekleştirilen tüm rütbe terfi sözlü sınavlarının bireysel olarak hukuka aykırılığı nedeniyle değil, dayanağı düzenleyici işlemin hukuka aykırılığı iddiasıyla dava konusu edilmiş olması nedeniyle, Yönetmeliğe dayalı yapılan tüm sözlü sınavların iptali istemine ilişkin olarak dava açmakta ehliyetinin bulunduğu sonucuna varılarak uyuşmazlığın esasına geçildi:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın iptale ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan, davacının katılmış olduğu rütbe terfi sözlü sınavının dayanağı hükümlerinden olan dava konusu Yönetmeliğin 28. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Yazılı sınava giren adaylar” ibaresinin iptali yolunda verilen Danıştay Beşinci Dairesinin 20/06/2018 tarih ve E:2016/24760, K:2018/15074 sayılı kararı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 25/11/2020 tarih ve E:2019/179, K:2020/2522 sayılı kararı ile kesin olarak onanmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarelerin temyiz istemlerinin reddine,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen davanın reddine, kısmen iptale yönelik Danıştay Beşinci Dairesinin 13/02/2020 tarih ve E:2016/22011, K:2020/678 sayılı kararının temyize konu iptale ilişkin kısmının ONANMASINA,
4. Kesin olarak, 13/10/2021 tarihinde Yönetmeliğin 28/3. maddesi yönünden oyçokluğu, diğer kısımlar yönünden oybirliği ile karar verildi.

KARŞI OY

X-Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; sözlü sınavın içeriğini ve değerlendirme usulünü düzenleyen dava konusu Yönetmeliğin 28. maddesinin 3. fıkrasının, dayanağı olan 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 55. maddesinin 11. fıkrasının (c) bendinde belirtilen sözlü sınavda başarılı olunması şartına uygun olduğu, öte yandan, anılan Kanun maddesinin 18. fıkrasında rütbe terfileri ile sınavlara ilişkin usul ve esasların yönetmelikle düzenleneceğinin kurala bağlandığı, bu çerçevede, idarece, sahip olunan takdir yetkisi kapsamında emniyet hizmetleri sınıfı mensuplarının yerine getirdikleri hizmetin niteliği de dikkate alınarak, Yönetmeliğin 29. maddesinin 1. fıkrasında başarı puanının, yazılı ve sözlü sınavlardan alınan puanların aritmetik ortalaması ile belirleneceği hükmüne uygun, objektif kriterlere yer verildiği görülmüş olup, kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda getirildiği anlaşılan söz konusu düzenlemede, hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığından, davalı idarelerin temyiz istemlerinin kısmen kabulü ile Daire kararının dava konusu Yönetmeliğin 28. maddesinin 3. fıkrasına yönelik iptale ilişkin kısmının bozulması gerektiği oyuyla, karara bu kısım yönünden katılmıyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir