Danıştay 8. Daire, Esas No: 2019/8195, Karar No: 2020/6216
Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2019/8195 E. , 2020/6216 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/8195
Karar No : 2020/6216
Kararın Düzeltilmesi İsteminde Bulunan (Davalı): … Valiliği
(… ve Koordinasyon Başkanlığı)
Vekili : Av. …
Karşı Taraf (Davacı) : … İnş.Kaplıca Tic.Tur.Ltd.Şti.
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Danıştay Sekizinci Dairesinin 02/05/2019 tarih ve E:2014/7278, K:2019/4031 sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İstemin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Danıştay dava daireleri ve İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulları tarafından verilen kararlar hakkında karar düzeltilmesi yoluna başvurulabilmesi 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinde yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
Dava, Eskişehir İl Merkezi’nde jeotermal su kullanan tesislerin İl Özel İdaresi tarafından belirlenen tutarda su tüketmesi, daha fazla su kullanılması halinde 0.30 TL/m3 bedel üzerinden su bedeli ödenmesi ve İl Özel İdaresi tarafından 2008 yılında intibakı yapılarak verilen ruhsatların bir kısmı mülk sahipleri adına, bir kısmı ise kiracılar adına düzenlendiğinden konunun idarece tekrar incelenerek uygulamada eşitlik/birliktelik sağlanması yolunda alınan … günlü, … sayılı Eskişehir İl Genel Meclisi kararının iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu incelendiğinde, işletme ruhsatları düzenlenirken işletmenin tüketebileceği kaynak debisinin belirlenmesi ve saptanan bu miktar üzerinde tüketim yapıldığında işletmecilerden alınacak ücretin tespit edilerek tahsili hususunda İl Özel İdarelerine yetki/görev veren bir düzenleme bulunmadığı,İl Özel İdarelerinin kuyunun doğal debisinden az bir kullanım miktarı (debi) belirleyerek fazlası için ücretlendirme yapabileceği anlamına gelecek bir ibareye yer verilmediği,ruhsatların kimi işletmelerde mülk sahipleri ile işletmecilerin farklı kişiler olmasından kaynaklanan bu durumun da, mevcut tüm ruhsatların iptal edilmesini ve azami kullanım debisinin de belirlenmesi suretiyle yeni işletme ruhsatları düzenlenmesini gerektiren hukuki bir neden teşkil etmeyeceği, her ne kadar davalı idare tarafından “alan bazında M.T.A adına tescilli olan sahada açılacak kuyular ile mevcut kullanımlarda debi azalmasının meydana gelebileceği, dava konusu işlemle debisi belirli olmayan bir işletmenin başka hak sahiplerinin olduğu bir sahada sınırsız tüketim yapmasının önüne geçilmesinin amaçlandığı” ileri sürülerek dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu belirtilmekte ise de; bu tür kötüye kullanımların ve jeotermal kaynağın israfının önüne geçilmesi amacıyla 5686 sayılı Kanun’da başka hukuki araçlar (işletmecilerin işletme projesine göre faaliyet göstermek zorunda olması, projeye uygunluğun idarece denetlenmesi, aykırılık halinde müeyyide uygulanması, kaynağın koruma alanları etütlerinin yaptırılması zorunluluğu …vb) öngörülmüş olduğundan, konu hakkında 5686 sayılı Kanun’la kendisine tanınan yetkileri kullanmak yerine yasal dayanağı olmayan bir uygulama gerçekleştiren davalı idarenin bu iddiasına itibar edilmediği belirtilerek dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (m) bendinde, “İdare payı : Akışkanın doğrudan ve/veya dolaylı kullanıldığı, işletme ruhsat sahibine ait işletmenin ve ilaveten kira sözleşmesi ile bir bedel karşılığında faaliyet gösteren tesislerin kaynaklarla ilgili gayrisafi hâsılatının % 1’i tutarında her yıl Haziran ayı sonuna kadar ruhsat sahibi ve/veya sözleşmeler yoluyla kaynağı kullanan gerçek ve tüzel kişilerce idareye ödenen payı” olduğu düzenlemesine, Yönetmeliğin geçici 1. maddesinin (a) bendinde, “İl Özel İdarelerinin doğrudan işlettiği veya İl Özel İdaresi tarafından kiraya verilmiş doğal çıkış ve kuyuların bulunduğu jeotermal alan, MTA adına tescilli ise MTA’ nın ilgili İdareye gönderdiği MİGEM tarafından verilmiş buluculuk tescil belgesindeki koordinatlar ile varsa MTA’ nın bildireceği bloke alan dikkate alınarak jeotermal alan bloke alanı ile birlikte MTA adına alan bazında intibak ettirilir. İntibak ettirilen bu alan üzerinde bulunan doğal çıkış ve/veya kuyular ise nokta bazında kuyu veya doğal çıkış adı, koordinatı, sıcaklığı, debisi, akışkanın cinsi gibi bilgiler belirtilerek hak sahibi adına doğal çıkış ve/veya kuyu bazında intibak ettirilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden davacı şirketin … Mahallesi, … Sokak, No:…, Merkez, Eskişehir adresinde bulunan hamama ilişkin, 2035 yılına kadar geçerli olan işletme ruhsatına sahip olduğu, davacının 2008 yılında, 5686 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesini takip eden 6 ay içinde Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nin geçici 1. maddesinin 1. fıkrası uyarınca söz konusu işletme ruhsatının intibakını yaptırdığı, daha sonra Eskişehir İl Özel İdaresi tarafından davacıya gönderilen … günlü, … sayılı yazı ile “Eskişehir İl Merkezinde faaliyet gösteren termal işletmelerin jeotermal kaynak işletme ruhsatlarının İl Genel Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı doğrultusunda yeniden düzenlendiği, idarelerince davacı adına 2008 yılında düzenlenen eski işletme ruhsatının hükümden düşmüş olması nedeniyle idarelerine iadesi gerektiği” hususlarının davacıya bildirildiği ve aynı yazı ekinde adına düzenlenen yeni işletme ruhsatının davacıya gönderildiği, yeni işletme ruhsatında, aynı hamam hakkında davacı adına 2008 yılında düzenlenen ruhsattan farklı olarak, debi bilgisine de yer verildiği ve hamamın jeotermal kaynaktan yararlanma hakkının 4.10 l/s olarak belirlendiği, bunun üzerine davacı tarafından, eski ruhsatının iptal edilmesine ve debi sınırlaması içeren yeni işletme ruhsatının düzenlenmesine dayanak oluşturan … günlü, … sayılı Eskişehir İl Genel Meclisi kararının iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, 5686 sayılı Kanun ve bu kanunun uygulanması amacıyla çıkarılan Yönetmelik’te intibak suretiyle alınan ruhsatların, davalı idarece taşınmazın mülk sahibi ile jeotermal kaynak ruhsatı bulunan kiracı davacının aynı kişi olmaması nedeniyle ruhsatın hükümden düşürülerek yeniden düzenlenmesi şeklinde bir usul bulunmadığından İdare Mahkemesince verilen karar yerinde olmakla birlikte, alan bazında MTA adına intibaklı olan davacının ruhsat alanını da içine alan bölgede açılacak yeni kuyuların debilerini doğru belirleyebilmek için davacının da debisinin belirli olması gerektiğinden ruhsatta davacının kullandığı jeotermal kaynağın debi bilgisine yer verilmesinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, bu durumun davacının ruhsatını iptal edilmesi suretiyle yapılmasının hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
Öte yandan 5686 sayılı Kanun ve bu kanunun uygulanması amacıyla çıkarılan Yönetmelik’te jeotermal kaynak işletme ruhsatı sahiplerinden, jeotermal akışkanı kullanması nedeniyle davalı idareye ödenecek bedelin idare payı adı altında her yıl Haziran ayı sonuna kadar ödeneceği bilgisine yer verildiği, bu bedel dşında jeotermal akışkanı kullananlardan alınacak bir bedel bulunmadığı, ruhsatta yer alacak debi miktarından fazla şekilde kötüye kullanımların 5686 sayılı Kanun’da başka hukuki araçlar (işletmecilerin işletme projesine göre faaliyet göstermek zorunda olması, projeye uygunluğun idarece denetlenmesi, aykırılık halinde müeyyide uygulanması, kaynağın koruma alanları etütlerinin yaptırılması zorunluluğu …vb) öngörüldüğünden dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulmadığından, davalı idarece yapılan kararın düzeltme isteminin belirtilen açıklama ile reddi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, istemde bulunan tarafından öne sürülen düzeltme nedenleri sözü edilen maddede belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığından karar düzeltme isteminin yukarıda belirtilen açıklama ile reddine, karar düzeltme giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, 30/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.