Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2020/3391, Karar No: 2021/466

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2020/3391 E. , 2021/466 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
    Esas No : 2020/3391
    Karar No : 2021/466

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
    VEKİLİ : Av. …
    DİĞER DAVALI : …
    VEKİLİ : …
    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onikinci Dairesinin 24/09/2019 tarih ve E:2018/8184, K:2019/6601 sayılı kararının iptal ve kabule ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Dışişleri Bakanlığında bilgisayar işletmeni olarak görev yapan davacı tarafından 06/10/2006 tarihinden itibaren Hannover Başkonsolosluğunda görevlendirilmesi nedeniyle kendisine ödenmeyen sürekli görev yolluğunun, eşya nakil giderlerinin ve diğer parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle 20/12/2011 tarihinde yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ve bu işlemler nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının 06/10/2006 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi ile dava konusu işlemin dayanağı olan 06/06/1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulan, Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar’ın 24/04/2007 tarih ve 2007/12061 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla değişik 4. maddesinde yer alan; “Sözleşmeli personele geçici görev yolluğu dışında harcırah ödenemez.” ibaresinin iptali istenilmiştir.
    Daire kararının özeti: Danıştay Onikinci Dairesinin 24/09/2019 tarih ve E:2018/8184, K:2019/6601 sayılı kararıyla;
    Dava, düzenleyici işlem yönünden incelendiğinde;
    06/06/1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulan Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar’ın 24/04/2007 tarih ve 2007/12061 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla değişik 4. maddesinde yer alan; “Sözleşmeli personele geçici görev yolluğu dışında harcırah ödenemez.” düzenlemesi, Danıştay İkinci Dairesinin 26/12/2013 tarih ve E:2009/140, K:2013/12270 sayılı kararıyla iptal edildiğinden, davacı tarafından iptali istenilen dava konusu düzenleme hakkında ayrıca karar verilmesine gerek bulunmadığı,
    Dava, bireysel işlemin iptali ile yoksun kalınan parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemi yönünden incelendiğinde;
    Dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; Dışişleri Bakanlığında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/A maddesi uyarınca memur olarak görev yapmakta iken, 06/10/2006 ila 10/10/2006 tarihleri arasında Hannover Başkonsolosluğunda geçici olarak beş gün süreyle görevlendirilen davacıya 11/10/2006 tarihinde hizmet sözleşmesi imzalatılarak, 657 sayılı Kanun’un 4/B maddesi kapsamında sözleşmeli statüye geçirilip 30/11/2011 tarihine kadar Hannover Almanya Başkonsolosluğunda 4/B’li sözleşmeli personel olarak çalışmaya devam ettiği, Dışişleri Bakanlığı İnsan Kaynakları Daire Başkanlığının 03/05/2011 tarihli oluru ile açıktan atama iznine istinaden Genel İdare Hizmetleri sınıfında 3. dereceli bilgisayar işletmeni olarak 01/12/2011 tarihinden itibaren Dışişleri Bakanlığı merkez teşkilatına atandığı,
    Davacının Hannover Başkonsolosluğunda 06/10/2006 tarihinde geçici olarak görevlendirilmesinin hemen sonrasında 11/10/2006 tarihinde 4/B’li sözleşmeli statüye geçirilerek 30/11/2011 tarihine kadar yurt dışında görevine devam ettirildiği dikkate alındığında, Hannover Başkonsolosluğunda beş günlük geçici görevlendirilmesinin sürekli hale geldiği,
    Bu durumda, dava konusu bireysel işlemin dayanağı olan düzenlemenin de hukuka aykırılığı yargı kararıyla tespit edildiği dikkate alındığında, söz konusu düzenlemeye dayalı olarak tesis edilen işlemde hukuka uygunluk bulunmadığından, mükerrer ödemeye yol açmayacak şekilde davacının hak ettiği harcırahın idareye başvuru tarihi olan 20/12/2011 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesi, bu tarihten önceki faiz isteminin ise reddi gerektiği sonucuna varılarak,
    Davanın, 06/06/1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulan Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar’ın 4. maddesinde yer alan, “Sözleşmeli personele geçici görev yolluğu dışında harcırah ödenemez.” düzenlemesinin iptali istemine ilişkin kısmı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının, tarafına yolluk ödenmesi için yaptığı başvurunun reddine ilişkin Dışişleri Bakanlığının 23/12/2011 tarihli işleminin iptaline, 06/10/2006 tarihinden itibaren Hannover Başkonsolosluğunda görevlendirme işlemi nedeniyle hakettiği yolluğun idareye başvuru tarihi olan 20/12/2011 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı idarelerden Dışişleri Bakanlığınca davacıya ödenmesine, 20/12/2011 tarihinden önceki fazlaya ilişkin faiz istemi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idarelerden Dışişleri Bakanlığı tarafından, Davacının, 2006 yılındaki yurt dışı görevlendirmesi ve sözleşmeli personel olarak atanmasından dolayı kendisine ödenmesini talep ettiği sürekli görev yolluğu ve diğer mali hakları için 2577 sayılı Kanun’da öngörülen 60 günlük dava açma süresi geçirildikten sonra 2011 yılında idarelerine başvurduğu, bu nedenle, davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği, öte yandan, davacının yurt dışı teşkilatında görevlendirilmesi ile merkez teşkilatında görevlendirilmesi işlemlerinin harcırah mevzuatı yönünden aynı hükümlere tabi olduğu, 6245 sayılı Harcırah Kanunu gereğince sözleşmeli personele herhangi bir şekilde harcırah ödenmesinin mümkün bulunmadığı, yurt dışında Türk uyruklu sözleşmeli olarak görevlendirilen kişilerin özlük haklarının 06/06/1978 tarihli ve Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esasları düzenleyen Bakanlar Kurulu kararı gereğince “tip hizmet sözleşmesi” ile belirlendiği, sözleşmede; sözleşmeli çalışacak personele ücret dışında herhangi bir ödeme yapılamayacağı yönünde düzenleme bulunduğu, bu nedenle, davacının taleplerinin hukuka uygun olmadığı ve temyize konu Daire kararının iptal ve kabule ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Danıştay Onikinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının temyize konu kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Davacı, Dışişleri Bakanlığında bilgisayar işletmeni olarak 657 sayılı Kanun’un 4/A maddesi uyarınca memur statüsünde görev yapmakta iken, 06/10/2006 ila 10/10/2006 tarihleri arasında (beş gün) Hannover Başkonsolosluğunda takipçi olarak geçici olarak görevlendirilmiş, 11/10/2006 tarihinde Hannover Başkonsolosluğuyla hizmet sözleşmesi imzalayarak 657 sayılı Kanun’un 4/B maddesi kapsamında sözleşmeli statüye geçmiş ve akabinde 14/10/2006 tarihinde memuriyetten istifa etmiştir.
    15/10/2006 ila 30/11/2011 tarihleri arası Hannover Başkonsolosluğunda 4/B’li sözleşmeli personel olarak çalışmaya devam eden davacı, 23/11/2010 tarihli dilekçesiyle, Türkiye’de görevlendirilme talebinde bulunmuş ve bunun üzerine Dışişleri Bakanlığı İnsan Kaynakları Dairesi Başkanlığının 03/05/2011 tarihli olur belgesi ile açıktan atama iznine istinaden Genel İdare Hizmetleri Sınıfında 3. dereceli bilgisayar işletmeni olarak açıktan atanan davacı, 30/11/2011 tarihinde Hannover Başkonsolosluğundaki görevinden ayrılarak 01/12/2011 tarihinde Dışişleri Bakanlığı merkez teşkilatında göreve başlamıştır.
    Davacı, 23/12/2011 tarihinde davalı idareye başvurarak; 06/10/2006 tarihinde Hannover Başkonsolosluğunda görevlendirilmesine ilişkin yurt dışı sürekli görev yolluğunun, ve 01/12/2011 tarihinden itibaren tekrar merkezde memuriyete atanmasına ilişkin sürekli görev yolluğunun ve diğer mali haklarının yasal faiziyle ödenmesini talep etmiştir.
    Davacının başvurusunun, Dışişleri Bakanlığının … tarih ve … sayılı işlemiyle reddedilmesi üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT :
    6245 sayılı Harcırah Kanunu’nun “Daimi vazife harcırahının mebdei” başlıklı 9. maddesinde, daimi vazife harcırahının, naklen veya tahvilen başka bir mahalle gönderilenlere, bu tayinleri sırasında mezunen başka bir mahalde bulunsalar dahi, eski memuriyetleri mahallinden, muvakkat vazife ile veya vekaleten bir yerde bulundukları esnada asli vazife mahalli değişenlere eski memuriyetleri mahallinden itibaren verileceği hükmü; “Yol masrafı, yevmiye, aile masrafı ve yer değiştirme masrafının birlikte verilmesini icabettiren haller” başlıklı 10. maddesinde, yol masrafı, yevmiye, aile masrafı ve yer dağiştirme masrafının, yurt içinde veya yurt dışında görev yapmakta iken yurt içinde veya yurt dışındaki sürekli bir göreve naklen atanan ya da yabancı ülkelerdeki memuriyet merkezi değiştirilen memur ve hizmetlilere yeni görev yerlerine kadar verileceği hükmü; “Yurt dışında yol masrafı” başlıklı 29. maddesinde, yurt dışında sürekli ve geçici görev yolculuklarında, ekspres ve yataklı vagon ücreti dahil olmak üzere, tren, vapur veya uçak bilet bedeli yol masrafı olarak ödeneceği, ayrıca, buna, istasyon, liman veya terminal ile ikamet yeri arasındaki taşıt ve hamal ücretinin ilave olunacağı hükmü; “Yurt dışında verilecek gündeliklerin miktarı” başlıklı 34. maddesinde, bu Kanun gereğince verilecek yurt dışı gündeliklerinin miktarının, gidilecek ülkeye, memur ve hizmetlilerin aylık veya ücret tutarları ile görevin mahiyetine göre, mali yıl itibarıyla Cumhurbaşkanınca tayin olunacağı, geçici görev ile yabancı ülkelere gönderilenlere, özel anlaşmaları gereğince yabancı devlet, uluslararası kuruluş veya resmi diğer kuruluşlar tarafından ödeme yapıldığı takdirde bu ödemelerin gündeliklerinden indirileceği hükmü ve “Geçici görev gündeliğinin verilebileceği azami süre” başlıklı 42. maddesinde ise; geçici bir görev ile başka bir yere gönderilenlere, görev mahalline varış tarihinden itibaren bu Kanuna göre verilen gündeliklerin; (a) yurt içinde bir yıllık dönem zarfında aynı yerde, aynı iş için ve aynı şahsa 180 günden fazla verilemeyeceği, ilk 90 gün için tam, takibeden 90 gün için 2/3 oranında ödeneceği, (b) yurt dışında ilk 180 gün tam ve müteakip günler için 2/3 oranında ödeneceği hükmü bulunmaktadır.
    657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “İstihdam şekilleri” başlıklı 4. maddesinde;
    “Kamu hizmetleri; memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürülür.
    A) Memur: Mevcut kuruluş biçimine bakılmaksızın, Devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilenler, bu Kanun’un uygulanmasında memur sayılır.

    B) Sözleşmeli personel: Kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan, zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren geçici işlerde, Cumhurbaşkanınca belirlenen esas ve usuller çerçevesinde, ihdas edilen pozisyonlarda, mali yılla sınırlı olarak sözleşme ile çalıştırılmasına karar verilen ve işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlileridir.
    …” hükmü yer almaktadır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Davacı tarafından, 23/12/2011 tarihinde davalı idarelerden Dışişleri Bakanlığına başvurularak; 06/10/2006 tarihinde Hannover Başkonsolosluğunda geçici olarak görevlendirilmesi nedeniyle, yurt dışı sürekli görev yolluğunun, harcırahlarının, eşya nakil giderlerinin ve diğer mali haklarının yasal faiziyle ödenmesi talep edilmiştir.
    6245 sayılı Harcırah Kanunu’nun yukarıda hükmüne yer verilen 10. maddesinde, sürekli görev yolluğunun; yol masrafı, yevmiye, aile masrafı ve yer değiştirme masrafı olmak üzere dört unsurdan oluştuğu anlaşılmaktadır.
    Yine, 6245 sayılı Kanun’un 10. maddesi gereğince, bir memura sürekli görev yolluğunun ödenebilmesi için memurun daimi vazife ile görev yaptığı yerden başka bir yere, yine aynı statüde (memur olarak) tayin, nakil veya atamasının yapılması gerekmektedir.
    Dosyada yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacının, Dışişleri Bakanlığında 657 sayılı Kanun’un 4/A maddesi uyarınca memur statüsünde görev yapmakta iken, 06/10/2006 ila 10/10/2006 tarihleri arasında (beş gün) Hannover Başkonsolosluğunda geçici olarak görevlendirildiği, 25/09/2006 tarihli geçici görevlendirme olur belgesinde; anılan geçici görevlendirme için davacıya, “gidiş-dönüş uçak bilet bedellerinin ve yevmiyesinin ilgili tertibinden ödenmesi” yönünde talimatın yer aldığı, davacının anılan beş günlük geçici görevlendirme sonrasında memuriyetten istifa ederek, Hannover Başkonsolosluğuyla imzaladığı sözleşmeyle, 657 sayılı Kanun’un 4/B maddesi uyarınca sözleşmeli personel statüsünde çalışmaya başladığı, davacının, sözleşmeli personel olarak çalışmaya başladığı 11/10/2006 tarihinden 30/11/2011 tarihine kadar herhangi bir tayin, nakil ve atamaya tabi tutulmaksızın bu sürenin tamamında Hannover Başkonsolosluğunda kesintisiz olarak sözleşmeli personel olarak çalıştığı anlaşılmaktadır.
    Uyuşmazlıkta, davacının taleplerine konu olan görevlendirmenin şekli ve mahiyeti, sürekli bir görevlendirme değil, kısa süreli (beş günlük) geçici görevlendirmedir.
    6245 sayılı Kanun uyarınca memura ödenecek yol masrafı, yevmiye, aile masrafı ve yer değiştirme masrafı gibi mali haklar sürekli görevlendirmelerde ödenebilecek olup, davacının görevlendirme şeklinin sürekli değil geçici görevlendirme olduğu ve 6245 sayılı Kanun’da geçici görevlendirmelerde ödenmesi gereken gidiş-dönüş yol masrafı ve yevmiyelerin davacıya ödenmesine yönelik talimatın 25/09/2006 tarihli geçici görevlendirme olur belgesinde yer aldığı göz önünde bulundurulduğunda, davacıya, bundan başka, sürekli görev yolluğu, harcırah, eşya nakil giderleri veya herhangi bir ödemenin yapılmasına hukuken imkân bulunmamaktadır.
    Her ne kadar, davacı tarafından, 06/06/1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulan Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esasların 24/04/2007 tarih ve 2007/12061 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla değişik 4. maddesinde yer alan; “Sözleşmeli personele geçici görev yolluğu dışında harcırah ödenemez.” ibaresinin, Danıştay İkinci Dairesinin 26/12/2013 tarih ve E:2009/140, K:2013/12270 sayılı kararıyla iptal edilmesinin kendisi için yeni bir hukuki durum doğurduğu ileri sürülmekte ise de, anılan iptal kararına konu olan düzenleme; sözleşmeli personelin başka bir yere sürekli görevlendirilmesi (tayin-nakil) durumunda sürekli görev yolluğunun ödenmesi önünde engel teşkil etmekte iken anılan iptal kararıyla bu engel ortadan kalkmış, sözleşmeli personelin sürekli görevlendirilmesi durumunda sürekli görev yolluğu ödenmesine olanak sağlanmıştır. Bu suretler anılan iptal kararıyla; sözleşmeli personel iken sürekli görevlendirmeye tabi tutulan personelin sürekli görev yolluğu ve harcırah alabilmesi mümkün hale gelmiştir.
    Ancak, davacı, 11/10/2006 tarihinden 30/11/2011 tarihine kadar herhangi bir tayin, nakil ve atamaya tabi tutulmaksızın bu sürenin tamamında Hannover Başkonsolosluğunda kesintisiz olarak sözleşmeli personel olarak çalışmıştır. Dolayısıyla, davacının, talebine konu sürekli görev yolluğu ve diğer mali haklarını dayandırdığı iptale konu düzenlemenin, sözleşmeli personel iken sürekli veya geçici görevlendirilmesi söz konusu olmayan davacı hakkında uygulanmasına hukuken olanak bulunmamaktadır.
    Öte yandan, davacı, 657 sayılı Kanun’un 4/A maddesi uyarınca memur statüsünde görev yapmakta iken geçici görevlendirmeyle Hannover Başkonsolosluğunda çalışmış, daha sonra 11/10/2006 tarihinde Hannover Başkonsolosluğuyla hizmet sözleşmesi imzalayarak 657 sayılı Kanun’un 4/B maddesi kapsamında sözleşmeli statüye geçmiş ve akabinde 14/10/2006 tarihinde memuriyetten istifa etmiştir. Dolayısıyla, davacının statüsünde değişiklik meydana gelmiş, memuriyet (4/A) statüsü kesilerek sözleşmeli personel (4/B) statüsüne geçmiştir. Bu durumda, davacının, memur iken beş günlük süreyle tesis edilen geçici görevlendirmesi, bu beş günlük sürenin sonunda ve her halde en geç memuriyetten istifa ettiği 14/10/2006 tarihinde sona erdiğinden, beş günlük geçici görevlendirmenin sürekli hale geldiğinden söz edilemeyecektir.
    Bu nedenle, davacının tarafına yolluk ödenmesi için yaptığı başvurunun reddine ilişkin Dışişleri Bakanlığının 23/12/2011 tarihli işleminin iptali ve 06/10/2006 tarihinden itibaren Hannover Başkonsolosluğunda görevlendirme işlemi nedeniyle hakettiği yolluğun idareye başvuru tarihi olan 20/12/2011 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı idarelerden Dışişleri Bakanlığınca davacıya ödenmesi yönünde verilen temyize konu Daire kararında yer alan “… davacının Hannover Başkonsolosluğunda 06/10/2006 tarihinde geçici olarak görevlendirilmesinin hemen sonrasında 11/10/2006 tarihinde 4/B’li sözleşmeli statüye geçirilerek 30/11/2011 tarihine kadar yurt dışında görevine devam ettirildiği dikkate alındığında, Hannover Başkonsolosluğunda beş günlük geçici görevlendirilmesinin sürekli hale geldiği…” yönündeki gerekçede ve bu gerekçe doğrultusunda verilen Daire kararının iptal ve kabule ilişkin kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalı idarelerden Dışişleri Bakanlığının temyiz isteminin kabulüne,
    2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen reddine, kısmen karar verilmesine yer olmadığına, kısmen iptal ve kabule ilişkin Danıştay Onikinci Dairesinin 24/09/2019 tarih ve E:2018/8184, K:2019/6601 sayılı kararının temyize konu iptal ve kabule ilişkin kısmının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
    4. Kesin olarak, 11/03/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

    KARŞI OY
    X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Onikinci Dairesince verilen kararın iptal ve kabule ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ve kararın temyize konu kısmının onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir