Danıştay 8. Daire, Esas No: 2021/6741, Karar No: 2022/2014

Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2021/6741 E. , 2022/2014 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/6741
Karar No : 2022/2014

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1- …
VEKİLLERİ : H. Müş. …

2- …Bakanlığı
VEKİLLERİ : H. Müş. …- H. Müş. … H. Müş. …

DAVANIN KONUSU :
1. Kadın Hastalıkları Doğum Uzmanı olan davacının, “perinatoloji” alanında lehine yan dal uzmanlık belgesi düzenlenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Sağlık Bakanlığı Sağlık Eğitimi Genel Müdürlüğünün …gün ve …sayılı işlemi ile
2. Bu işlemin dayanağı olan 18.7.2009 gün ve 27292 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan mülga Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliğinin Geçici 10. maddesinde yer alan; “…ve bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce…” ibaresi ile “…beş yıl süreyle…” ibaresinin ve “…bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içerisinde…” ibaresinin iptali istemidir.

DAVACININ İDDİALARI :
Üst hukuk normlarına ve kamu yararına aykırı olduğu, başvuru tarihi itibarıyla beş yıllık sürenin doldurulduğu öne sürülmektedir.

DAVALI İDARELERİN SAVUNMALARI :
Dava konusu düzenleyici işlemde ve bu düzenleme esas alınarak tesis edilen bireysel işlemde, üst hukuk normlarına ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : 1136 sayılı Avukatlık Kanununun ”Avukatlık ücreti” başlığını taşıyan 164. maddesinde; avukatlık ücretinin, avukatın hukukî yardımının karşılığı olan meblâğı veya değeri ifade edeceği, davanın sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücretinin avukata ait olduğu kurala bağlanmıştır.
Karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 2020 Avukatlık Ücret Tarifesinin 1. maddesinde; mahkemelerde, tüm hukuki yardımlarda, taraflar arasındaki uyuşmazlığı sonlandıran her türlü merci kararlarında ve ayrıca kanun gereği mahkemelerce karşı tarafa yükletilmesi gereken avukatlık ücretinin tayin ve takdirinde, 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve bu Tarife hükümlerinin uygulanacağı; ”Uygulanacak tarife” başlığını taşıyan 21. maddesinde, avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan Tarife esas alınacağı kurala bağlanmıştır.
Vekalet ücreti, avukatın yargılama süreci boyunca gerçekleştirdiği hukuki yardımın karşılığıdır. Bu nedenle de yargılama sürecinin bir bütün olarak tamamlandığı tarihte geçerli olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücreti takdir edilir. Bu perspektiften hareketle yargılama safahatı boyunca, uyuşmazlık bir bütün olarak tamamlanmadan, dava konusu işlemlerden bir kısmı bakımından, kesinleşme söz konusu olsa dahi bu kısımlara ilişkin olarak vekalet ücretinin kesinleştiği söylenemez.
Diğer bir anlatımla, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin yukarıda aktarılan kuralları uyarınca, vekalet ücretine, davanın sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan Tarifeye göre hükmedilmesi gerekmektedir. Dava konusu işlemlerden biri ya da bir kaçı yönünden verilen kararın, temyiz edilmemesi sonucu kesinleşmiş olması durumunda, uyuşmazlık sona ermemekte, dava konusu diğer işlemler bakımından avukatın, sunduğu hukuki yardım ve dava devam etmektedir. Uyuşmazlık konusu her bir işlem bakımından da ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmediği dikkate alındığında, kesinleşen her bir işlem bakımından, karar sonucunun kesinleşmesi ile birlikte vekalet ücretinin de kesinleştiğinin kabul edilmesinin, 1136 sayılı Avukatlık Kanununa ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine aykırı olacağı açıktır.
Bu nedenle, vekalet ücreti bir bütün olarak yargılama sürecinin tamamlandığı tarihte geçerli olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre karara bağlanmalıdır.
Bakılan davada; Dairemizin 11.02.2020 tarih ve E:2019/6188, K:2020/668 sayılı kararıyla Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 30.10.2017 tarih ve E:2014/5126, K:2017/3278 sayılı bozma kararına uyularak, davanın reddine karar verilmiştir. Davanın reddine karar verilirken, uyuşmazlığın sonucu itibarıyla kısmen karar verilmesine yer olmadığına, kısmen de davanın reddine karar verildiğinin dikkate alınması suretiyle, karşılıklı olarak kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin uyarınca vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmiştir. Uyuşmazlıkta; bireysel işlemin iptaline, düzenleyici işlem yönünden ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, davanın sonucunun dikkate alınması suretiyle karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi uyarınca tek bir vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir. Bu kararın, iptale ilişkin kısmının temyiz edilmesi üzerine, iptale ilişkin kısmının bozulmasına karar verilmekle birlikte, karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmı temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Kesinleşen kısım, karar sonucuna ilişkin olup, uyuşmazlığın nihai olarak sonuçlandırılmaması, avukatın hukuki yardımının devam etmesi nedeniyle vekalet ücretine ilişkin olmadığı açıktır.
Aksinin kabul edilmesi durumunda, önce kesinleşen kısım için hükmedilen vekalet ücretinin tabi olduğu tarife ve miktar ile davanın nihai olarak sonuçlanması üzerine verilen vekalet ücretinin tabi olduğu tarife ve miktarın farklı olacağı ve bu yönde yargılamada, Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine aykırı olarak taraflar arasında bir eşitsizliğe yol açılacağı yadsınamaz.
Nitekim, vekalet ücreti bakımından, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 23.12.2021 tarih ve E:2021/3097, K:2021/3294 sayılı kararı ve 04.05.2017 tarih ve E:2015/915, K:2017/1934 sayılı kararı da bu yöndedir.
Bu bağlamda; yukarıda aktarılan hususlar dikkate alınmakla birlikte, Danıştay Dava Dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların temyizen bozulması durumunda ısrar olanağı tanınmaması nedeniyle bozma kararı doğrultusunda karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava, Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı olan davacının, “perinatoloji” alanında yan dal uzmanlık belgesi verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Sağlık Bakanlığının …tarih ve …sayılı işlemi ile bu işlemin dayanağı olan 18/07/2009 tarih ve 27292 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği’nin Geçici 10. maddesinde yer alan, “ve bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce”, “beş yıl süreyle” ve “bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içerisinde” ibarelerinin iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay Sekizinci Dairesinin 11/02/2020 tarih ve E:2019/6188, K:2020/668 sayılı kararıyla;
Dairelerinin 27/05//2014 tarih ve E:2011/8554, K:2014/4282 sayılı dava konusu Yönetmelik yönünden karar verilmesine yer olmadığına, bireysel işlemin ise iptaline ilişkin kararının; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 30/10/2017 tarih ve E:2014/5126, K:2017/3278 sayılı kararı ile iptale lişkin hüküm fıkrasına yönelik davalı idarelerden Sağlık Bakanlığının temyiz istemi kabul edilerek bu kısmın bozulması üzerine bozma kararına uyularak, bozulan kısım hakkında yapılan yargılama sonucunda; davacının, 08/11/2004 tarihinde kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olması nedeniyle, mülga Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği’nin 10. maddesinde öngörülen, 18/07/2009 tarihi itibarıyla, beş yıllık süre şartını sağlamadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, dava kısmen karar verilmesine yer olmadığı, kısmen ret ile sonuçlandığından yargılama giderlerinin taraflar arasında yarı yarıya paylaştırılarak üzerlerinde bırakılmasına karar verilmiş ve taraflar lehine karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan 2020 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Bu karar davalı idarelerden Cumhurbaşkanlığı’nın temyiz istemi üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 02/06/2021 günlü E:2020/2123 K:2021/1132 sayılı kararıyla;Daire kararının davalı idareler aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesine ilişkin kısmı incelendiğinde; temyizen incelenen kararın anılan kısmı usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediği; daire kararına yönelik vekalet ücreti yönünden temyiz istemine gelindiğinde ise; temyizen incelenen uyuşmazlıkta, öncelikle dava konusu Yönetmelik maddesi hakkında Danıştay Sekizinci Dairesince 27/05/2014 tarihinde karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, bu karar sonucunda o tarihte yürürlükte bulunan Tarife’ye göre davacı lehine vekalet ücretine hükmedildiği ve anılan kararın bu kısmının, taraflarca temyiz edilmemesi üzerine kesinleştiğinin görüldüğü; temyize konu karar ile Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun, bireysel işlem açısından verdiği bozma kararına uyularak davanın bu kısım yönünden reddine karar verildiği ancak bu kez yine davanın karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmı nedeniyle davacı lehine yeniden vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmış olup, Danıştay Sekizinci Dairesinin davacı lehine vekalet ücretine hükmedilen karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararının, temyiz edilmeyerek kesinleştiği görüldüğünden, bozma kararı sonrasında verilen temyize konu kararda, kesinleşen kısma dayanılarak hükmedilen vekalet ücretinin mükerrerliğe yol açtığı sonucuna varıldığından, temyize konu kararın, davacı lehine 3.000,00-TL vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçeleriyle davalı idarelerden Cumhurbaşkanlığının temyiz isteminin, vekalet ücretine ilişkin kısım yönünden kabulüne, yargılama giderlerine ilişkin kısım yönünden reddine, davanın reddine yönelik Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 11/02/2020 tarih ve E:2019/6188, K:2020/668 sayılı kararının yargılama giderlerine ilişkin kısmının onanmasına; anılan Daire kararının davacı lehine 3.000,00-TL vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmının bozulmasına karar verilmiştir.
2577 sayılı Yasanın 46. maddesinin 1. fıkrasında Danıştay Dava Daireleri kararlarına karşı Danıştayda temyiz yoluna başvurulabileceği, 2575 sayılı Yasanın 38. maddesinde İdari Dava Daireleri Kurulunca idari dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların temyizen inceleneceği, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesinin 4. fıkrasında da; idare mahkemelerinin bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebileceği öngörülürken, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu belirtilerek, Danıştay Dava Dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların temyizen bozulması halinde ise ısrar olanağı tanınmamıştır.
Bu durumda temyize konu kararın davacı lehine 3.000,00 -TL vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararına uyularak, bozma kararı doğrultusunda karar verilmesi, yukarıda anılan yasa hükmü gereği olduğundan, vekalet ücreti yönünden anılan bozma kararı doğrultusunda hüküm kurulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ SÜREÇ :
Dava; Kadın Hastalıkları Doğum Uzmanı olan davacının, “perinatoloji” alanında lehine yan dal uzmanlık belgesi düzenlenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Sağlık Bakanlığı Sağlık Eğitimi Genel Müdürlüğünün …gün ve …sayılı işlemi ile bu işlemin dayanağı olan 18.7.2009 gün ve 27292 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliğinin Geçici 10. maddesinde yer alan; “…ve bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce…” ibaresi ile “…beş yıl süreyle…” ibaresinin ve “…bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içerisinde…” ibaresinin iptali istemiyle açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlıkta; Dairemizin 27.05.2014 tarih ve E:2011/8554, K:2014/4282 sayılı kararıyla dava konusu bireysel işlemin iptaline, düzenleyici işlem yönünden dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Anılan kararımızın bireysel işlemin iptaline ilişkin kısmının, davalı Sağlık Bakanlığı tarafından temyiz edilmesi üzerine bireysel işlemin iptaline ilişkin kısmı Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 30.10.2017 tarih ve E:2014/5126, K:2017/3278 sayılı kararıyla bozulmuştur. Düzenleyici işlem yönünden verilen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmı ise temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Dairemizin 11.02.2020 tarih ve E:2019/6188, K:2020/668 sayılı kararıyla Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 30.10.2017 tarih ve E:2014/5126, K:2017/3278 sayılı kararına uyularak, davanın reddine karar verilmiştir. Davanın reddine karar verilirken, uyuşmazlığın sonucu itibarıyla kısmen karar verilmesine yer olmadığına, kısmen de davanın reddine karar verildiği dikkate alınmak suretiyle, karşılıklı olarak kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmiştir.
İdari Daire Daireleri Kurulunun 02.06.2021 tarih ve E:2020/2123, K:2021/1132 sayılı kararıyla, anılan kararımızın, davalı idareler aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesine ilişkin kısmı yönünden, temyizen incelenen kararın anılan kısmının usul ve hukuka uygun olduğu, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddiaların kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediği; vekalet ücretine ilişkin kısmı yönünden, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilen karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararın, temyiz edilmeyerek kesinleştiği görüldüğünden, bozma kararı sonrasında verilen temyize konu kararda, kesinleşen kısma dayanılarak hükmedilen vekalet ücretinin mükerrerliğe yol açtığı, temyize konu kararın, davacı lehine 3.000,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davalı idarelerden Cumhurbaşkanlığının temyiz isteminin, vekalet ücretine ilişkin kısım yönünden kabulüne, yargılama giderlerine ilişkin kısım yönünden reddine, kararın yargılama giderlerine ilişkin kısmının onanmasına, davacı lehine 3.000,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmının bozulmasına karar verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının Danıştay’da temyiz edilebileceği; 2575 sayılı Kanunun 38. maddesinde, İdari Dava Daireleri Kurulunca idari dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların temyizen inceleneceği; 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin 4. fıkrasında da, Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç 50. madde hükümlerinin kıyasen uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümleri uyarınca İdare mahkemelerinin bozmaya uymayarak eski kararlarında ısrar edebilmeleri mümkün iken, Danıştay Dava Dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların temyizen bozulması durumunda ısrar olanağı tanınmamıştır.
Bozma kararı gözönünde bulundurularak, yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda; düzenleyici işlem yönünden, Dairemizce 27.05.2014 tarihinde karar verilmesine yer olmadığına karar verdiği ve bu karar sonucunda o tarihte yürürlükte bulunan Tarife’ye göre davacı lehine 1.500,00 TL vekalet ücretine hükmedildiği dikkate alınarak, davacı lehine yeniden 3.000,00 TL vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine,
2. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 24.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir