Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2019/2547, Karar No: 2021/312

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2019/2547 E. , 2021/312 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
    Esas No : 2019/2547
    Karar No : 2021/312

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …
    VEKİLLERİ : Av. …, Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …

    İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onbirinci Dairesinin 31/05/2018 tarih ve E:2016/762, K:2018/2778 sayılı kararının iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: 24/11/1989 tarihinde … İl Milli Eğitim Müdürlüğünde göreve başlayan ve … İl Özel İdaresine naklen atanması nedeniyle 21/03/2013 tarihinde … üyeliği sona eren davacı tarafından, isteği dışında maaşından kesilen üyelik aidatlarının üye kalsa idi emekliye ayrılırken alacağı maddi yardım ölçü alınarak hesaplanması suretiyle ödenmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlem ile bu işleme dayanak gösterilen İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı Aidat ve Sosyal Yardımlar Yönetmeliğinin 10. maddesinin 3. fıkrasının ve 12. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinin iptali istenilmiştir.

    Daire kararının özeti:Danıştay Onbirinci Dairesinin 31/05/2018 tarih ve E:2016/762, K:2018/2778 sayılı kararıyla;
    İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı Aidat ve Sosyal Yardımlar Yönetmeliği’nin 12. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin iptali ile dava konusu bireysel işlemin iptali istemi yönünden:
    Yönetmelikte yer alan düzenlemeler uyarınca, 10 yıldan fazla aidat ödeyerek Sandık üyesi iken emekliye ayrılanlara emekli yardımı yapılması öngörülmüş iken, aynı süre üyeliği bulunmakla birlikte herhangi bir nedenle (branş değişikliği, kurumlar arası nakil gibi) üyeliği sona erenlerin ise “emekli yardımından” yararlanabilmelerinin “ileride emekli olmaları” koşuluna bağlanmasında hukuka uygunluk bulunmadığı, bu durumda olanların uğramış oldukları zararların, en son aidatın kesildiği tarihe kadar üye kalsa idi emekliye ayrılırken alacağı maddi yardım ölçü alınmak suretiyle hesaplanması ve belirlenen miktarın ödenmesi, eşitlik ilkesi ve hakkaniyet kuralları gereği olduğu,
    Nitekim, en az 120 ay aidat ödeyip herhangi bir nedenle üyeliği sona erenlere, aidat iadelerini almamaları kaydıyla, ileride emekli oldukları tarihte emekli yardımı ödenmesinin dayanağını oluşturan Yönetmeliğin 10. maddesinin 3. fıkrasındaki “aidat iadelerini almamak kaydıyla ileriki bir tarihte emekliye ayrılmaları halinde” ibaresinin iptali istemiyle açılan başka bir davada; Danıştay Onuncu Dairesinin 17/09/2012 tarih ve E:2011/9488, K:2012/3870 sayılı kararıyla söz konusu ibarenin iptal edildiği,
    Sandığa 10 yıldan fazla aidat ödeyip, herhangi bir nedenle üyeliği sona erenlerin, uğramış oldukları zararların, en son aidatın kesildiği tarihe kadar üye kalsa idi emekliye ayrılırken alacağı maddi yardım ölçü alınmak suretiyle hesaplanması ve belirlenen miktarın ödenmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından; bu durumda olanlara, ileride emekli olduğunda emekli yardımından feragat ettiğine dair yazılı dilekçe alınması halinde “aidat iadesi” yapılmasını düzenleyen Yönetmeliğin 12/1-d maddesinde ve 10 yıldan fazla aidat ödeyip kurum değişikliği nedeniyle üyeliği sona eren davacının, maaşından kesilen üyelik aidatlarının üye kalsa idi emekliye ayrılırken alacağı maddi yardım ölçü alınarak hesaplanması suretiyle ödenmesi talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı,
    Aidat ve Sosyal Yardımlar Yönetmeliği’nin 10. maddesinin üçüncü fıkrasındaki “aidat iadelerini almamak kaydıyla ileriki bir tarihte emekliye ayrılmaları halinde” ibaresinin iptali istemi yönünden:
    Anılan Yönetmeliğin 10. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “aidat iadelerini almamak kaydıyla ileriki bir tarihte emekliye ayrılmaları halinde” ibaresinin iptali istemiyle açılan başka bir davada; Danıştay Onuncu Dairesinin 17/09/2012 tarih ve E:2011/9488, K:2012/3870 sayılı kararıyla söz konusu ibarenin iptal edildiği, bu kararın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 10/12/2014 tarih ve E.2013/1288, K:2014/4890 sayılı kararıyla onandığı ve karar düzeltme aşamasından geçerek kesinleştiği anlaşıldığından, bu davada iptal istemi hakkında karar verilmesine yer bulunmadığı gerekçesiyle,
    İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı Aidat ve Sosyal Yardımlar Yönetmeliğinin 10. maddesinin üçüncü fıkrasındaki “aidat iadelerini almamak kaydıyla ileriki bir tarihte emekliye ayrılmaları halinde” ibaresinin iptali istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, aynı Yönetmeliğin 12. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ile dava konusu bireysel işlemin iptaline karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Daire kararının iptale ilişkin kısmı yönünden; davacının kurum değişikliği yapması nedeniyle 4357 sayılı Kanun gereği Sandık üyeliğinin sona erdiği, İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı Ana Statüsü’nün 18. maddesinin 2. fıkrasında ve İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı Aidat ve Sosyal Yardımlar Yönetmeliği’nin 10. maddesinin 1. fıkrasında, emeklilik yardımının yapılabilmesi için “emekliye ayrılmış olmak” ve “en az 120 ay aidat ödenmiş olmak” koşulunun birlikte arandığı, davacının “emekliye ayrılmış olmak” şartını taşımaması nedeniyle emekli yardımından yararlanamayacağı, talebi halinde aidatlarının yasal faiziyle birlikte iade edilebileceği, bu nedenle dava konusu işlemlerde mevzuata ve hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Danıştay Onbirinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:

    MADDİ OLAY :
    24/11/1989 tarihinde … İl Milli Eğitim Müdürlüğünde göreve başlayan ve … İl Özel İdaresine naklen atanması nedeniyle 21/03/2013 tarihinde … üyeliği sona eren davacının, üyelik aidatlarının üye kalsa idi emekliye ayrılırken alacağı maddi yardım ölçü alınarak hesaplanması suretiyle ödenmesi talebiyle yaptığı başvurunun, Yönetmeliğin 10. maddenin 3. fıkrası uyarınca “emekliye ayrılma” koşulunu sağlayamadığı gerekçesiyle reddedilmesi ve aidat iadesini almadan ileride emekliye ayrılması halinde emekli yardımından yararlanabileceğinin davacıya bildirilmesi üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT :
    Dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla, 4357 sayılı Hususi İdarelerden Maaş Alan İlkokul Öğretmenlerinin Kadrolarına, Terfi, Taltif ve Cezalandırılmalarına ve Bu Öğretmenler İçin Teşkil Edilecek Sağlık ve İçtimai Yardım Sandığı İle Yapı Sandığına ve Öğretmenlerin Alacaklarına Dair Kanunun 11. maddesinin 1. fıkrasında, “Hükmi şahsiyeti haiz ve Maarif Vekaletine bağlı olmak üzere (İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve İçtimai Yardım Sandığı) adı ile bir sandık kurulur.” kuralı; 2. fıkrasında, “Maarif Vekaleti bütçesinden maaş alan ilkokul öğretmenleri, ilkokul yardımcı ve stajyer öğretmenleri, yetiştirme yurtları öğretmenleri, arızalı çocuklara ilk tahsillerini veren müesseselerin öğretmenleri, Maarif müdürleri, ilkögretmen müfettiş ve denetmenleri, uygulama okulu öğretmenleri, İlköğretim Umum Müdürlüğü ve maarif müdürlüklerinde vazifeli memurlar ile Sandık işlerinde çalışan memurlar Sandığa azadırlar.” kuralı; 3. fıkrasında, “Sandık azası iken emekliye ayrılanlar, isterlerse azalıklarını devam ettirebilirler.” kuralı; 5. fıkrasında da, “Sandığın, azalarına hangi hallerde ve ne miktarda karşılıksız veya karşılıklı yardım yapacağı 14 üncü maddede yazılı “Ana statü” de belirtilir.” kuralı; 14. maddesinin 3. fıkrasında ise, “Sağlık ve İçtimai Yardım Sandığının tediyeleri Divanı Muhasebat vizesine tabi değildir. Sandığın idaresi, işleyiş tarzı ve esasları Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığınca hazırlanan bir “Ana Statü” ile tespit olunur.” kuralı yer almıştır.
    Anılan Kanunun 14. maddesine istinaden Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı Ana Statüsünün 15. maddesinde, “Sandık üyelerine aşağıda belirlenen hallerde sosyal muhtevalı yardımlar yapılır.
    1- İkraz (Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı’nın ikraz usullerine göre Yönetim Kurulu kararı ile), 2- Evlenme yardımı, 3- Tabii afet yardımı, 4- Şehit Yardımı, 5- Ölüm yardımı, 6- Maluliyet yardımı, 7- Emeklilik yardımı.
    Yukarıda sayılan yardımlar Sandık hükmi şahsiyetinin mali imkanları ölçüsünde her yıl, yıllık kesin hesap ve bütçe durumlarına bakılarak gerçekleştirilir.
    Yardımlara nasıl hak kazanılacağı, yardım miktarı, müracaat şekli, ibrazı gereken belgeler özel bir Yönetmelikle tesbit olunur.” kuralı yer almıştır.
    Ana Statüsünün anılan maddesine istinaden hazırlanan ve dava tarihinde yürürlükte olan İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı Aidat ve Sosyal Yardımlar Yönetmeliğinin “Emekli Yardımı” başlıklı 10. maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarında; “(1) Sandık üyesi iken en az 120 ay aidat ödeyip emekli olanlara veya üyelik kapsamında iken 120 ay aidat ödeyip üyelik kapsamı dışına çıkanlardan aidat iadelerini almayanların ileride emekli olmaları halinde;
    a) Üyenin Sandığa ödemiş olduğu aidat toplamının yüzde yüz elli fazlası tutarı,
    b) Üyenin ödediği son aidat tutarının yüz ile çarpımının tutarı,
    c) Üyenin son aidat tutarının dört katının aidat ödenen toplam yılla çarpımının
    tutarı toplamı,
    bir defaya mahsus olmak üzere emekli yardımı olarak ödenir. …
    (3) (Değişik fıkra Şubat 2010/2629 TD) Üyelik kapsamında iken; Sandığa en az 120 ay aidat ödemiş olanlardan, herhangi bir nedenle üyeliği sona erenlere; aidat iadelerini almamak kaydıyla ileriki bir tarihte emekliye ayrılmaları halinde, üye iken ödediği en son aidat üzerinden emekli yardımı usul ve esaslarına göre ödeme yapılır.” kuralına yer verilmiştir.
    Aynı Yönetmeliğin, dava tarihinde yürürlükte olan ve dava konusu düzenlemeyi de içeren “Aidatların iadesi” başlıklı 12. maddesinde; “(1) (Değişik birinci fıkra: Şubat 2010/2629) Üyelik sürelerine bakılmaksızın;
    a) (Değişik bent: Şubat 2010/2629) Üyelik kapsamında iken üyelikleri sona erenlere,
    b) (Değişik bent: Şubat 2010/2629) 120 ayını doldurmadan emekli olanlara,
    c) (Değişik bent: Mart 2012/2654 TD) Sandığımızdan emekli yardımı almış olanların, tekrar üyelik kapsamında bir göreve dönmeleri halinde, göreve döndükten sonraki ödemiş oldukları aidatları, ödendiği tarihler dikkate alınarak yasal faizi ile birlikte kendilerine iade edilir….
    d) (Ek bent Mart 2012/2654 TD) 120 ayın üzerinde üyeliği ve aidatı bulunup, üyeliği sona erenlerin aidat iadesi talep etmesi halinde, ileride emekli olduğunda, emekli yardımından feragat edeceğine dair yazılı dilekçe,
    …. eklenir.” kuralına yer verilmiştir.
    Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun; “Dava açma süresi” başlıklı 7. maddesinde,
    “1. Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür.

    4. İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz.” hükmüne yer verilmiştir.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Dava konusu bireysel işlemin iptali istemi yönünden;
    İdari işlemlerin hukuki denetiminin tesis edildikleri tarihte mevcut olan hukuki duruma göre yapılacağı idare hukukunun bilinen ilkelerindendir. Dava konusu uyuşmazlıkta, davacı tarafından üyelik aidatlarının üye kalsa idi emekliye ayrılırken alacağı maddi yardım ölçü alınarak hesaplanması suretiyle ödenmesi talebiyle yapılan başvuru, Yönetmeliğin 10. maddenin 3. fıkrası gerekçe gösterilerek reddedilmiştir. Oysa anılan hüküm Danıştay Onuncu Dairesinin 17/09/2012 tarih ve E:2011/9488, K:2012/3870 sayılı kararıyla iptal edilmiş olup işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla (07/05/2013) yürürlükte değildir.
    Bu durumda, hukuka saygılı bir idarenin anılan yargı kararını gözeterek davacının talebinin kabulü yönünde işlem tesis etmesi gerekirken, yargı kararıyla iptaline karar verilmiş bir hükme dayanarak işlem tesis etmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı açıktır.
    Öte yandan, davacı tarafından temyize cevap dilekçesinde iddia edilen yargı kararının doğru uygulanmadığı iddiası bu davanın konusu değildir.
    İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı Aidat ve Sosyal Yardımlar Yönetmeliği’nin 12. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi yönünden;
    Uyuşmazlığa konu olan süreçte; davacı tarafından üyelik aidatlarının üye kalsa idi emekliye ayrılırken alacağı maddi yardım ölçü alınarak hesaplanması suretiyle ödenmesi talebiyle başvuru yapıldığı, dava konusu işlemde ise bu talebin Yönetmeliğin 10. maddesinin üçüncü fıkrası gerekçe gösterilerek reddedildiği görülmektedir.
    Ayrıca dava konusu işlemde, aidat iadesi talep edilecek ise müracaatta bulunulması halinde birikmiş aidatların yasal faizi birlikte ödenebileceği yönünde bilgi verildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu işlemin, bahsi geçen bu kısmı bilgi verme mahiyetinde olup Yönetmeliğin 12. maddesi kapsamında tesis edilmiş bir idari işlem değildir. Bu bağlamda, dava konusu Yönetmelik hükmünün dava konusu işlemin dayanağı olduğu iddiası yerinde olmadığından, anılan Yönetmelik hükmü yönünden söz konusu davanın süresinde açılıp açılmadığının incelenmesi gerekir.
    Dava konusu Yönetmelik hükmünün Mart 2012 tarih ve 2654 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Tebliğler Dergisinde yayımlandığı, bakılmakta olan davanın ise 05/07/2013 havale tarihli dilekçe ile açıldığı görülmekle, 60 günlük dava açma süresi geçtikten sonra açılan davanın anılan kısmının süre aşımı nedeniyle incelenmesine olanak bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalı idarenin temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine,
    2. Danıştay Onbirinci Dairesinin temyize konu 31/05/2018 tarih ve E:2016/762, K:2018/2778 sayılı kararının anılan kararın, dava konusu bireysel işlem yönünden verilen iptale ilişkin kısmının yukarıda yer verilen gerekçe ile ONANMASINA,
    3. Anılan kararın, dava konusu Yönetmeliğin 12. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendine ilişkin kısmının BOZULMASINA,
    4.Bozulan kısım yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Danıştay Onikinci Dairesine gönderilmesine,
    5. Kesin olarak, 17/02/2021 tarihinde Yönetmeliğin 12. Maddesinin 1. Fıkrasının (d) bendi yönünden oyçokluğu bireysel işlem yönünden oybirliği ile karar verildi.

    KARŞI OY

    X- Dava, İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı Aidat ve Sosyal Yardımlar Yönetmeliğinin 10. maddesinin 3. fıkrasının, 12. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinin ve anılan hükümler uyarınca tesis davacı hakkında tesis edilen bireysel işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
    Dava konusu edilen Yönetmelik hükümlerinden 12. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde; 120 ayın üzerinde üyeliği ve aidatı bulunup, üyeliği sona erenlerin aidat iadesi talep etmesi halinde, form dilekçeye ileride emekli olduğunda, emekli yardımından feragat edeceğine dair yazılı dilekçe eklemesi gerektiği hususu kurala bağlanmıştır.
    Dava konusu işlem incelendiğinde ise söz konusu işlemde, Yönetmeliğin 10. maddesinin üçüncü fıkrası gerekçe gösterilerek davacının üyelik aidatlarının üye kalsa idi emekliye ayrılırken alacağı maddi yardım ölçü alınarak hesaplanması suretiyle ödenmesi talebi reddedilmiş ve “Ancak; aidat iadesi talep etmeniz halinde, yazımız ekinde sunulan müracaat formunun tarafınızca doldurularak gönderilmesi halinde birikmiş aidatlarınız yasal faizi ile birlikte iade edilecektir.” ifadelerine yer verilmiştir.
    Anılan ifade, açıkça Yönetmeliğin 12. maddesinin uygulanmasına yönelik bir uygulama işlemi olup bu sebeple anılan Yönetmelik maddesi yönünden davada süre aşımı bulunmadığından, temyiz incelemesinin uyuşmazlığın esası yönünden yapılması gerektiği oyuyla aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir