Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2020/330, Karar No: 2021/728
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2020/330 E. , 2021/728 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/330
Karar No : 2021/728
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU :Danıştay Beşinci Dairesinin 25/03/2019 tarih ve E:2017/8851, K:2019/2180 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 18. Dönem Ankara Adli Yargı Hâkim Adayı olan davacı tarafından, 01/06/2004 tarih ve 25479 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Adli Yargı Hâkim ve Savcı Adayları ile İdarî Yargı Hâkim Adaylarının Meslek Öncesi Eğitimlerinin Yaptırılmasının Esas ve Usullerine İlişkin Yönetmelik”in tamamının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 25/03/2019 tarih ve E:2017/8851, K:2019/2180 sayılı sayılı kararıyla;
Uyuşmazlıkta, davacı tarafından, hakkında başlatılan idari soruşturmanın dayanağı olduğu ileri sürülen 01/06/2004 tarih ve 25479 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Adli Yargı Hâkim ve Savcı Adayları ile İdarî Yargı Hâkim Adaylarının Meslek Öncesi Eğitimlerinin Yaptırılmasının Esas ve Usullerine İlişkin Yönetmelik”e karşı, bu Yönetmeliğin uygulanması niteliğindeki herhangi bir idari işleme dayalı olmaksızın doğrudan açılan bu davanın, Yönetmeliğin Resmi Gazete’de yayımlandığı tarih olan 01/06/2004 tarihini izleyen günden itibaren altmış gün içinde açılması gerekirken, bu süre geçirildikten çok sonra 18/07/2017 tarihinde açılması nedeniyle esasının incelenmesine hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, uyuşmazlıkta açık ve bariz yetki tecavüzü bulunduğu, bu nedenle ağır hukuka aykırılık durumu bulunduğundan her zaman dava açılabileceği, öte yandan, staj görevlendirmesi ve adaylık görevine son verilmesine ilişkin işlemler de göz önüne alındığında, davada süre aşımı bulunmadığı belirtilerek, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun olan Daire kararının aynen onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı, 03/08/2015 tarihinde 18. Dönem Ankara Adli Yargı Hâkim Adayı olarak staj görevine başlamış ve 30/07/2016 tarihinde staj sonu yazılı sınavına girmiştir. Daha sonra … Sulh Hukuk Mahkemesinde üç ay süreyle stajyer hakim olarak görevlendirilmiştir.
03/01/2017 tarihinde …Sulh Hukuk Mahkemesi yazı işleri müdürü ve mahkeme katibi tarafından tutulan 26 ayrı tutanakta, davacının staja devam durumunu gösteren imza föylerinde 28/11/2016-03/01/2017 tarihleri arasında imzasının bulunmadığının tespit edildiği belirtilmiş ve 11/01/2017 tarihinde davacı hakkında idari soruşturma başlatılmıştır.
Bunun üzerine davacı tarafından, hakkında başlatılan idari soruşturmanın 01/06/2004 tarih ve 25479 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Adli Yargı Hâkim ve Savcı Adayları ile İdarî Yargı Hâkim Adaylarının Meslek Öncesi Eğitimlerinin Yaptırılmasının Esas ve Usullerine İlişkin Yönetmeliğe dayanılarak yapıldığından bahisle, söz konusu Yönetmeliğin tamamının hukuka aykırı olduğu iddialarıyla 18/07/2017 tarihinde temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde; “Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür. İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz.” hükmü yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen 2577 sayılı Kanun’un 7. maddesinin 1. fıkrasında, dava açma süresinin, özel yasalarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu, aynı maddenin 4. fıkrasında, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem ya da her ikisine karşı dava açabilecekleri belirtilmiştir.
Buna göre, ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayan dava açma süresi içerisinde idari davaya konu edilmeyen düzenleyici işlemlerin, bu tarihten sonra davaya konu edilebilmeleri için, ilgili hakkında uygulama işlemi yapılmış olması, uygulama işleminin ise birlikte dava konusu yapıldığı düzenleyici işlemin uygulanması niteliğinde bulunması gerekmektedir. 2577 sayılı Kanun’un 7. maddesinde sözü edilen “uygulama işlemi” kavramı, kuralkoyucu nitelikteki düzenleyici işlemlere dayanılarak ilgililer hakkında tesis edilen ve onların menfaatlerinin ihlal edilmesi sonucunu doğuran, başka bir ifadeyle hukuksal durumlarında değişiklik doğuran işlemleri ifade etmektedir.
2577 sayılı Kanun’un 7. maddesindeki düzenleme uyarınca, düzenleyici işleme karşı açılacak dava süresini yeniden başlatacak olan uygulama işleminin, idari davaya konu edilebilecek bir idari işlem olma zorunluluğu bulunmamaktadır. İdari davaya konu edilemeyen bir işlemin kişilerin hukuki durumlarını etkilemesi de, düzenleyici işlemin uygulanması olarak kabul edilebilecek ve bu uygulamanın dayanağı olan düzenleyici işlem, uygulamadan itibaren altmış gün içinde idari davaya konu edilebilecektir.
Bu kapsamda uyuşmazlık incelendiğinde, davacının 28/11/2016-02/01/2017 tarihleri …Sulh Hukuk Mahkemesindeki görevine gelmediğine ilişkin yirmi altı ayrı tutanak tutulduğu görülmüş olup, idarece tesis edilecek nihai işlemler için bir ön çalışma niteliği taşıyan bu hazırlık işlemlerinin uygulama işlemi olarak nitelendirilmeleri gerektiği sonucuna varılmaktadır. Zira, dava konusu edilen düzenlemeden hareketle söz konusu hazırlık işlemlerinin düzenleyici işlemin uygulanması için tesis edildikleri açıktır.
Bu durumda, anılan uygulama işlemlerinin davacı tarafından, kendisinden savunma istenilmesine ilişkin yazının tebliğ edildiği 16/01/2017 tarihi itibarıyla öğrenildiği anlaşıldığından, bu tarihten itibaren genel dava açma süresi geçirildikten sonra 18/07/2017 tarihinde düzenleyici işlemin iptali istemiyle açılan bu davanın, süre aşımı nedeniyle incelenemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu itibarla, davanın, süre aşımı nedeniyle reddi yönündeki Daire kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 25/03/2019 tarih ve E:2017/8851, K:2019/2180 sayılı kararının, yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 07/04/2021 tarihinde esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğu ile karar verildi.
GEREKÇEDE KARŞI OY
X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun olduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davacının temyiz isteminin reddi ile davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki Danıştay Beşinci Dairesinin 25/03/2019 tarih ve E:2017/8851, K:2019/2180 sayılı kararının aynen onanması gerektiği oyuyla, karara gerekçe yönünden katılmıyoruz.