Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2021/1160, Karar No: 2021/2060

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/1160 E. , 2021/2060 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/1160
Karar No : 2021/2060

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
UETS Kodu: …
VEKİLİ : … Avukatı …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay İkinci Dairesinin 30/12/2020 tarih ve E:2020/435, K:2020/3807 sayılı kararının, davalı idare tarafından kabule yönelik kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Vergi müfettiş yardımcısı olarak görev yapan davacı tarafından; “vergi müfettişi” kadrosuna atanması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin; 31/10/2011 tarih ve 28101 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Vergi Denetim Kurulu Yönetmeliği’nin “Atanma” başlıklı 34. maddesinin iptali ile vergi müfettişliği kadrosuna atanmaya hak kazandığını ileri sürdüğü tarihten itibaren yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte tarafına ödenmesine hükmedilmesi istenilmiştir.

Daire kararının özeti: Danıştay İkinci Dairesinin 30/12/2020 tarih ve E:2020/435, K:2020/3807 sayılı kararıyla;
31/10/2011 tarih ve 28101 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Vergi Denetim Kurulu Yönetmeliği’nin dava konusu “Atanma” başlıklı 34. maddesinin iptal istemi yönünden;
Uyuşmazlığın, 34. maddenin 1. fıkrasında yer alan; “Yeterlik sınavında başarı gösterenler vergi müfettişi olarak atanırlar.” düzenlemesine hasren incelendiği,
Dava konusu Yönetmelik’in hukuki denetiminde esas alınacak dayanak norm olarak kabul edilen 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin -dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan haliyle- Ek 32. maddesinin üçüncü fıkrasında; ” … Yeterlik sınavında başarılı olanlar Vergi Müfettişi olarak atanırlar. ..” hükmünün yer aldığı,
Bir hiyerarşik normlar sistemi olan hukuk düzeninde, alt düzeydeki normların, yürürlüklerini üst düzeydeki normlardan aldığı,
Yönetmeliğin dava konusu edilen düzenlemesinin, dayanağı olan Kanun Hükmünde Kararname’de yer verilen hükümlerle aynı nitelikte olduğu; kendisinden daha üst konumda bulunan ve dayanağını oluşturan norma aykırı veya bunu değiştirici, daraltıcı nitelikte bir hüküm getirmediği; idarenin, mevzuat yapma konusunda sahip olduğu takdir yetkisini, kamu yararı ve hizmet gereklerini gözeterek üst hukuk normlarına aykırı olmayacak şekilde kullandığı, dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı,
Davacının, “vergi müfettişi” kadrosuna atanması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile yoksun kalınan parasal haklarının ödenmesi istemi yönünden;
Vergi müfettiş yardımcılığı giriş sınavında başarılı olarak anılan kadroya ataması yapılan vergi müfettiş yardımcılarının, fiilen üç yıl çalışmaları ve yardımcılık döneminde performans değerlendirmesine göre başarılı olmaları kaydıyla, yeterlik sınavına katılmaya hak kazanacakları,
Yazılı ve sözlü kısımlardan oluşan yeterlik sınavına tabi tutulan vergi müfettiş yardımcılarının, bu sınavda başarı göstermeleri durumunda, müfettişlik kadrolarına atamalarının öngörülmüş olduğu dikkate alındığında; yeterlik sınavında başarılı olan davacının, vergi müfettişiliğine atanma hususunda haklı beklenti içerisine girdiği; ancak, aradan geçen zamana rağmen müfettişlik kadrosuna atanmadığı,
Bu durumda, hem bireylerin tüm eylem ve işlemlerde devlete güven duyabilmesi ilkesini ifade eden hukuki güvenlik ilkesine; hem de idarenin yaptığı iş ve eylemlerde makul süre içerisinde hareket ederek bireylerin mağduriyetini engelleme işlevi olan hukuki belirlilik ilkesine aykırı olacak şekilde; aradan uzun bir süre geçmesine karşın davacının vergi müfettişi olarak atanmadığının anlaşılması karşısında, vergi müfettiş yardımcısı olarak görev yapan davacının “vergi müfettişi” kadrosuna atanması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı,
Ancak, davacının, yargılama devam ederken 29/02/2020 tarih ve 31054 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 28/02/2020 tarih ve 2020/78 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile vergi müfettişi kadrosuna atamasının yapıldığının anlaşıldığı, davacının atamasının yapılması isteminin reddine ilişkin işlem yönünden davanın konusuz kalması nedeniyle bu kısım hakkında karar verilmesine yer bulunmadığı,
Bununla birlikte, dava konusu bireysel işlemin hukuka aykırı olduğunun tespit edilmiş olması karşısında, Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında öngörülen “İdare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” kuralı uyarınca; anılan işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerektiği,
Öte yandan, davacının vergi müfettişliğine atanması için davalı idareye başvurduğu ve böylece dava konusu işlemin tesisine yol açtığı tarihin, vergi müfettişi kadrosuna ilişkin parasal hak kayıplarının ve buna ilişkin faizin hesaplanmasına da başlangıç teşkil edeceği,
Bu itibarla, davacının, dava konusu işlem nedeniyle oluşan parasal kayıplarının idareye başvuru tarihi olan 02/09/2019 tarihinden itibaren ve yine bu tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi; buna karşılık, başvuru tarihinden öncesine yönelik parasal hak talebinin ise reddi gerektiği gerekçesiyle,
Düzenleyici işlemin iptali istemi yönünden davanın reddine, davacının, “vergi müfettişi” kadrosuna atanması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlem hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dava konusu işlem nedeniyle davacının mahrum kaldığı parasal haklarının davalı idareye başvuru tarihi olan 02/09/2019 tarihinden itibaren ve yine bu tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, istemin başvuru tarihinden öncesine yönelik kısmının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının vergi müfettişi kadro unvanına atamasının yapılamadığı, yani kadro ile bağ kurulamadığı döneme ilişkin olarak, uhdesinde bulunmayan ve dolayısıyla fiilen çalışmadığı kadronun haklarından yararlanmasının, mali haklarının karşılanmasının hukuken mümkün bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının temyize konu kabule yönelik kısmının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın kabule yönelik kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Düzenleyici işlemin iptali istemi yönünden davanın reddine, davacının, “vergi müfettişi” kadrosuna atanması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlem hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dava konusu işlem nedeniyle davacının mahrum kaldığı parasal haklarının davalı idareye başvuru tarihi olan 02/09/2019 tarihinden itibaren ve yine bu tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, istemin başvuru tarihinden öncesine yönelik kısmının reddine ilişkin Danıştay İkinci Dairesinin 30/12/2020 tarih ve E:2020/435, K:2020/3807 sayılı kararının temyize konu kabule yönelik kısmının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 27/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir