Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2020/2644, Karar No: 2021/673
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2020/2644 E. , 2021/673 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/2644
Karar No : 2021/673
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … İnşaat Yapı Malzemeleri Nakliye Taahhüt Petrol Ürünleri Yem Gıda Sanayi Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 30/06/2020 tarih ve E:2014/2954, K:2020/1641 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete, otogaz istasyonunda LPG tüp dolumu yapmak suretiyle 5307 sayılı Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrasının dördüncü bendine aykırı hareket ettiğinden bahisle 280.000,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararı ile bu kararın dayanağı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasasında Yapılacak Denetimler ile Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 24. maddesinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 30/06/2020 tarih ve E:2014/2954, K:2020/1641 sayılı kararıyla;
5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un “Otogaz bayileri” başlıklı 7. maddesinin ikinci fıkrasının (4) numaralı bendi, 12. maddesinin dördüncü fıkrası, 16. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 17. maddesinin son fıkrası, 7164 sayılı Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 35. maddesi ile değişik 5307 sayılı Kanun’un 16. maddesinin ikinci fıkrasının (ç) bendi; dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan,10/05/2006 tarih ve 26164 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasasında Yapılacak Denetimler İle Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesi, 7. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi, 12. ve 13. maddeleri hükümlerine yer verilerek;
Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasasında Yapılacak Denetimler ile Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 24. maddesi yönünden;
10/05/2006 tarih ve 26164 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan, Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasasında Yapılacak Denetimler ile Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in davaya konu 24. maddesi, 30/08/2014 tarih ve 29104 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasasında Yapılacak Denetimler ile Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 2. maddesi ile değiştirildiğinden, anılan Yönetmeliğin 24. maddesinin iptali istemi hakkında karar verilmesine olanak bulunmamakla birlikte, dava konusu işlemin anılan Yönetmelik kuralı uyarınca tesis edilmiş olması karşısında, dava konusu Yönetmelik kuralının hukuka uygun bulunup bulunmadığının incelenmesi gerektiği;
Anılan Yönetmeliğin 24. maddesinde, “LPG piyasasında faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişilerin ilgili mevzuat hükümlerine aykırı faaliyet ve işlemlerinden bu Yönetmelikte düzenlenen ön araştırma ve soruşturma prosedürüne gerek olmayacak derecede açık olduğu Kurul tarafından belirlenenler için, Daire Başkanlığı vasıtasıyla ilgili gerçek veya tüzel kişiye onbeş günden az olmamak üzere uygun bir süre verilerek yazılı savunması alınır. Daire Başkanı, ilgili gerçek veya tüzel kişinin yazılı savunmasını, kendi görüşüyle birlikte Başkanlığa sunar. Başkan, konuyu Kurul gündemine öncelikle alır.
Kurul, yazılı savunma ve konuya ilişkin Daire Başkanlığı görüşünü inceleyerek kararını verir. İlgili mevzuat hükümlerine aykırılığın Kurul tarafından sabit görülmesi hâlinde, ilgili kanunlarda öngörülen ceza ve yaptırımların uygulanmasını kararlaştırır.” kuralına yer verildiği;
Kanun’un 3. maddesinde yer alan, “lisans kapsamında olsun veya olmasın piyasa ile ilgili faaliyetlerin yönlendirilmesi, gözetimi, denetimi ve benzeri konulara ait usul ve esasların Kurumca çıkarılacak yönetmeliklerle düzenleneceği”, 18. maddesinde yer alan, “Ön araştırma ve soruşturmada takip edilecek usul ve esasların Kurul tarafından yürürlüğe konulacak yönetmelikle düzenleneceği” kuralları karşısında, usul ve esasları belirleme konusunda yetkili kılınan Kurum tarafından, denetim, ön araştırma ve soruşturmaların ve bu kapsamda tespit ve değerlendirmelerin nasıl yapılacağı hususunun yönetmelikle belirlenmesinde Kanuna aykırı bir yön bulunmadığı gibi; LPG piyasasında faaliyette bulunanların, ilgili mevzuat hükümlerine aykırı faaliyet ve işlemlerinin açık, net ve kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ve usulüne uygun olarak tespit edilmesi hâlinde, başka bir ön araştırma ve soruşturma yapmaya gerek olmaksızın, yazılı savunmaları alınmak kaydıyla Kanun’un 16. maddesinde yer alan hükümlerin uygulanmasına ilişkin bu düzenlemenin idarî para cezaları ile ilgili 16. madde hükümlerine de uygun olduğu ve Kanun’a aykırı bir husus içermediği;
… tarih ve … sayılı Kurul kararı yönünden;
Aktarılan mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, Kurumun, LPG piyasasında faaliyette bulunan gerçek ve tüzel kişilerin piyasaya ilişkin faaliyetlerinin mevzuata uygunluğunu denetleyeceği; hata, aykırılık, usulsüzlük ve suistimallerin Yönetmelik ekindeki belge ve standart formlarla veya bunlara ek diğer belge ve tutanaklarla tespiti hâlinde ise, Kurum tarafından gerekli yaptırımların uygulanacağı;
Dosyanın incelenmesinden; davacıya ait iş yerinde yapılan 03/08/2009 tarihli denetimde, mutfak tüpüne LPG dolumu yapıldığının usulüne uygun olarak saptandığı anlaşıldığından, davacı hakkında idarî para cezası uygulanmasına ilişkin Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı;
Öte yandan, kanun koyucu tarafından, Kurul tarafından karara bağlanmış, ancak tahsilatı tamamlanmamış idari para cezalarının, işlenen fiil için 5307 sayılı Kanun’un 7164 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile değişik 16. maddesinde daha düşük bir idari para cezası uygulanması öngörülmüş ise, asgarî maktu hadden tahsil edilmesinin vergi dairesine bir görev olarak verildiği; ilgili vergi dairesinin kanunen üstlendiği bu görevi yerine getirmesi açısından önemli olan hususun, idarî para cezasının keşinleşmesi değil, tahsilatının tamamlanmaması olduğu; dolayısıyla, söz konusu düzenlemenin, tamamen tahsilat aşamasına özgü bir kural niteliğinde olduğu; idari para cezasının iptali istemiyle dava açılsın veya açılmasın, bu kuralın tahsilatının tamamlanmamış idari para cezalarına uygulanmasının vergi dairesi açısından bir zorunluluk olduğu;
İlgili vergi dairesinin, dava açılıp açılmadığına bakılmaksızın, tahsilatı tamamlanmamış idarî para cezasının miktarında lehe bir değişiklik varsa bunu tespit etmekle ve uygulamakla yükümlü bulunduğundan, tahsilat aşamasına özgü olan anılan kuralın, idari para cezasının iptali istemiyle açılan davalarda dikkate alınmasına gerek bulunmadığı;
Bu itibarla, idari para cezasının miktarında lehe olan değişikliğin tahsilat aşamasında vergi dairesince dikkate alınacak olması karşısında, anılan değişikliğin dava konusu Kurul kararının iptalini gerektirmediği gerekçesiyle,
Dava konusu Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasasında Yapılacak Denetimler ile Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 24. maddesi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, dava konusu işlem yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 7164 sayılı Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 35. maddesi ile 5307 sayılı Kanun’un 16. maddesinin yeniden düzenlendiğinden bahisle, yeni düzenlemenin lehe düzenleme olup olmadığı hususu dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle, kısmen reddine, kısmen karar verilmesine yer olmadığına ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin 30/06/2020 tarih ve E:2014/2954, K:2020/1641 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 01/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.