Danıştay 8. Daire, Esas No: 2019/3422, Karar No: 2021/2493

Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2019/3422 E. , 2021/2493 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/3422
Karar No : 2021/2493

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Birliği
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… K:…, Temyiz No:… sayılı temyiz isteminin reddine dair kararın ve … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odalar Birliği tarafından 28/11/2015-07/12/2015 tarihleri arasında yapılan Yeminli Mali Müşavirlik Mesleki Yeterlilik sınavlarına katılan davacının, bu kapsamda girdiği “Revizyon” dersine ait sınav kağıdına 40,00 puan verilmek suretiyle başarısız sayılmasına dair işleme karşı yaptığı itiraz üzerine sınav kağıdının yeniden değerlendirilmek suretiyle söz konusu derse ait sınav puanın 41,00 olarak tespit edilmesine ilişkin işlemin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile, uyuşmazlığın çözümü özel ve teknik uzmanlık gerektirdiğinden 04/10/2017 tarihli Mahkeme ara kararı ile davacıya ait sınav kâğıtları üzerinde emsal sınav kâğıtları dikkate alınarak bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, ara kararı doğrultusunda oluşturulan bilirkişi heyetine yaptırılan inceleme sonucunda hazırlanan bilirkişi raporunda, davacıya bilirkişilerce takdir edilen notun 41,00 puan olduğu bildirildiğinden, davacının, katıldığı Yeminli Mali Müşavirlik Mesleki Yeterlilik sınavının “Revizyon” dersine ait sınavdan aldığı 41 puan neticesinde başarısız sayılmasına ilişkin işlemde, hukuka aykırılık bulunmayarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar verilmiştir.
Davacı tarafından, Bölge İdare Mahkemesinin kesin olarak verdiği kararın temyiz edilmesi üzerine, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… K:…, Temyiz No:… sayılı kararı ile temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Karar kesin olarak verilmiş ise de; 2577 sayılı Kanunun 46/ı bendi kapsamında temyiz yolu açık davalardan olduğu, sınav notunun eksik hesaplanmasındaki ana unsur olarak cevap anahtarının hatalı olduğu belirtilmesine rağmen bu beyanlara yönelik açıklamada bulunulmadığı, dava dosyasında HMK uyarınca ve Bilirkişilik Kanunu uyarınca uygun bilirkişilerin seçilmediği, 2017 yılında görevlendirilen … ve …’nin 2017 yılına ait ilan edilen bilirkişi listelerinde bulunmadıkları, çelişki ve itirazlar dikkate alınmadan karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Dava, 2577 sayılı Kanunun 46/ı bendi kapsamında olmadığından kesin kararlardan olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : .. Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin temyiz isteminin reddi kararının kaldırılması ve davacının temyiz isteminin reddedilerek istinaf kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz” başlıklı 46’ncı maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendinde Ülke çapında uygulanan öğrenim ya da bir meslek veya sanatın icrası veyahut kamu hizmetine giriş amacıyla yapılan sınavlar hakkında açılan davalara yönelik olarak Bölge İdare Mahkemelerince verilen kararların Danıştay’da, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebileceği kurala bağlandığından, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… K:…, Temyiz No:… sayılı temyiz isteminin reddi kararı kaldırılarak işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacı, dava dosyasında HMK uyarınca ve Bilirkişilik Kanunu uyarınca uygun bilirkişilerin seçilmediği, 2017 yılında görevlendirilen … ve …’nin 2017 yılına ait ilan edilen bilirkişi listelerinde bulunmadıkları gerekçesi ile temyiz isteminde bulunmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Vergi Usul Kanununun uygulanacağı haller” başlıklı 31. maddesinde, bilirkişilerin, bilirkişilik bölge kurulları tarafından hazırlanan listelerden seçileceği ve bilirkişiler hakkında Bilirkişilik Kanunu ve 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiştir.
6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu’nun 12. maddesinin 5. fıkrasında, “Adli ve idari yargıda görev alacak bilirkişiler, bölge adliye mahkemelerinin yargı çevreleri esas alınmak suretiyle bilirkişilik bölge kurulları tarafından hazırlanan listelerden görevlendirilir. Ancak kendi bölge kurulu bilirkişi listesinde ilgili uzmanlık alanında bilirkişi olmasına rağmen diğer bir bölgedeki bilirkişinin, görevlendirme yapılan yere daha yakın bir mesafede bulunması durumunda, bu listeden de görevlendirme yapılabilir.” düzenlemesine; aynı maddenin 6. fıkrasında, “Bölge kurulunun hazırladığı listede bilgisine başvurulacak uzmanlık dalında bilirkişi bulunmaması hâlinde, diğer bölge kurulları bilirkişilik listelerinden, burada da bulunmaması hâlinde, 10 uncu maddenin (d), (e) ve (f) bentleri hariç birinci fıkrasında yer alan şartları taşımak kaydıyla listelerin dışından bilirkişi görevlendirilebilir. Listelerin dışından görevlendirilen bilirkişiler, bölge kuruluna bildirilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Bilirkişilerin görevlendirilmesi” başlıklı 268. maddesinin 1. fıkrasında, “Bilirkişiler, bölge adliye mahkemelerinin yargı çevreleri esas alınmak suretiyle bilirkişilik bölge kurulu tarafından hazırlanan listede yer alan kişiler arasından seçilir. Ancak kendi bölge listesinde ilgili uzmanlık alanında bilirkişi olmasına rağmen diğer bir bölgedeki bilirkişinin, görevlendirme yapılan yere daha yakın bir mesafede bulunması durumunda, bu listeden de görevlendirme yapılabilir.” düzenlemesine; “Bilirkişinin görevini yapmaktan yasaklı olması ve reddi” başlıklı 272. maddesinde, “Hâkimler hakkındaki yasaklılık ve ret sebepleriyle ilgili kurallar, bilirkişiler bakımından da uygulanır. Ancak, bilirkişinin, aynı dava veya işte daha önceden tanık olarak dinlenmiş bulunması, bir ret sebebi teşkil etmez.
Hâkimler hakkındaki yasaklılık sebeplerinden biri, bilirkişinin şahsında gerçekleşmişse, mahkeme, hüküm verilinceye kadar, her zaman bilirkişiyi resen görevden alabileceği gibi, bilirkişi de mahkemeden, görevden alınma talebinde bulunabilir.
Ret sebeplerinden birinin bilirkişinin şahsında gerçekleşmesi hâlinde taraflar, bilirkişinin reddini talep edebileceği gibi, bilirkişi de kendisini reddedebilir. Ret talebi veya bilirkişinin kendisini reddetmesinin, ret sebebinin öğrenilmesinden itibaren en geç bir hafta içinde yapılmış olması şarttır. Ret sebeplerinin ispatı için, yemin teklif edilemez.” düzenlemesine; “Bilirkişi raporuna itiraz” başlıklı 281. maddesinde, “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler….” düzenlemesine yer verilmiştir.
Dava dosyasında, … İdare Mahkemesince, re’sen bilirkişi seçilen kişilerde bilirkişileri ret sebebi bulunuyorsa yazının tebliği tarihinden itibaren 7 gün içerisinde bildirilmesinin istendiği ve bu yazının davacıya 24/11/2017 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davacı tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığı, 10/01/2018 tarihinde kayıtlara giren bilirkişi raporunun davacıya tebliği üzerine rapora itiraz dilekçesinde de bilirkişilerin reddini gerektiren bir sebebe yer verilmediği anlaşılmakta olup, kanunen kendisine bildirilen sürelerde itirazlarını ileri sürmeyen davacının bu aşamada itirazının inceleme olanağı bulunmamaktadır.
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen açıklama ile ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 22/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir