Danıştay 8. Daire, Esas No: 2020/4955, Karar No: 2021/220
Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2020/4955 E. , 2021/220 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/4955
Karar No : 2021/220
DAVACI : … Organizasyon Temizlik Spor Hizmetleri İnşaat Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Bakanlığı – …
VEKİLİ : …
DAVANIN KONUSU : Sarıyer Belediye Başkanlığı’nca kurulan, belediye iştiraki olan davacı şirket tarafından belediye şirketlerinin genel kurul kararlarının Ticaret Sicil Müdürlüklerince tescili aşamasında, genel kurula katılan belediye temsilcileri için belediye meclis kararı alınması gerektiği yönünde görüş belirten … gün ve …sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü işleminin iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI : Ticaret Bakanlığı’nca görüş sorulması üzerine tesis edilen dava konusu işlemin davalı bakanlıkça ticaret sicil müdürlüklerine iletilmiş olması nedeniyle işlemin yürütülebilir bir işlem olduğu; işlemin özellikle personel istihdamı için kurulacak şirketler yönünden belirsizliğe yol açtığı, her şirket genel kurulu için, ayda bir kez toplanan belediye meclisinden karar istenmesinin şirket faaliyetlerini sekteye uğratacağı, söz konusu yetkinin, Belediye Kanunu’nun 38. maddesi uyarınca belediye başkanına ait olup, meclisin böyle bir yetkisine kanunda yer verilmediği, davalı Bakanlığın da diğer bakanlıklara görüş verme görevinin bulunmadığı öne sürülmektedir.
DAVALININ SAVUNMASI : Davalı Bakanlıkça, hem kendi birimleri hem de diğer tüm bakanlıklar ile sürekli görüş alış-verişinde bulundukları; bu amaçla tesis edilen işlemlerin iç yazışma mahiyetinde olduğu, bağlayıcı olmadığı, görüş soran biriminde kendi görüşleriyle bağlı olmadıkları, bu itibarla; dava konusu görüş yazısınında aynı mahiyette görüş belirten bir yazı olduğu; görüş isteyen Ticaret Bakanlığı’na bir talimat verilmediği ve görüş yazısıyla bağlı olmadıkları, asıl yetkilinin Ticaret Bakanlığı olduğu; esasa yönelik ise; belediyenin karar organı olan belediye meclisinden karar alınması gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davanın incelenmeksizin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ SÜREÇ :
Ticaret Sicil Müdürlüklerinde, belediye şirketlerinin genel kurul kararı ile bu şirketlerde belediyeyi temsil için yeni temsilci atanmasına dair karaların tescili aşamasında oluşan tereddüt nedeniyle, Ticaret Bakanlığı’nın, davalı bakanlıktan görüş istemesi üzerine, davalı Bakanlık tarafından Ticaret Bakanlığı’na gönderilen dava konusu görüşte; “belediye tüzel kişiliğinin, aynı zamanda yönetim kurulu üyesi/müdürü olduğu belediye iştiraki şirketlerde, yönetim kurulu ya da müdürler kurulunda belediye tüzel kişiliğini temsil etmek üzere yetkilendirilen gerçek kişinin değiştirilmesine yönelik tescil talepleri ile pay sahibi belediyeyi temsilen şirketin genel kuruluna katılacak gerçek kişi temsilcinin belirlenmesinde; belediye meclisinden karar alınması gerektiğinin değerIendiği” yönünde yazı yazılmış, bu yazıyı esas alan Ticaret Bakanlığı da, Çevre Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü’nün görüşü doğrultusunda hareket edilmesi gerektiğine dair ticaret sicil müdürlüklerine gönderilen Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü’nün 15/05/2019 günlü Genelgesini yürürlüğe koymuştur.
Davacı tarafından,Ticaret Bakanlığı tarafından yürürlüğe konulan Genelgenin iptali istenilmeksizin, davalı Bakanlık tarafından verilen görüş yazısının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1/a bendinde; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları idari dava türleri arasında sayılmış olup, aynı Kanun’un 14. maddesinin 3/d bendinde; dava dilekçesinin dava konusu edilen işlemin idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı yönünden inceleneceği; 15. maddesinin (1/b) bendinde ise, dava konusu edilen işlemin, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem niteliğinin bulunmaması durumunda davanın reddine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
Öğreti ve uygulamada; ilk inceleme hususlarından biri olarak öngörülen kesin ve yürütülebilir işlem kavramı icrai işlem kavramı ile birlikte değerlendirilmekte ve kamu gücü ve kudretinin üçüncü kişiler üzerinde ayrıca başka bir işlemin varlığına gerek olmaksızın doğrudan doğruya çeşitli hukuki sonuçlar doğurmak suretiyle etkisini gösterdiği işlemlerin icrai nitelikte oldukları belirtilmektedir. İlgililer hakkında hukuksal bir etki göstermeyen danışma kararları, görüş belirten kararlar, uygulama ve hazırlık işlemleri, bildirici ve iç düzen işlemleri gibi işlemlerin icrai nitelikte olmadıkları ve idari davaya konu edilemeyecekleri kabul edilmektedir. Bu kapsamda bir idari kararın alınmasından önce tesis edilen, karar almaya yetkili makamı bağlamayan, bilgilendirici, aydınlatıcı ve yönlendirici özelliği haiz, asıl işlemin hazırlık sürecinde geçirilmesi gereken bir aşamayı ifade eden, idari işlemi meydana getiren iradenin bir parçasını oluşturmayan işlemlerin ilgililerin hukuksal durumlarında etki yaratacak nitelikte bulunmadıkları ve idari davaya konu olamayacakları açıktır.
Olayda ise, dava konusu edilen yazının, tescil işlemlerini yapmakla yetkili olan idareye verilen bağlayıcı niteliği bulunmayan görüş niteliğinde olduğu, dolayısıyla idari davaya konu edilebilecek kesin ve yürütülebilir nitelikte işlemlerden olmadığı sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davanın İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen … toplam TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmediğinden … TL yürütmeyi durdurma harcının ve posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere,
21/01/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.