Danıştay 8. Daire, Esas No: 2020/6779, Karar No: 2021/600

Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2020/6779 E. , 2021/600 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    SEKİZİNCİ DAİRE
    Esas No : 2020/6779
    Karar No : 2021/600

    Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : … Madencilik A.Ş.
    Vekili: Av. …

    Karşı Taraf (Davalı) : … Genel Müdürlüğü
    Vekili : Av. …

    İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    Danıştay Tetkik Hakimi : …
    Düşüncesi : İstemin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeyerek işin gereği görüşüldü:
    Dava, Artvin ili, Yusufeli ilçesi hudutları dahilinde bulunan ER:… ve Sicil:… sayılı maden ruhsatının mali eksikliklerin tamamlanmadığından bahisle 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 24. maddesi uyarınca iptal edilmesine ilişkin 22/08/2014 tarihli işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
    İdare Mahkemesince, davacı şirket ile tebligatı alan … isimli şahsın çalıştığı dava dışı şirketin, aynı adresi işyeri adresi olarak gösterdiği ve her iki şirketin de ortağı olan bir ortaklarının bulunduğu göz önüne alındığında, aynı adreste faaliyette bulunan bu iki şirketten birine gelen tebligattan, tebligatın muhattabı olan şirketin haberdar olmamasının hayatın olağan akışına uygun düşmediği, öte yandan aynı adreste faaliyet göstermelerinin bir takım külfetleri olması nedeniyle basiretli bir tacir olarak bunları bertaraf edici önlemlerin alınarak faaliyette bulunulması gerektiğinden, tebligatın usulüne uygun olarak yapıldığı ve geçerli olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı; bu durumda, mali eksikliklerin tamamlattırılmasına ilişkin yazının yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun bir şekilde davacı şirkete tebliğ edildiğinin görülmesi karşısında davacı şirket uhdesinde bulunan ER:… ve Sicil:… sayılı maden ruhsatının mali eksikliklerin tamamlanmadığından bahisle iptal edilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebligatın yapılması” başlıklı 1. maddesinde; “Kazaî merciler, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idareler, (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumlar, (IV) sayılı cetvelde yer alan sosyal güvenlik kurumları ile vakıf yükseköğretim kurumları, il özel idareleri, belediyeler, köy hükmî şahsiyetleri, barolar ve noterler tarafından yapılacak elektronik ortam da dâhil tüm tebligat, bu Kanun hükümlerine göre Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü veya memur vasıtasıyla yapılır.” hükmünü haizdir.
    Aynı Kanun’un “Elektronik Tebligat” başlıklı 7/a maddesinde ise;
    “ Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.
    1. 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar.
    2. 5018 sayılı Kanunda tanımlanan mahallî idareler.
    3. Özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan fonlar ve kefalet sandıkları.
    4. Kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunların bağlı ortaklıkları, müessese ve işletmeleri.
    5. Sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıklar.
    6. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları.
    7. Kanunla kurulanlar da dahil olmak üzere tüm özel hukuk tüzel kişileri.
    8. Noterler.
    9. Baro levhasına yazılı avukatlar.
    10. Sicile kayıtlı arabulucular ve bilirkişiler.
    11. İdareleri, kamu iktisadi teşebbüslerini veya sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıkları; adli ve idari yargı mercileri, icra müdürlükleri veya hakemler nezdinde vekil sıfatıyla temsile yetkili olan kişilerin bağlı bulunduğu birim.
    Birinci fıkra kapsamı dışında kalan gerçek ve tüzel kişilere, talepleri hâlinde elektronik tebligat adresi verilir. Bu durumda bu kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
    Diğer taraftan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun temyize konu kararın verildiği tarih itibarıyla geçerli olan haliyle 49. maddesinin 1/c bendinde yer alan, “Usul hükümlerine uyulmamış olunması” hususu, temyiz incelemesi sırasında Mahkeme kararını bozma nedenleri arasında gösterilmiştir.
    Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından, bakılmakta olan dosyanın vekil aracılığıyla takip edildiği, son olarak … Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı vekaletnamesi ile aralarında Av. …’in de bulunduğu bir kısım avukatların vekil tayin edildiği, anılan vekaletnamenin 31/12/2017 tarihine kadar geçerli olduğu, başka bir ifadeyle “Süreli Vekaletname” olduğu görülmüştür.
    Uyuşmazlıkta, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı iptal kararı Dairemizin 02/10/2019 tarih ve E:2015/11133, K:2019/8148 sayılı kararıyla bozulmuş; anılan bozma kararı davacı vekili Av. …’e 13/04/2020 tarihinde elektronik yolla tebliğ edilmiş ise de, yukarıda sözü edilen süreli vekaletname uyarınca adı geçen avukat ile davacı şirket arasındaki vekalet ilişkisi 31/12/2017 tarihi itibarıyla sona ermiş olup, bu tarihten sonrası için, kararın tebliğ edildiği tarihe kadar geçerli olacak şekilde davacı şirket veya avukat tarafından yeni bir vekaletname sunulmamıştır.
    İlgililerin herhangi bir hak kaybına uğramamaları açısından sıkı şekil şartlarına tabi olan tebligat usul ve esaslarına uyulması önem arz etmekte olup, bu şartlara uyulmaması mahkemeye erişim hakkı ve adil yargılanma hakkı gibi ilgililerin ulusal ve uluslararası düzenlemeler ile korunan temel haklarının ihlaline neden olabilmektedir.
    Buradan hareketle, Dairemizin 02/10/2019 tarih ve E:2015/11133, K:2019/8148 sayılı bozma kararının vekalet ilişkisi sona eren avukata tebliğ edildiği, diğer bir anlatımla, 7201 sayılı Kanun uyarınca usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinin kabul edilmesine imkan bulunmadığı anlaşılmakla, bu tebligata göre karar düzeltme yoluna başvurulmamış sayılma gibi hak düşürücü bir neticeye yol açıldığı sonucuna varılmaktadır.
    Bu durumda, hak kaybının giderilebilmesi için sözü edilen bozma kararının usulüne uygun olarak yeniden tebliği gerektiğinden, usulsüz olarak yapılan tebligat üzerine verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
    Açıklanan nedenlerle; … İdare Mahkemesinin temyize konu kararının bozulmasına, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmediğinden kullanılmayan …-TL yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davacıya iadesine, dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 02/02/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir