Danıştay 9. Daire, Esas No: 2019/3827, Karar No: 2021/1336
Danıştay 9. Daire Başkanlığı 2019/3827 E. , 2021/1336 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2019/3827
Karar No : 2021/1336
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı-…
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Davacı adına,kredi kartı ile olan satışlarını kayıt ve beyan dışı bıraktığı yolunda alınan takdir komisyonu kararına dayanılarak 2015/Ekim ve Kasım dönemleri için re’sen tarh edilen katma değer vergisi ile kesilen bir kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı süre aşımı nedeniyle reddeden, … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunu reddeden … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: E-tebligat yapıldığı tarihte mükellefiyet kaydı bulunmadığından kendisine tebligatın e-tebligat yoluyla yapılamayacağı, teknik bilgi verilmediğinden e-tebliğ aktivasyonunun vekaletname verdiği işçisi tarafından yapıldığı, e-tebligat için yapılan başvurudan görüleceği üzere davalı idarenin SMS ile bilgilendirme yükümünü yüklendiği, olayda SMS bilgilendirmesi yapılmadığından tarh işleminin hukuken tekemmül etmediği, öğrenme tarihine göre açılan davanın süresinde olduğu iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Dosyanın incelenmesinden, davacının 18.10.2017 tarihinde vergi dairesi müdürlüğüne verdiği dilekçesinde “…213 sayılı Kanunun 19.maddesinde yer alan vergi alacağının vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vuku veya hukuki durumun tekemmülü ile doğacağı hükmü gereğince vergiyi doğuran olayla ilgili olarak hukuki durumun tekemmülünün gerçekleşmediği, bu nedenle böyle bir borcu bulunmadığından cezalı tarhiyatların kaldırılmasını” istediği, başvurunun reddi yönündeki … tarih ve … sayılı cevabi yazının 09.11.2017 tarihinde tebliği üzerine 24.11.2017 tarihinde açılan davada Vergi Mahkemesince … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ile 2577 sayılı Yasa’nın 3.ve 5. maddeleri uyarınca, dava dilekçesinin, eksiklikler giderilmek ve katma değer vergisi tarhiyatı ile işleme karşı ayrı ayrı davalar açmakta serbest olmak üzere reddedildiği, karar verilmesi üzerine, bu karara istinaden yenilenen dilekçe ile görülen davada tarhiyatın kaldırılması isteminin, ihbarnamelerin e-tebliğ yoluyla 04.06.2017 tarihinde tebliğ edildiği, mali tatil ve adli tatil süreleri dikkate alındığında davanın en geç 08.09.2017 tarihinde açılması gerekirken, dava süresinin geçmesinden sonra 24.11.2017 tarihinde açıldığı, diğer yandan 213 sayılı Kanunun 113. ve devamı maddeleri uyarınca dava dilekçesinin düzeltme başvurusu kapsamında maddede sayılı hata türlerine ilişkin bir iddiayı barındırmadığı gerekçesiyle, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 118.maddesi 3.bendinde, “Mevzuda hata: Açık olarak vergi mevzuuna girmeyen veya vergiden müstesna bulunan gelir, servet, madde, kıymet, evrak ve işlemler üzerinden vergi istenmesi veya alınmasıdır” kuralına; aynı Yasanın 124/1.maddesinde ise, “Vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanlar şikayet yolu ile Maliye Bakanlığına müracaat edebilirler.” kuralına yer verilmiştir.
Bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamak tarafların, bu olguları hukuken nitelendirmek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamak da hâkimin görevidir. Diğer bir deyişle; bir davada maddi olayı anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir. Davacının 18.10.2017 tarihinde vergi dairesi müdürlüğüne verdiği dilekçesinde “vergiyi doğuran olayın gerçekleşmediği, bu nedenle borcu bulunmadığından tarhiyatın kaldırılmasını” talep ettiği dikkate alındığında, davacının başvurusunun vergilendirme hatalarından, mevzuda hata kapsamında yapılan bir düzeltme başvurusu olduğu anlaşılmaktadır. Davacı ilk dava dilekçesinde dava konusu işlem olarak davalı idarenin … tarih ve … sayılı cevabi yazısını ve G.İ.B. Gönüllü Uyum Pos İzleme Kapsamında İzlenecek Mükellefler Hakkında Yapılacak İşlemlere ilişkin Açıklamalar başlıklı belgeyi dava dilekçesine eklemiş, dava konusu işlemin tebliğ tarihini davalı idarenin cevabı yazısının tebliğ tarihi olarak dilekçesinde belirtmiş, dava dilekçesi içeriğinde de davalının … tarih ve … sayılı cevabı yazısının, söz konusu tarhiyatların hukuka aykırı olduğundan kaldırılması gerektiği iddiasında bulunmuş, dilekçenin sonuç kısmında ise dava dilekçesi ekinde fotokopisi bulunan davalı vergi dairesinin yazısının, tarhiyatların iptalini talep etmiştir.
Bu durumda, düzeltme başvurusunun reddi yönündeki davalı idarenin … tarih ve … sayılı cevabi yazısının davacıya 09.11.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 30 günlük dava açma süresi içinde 24.11.2017 tarihinde açıldığı, dilekçenin reddine ilişkin kararın hukuka aykırı olarak verildiği hususları dikkate alınmaksızın, 2577 sayılı Kanunun 15/1-e maddesi uyarınca, dilekçenin görevli idare merciine tevdiine karar verilmesi gerekirken, davayı süre aşımı nedeniyle reddeden Vergi Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi kararında hukuka uyarlık bulunmadığından, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İleri sürülen iddialar temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına, temyiz isteminde bulunandan …-TL maktu harç alınmasına, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 02/03/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.