Danıştay 8. Daire, Esas No: 2019/6208, Karar No: 2021/1170

Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2019/6208 E. , 2021/1170 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    SEKİZİNCİ DAİRE
    Esas No : 2019/6208
    Karar No : 2021/1170

    TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) …
    VEKİLİ : Av. …

    2- (DAVALI) … Bakanlığı – …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: İstanbul ili, Sultanbeyli ilçesinde bulunan … parsel sayılı taşınmazın hissedarlarından … halefi olarak 6292 sayılı Kanunun 7. maddesinin 4. fıkrası kapsamında taşınmaz hissesine isabet eden kısmın rayiç bedelinin ödenmesi ya da bedeline uygun yer gösterilmesi hususunda davacı tarafından yapılan 12.06.2018 tarihli başvurunun zımnen reddine dair davalı idare işleminin iptaline karar verilmesi istenilmektedir.

    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; dava dosyasının incelenmesinden, İstanbul ili, Sultanbeyli ilçesinde bulunan … parsel sayılı taşınmazın hissedarlarından … hissesine isabet eden kısma ilişkin olarak davacı tarafından … halefi sıfatıyla 6292 sayılı Kanunun 7. maddesinin 1. fıkrası kapsamında 12/09/2013 tarihli “bedelsiz iade” başvurusunda bulunulduğu, İstanbul Valiliği Defterdarlık Anadolu Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığı Kartal Emlak Müdürlüğü’nün … tarihli, … sayılı işlemi ile davacı talebinin reddedildiği, bu kez davacı tarafından 6292 sayılı Kanunun 7. maddesinin 4. fıkrası kapsamında rayiç bedelin ödenmesi talebi içerir 12.03.2018 tarihli ve 16.03.2018 tarihli dilekçelerle İstanbul Defterdarlığı Anadolu Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığı Kartal Emlak Müdürlüğü’ne ve Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü’ne başvuruda bulunulduğu, Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nce davacının başvurusunun İstanbul Defterdarlığına gönderildiği ve bu durumun … tarihli, … sayılı yazı ile davacıya bildirildiği, İstanbul Valiliği Defterdarlık Anadolu Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığı Kartal Emlak Müdürlüğü’nün 19.04.2018 tarihli, 69617 sayılı işlemi ile talebe konu taşınmazın “6292 sayılı Kanun’un 7/a ve b bentlerinde göre iade edilmesi gereken yerlerden olmadığı gibi “orman” vasfında Hazine adına tescil edilen yerlerden olduğundan …. Hazine adına kayıtlı … parsel karşılığında bedeline uygun başka bir taşınmazın teklif edilmesi veya rayiç bedelinin ödenmesinin mümkün bulunmadığından” bahisle davacı talebinin reddedildiği, 10.05.2018 tarihli dilekçe ile talebin reddine dair işleme itiraz edilerek dosyanın Milli Emlak Genel Müdürlüğü’ne gönderilmesinin talep edildiği, akabinde 25.05.2018 tarihli dilekçe ile yeniden Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nden 6292 sayılı Kanunun 7/4. maddesi uyarınca “rayiç bedel” ödenmesi talebinde bulunulduğu, Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nün … tarihli, … sayılı işlemi ile talebin daha öncekilerle aynı olduğundan … tarihli, … sayılı Milli Emlak Genel Müdürlüğü işlemine atıfla reddedildiği, davacı tarafından 12.06.2018 tarihli dilekçe ile 25.05.2018 tarihli başvurusuna ilişkin ek beyanların sunulduğu ve 6292 sayılı Kanunun 7/4. maddesi kapsamındaki taleplerin yinelendiği, bu başvuruya olumlu ya da olumsuz bir cevap verilmeyerek talebin zımnen reddedilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı; davacının 12.06.2018 tarihli başvurusunun, yeni bir işlemin yapılması isteğine yönelik olmayıp, 6292 sayılı Kanunun 7/4 maddesi hükmü kapsamında 12.03.2018 tarihinde İstanbul Defterdarlığı Kartal Emlak Müdürlüğü’ne ve 16.03.2018 tarihinde Milli Emlak Genel Müdürlüğü’ne yapıtığı başvurularının yinelenmesinden ibaret olduğu, Milli Emlak Genel Müdürlüğü’ne yapılan başvuru idarece İstanbul Defterdarlığı’na gönderilmiş olup, İstanbul Defterdarlığı Kartal Emlak Müdürlüğü’nün davacı başvurusunu … tarihli, … sayılı işlemle reddetmesi ile uyuşmazlığın doğduğu, 12.03.2018 ve 16.03.2018 tarihli davacı başvurularının reddine dair İstanbul Defterdarlığı Kartal Emlak Müdürlüğü’nün … tarihli, … sayılı işlemine davacı tarafından 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 11. maddesi kapsamında 10.05.2018 tarihinde itiraz edildiği ve davacının itirazına 60 günlük süre içinde cevap verilmeyerek itirazın 09.07.2018 tarihinde zımnen reddedildiği; her ne kadar 2577 sayılı Kanunun 11. maddesi kapsamında yapılan başvurularda asıl işlemin tebliğ tarihi dava açma süresinin hesaplanması bakımından önem arzetmekte ve … tarihli, … sayılı işlemin davacıya tebliğ tarihi dosya kapsamından tespit edilemese de, uyuşmazlık konusu olayda 09.07.2018 tarihinde oluşan zımni ret işleminden 93 gün sonra (10.10.2018 tarihinde) dava açıldığı gözetildiğinde, anılan eksikliğin karar verilmesine mani görülmediği; bu durumda, davacının 12.03.2018 ve 16.03.2018 tarihli başvurularının reddine dair … tarihli, … sayılı işleme karşı 10.05.2018 tarihinde yapılan itiraz üzerine 09.07.2018 tarihinde oluşan zımni ret işlemine karşı en geç 07.09.2018 tarihinde dava açılması gerekirken, 12.03.2018 ve 16.03.2018 tarihli başvurularla aynı mahiyetteki 11.06.2018 tarihli başvurunun zımnen reddedildiğinden bahisle 10.10.2018 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, yapılan başvuruların farklı hususlara ilişkin olduğu ve 2577 sayılı Kanunun 10. Maddesi kapsamında bulunduğu, bu nedenle dava açma süresinin kaçırılmadığı ileri sürülmektedir.
    Davalı idare tarafından, idareleri lehine vekalet ücretine hükmedilerek temyize konu kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmesi istenilmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacının temyiz isteminin reddine karar verilmesi savunulmakta olup, davacı tarafından davalının temyiz istemine karşı cevap verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle,
    1. Temyiz isteminin reddine,
    2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
    3. Kesin olarak, 24/02/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir