Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2020/1694, Karar No: 2020/3635
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2020/1694 E. , 2020/3635 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1694
Karar No : 2020/3635
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : … Adına Velayeten Kendi Adlarına Asaleten …, …
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Okul arkadaşının … İlköğretim Okulunda öğrenci olan davacılardan …’nın gözüne kalem saplaması üzerine sağ gözünde meydana gelen % 90 görme kaybı nedeniyle uğranıldığı iddia edilen 50.000,00 TL maddi ve 40.000,00 TL manevi olmak üzere toplamda 90.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konu olayla ilgili okul idareceleri ve öğretmenleri hakkında herhangi bir ceza soruşturmasının yapılmadığı, davalı idarece yapılan inceleme sonucu okul yetkililerinin olayla ilgili kusur ve ihmallerinin bulunmadığı sonucuna varıldığı,
Bu durumda, uyuşmazlığa konu tazminat talebinin kaynağı olan davacıların çocuklarının gözüne kalem batması ve bunun sonucunda sağ gözünün belli oranda görme yetisini kaybetmesinde, davalı idarenin herhangi bir kusurunun olmadığı, olayda kusursuz sorumluluğu gerektiren bir durumun da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 17/01/2019 tarih ve E:2015/14519, K:2019/167 sayılı kararıyla;
Bakılan davada, dava konusu olaya ait bilgi ve belgelerin bir bütün olarak değerlendirilmesinden, gözüne isabet eden kalemle yaralanan davacıya ilk müdahalenin müdür yardımcısı tarafından yapıldığı ve annesine haber verildiği, acilen hastaneye sevkinin sağlandığı hususlarının görüldüğü, bu nedenle tazminat istemine konu olan olaya ilişkin olarak davalı idarenin üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiği, buna bağlı olarak hizmet kusurunun bulunmadığı,
Ancak, idarenin gözetim sorumluluğu gereği, kamu hizmetinin yerine getirilmesinde kusuru olmasa bile öğrenci velisinin öğrenciyi okul idaresinin gözetim ve denetimine bıraktığı andan itibaren okulda ders saati içerisinde meydana gelebilecek olan zararlardan sorumlu tutulması ve meydana gelen zararların kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca tazmin edilmesinin kamu külfetleri karşısında eşitlik, hakkaniyet ve nesafet ilkelerinin gereği olduğu,
… İlköğretim Okulunda öğrenci olan davacının, gözüne sınıf arkadaşının kalem saplaması sonucunda yaralandığı, idarenin bu zararın oluşumunda doğrudan etkisi bulunmamakla birlikte, öğrencinin okul idaresinin gözetim ve denetiminde bulunduğu süre zarfında meydana gelen olayda davalı idarenin kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca zararı tazmin sorumluğu bulunduğu,
Bu durumda, öğrencinin okul idaresinin gözetim ve denetiminde bulunduğu süre zarfında meydana gelen olay sonucu oluşan mevcut zararın, idarenin kusursuz sorumluluğu kapsamında gerekli araştırmalar yapılarak davacıda oluşan görme kaybı oranının tespiti için gerekirse adli tıbba gönderilmesi ve sonrasında tazminat miktarlarının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle maddi ve manevi zararın mahkemece tazmin ettirilmesi gerekirken, idarenin hizmet kusuru ve kusursuz sorumluluk ilkelerine göre sorumlu olmadığı gerekçesiyle davayı reddetmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılarak, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; aynı gerekçelerle davanın reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, ısrar kararında davalı idarece yapılan idari incelemeye dayanılarak başkaca bir araştırma ve inceleme gerçekleştirilmeksizin davanın reddine hükmedildiği, görülen davada idari inceleme neticesinde kusur tespiti yapılmasa dahi iddia ve savunmalar kapsamında kusur oranının belirlenmesine yönelik bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği, zarar verici olayın ders zili çaldıktan sonra sınıfta gerçekleştiği ve aynı gün kat nöbetçisi olan öğretmenin ders zili çalmasına rağmen sınıfa gelmediğinin açık olduğu, öğretmenin kat nöbetinden dolayı sınıfa gelmemesinin idareye yüklenecek temel bir kusur niteliğinde olduğu, bu çerçevede idarenin somut olayda bozma ilamında belirtildiğinin aksine kusurunun dahi bulunduğu belirtilerek, ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile, ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacılardan …’nın 25/02/2010 tarihinde eğtim görmekte olduğu okulda sınıf arkadaşı …üner isimli öğrencinin gözüne kalem batırması sonucu yaralandığı, okul müdürü … ve okul öğretmenlerinden … tarafından … Sağlık Ocağına oradan da … Hastanesine götürülerek gerekli müdahalelerin yapıldığı ve ailesinin haberdar edildiği, adı geçen hastanede yapılan ilk müdahalenin ardından Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesine sevk edildiği, burada da gerekli müdahalelerin yapıldığı, davacılar tarafından …’nın sağ gözünde %90 oranında görme kaybına uğradığı ileri sürülerek 50.000,00 TL maddi, 40.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 90.000,00 TL tazminata hükmedilmesi istemiyle temyizen bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT :
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan,1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 56. maddesinde, eğitim ve öğretim hizmetinin, bu Kanun hükümlerine göre Devlet adına yürütülmesinden, gözetim ve denetiminden Milli Eğitim Bakanlığının sorumlu olduğu hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare, kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup, idari eylem veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
İdari hizmetlerin kuruluş ve işleyişindeki mevcut kusurlarından dolayı meydana gelen zararların idarece tazmini gerekeceği hususunda kuşku bulunmamaktadır. Ayrıca, kamu hizmetlerinin görülmesi sırasında, bir görevle ilgili olarak genel külfetler dışında fertlere verilen zararların da, eylem ile sonuç arasında nedensellik bağının bulunması halinde, kusursuz sorumluluk esaslarına göre idarenin kusuru aranmaksızın kamu hizmetinin sahibi idarelerce karşılanması gerekmektedir. Başka bir anlatımla idare, yürüttüğü hizmetin doğrudan sonucu olan, nedensellik bağı kurulabilen, özel ve olağanüstü zararları kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca tazminle yükümlüdür. Aksi halde bu hizmetlerin görülmesi sırasında oluşan zararların ilgiliye yükletilmesi eşitlik, hakkaniyet ve nesafet kuralları ile bağdaşmaz.
Buna göre, idarenin gözetim sorumluluğu gereği, kamu hizmetinin yerine getirilmesinde kusuru olmasa bile öğrenci velisinin öğrenciyi okul idaresinin gözetim ve denetimine bıraktığı andan itibaren okulda ders saatleri içerisinde meydana gelebilecek olan zararlardan sorumlu tutulması ve meydana gelen zararın kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca tazmin edilmesi, hakkaniyet ve nesafet kuralları gereğidir.
Bakılan davada, davacılardan …’nın görme kaybının, davalı idarece sunulan eğitim-öğretim hizmeti sırasında bir başka öğrencinin gözüne kalem saplaması sonucu oluştuğu tartışmasız olup, idarenin bu zararın oluşumunda doğrudan bir katkısı bulunmamakla birlikte, eğitim hizmetinin sunulması sırasında oluşan zararın idarece kusursuz sorumluluk kapsamında tazmini gerektiği açıktır.
Bu durumda; davacıda oluşan görme kaybının oranının tespiti ve bu bağlamda tazminat miktarının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılması suretiyle uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiğinden, eksik incelemeye ve araştırmaya dayalı olarak davalı idarenin tazmin sorumluluğu bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesinin ısrar kararında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin … İdare Mahkemesinin temyize konu … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere, dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/12/2020 tarihinde esasta ve gerekçede oyçokluğu ile karar verildi.
GEREKÇEDE KARŞI OY
X- Anayasa’nın 125. maddesinde; idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra; son fıkrasında da idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükmü yer almıştır.
Öte taraftan; 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 2. maddesinin 1. fıkrasının 2. bendinde; fertlerin beden yönünden sağlıklı kişiler olarak yetiştirilmesini sağlamanın da Türk Milli Eğitiminin genel amaçlarından biri olduğu, 56. maddesinde de; eğitim ve öğretim hizmetinin bu kanun hükümlerine göre Devlet adına yürütülmesinden, gözetim ve denetiminden Milli Eğitim Bakanlığının sorumlu olduğu hükme bağlanmıştır.
Fertlerin beden yönünden sağlıklı kişiler olarak yetiştirilmesini sağlamayı amaç edinen davalı Milli Eğitim Bakanlığının eğitim ve öğretim hizmetlerinin sunumunda öğrencilerin beden sağlıklarına yönelik tehditlerin ve risklerin ortadan kaldırılması ve zarar görmelerinin önlenmesi konusunda gerekli tedbirlerin alınması yönünden de görev ve sorumluluğunun bulunduğu tartışmasızdır. Bu görev ve sorumluluk; öğrencilerin eğitim gördükleri sırada beden sağlıklarının zarar görmemesi için alınacak genel ve rutin tedbirlerin yanısıra bu konuda gözetim ve denetim görevinin de etkin bir şekilde uygulanmasını gerekli ve zorunlu kılmaktadır.
Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; ilk okul öğrencisi olan davacının ders zili çaldıktan sonra kat nöbetçisi olan öğretmenin sınıfa girmesinden önce bir diğer arkadaşının gözüne kalem saplaması neticesinde yaralandığı ve bir gözünde görme kaybı meydana geldiği, olayın müdahale edilmek suretiyle engellenememesi hususunda ders öğretmeninin herhangi bir kusurunun tespit edilemediği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, ders öğretmeninin olayın meydana gelmesinde bir kusuru olduğu tespit edilememiş ise de olayın ilköğretim kurumunda meydana geldiği hususu göz önüne alındığında davacının zarar görmesine neden olan olayın engellenmesi konusunda genel ve rutin tedbirlerin dışında gözetim ve denetim görev ve sorumluluğunun etkin bir şekilde yerine getirilmediği, bu haliyle ders zili çaldıktan sonra meydana gelen ve davacıda görme kaybının oluşumuna neden olan olayda yürütülen eğitim ve öğretim hizmeti ile oluşan zarar arasında bir illiyet bağının oluştuğu, dolayısyla meydana gelen olayda davalı idarenin hizmet kusuru nedeniyle sorumluluğu olduğunun kabulü gerekir.
Açıklanan nedenlerle; çoğunluk kararının davalı idarenin zararın kusursuz sorumluluk ilkesine göre tamamından sorumlu tutulması yönündeki gerekçesine katılmıyoruz.
KARŞI OY
XX- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden ısrar kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, … İdare Mahkemesinin temyize konu … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.