Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2020/1635, Karar No: 2021/29
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2020/1635 E. , 2021/29 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1635
Karar No : 2021/29
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Kurumu … Müdürlüğünde … olarak görev yapan davacının, … Daire Başkanlığ emrindeki uzman kadrosuna atanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla;
Davacının müdür olarak görev yaptığı döneme ilişkin hakkında yürütülen disiplin soruşturması neticesinde, velayeti altında bulunan kızı için açılmış bulunan ve bilgisi dahilinde olduğu kesin olan banka hesabı üzerinden 2007, 2008 ve 2009 yılları içinde … A.Ş. ile … Bankası A.Ş.’ye ait hisse alış ve satışının yapılmasına imkan sağlamasından dolayı, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin (C/a) bendi uyarınca 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırıldığı, yine davacının müdür olarak görev yaptığı dönemde, kamu menfaatleri aleyhine icraatta bulunduğu, kamu kaynaklarını başkasının menfaatine kötüye kullandığı, bu konudaki işlemleri sürdürdüğü, taşıt tahsis kurallarını hiçe sayarak, yönetici kadrosu için kiralanan araçların gerekli şartları taşımamasına rağmen bazı Kurum çalışanlarına tahsis ettiği, görev yaptığı süre içerisinde Kurum aracının şahsi kullanımına uygunluk verdiği, personele ve Kurumun muhatap olduğu kişilere karşı sergilediği olumsuz tavırlar dikkate alınarak, hizmet birimlerinin verimli ve uyumlu çalışmasını teminen davacının Müdürlük görevinden alınarak uzman kadrosuna atamasının yapıldığı;
Dosyasında bulunan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunda hizmet birimlerinin verimli ve uyumlu çalışmasını sağlamak amacıyla, yasa hükümleri ile idareye tanınan takdir yetkisine istinaden Müdür olarak görev yapan davacının, bu görevinden alınarak uzman kadrosuna atamasının yapılmasına ilişkin dava konusu işlemde kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 23/02/2017 tarih ve E:2016/23608, K:2017/4359 sayılı kararıyla;
12/07/1993 tarihinde … Teşkilatında … Yardımcısı olarak göreve başlayan davacının, 3. sınıf … Uzmanı olarak görev yapmakta iken davalı idareye naklen atandığı, 20/10/2006 ile 07/07/2010 tarihleri arasında …, 08/07/2010 ile 29/06/2012 tarihleri arasında ise … görevlerini yürüttüğü, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinin … tarih ve … sayılı kararı ekinde bulunan şikayet dilekçesi üzerine hakkında yapılan soruşturma neticesinde düzenlenen 11/02/2013 tarihli raporda, velayeti altındaki kızının banka hesabı üzerinden … A.Ş. ve … A.Ş.’ye ait hisse alım-satımı yapıldığı, bu hesaptan iddiasının aksine habersiz olmasının mümkün olmadığı ve meslek etiği kurallarına aykırı davrandığı gerekçesiyle 657 sayılı Kanun’un 125/C-a maddesi uyarınca 1/30 oranında aylıktan kesme cezasıyla cezalandırıldığı, bunun yanında, kurumu zarara uğrattığı ve çalışanlara karşı olan olumsuz tutum ve davranışlarda bulunduğu da dikkate alınarak görevin gerektirdiği vasıfları yitirdiği gerekçesiyle sözleşmeli kadrodan çıkarıldığı ve 29/06/2012 tarihli dava konusu işlemle … na Uzman olarak atandığı;
Kamu hizmetlerinin en etkin ve verimli şekilde yürütülmesini sağlamakla yükümlü olan idareler, bu amaca yönelik olarak personelinin naklen atanmaları konusunda takdir yetkisine sahip olmakla birlikte, gerek doktrinde gerekse de yargı içtihatlarıyla kabul edildiği üzere kamu görevlisinin atanması noktasında idareye tanınan bu yetkinin mutlak ve sınırsız olmadığı, ancak kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda kullanılması gerektiği; idarelerin takdir yetkisini kullanarak gerçekleştirdikleri atama işlemlerinin sebep ve amaç unsurları yönünden idari yargı denetimine tabi olacağında da şüphe bulunmadığı;
Her ne kadar, yöneticilik görevinin özel nitelikler gerektiren bir pozisyon olduğu ve söz konusu görevi sürdüren personelin gerekli vasıfları yitirip yitirmediklerinin zaman içerisinde değerlendirilmesi gerektiğinin yöneticilik pozisyonunun bir gereği olduğu kabul edilebilirse de, bu değerlendirmeye dayalı olarak tesis edilen işlemin kamu yararı ve hizmet gerekleri gözetilerek tesis edildiğini idarenin hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya koyması gerektiği;
Olayda dava konusu işlemin nedenleri arasında gösterilen aylıktan kesme cezasının, açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla “ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle” iptal edildiği ve bu kararın Danıştay Beşinci Dairesinin 09/11/2016 tarih ve E:2016/10139, K:2016/5808 sayılı kararıyla onandığı, davacıyla ilgili şikayete konu olan eylemlerle ilgili olarak ise somut herhangi bir tespitin ortaya konulamadığı görüldüğünden, dava konusu atama işleminde kamu yararı ve hizmet gerekleri bakımından hukuka uygunluk görülmediği;
Öte yandan, İdare Mahkemesinin temyize konu kararında, davacının … Ağır Ceza Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurmak, Suç İşlemek Amacıyla Örgüte Üye Olmak, Hukuka Aykırı Olarak Kişisel Verileri Kaydetme, Devletin Güvenliğine İlişkin Gizli Belgeleri Temin Etme, Açıklanması Yasaklanan Gizli Belgeleri Temin suçlarından yargılandığı bilgisine de yer verildiği görülmüş ise de, sözü edilen bu davadaki tüm sanıkların beraat ettiği anlaşılmış olduğundan, davacının bu duruma ilişkin olarak kusurlandırılması da mümkün bulunmadığı sonucuna varılarak … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla;
Her ne kadar Danıştay Beşinci Dairesinin bozma kararında da yer verildiği üzere; dava konusu işlemin nedenleri arasında gösterilen aylıktan kesme cezasının iptali istemiyle açılan dava sonucunda … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla “ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle” iptal edildiği ve bu kararın Danıştay Beşinci Dairesinin 09/11/2016 tarih ve E:2016/10139, K:2016/5808 sayılı kararıyla onandığı görülmekte ise de; zamanaşımı nedeniyle disiplin cezası verilememesi mümkün olabilmekle birlikte, bu hususun kamu hizmetinin sağlıklı işletilmesini engelleyici nitelikte eylemleri tespit edilen ilgili hakkında idari tedbirler uygulanmasına engel teşkil etmediği;
Aynı şekilde kişinin ceza davasında beraat etmesinin, disiplin yönünden cezalandırılmasına engel teşkil etmediği gibi atama işlemlerini engelleyici bir yönü de bulunmadığı gerekçeleri eklenmek suretiyle davanın reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, atama işleminin gerekçesini teşkil eden eylemlerin somut olarak ne olduğunun idare tarafından bu aşamaya kadar ortaya konamadığı, esastan yargı denetiminden geçmemiş disiplin cezasına konu eylemin, sabit kabul edilerek aleyhe sonuç doğurmasının hukuken kabul edilemeyeceği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, İdare Mahkemesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile … İdare Mahkemesi ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin … İdare Mahkemesinin temyize konu … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının ONANMASINA,
3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/01/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.