Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2020/2715, Karar No: 2020/3624
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2020/2715 E. , 2020/3624 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/2715
Karar No : 2020/3624
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği – …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Metal Sistemleri San. ve Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, 2872 sayılı Çevre Kanunu ile Çevre Kanununca Alınması Gereken İzin ve Lisanslar Hakkında Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak geçiçi faaliyet belgesi veya çevre izni olmadan faaliyet gösterildiğinden bahisle, aynı Kanun’un 20. maddesinin (b) bendi uyarınca 40.636,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin Bilecik Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin iptali ve ödenen 30.477,00-TL bedelin ödeme tarihinden (29/07/2015) itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla;
2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 11, 20 ve 24. maddeleri ile 29/04/2009 tarih ve 27214 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve denetim tarihinde yürürlükte bulunan Çevre Kanununca Alınması Gereken İzin ve Lisanslar Hakkında Yönetmeliğin 3, 4 ve Geçici 1. maddelerine ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının web sitesinde yer alan ve tüm Valiliklere de bildirildiği anlaşılan 31/07/2013 tarihli “Geçici Faaliyet Belgesi ve Çevre İzni İle İlgili Duyuru”ya yer verildikten sonra;
Hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını ifade eden hukuki güvenlik ilkesinin, hukuk devletinin ön koşullarından olduğu, bu ilkenin yalnızca yasal düzenlemeler için değil, alt düzenleyici işlemler ve idarenin her türlü eylem ve işlemi için geçerli olduğu,
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının web sitesinde yer alan ve tüm Valiliklere bildirilen 31/07/2013 tarihli “Geçici Faaliyet Belgesi ve Çevre İzni İle İlgili Duyuru”da; çevre izni olmadan faaliyet gösteren mevcut işletmelere izin işlemlerini tamamlamak üzere 31/12/2013 tarihine kadar süre verildiği, bu tarihe kadar başvuruda bulunan ve çevre mevzuatına uygun çalışan işletmelere idari yaptırım kararı uygulanmayacağı, bu tarihten sonra izni olmadan çalıştığı tespit edilen işletmelere para cezası ve faaliyetin durdurulmasını içeren idari yaptırımlar uygulanacağının belirtildiği,
Dava konusu alanı düzenleyen diğer mevzuat hükümleri ile Bakanlık duyurusunun birlikte değerlendirilmesinden; her ne kadar Yönetmelik kapsamında olan işletmelerin geçici faaliyet belgesi veya çevre izni olmaksızın faaliyet gösterme olanağı bulunmasa da, söz konusu aykırılık nedeniyle uygulanacak para cezalarını vermede asli yetkili olan Bakanlık tarafından 31/12/2013 tarihine kadar işletmelere süre verilmesi ve bu tarihe kadar para cezası uygulanmayacağının ilan edilmesi karşısında, idarenin güvenilirliği ve idarenin bütünlüğü ilkeleri gereğince Bakanlık ve Çevre Şehircilik İl Müdürlüklerinin bu düzenleyici işlemle bağlı olacağı, bu nedenle de geçici faaliyet belgesi veya çevre izni bulunmayan işletmelere 31/12/2013 tarihinden önce yapılan tespitlere dayanılarak para cezası verilemeyeceği,
Öte yandan, çevre mevzuatında yer alan başka hususlara riayet edilmediği veya çevreye zarar verici faaliyette bulunulduğunun tespiti halinde bu aykırılıklar için ayrıca yaptırım uygulanmasına bir engel bulunmadığı,
Bu durumda; davacı şirkete ait tesisin çevre izni bulunmadığından bahisle 19/02/2013 tarihinde yapılan tespite dayanılarak davacı Şirkete idari para cezası verilmesi yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline ve işlem nedeniyle yatırılan 30.477,00-TL’nin dava açma tarihi olan 31/07/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin Dairesinin 11/12/2019 tarih ve E:2019/8207, K:2019/14040 sayılı kararıyla;
Konuya ilişkin mevzuat hükümlerine ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 31/07/2013 tarihli “Geçici Faaliyet Belgesi ve Çevre İzni İle İlgili Duyuru”suna yer verildikten sonra;
Normlar hiyerarşisi ilkesine göre, hukuk düzeninin; Anayasa, kanun, tüzük, yönetmelik ve diğer düzenleyici işlemlerden oluşan birçok normu içerdiği ve her normun geçerliliğini bir üst normdan aldığı, bu normların, dayandıkları üst hukuk kurallarına aykırı hükümler içeremeyecekleri, normlar hiyerarşisi ilkesinin diğer bir özelliğinin ise, bir düzenlemenin hiyerarşik sıralamada daha altta bulunan bir düzenleme ile değiştirilememesi ve kaldırılamaması olduğu,
Olayda, dava konusu işlemin tesisine esas alınan 24/07/2013 ve 20/08/2013 tarihli tespitler itibarıyla; davacı şirketin, çevre izni veya geçici faaliyet belgesi olmadan faaliyette bulunduğunun sabit olması karşısında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının web sitesinde yer alan ve tüm Valiliklere bildirilen, Çevre Kanununca Alınması Gereken İzin ve Lisanslar Hakkında Yönetmeliğin Ek-1 ve Ek-2 listelerinde yer alan işletmelere, çevre izni belgesi almaları için süre veren ve geçici faaliyet izin belgesi veya çevre izin belgesi olmadığı tespit edilen işletmelere 31/12/2013 tarihine kadar 2872 sayılı Kanun’un 20. maddesi uyarınca idari yaptırım kararı uygulanmayacağını belirten 31/07/2013 tarihli “Geçici Faaliyet Belgesi ve Çevre İzni İle İlgili Duyuru” ile yapılan düzenlemenin; 2872 sayılı Kanun’da geçici faaliyet izin belgesi veya çevre izin belgesi olmadığı tespit edilen işletmelere ceza uygulanmasına muafiyet getiren veya kaldıran bir düzenleme olmadığı, bu yöndeki işlemin üst hukuk normu olan 2872 sayılı Kanun’a aykırı olduğu ve Kanun’la düzenlenen hükmün bu şekilde değiştirilemeyeceği,
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptaline ve kabule ilişkin temyize konu kararda hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılarak … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı davanın yetki yönünden reddine ilişkin kararıyla dosyanın gönderildiği … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu işlemin iptali ve işlem nedeniyle yatırılan 30.477,00-TL’nin dava açma tarihi olan 31/07/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, tespit tarihleri (24/07/2013 ve 20/08/2013) itibarıyla davacının tesisinin faal olduğu, söz konusu faaliyeti sebebiyle davacının Çevre Kanununca Alınması Gereken İzin ve Lisanslar Hakkındaki Yönetmelik uyarınca izin belgesi alma yükümlülüğüne tabi olduğu halde denetim tarihleri itibarıyla geçici faaliyet belgesi veya çevre izin belgesi olmadığı, 31/07/2013 tarihli duyuruya esas olan 25/07/2013 tarihinde uygulamaya giren bir yazının 24/07/2013 tarihli eyleme uygulanmasının, geçmişe yürümezlik ilkesine aykırılık teşkil edeceği, geçici faaliyet belgesinin 24/07/2013 tarihli tespitten sonra 29/05/2014 tarihinde alındığı, işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile … İdare Mahkemesi ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının ONANMASINA,
3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/12/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının Danıştay Altıncı Dairesinin Dairesinin 11/12/2019 tarih ve E:2019/8207, K:2019/14040 sayılı kararında yer alan gerekçe doğrultusunda bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.