Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2020/3239, Karar No: 2021/283

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2020/3239 E. , 2021/283 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
    Esas No : 2020/3239
    Karar No : 2021/283

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … İl Özel İdaresi
    VEKİLİ : Av. …
    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …
    İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Isparta İli, Keçiborlu İlçesi, … Kasabası, … Mahallesi, … Mevkii, … ve … sayılı parsellerin de yer aldığı alanda İmar Kanunu’nun 18 inci maddesi uyarınca parselasyon yapılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı encümen kararının iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla;
    Mahkemelerince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, Danıştay Altıncı Dairesinin 07/10/2019 tarih ve E:2016/1324, K:2019/8681 sayılı kararıyla, dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmının onandığı, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmının ise bozulduğu, bozma kararından sonra davanın yeniden esasa kaydedilmesi üzerine 23/01/2013 tarihinde vekillikten çekilmiş olan davacı vekili Av. …’in 22/01/2020 tarihli dilekçe ekinde sunduğu vekaletname ile yeniden davacının vekili olduğu, bakılan davanın Av. … tarafından açıldığı, yürütmenin durdurulmasına itiraz, bilirkişi raporuna itiraz ve temyiz dilekçesinin aynı vekil tarafından verildiği, dosyadaki emeği ve hukuki yardımı ile dosyaya yeniden vekaletname sunduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde oluşan yeni hukuki durum nedeniyle davacı yararına vekalet ücreti verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir.
    Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 08/07/2020 tarih ve E:2020/5159, K:2020/6992 sayılı kararıyla;
    Davacının davasını vekil ile takip etmekte iken, davacı vekilinin 23/01/2013 tarihinde mahkeme karar vermeden önce vekillikten çekildiği, bozma kararından sonra davanın yeniden esasa kaydedilmesinden sonra temyize konu karar verilmeden önce davacı vekili Av. …’in 22/01/2020 tarihli dilekçe ekinde sunduğu vekaletname ile yeniden davacının vekili olduğu, ancak dosyanın esasını etkileyebilecek, yahut davacı lehine bir hak doğurabilecek bilgi veya belgenin vekil olarak kaydedildiği 22/01/2020 tarihinden sonra dava dosyasına sunulmadığı, yani davacı lehine hukuki bir yardımının bulunmadığı,
    Bu durumda, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesi uyarınca avukatlık ücretinin avukata ait olduğu ve 168. maddesi gereğince de avukatlık ücretinin tayininde hukukî yardımın tamamlandığı veya kararın verildiği tarihteki tarifenin esas alındığı göz önünde bulundurulduğunda, davaya katkısı bulunmayan davacı vekili lehine avukatlık ücretine hükmedilmesinde hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla;
    Vekilin davacıya hukuki yardımının olup olmadığı hususunda yeni vekaletname sunulan 22/01/2020 tarihinin esas alınmaması gerektiği, zira bakılan davanın 27/09/2010 tarihinde aynı vekil Av. … tarafından açıldığı, yürütmenin durdurulmasına itiraz, bilirkişi raporuna itiraz ve temyiz dilekçesinin aynı vekil tarafından verildiği, dosyadaki emeği ve hukuki yardımı ile dosyaya yeniden vekaletname sunduğu hususları birlikte dikkate alındığında hem davanın açılışı hem de temyiz sürecinde hukuki yardımı bulunan davacı yararına vekalet ilişkisi kesintiye uğramış olsa da halen devam eden vekalet ilişkisi nedeniyle vekalet ücreti verilmesinin hakkaniyet gereği olduğu gerekçesi eklenmek suretiyle davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı vekilinin Mahkeme kararından önce vekillikten çekildiği ve davacının başka bir vekil tarafından da temsil edilmediği, Mahkeme kararı tarihi itibarıyla vekili bulunmayan davacı lehine avukatlık ücretine hükmedilmesinde hukuki isabet bulunmadığı ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, İdare Mahkemesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Isparta İdare Mahkemesi ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:

    MADDİ OLAY :
    Isparta İli, Keçiborlu İlçesi, … Kasabası, … Mahallesi, … Mevkii, … ve … sayılı parsellerin de yer aldığı alanda İmar Kanunu’nun 18 inci maddesi uyarınca parselasyon yapılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı encümen kararının iptali istemiyle davacı vekili Av. … tarafından açılan davada, Isparta İdare Mahkemesince davanın reddine yönelik karar verilmesi üzerine adı geçen avukat tarafından, temyiz dilekçesi verildikten sonra vekilllikten istifa edilmiştir.
    Temyizen incelenen söz konusu karar Danıştay Altıncı Dairesince esastan bozulmuş ve akabinde yeniden İdare Mahkemesinde esasa kaydedilen dosyada bu kez bozma kararına uyularak dava konusu işlemin iptali yönünde karar verilerek davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir.
    Bu kararın da temyizi üzerine aynı Dairece kararın esastan onanmasına, vekalet ücreti yönünden ise, davacı vekilinin Mahkeme kararından önce vekillikten çekildiği ve davacının başka bir vekil tarafından da temsil edilmediği, Mahkeme kararı tarihi itibarıyla vekili bulunmayan davacı lehine avukatlık ücretine hükmedilmesinde hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle bu kısmın bozulmasına karar verilmiştir.
    Daha sonra, yeniden İdare Mahkemesi esasına kaydedilen dosyada, aynı vekil tarafından yeni bir vekaletname sunularak dava dosyasına vekil olarak kaydedilmesinin istenilmesi üzerine, Mahkemece söz konusu yeni vekaletname ve vekilin ilk açılan davadaki itiraz ve temyiz dilekçeleri göz önünde bulundurularak yeni bir hukuki durumun oluştuğundan bahisle davacı lehine yeniden vekalet ücretine hükmedilmiş, bu kararın da temyizen yapılan inceleme sonucu bozulması üzerine İdare Mahkemesince davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi yolundaki kararında ısrar edilmiştir.

    İLGİLİ MEVZUAT :
    1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Avukatlık ücreti” başlıklı 164. maddesinde, avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade ettiği hüküm altına alınmış olup, 168. maddesinin son fıkrasında ise, avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınacağı düzenlenmesine yer verilmiştir.
    Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 323. maddesinin 1. fıkrasının (ğ) bendinde, vekalet ücretinin yargılama giderlerinden olduğu, 326. maddesinin 1. fıkrasında, kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, 330. maddesinde ise vekil ile takip edilen davalarda mahkemece, kanuna göre takdir olunacak vekâlet ücretinin, taraf lehine hükmedileceği kurala bağlanmıştır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Olayda, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınacağına yönelik 1136 sayılı Kanun’un 168. maddesinin son fıkrası hükmü ve esastan onanan Mahkeme kararı tarihinde davacı bakımından herhangi bir vekalet ilişkisinin mevcut olmaması hususu birlikte dikkate alındığında, davanın esasına ilişkin verilen kararın onanarak kesinleşmesi nedeniyle dava dosyasına yapılacak hukuki yardımın artık tamamlandığı ve böylelikle davanın sona erdiği, davacı vekili tarafından, bu aşamadan sonra dava dosyasına sunulan vekaletname ile yeniden kurulan vekalet ilişkisinin esastan verilen karar tarihindeki vekalet ilişkisini canlandırmayacağı ve yeniden oluşan vekalet ilişkisi tarihi itibarıyla vekilin davacı lehine herhangi bir hukuki yardımından bahsedilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
    Bu itibarla, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi yolundaki İdare Mahkemesi ısrar kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1.Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne;
    2.Yukarıda özetlenen gerekçeyle davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yönelik … İdare Mahkemesinin temyize konu … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
    3. Kullanılmayan … TL yürütmeyi durdurma harcının istemi halinde davalıya iadesine,
    4.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine,
    5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/02/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

    KARŞI OY

    X- … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi yolundaki ısrar kararının onanmasına karar verilmesi gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir