Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2020/192, Karar No: 2020/3456
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2020/192 E. , 2020/3456 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/192
Karar No : 2020/3456
TEMYİZ EDENLER : I- (DAVACI): …
II-(DAVALILAR):
1- …
2- … Bakanlığı
VEKİLİ: I. Huk. Müş. Yrd. V. …
3- … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ: Av. …
İSTEMİN_KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 26/03/2019 tarih ve E:2016/23785, K:2019/2230 sayılı kararının, davalı idareler tarafından iptale ilişkin kısmının, davacı tarafından ise davann reddine ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Emniyet amiri rütbesinde görev yapan davacı tarafından, 25-29/06/2015 tarihleri arasında yapılan rütbe terfi sözlü sınavları sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlem ile bu işlemin dayanağı olan ve 10/05/2015 tarih ve 29351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 25. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “ve sözlü” ibaresinin, 26. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “ve sözlü” ibaresi ile aynı maddenin 2. fıkrasında yer alan “her rütbe için birden fazla komisyon oluşturulabileceği gibi” ibaresinin, 28. maddesinin, 29. maddesinin 1. fıkrasının, 32. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinde yer alan “sözlü sınav sonucunda düzenlenen tutanaklar ile” ibaresinin ve 34. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “ve sözlü” ibaresinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 26/03/2019 tarih ve E:2016/23785, K:2019/2230 sayılı kararıyla;
Dava konusu Yönetmeliğin 25. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “… ve sözlü” ibaresi, 26. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “… ve sözlü” ibaresi, 32. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinde yer alan “… sözlü sınav sonucunda düzenlenen tutanaklar ile” ibaresi ve 34. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “… ve sözlü” ibaresi yönünden;
Anayasa’nın 124. maddesi ile idarelere, kamu hizmetinin daha etkin ve verimli yürütülmesi amacıyla kendi görev alanlarını ilgilendiren konularda yönetmelik çıkarma ve bu yönetmeliklerde değişiklikler yapabilme yetkisinin verilmiş olduğu ve bu yönetmeliklerin Anayasa, yasa, tüzük ve hukukun genel ilkelerine aykırı hükümler içermemesi ve öngörülen biçim ve yetki koşullarına uyularak çıkarılması dışında, söz konusu düzenleme yetkisinin kullanılmasında kamu hukuku yönünden herhangi bir engel bulunmadığı,
Yazılı sınavın tamamlayıcısı olan ve görevin gerektirdiği niteliklere en uygun personelin bir üst rütbeye terfisi için mesleki bilgisini ve genel kültür düzeyini ölçmeyi amaçlayan sözlü sınav şartının, 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 55. maddesinin 11. fıkrasının (c) bendi uyarınca, kurullarda personelin üst rütbeye terfisinin görüşülebilmesi için aranan şartlardan birisi olduğu dikkate alındığında, iptali istenen ibarelerin üst norm olan 3201 sayılı Kanun’da yer alan düzenlemeye uygun olduğunun görüldüğü,
Yönetmeliğin 26. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “… her rütbe için birden fazla komisyon oluşturulabileceği gibi …” ibaresi yönünden;
Yönetmelik kapsamında yapılan sınavlarda adaylara yöneltilecek soruların, daha önceden soru ve cevap anahtarı hazırlanan soru havuzundan ilgili adayın soru kartı çekmesi suretiyle belirlendiği dikkate alındığında, birden fazla komisyon marifetiyle sınavların yürütülmesinde sınav güvenliği ve objektifliği bakımından sakıncalı bir durum bulunmadığı gibi, farklı rütbelerde sınava tabi tutulan personel sayısının fazla olmasının, sınavın makul sürede sonuçlandırılabilmesi için birden fazla komisyon marifetiyle yürütülmesini gerekli kıldığı anlaşıldığından, Yönetmeliğin 26. maddesinin 2. fıkrasındaki ibarede hukuka aykırılık görülmediği,
Yönetmeliğin 28. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Yazılı sınava giren adaylar, …” ibaresi yönünden;
3201 sayılı Kanun’da emniyet personelinin rütbe terfiinin görüşülebilmesi için liyakat ve kariyer ilkelerinin gereği olarak “yazılı sınavda başarılı olma” şartının aranması karşısında, anılan yasal düzenlemeye aykırı olarak, yazılı sınava katılan adayların tamamının herhangi bir başarı kriteri aranmadan sözlü sınava çağrılmasına ilişkin uyuşmazlık konusu düzenlemede ilgili Kanun hükmüne uyarlık bulunmadığı,
Öte yandan, kamu hizmetinin sürekli, etkili, verimli bir biçimde sunulabilmesi ve görevin gerektirdiği niteliklere sahip en uygun personelin belirlenebilmesi için, üst rütbeye terfi edecek personelin mesleki bilgi ve genel kültür düzeyini ölçmek amacıyla yapılan ve nesnel bir ölçme değerlendirme yöntemi olan yazılı sınavının tamamlayıcısı olarak görülen sözlü sınavına tabi tutulan adayların, yazılı sınavda başarılı olmasını gerektirecek bir taban puanı aşması veya en yüksek puandan başlanarak o yıl terfi için öngörülen boş kadronun birkaç katının çağrılması ya da her iki kriterin birlikte arandığı veya bunlara benzer bir seçme usulüyle sözlü sınavına çağrılmalarının liyakat ve kariyer ilkelerinin gereği olduğu,
Yönetmeliğin 28. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “… sicil numarası küçük olandan başlamak üzere sözlü sınava tabi tutulur.” ibaresi yönünden;
Sözlü sınavın uygulanma usulü ile ilgili olarak 3201 sayılı Kanun’un 55. maddesinin 11. fıkrasının (c) bendi uyarınca idareye tanınan yönetmelikle düzenleme yapma yetkisine dayanılarak, personelin, sicil numarası küçük olandan başlanmak üzere sözlü sınava tabi tutulacağı yolunda getirilen düzenlemenin anılan Kanun’a aykırılık taşımadığı, bu bağlamda, yazılı sınava giren adayların belli bir sıralama dahilinde sözlü sınava tabi tutulmasının eşitlik ilkesine aykırı bir yönünün de bulunmadığı dikkate alındığında, iptali istenen düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı,
Yönetmeliğin 28. maddesinin 2. fıkrası yönünden;
Söz konusu düzenleme uyarınca sözlü sınava çağrılan adayların yeterliliğinin tespiti amacıyla yapılan sınavda görevlendirilen personelin sınava girenlere göre daha üst rütbede olmasının, sınava girecek personelin objektif değerlendirilmesi bakımından memur güvencesine hizmet ettiği gibi, değerlendirmeyi yapacak personel açısından da kariyer ve liyakat ilkelerine uygun olduğu sonucuna ulaşıldığı, bu nedenle, anılan Yönetmeliğin 28. maddesinin 2. fıkrasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığı,
Yönetmeliğin 28. maddesinin 3. fıkrası yönünden;
Dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan Kanun hükmünde ve Yönetmeliğin 28. maddesinin başlığında “sözlü sınav” ifadesine yer verildiği halde, anılan Yönetmelik maddesinin içeriğinde “mülakat” a ilişkin esas ve usullerin düzenleme altına alındığı,
Davranış ve düşüncelere ilişkin bilgi edinme amacıyla bir kişiyle yapılan sorulu cevaplı görüşme olan mülakatın, kamu görevlerine girişte yapılan yazılı sınavı tamamlayıcı nitelikte olup, yazılı sınavla bilgisi ölçülen kişilerin, adayın mesleğe uygun tavır ve davranışlara, yeteneğe ve kültürel birikime sahip olup olmadığını belirlemek amacıyla yapıldığı,
Sözlü sınavın ise, amacı bakımından yazılı sınava benzemekte olup, bilgi ölçme amacıyla yapıldığı, ancak, sözlü sınava ilişkin benzer düzenlemelere yer veren bazı yasa ve yönetmeliklerde sözlü sınava tabi tutulacak adayların bilgi yanında mesleki ehliyete yönelik diğer özel niteliklere de sahip olunup olunmadığı yönünden değerlendirmeye tabi tutulacağına ilişkin düzenlemelere yer verildiği, dolayısıyla yazılı sınavın tamamlayıcısı olan sözlü sınavın ölçme ve değerlendirme bakımından mülakatı da kapsadığı sonucuna ulaşıldığı,
Bu durumda, dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan Yasa hükmünde açıkça “sözlü sınav” şeklinde yapılan düzenlemeye uygun olarak Yönetmeliğin 28. maddesinin başlığında da “sözlü sınav” ibaresine yer verildiği halde, madde içeriğinde sadece mülakata yönelik değerlendirmelere yer verildiği, buna karşın, sözlü sınavın amacı olan bilgi ölçmeye yönelik hususlara yer verilmediğinden, anılan maddenin 3. fıkrasında eksik düzenleme nedeniyle hukuka uyarlık bulunmadığı,
Yönetmeliğin 29. maddesinin 1. fıkrası yönünden;
Dava konusu Yönetmeliğin 29. maddesinin 1. fıkrasında, ilgililerin terfi değerlendirmesine tabi tutulabilmeleri için, 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 55. maddesinin 11. fıkrasının (c) bendindeki düzenlemeye uygun olarak yazılı ve sözlü sınavda başarılı olmaları şartının arandığı,
Bu bağlamda dava konusu düzenlemede, başarı puanının yazılı ve sözlü sınavlarda alınan puanların aritmetik ortalaması ile belirleneceğinin ve söz konusu ortalamanın en az elli puan olması gerektiğinin öngörülmesinin, 3201 sayılı Kanun’un 55. maddesinin 11. fıkrasının (c) bendindeki düzenlemeye aykırılık taşımadığı gibi, objektif bir değerlendirme yapılabilmesi açısından makul ve ölçülü olduğu sonucuna ulaşıldığı,
Öte yandan, yazılı sınavın tamamlayıcısı olan ve görevin gerektirdiği niteliklere en uygun personelin bir üst rütbeye terfisi için mesleki bilgisini ve genel kültür düzeyini ölçmeyi amaçlayan sözlü sınav notuna da önem atfedilerek, sınavda nihai olarak başarılı sayılmak için sözlü sınavda en az elli puan almış olmak şartının da arandığı görüldüğü, başarı puanının, yazılı ve sözlü sınavlarda alınan puanların aritmetik ortalaması ile belirleneceği şeklindeki düzenleme de dikkate alındığında, başarılı sayılmak için sözlü sınavda en az elli puan alınması şeklinde belirlenen asgari başarı kriterinin de yine 3201 sayılı Kanunun 55. maddesinin 11. fıkrasının (c) bendindeki düzenlemeye aykırılık taşımadığı gibi, makul ve ölçülü olduğu sonucuna ulaşıldığı,
Dolayısıyla, başarı puanının yazılı ve sözlü sınav puanlarının aritmetik ortalaması ile belirleneceğini düzenleyen ve nihai sınav başarısı için, sözlü sınav puanı ve sözlü ile yazılının aritmetik ortalaması alındığında bulunacak puan yönünden asgari bir başarı kriteri getiren Yönetmeliğin 29. maddesinin 1. fıkrasında hukuka aykırılık bulunmadığı,
Davacının katıldığı sözlü sınav sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlem yönünden;
10/05/2015 tarih ve 29351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin dava konusu bireysel işlemin dayanağı hükümlerinden olan 28. maddesinin sözlü sınavın içeriğine ilişkin 3. fıkrası ile 28. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Yazılı sınava giren adaylar” ibaresinin yukarıda belirtilen gerekçelerle iptal edilmiş olması nedeniyle, söz konusu sınavda puanların belirlenmesinde dayanak Kanun hükmünde öngörüldüğü şekilde ölçme ve değerlendirme esaslarına uygun bir değerlendirme yapıldığından söz edilmesine hukuken imkan bulunmadığından, davacının sözlü sınav sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlemde de hukuka uyarlık bulunmadığı,
Öte yandan, bu kararın, davacının sözlü sınavında başarılı olduğu yolunda bir sonuç doğurmayacağı, dava konusu başarısız sayılma işleminin dayanağı olan ve hukuka aykırılığı tespit edilen Yönetmelik hükümlerinin düzenlediği hususlarda yapılacak yeni düzenlemelerle belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde yeniden yapılacak sözlü sınav sonucunda ortaya çıkacak olan değerlendirme ve puana göre işlem tesis edilmesine yönelik olduğu gerekçesiyle,
Dava konusu Yönetmeliğin 25. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “ve sözlü” ibaresinin, 26. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “ve sözlü” ibaresi ile aynı maddenin 2. fıkrasında yer alan “her rütbe için birden fazla komisyon oluşturulabileceği gibi” ibaresinin, 28. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “… sicil numarası küçük olandan başlamak üzere sözlü sınava tabi tutulur.” ibaresi ile 2. fıkrasının, 29. maddesinin 1. fıkrasının, 32. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinde yer alan “sözlü sınav sonucunda düzenlenen tutanaklar ile” ibaresinin ve 34. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “ve sözlü” ibaresinin iptali istemi yönünden davanın reddine, anılan Yönetmeliğin 28. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Yazılı sınava giren adaylar, …” ibaresi ile 3. fıkrasının ve davacının katıldığı sözlü sınav sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin ise iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, dava konusu Yönetmelik’te yer alan sözlü sınava ilişkin hükümlerin 3201 sayılı Kanun’daki yazılı sınav şartını etkisiz hale getirdiği, sözlü sınavın terfi işlemlerinde tek belirleyici konumunda bulunduğu, Daire kararında, sözlü sınav sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin iptaline karar verilirken bu kararın doğrudan sözlü sınavda başarılı olduğu yolunda bir sonuç doğurmayacağı gerekçesine yer verilmek suretiyle mağduriyetinin giderilmediği belirtilerek, Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı idareler tarafından, iptali istenen idari işlemlerin ve dayanağı Yönetmelik hükümlerinin Anayasa ve kanunlara uygun olduğu, bahse konu Yönetmelikte, dayanağı 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun amir hükümleri uyarınca rütbe terfiinde yazılı ve sözlü sınavlarda başarılı olunması şartının arandığı, sözlü sınavında başarı barajının aday lehine düşük tutulduğu, elli puan alma şartı konulmasının kamu yararı ve hizmet gereği olduğu, sözlü sınavın, adaylara önceden bastırılan sorular arasından soru kartı çektirilmek suretiyle icra edildiği, bu yönüyle farklı komisyonlar tarafından farklı değerlendirme yapıldığı iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğu, adayların değerlendirme kriterlerinin Yönetmelikte açıkça ortaya konulduğu, dolayısıyla, dava konusu Yönetmelik hükümleri ile bu hükümlere dayanılarak tesis edilen idari işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek, Daire kararının iptale ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI :
Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
Davalı idareler tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın davanın reddine ilişkin kısmının usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bu kısımlarının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı idarelerin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2.Yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen davanın reddine, kısmen iptale yönelik Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 26/03/2019 tarih ve E:2016/23785, K:2019/2230 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 23/12/2020 tarihinde, dava konusu Yönetmeliğin 28. maddesinin 3. fıkrası yönünden oyçokluğu, diğer kısımlar yönünden oybirliği ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; sözlü sınavın içeriğini ve değerlendirme usulünü düzenleyen dava konusu Yönetmeliğin 28. maddesinin 3. fıkrasının, dayanağı olan 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 55. maddesinin 11. fıkrasının (c) bendinde belirtilen sözlü sınavda başarılı olunması şartına uygun olduğu, öte yandan, anılan Kanun maddesinin 18. fıkrasında rütbe terfileri ile sınavlara ilişkin usul ve esasların yönetmelikle düzenleneceğinin kurala bağlandığı, bu çerçevede, idarece, sahip olunan takdir yetkisi kapsamında emniyet hizmetleri sınıfı mensuplarının yerine getirdikleri hizmetin niteliği de dikkate alınarak, Yönetmeliğin 29. maddesinin 1. fıkrasında başarı puanının, yazılı ve sözlü sınavlardan alınan puanların aritmetik ortalaması ile belirleneceği hükmüne uygun, objektif kriterlere yer verildiği görülmüş olup, kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda getirildiği anlaşılan söz konusu düzenlemede, hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığından, davalı idarelerin temyiz istemlerinin kısmen kabulü ile Daire kararının dava konusu Yönetmeliğin 28. maddesinin 3. fıkrasına yönelik iptale ilişkin kısmının bozulması gerektiği oyuyla, karara bu kısım yönünden katılmıyoruz.