Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2019/1507, Karar No: 2021/325

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2019/1507 E. , 2021/325 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
    Esas No : 2019/1507
    Karar No : 2021/325

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu

    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 10/12/2018 tarih ve E:2012/1295, K:2018/3829 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Bayilik lisans sahibi davacıya ait akaryakıt istasyonundan 20/10/2009 tarihinde yapılan denetimde alınan numunelerin analizi sonucunda, tağşiş ve/veya hile amacıyla akaryakıta katılabilecek ürünleri akaryakıta kattığının tespit edildiği ve bu fiilin 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 8. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendine aykırı olduğundan bahisle, anılan Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin (4) numaralı alt bendi ve aynı maddenin dördüncü fıkrası uyarınca 134.400-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin 23/02/2012 tarih ve 3709-64 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
    Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 10/12/2018 tarih ve E:2012/1295, K:2018/3829 sayılı kararıyla;
    Davacıya ait akaryakıt istasyonunda 20/10/2009 tarihinde yapılan denetimde, istasyonda bulunan tank içerisinde yer alan sıvıdan numune alındığı ve analiz edilmek üzere TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Kimya Enstitüsüne gönderildiği; yapılan analiz sonucunda düzenlenen … tarih … sayılı raporda, söz konusu numunenin organik çözücü (motorin, benzin) ve az miktarda bitkisel yağ karışımından oluştuğunun belirtildiği, dolayısıyla tağşiş ve/veya hile amacıyla akaryakıta katılabilecek ürünlerin akaryakıta katıldığının tespit edildiğinden bahisle, 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinin ihlali nedeniyle davacıdan alınan yazılı savunma ile Denetim Dairesi Başkanlığının konuya ilişkin görüşü Kurul gündemine intikal ettirilmek suretiyle idarî para cezası verilmesine ilişkin Kurul kararının tesis edildiği;
    5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Lisans sahiplerinin temel hak ve yükümlülükleri” başlıklı 4. maddesinin birinci fıkrası, “Bayiler” başlıklı 8. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi, 19. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin (4) numaralı alt bendi ile aynı maddenin dördüncü fıkrasına yer verilerek;
    Dairelerinin 22/04/2015 tarihli ara kararıyla, uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Kimya Enstitüsünden; … tarih ve … sayılı analiz raporunda, numunenin organik çözücü (motorin, benzin) içerdiği belirtildiğinden, akaryakıt türleri arasında sayılan motorin ve benzinin hangi nedenle ve nasıl “organik çözücü” olarak kabul edildiğinin; motorin, benzin ve az miktarda bitkisel yağ karışımından oluşan ürünün, 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinde belirtilen “tağşiş ve/veya hile amacıyla akaryakıta katılabilecek ürün” olarak kabul edilip edilemeyeceğinin sorulduğu; TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezinin … tarih ve … sayılı cevabî yazısında, motorin ve benzinin, ham petrol rafinasyonu ile elde edilen hidrokarbon karışım olduğu, ham petrolün kimyasal kompozisyonunu oluşturan hidrokarbonların, parfinler, naftenler, aromatik hidrokarbonlar, olefinik hidrokarbonlar, hibrit hidrokarbonlar, perol asitleri, fenoller, kartan ve asfalt olarak tanımlandığı, ham petrolün rafinasyon prosesi koşullarına bağlı olarak elde edilen benzinin, C4-C12 aralığı hidrokarbonların, motorinin ise C9-C28 aralığı hidrokarbonların karışımından oluştuğu, hidrokarbonların, sadece karbon ve hidrojenden oluşan kimyasal maddelerin genel adlandırılması olduğu, endüstriyel önemi olan bir çok hidrokarbon bileşiğinin ham petrol rafinasyon prosesi ile üretildiği, endüstrinin bir çok alanında yaygın olarak kullanılmakta olan hidrokarbon bileşiklerinin büyük çoğunluğunun çözücü olarak nitelendirildiği ve kullanıldığı, motorin ve benzinin kimyasal kompozisyonunda yer alan hidrokarbon bileşiklerinin endüstrinin farklı alanlarında çözücü olarak kullanıldığı, söz konusu numune ile ilgli olarak elde edilen analiz sonuçları değerlendirildiğinde, 5015 sayılı Kanun’un 2. maddesinin beş numaralı alt bendinde verilen “akaryakıt” tanımına uymadığının ve teknik düzenlemelere uygun akaryakıt olmadığının görüldüğü, numunenin anılan Kanun’un 2. maddesinin yirmibir numaralı alt bendinde tanımlanan kaçak akaryakıt olabileceği ve yasa dışı yollardan piyasaya sürülerek araçlarda yakıt olarak kullanılabileceği ve Kanun’un 8. maddesinde belirtilen “tağşiş ve/veya hile amacıyla akaryakıta katılabilecek ürün” olarak kabul edilebileceği hususlarına yer verildiği;
    Bu durumda, tağşiş amacıyla akaryakıta ürün kattığı akredite laboratuvar analizi sonucunda düzenlenen rapor ile saptanan davacı hakkında 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin (4) numaralı alt bendi uyarınca ve anılan maddenin dördüncü fıkrası hükmü göz önünde bulundurularak idarî para cezası verilmesine ilişkin dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; dava konusu idari para cezasının hiçbir yasal dayanağının ve geçerli nedeninin bulunmadığı, eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
    “a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
    b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
    c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacının temyiz isteminin reddine,
    2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 10/12/2018 tarih ve E:2012/1295, K:2018/3829 sayılı kararının ONANMASINA,
    3. 18/02/2021 tarihinde, oybirliği ile kesin olarak karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir