Danıştay 8. Daire, Esas No: 2019/7906, Karar No: 2021/248

Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2019/7906 E. , 2021/248 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    SEKİZİNCİ DAİRE
    Esas No : 2019/7906
    Karar No : 2021/248

    TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- … 2- …
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kaymakamlığı
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ
    Dava konusu istem: Tekirdağ ili, Çorlu ilçesi, … (…) köyünde bulunan, 6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan ve fiili kullanımlara ilişkin kadastrosu yapılarak … tarihinde askıya çıkarılan …, …, … ve … parsel sayılı taşınmazların bedelsiz olarak iade edilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve E… sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istenilmektedir.

    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; 6292 sayılı Kanun’a dayanılarak hazırlanan 345 sıra No.lu Milli Emlak Genel Tebliği’nin “İadeden Yararlanacaklardan İstenilecek Belgeler” başlıklı 12/c maddesinde, ilgililerden tapu ferağ işlemleri için T.C. kimlik numarasını içeren nüfus cüzdanının onaylı örneği, üç adet vesikalık fotoğraf, tüzel kişiler için ayrıca, taşınmaz tasarrufuna izinli olduğunu ve temsilcisini gösterir yetki belgesi ile imza sirküleri isteneceği belirtilmek suretiyle, anılan madde kapsamında yapılacak başvuruların tapu kayıtlarında değişiklik meydana getirme kuvvetini haiz olduğunun kabul edildiği; bu durumda, tapu kayıtlarında değişiklik meydana getirebilecek nitelikte açılmış olan işbu davanın görüm ve çözümünün adli yargının görev alanı içinde bulunduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.

    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacılar tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, dava konusu işlem yönünden İdare Mahkemesinin görevli olduğu ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının açıklama ile onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY
    Tekirdağ ili, Çorlu ilçesi, … (…) köyünde bulunan, 6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan ve fiili kullanımlara ilişkin kadastrosu yapılarak … tarihinde askıya çıkarılan …, …, … ve … parsel sayılı taşınmazların bedelsiz olarak iade edilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve E…. sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT
    2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’un 5. maddesinde; idare mahkemelerinin, vergi, uyuşmazlıklarıyla ilk derecede Danıştay’da çözümlenecek olanlar dışındaki iptal davalarını çözümlemekle görevli oldukları belirtilmiş; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde de, idari dava türleri arasında sayılan iptal davaları, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmış ve bu davaların da idari yargı yerinde görülmesi gerektiği hükme bağlanmıştır.
    İptal davalarının yukarıda anılan kanun maddelerinde yer verilen hükümler ile ortaya konulan hukuki nitelikleri göz önüne alındığında, idare hukuku alanında tek taraflı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen, yeni bir hukuki durum yaratan ya da değiştiren idari işlemlerinin iptal davasının konusunu teşkil ettiği açıktır.
    Anayasa Mahkemesi 25/05/1976 günlü, E:1976/1, K:1976/38 sayılı kararında idari işlemi kamu kurumu ya da idare örgütü içinde yer alan bir idari makamca verilmiş ve idarenin idare hukuku alanında gördüğü idari faaliyetlerle ilgili işlem olarak; Uyuşmazlık Mahkemesi de 20/02/1989 günlü, E:1988/2, K:1989/1 sayılı kararında, idari işlemi kamu kurum ve kuruluşları tarafından kamu hukuku kuralları uyarınca tek taraflı olarak tesis edilen ve re’sen uygulanabilir nitelikte olan hukuki tasarruf olarak tanımlamıştır.
    Öte yandan, 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun’un “2/A veya 2/B Belirtmelerinin Terkini ve İade Edilecek Taşınmazlar“ başlıklı 7. maddesinde;
    “(1) İlgililer tarafından idareye başvurulması ve idarece bu başvuru üzerine veya resen yapılan inceleme ve araştırma sonucunda doğruluğu tespit edilmesi hâlinde;
    a) Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Ancak bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilir.
    b) Özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan ancak daha sonra Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtları geçerli kabul edilir, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda Hazine adına tescil edilenler ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde ilgilileri tarafından idareye başvurulması hâlinde önceki maliklerine veya kanuni ya da akdî haleflerine bedelsiz olarak iade edilir. Ancak, bu kişilerden taşınmazlarına karşılık daha önce yer verilenlere veya bedeli ödenenlere iade işlemi yapılmaz.
    c) Bu fıkra kapsamında kalan taşınmazların kullanıcılarının kayıt maliklerinden farklı kişiler olmaları ve kayıt maliklerinin bu fıkradan yararlanmak istemeleri hâlinde, kullanıcılar bu Kanunda belirtilen şartları taşısalar dahi doğrudan satış hakkından yararlanamazlar.
    (2) Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan orman sınırı dışına çıkartılacak yerlerde bulunan ve Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulması gereken taşınmazların tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulmaz ve bunlar hakkında dava açılmaz.
    (3) Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan tapuda Hazine adına tescilli olan taşınmazlar hakkında aynı fıkrada belirtilen süre içerisinde idareye başvurmayan ilgililerin hakları bu süre sonunda sona erer, bu kişiler idareden başkaca talepte bulunamazlar, hak ve tazminat talep edemezler ve dava açamazlar. Bu taşınmazlardan Hazine adına tescilli olanlar idarece satış dâhil genel hükümlere göre değerlendirilir.
    (4) Bu maddeye göre ilgililerine iade edilmesi gereken taşınmazlardan orman olduğu iddiasıyla Orman Genel Müdürlüğünce açılan davalar sonucunda orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilen, fiilen orman niteliğinde olan veya bu nedenle dava açılması gereken, ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen, kamu hizmetlerine ayrılan veya bu amaçla kullanılan, özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gereken veya Maliye Bakanlığınca belirlenen taşınmazlar ilgililerine iade edilmez. Bu taşınmazların yerine, idarece belirlenen ve ilgililerince itiraz ve dava konusu edilmeksizin kabul edilen rayiç bedelleri ödenebilir veya rayiç bedellerine uygun taşınmazlar verilebilir.” hükmüne yer verilmiştir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    İdari makamlar tarafından, idarenin işlevine ilişkin olarak ve kamu gücü kullanılmak suretiyle yapılan, yeni bir hukuki durum yaratan veya varolan hukuki durumu değiştiren kesin ve icrai nitelikteki tek yanlı irade açıklamaları, idare hukukunda idari işlem olarak nitelendirilir ve bu işlemler idari yargı denetimine tabidirler.
    Dava konusu işlem, her ne kadar sonucu itibarıyla tapu kaydında değişiklik yapılması sonucunu doğuracak nitelikte bir işlem ise de, söz konusu taşınmazların 6292 sayılı Kanun kapsamında bedelsiz olarak iade şartlarını taşıyıp taşımadığının tespitine yönelik idari nitelikte bir ön işlem olduğu, anılan taşınmazların orman sınırı içerisine alınmasına ya da 2/B belirlemesi yönünde orman sınırı dışına çıkarılmasına ilişkin olmadığı açıktır.
    Bu bağlamda, davacıların uyuşmazlık konusu taşınmazların taraflarına doğrudan iadesi istemi üzerine davalı idarece 6292 sayılı Kanun’da öngörülen hak sahipliği şartlarının sağlanıp sağlanmadığı açısından değerlendirilme yapılmak suretiyle iade etme ya da iade etmeme yönünde tek yanlı irade açıklaması şeklinde işlem tesis edeceği göz önüne alındığında, davacılar tarafından iptali istenilen işlemin idare hukukunda idari işlem olarak nitelendirilmesi gerektiğinde kuşku bulunmamakta olup, başvurunun reddine ilişkin tesis edilen işlemin iptali istemi idari yargı mercilerinden istenilebilmektedir.
    Bununla birlikte, uyuşmazlık konusu parsellerin bedelsiz iadesi istemiyle daha önce davacıların murisleri tarafından yapılan başvuruların reddine yönelik işlemlere karşı davacıların murislerince açılan davalarda … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı ve aynı Mahkemenin … tarih ve E:…, K:… sayılı davanın görev yönünden reddine dair kararları üzerine, adli yargı merciince çıkartılan görev uyuşmazlığı neticesinde … Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğuna karar verilmiştir.
    Bu durumda, söz konusu taşınmazların davacılara bedelsiz olarak iade edilebilmesi için 6292 sayılı Kanun’da öngörülen şartları taşıyıp taşımadığının idari yargı yerince değerlendirilmesi gerekmekte ise de, dava konusu olayda, yukarıda ayrıntısına yer verilen Uyuşmazlık Mahkemesi kararı sonucunda adli yargı merciinde görülmekte olan dava ile aynı kök taşınmazın iadesinin reddine dair dava açısından da adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
    Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle,
    1. Temyiz isteminin reddine,
    2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda yer verilen açıklama ile ONANMASINA,
    3. Kesin olarak, 21/01/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir