Danıştay 8. Daire, Esas No: 2019/10224, Karar No: 2021/4381
Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2019/10224 E. , 2021/4381 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/10224
Karar No : 2021/4381
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Birliği
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından işletilen … Eczanesinin muvazaalı olduğundan bahisle 6643 sayılı Kanun’un 30/c maddesi uyarınca hakkında 180 gün süre ile sanat icrasından men cezası verilmesine ilişkin TEB 1. Bölge İstanbul Eczacı Odası Haysiyet Divanı’nın … tarih ve … sayılı kararının aynen kabul ve tasdik edilmesine ilişkin Türk Eczacılar Birliği Yüksek Haysiyet Divanı’nın … tarihli ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; inceleme konusu olayda, muvazaa olduğu hususunun objektif bilgi ve belgelere dayandırılmadığı, başka bir ifade ile muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı, bir kısım aleyhe beyanlardan yola çıkılarak yapılan değerlendirmenin eczanenin muvazaalı olarak işletildiğinin kanıtı sayılamayacağı açık olduğundan, bir kısım ifadelerin de lehe olması ve ifadelerin başka bilgi ve belgelerle desteklenmemiş olması karşısında, gerekli yeterli inceleme yapılarak; taraflar arasındaki banka hesap hareketleri, ecza deposu sahiplerinin bilgisine başvurularak eczanelerle alış verişte kim tarafından muhatap alındıkları, ödeme, kredi ve senetlerin kim tarafından verildiği ve ödendiği, aynı şekilde ilaç mümessillerinin de ifadesine başvurularak eczaneye ilişkin iş ve işlemlerde kimlerin muhatap alındığı, yine eczanenin muhasebesini tutan muhasebeci nezdinde de araştırma yapılarak ve ifadesine başvurularak eczanenin muhasebe işlerinde kimin muhatap alındığı yönünde ifadesine başvurularak daha detaylı bir inceleme ve soruşturma yapılması ayrıca soruşturma sırasında eczane olarak işletilen taşınmazın işyeri sahibinin kardeşinin ifadesine başvurularak, malikin kardeşinin gözlemi ve ifadesinin esas alındığı, buna karşın işyerinin malikinin ifadesine başvurulmadığı gibi kira kontratının kimin imzaladığı, kira ödemelerinin ne şekilde ve kim tarafından yapıldığı yönünde de bir araştırma ve inceleme yapılması gerekirken; belirtilen hususlarda bir inceleme ve araştırma yapılmaksızın, dolayısıyla bu haliyle muvazaa iddiasının kesin bilgi, belgeler ve somut iddialarla ortaya konulmadan, salt aleyhe bazı ifadelere dayanılarak tesis edilen işlemde davacının eczanesinin muvazaalı olarak işletildiğinin her türlü şüpheden uzak kesin ve hukuken kabul edilebilir nitelikte belgelerle ispatlanamaması karşısında, davacının muvazaa nedeniyle 180 gün süreyle sanat icrasından men cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin İstanbul Eczacılar Odası tarafından verilen 180 (yüzseksen) gün sanat icrasından men cezası ile tecziye edilmesi kararına karşı yapılan itiraz neticesinde Türk Eczacılar Birliği Yüksek Haysiyet Divanı tarafından … tarih ve … sayılı kararla aynen kabul ve tasdikine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, davalı idare tarafından dava konusu muvazaa iddiasına ilişkin olarak daha kapsamlı bir soruşturma yapılarak işlem tesis edilebileceği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, istinaf kararında işin esasına girilmediği, işlem dosyasının incelenmesi ile davacının ne şekilde kimlerle muvazaalı eczane işlettiğinin ortaya çıktığı, hastalar, eczane çalışanları, eczanenin bulunduğu dükkanın sahibinin kardeşi, eczacı ve doktorlarla yapılan görüşmelerin ilaç mümessilleri ile görüşülmemiş olması nedeniyle eksik bulunarak iptal kararına gerekçe olamayacağı, Sosyal Güvenlik Kurumu baş müfettişi tarafından hazırlanan soruşturma raporunda muvazaa ilişkisinin son derece açık, anlaşılır ve objektif bilgi ve belgeler ile ortaya konulduğu, eczane çalışanları … ile …’ın verdikleri ifadelerde eczanelerin muvazaalı olarak işletildiğini açıkça belirttikleri, çalışanlar … ve …’in ise davacının eczanede fazla bulunmadığı, eczanedeki tüm işlerin … tarafından yapıldığı yönünde verdikleri ifade ile muvazaayı üstü kapalı olarak belirttikleri, zira adı geçenlerin … ile birlikte SGK raporu kapsamındaki iddialar nedeniyle yargılandıkları, hastaların hemen hemen hepsinin eczane sahibi olarak …’ı tanıdıkları ve bildikleri, Dr…’ın “… …’ın … ve başka eczaneleri işlettiğini duydum…” şeklinde ifadesinin bulunduğu, davacının SGK müfettişine verdiği ifadede davacıyı tanımıyor gibi davranmakla beraber, dava dilekçesinde adı geçenin bir dönem yanında kalfa olarak çalıştığını beyan ettiği, … ve … Eczaneleri arasında çalışan transferinin fazla olduğu, olayların …’ın boşanma davasından kaynaklanan olumsuzluklar olarak yansıtılmak istenmesiyle mahkemenin yanıltılmasının amaçlandığı, davacının daha fazla kişinin ifadesine başvurulması gerektiği yönündeki savunmasının bir eksiklik olarak nitelendirilmeyeceği, dosya kapsamında yeterli sayıda kişinin ifadesine başvurulduğu belirtilerek, Bölge İdare Mahkemesince verilen ret kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, işbu dava ile bağlantılı olduğuna karar verilen eczacı …’in … İdare Mahkemesi’nin E:… sayılı dosyasında görülen davada verilen iptal kararına ilişkin istinaf isteminin … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince reddedildiği, eczacı … tarafından ruhsat iptali işleminin iptali istemiyle açılan davada İdare ve İstinaf Mahkemelerince verilen ret kararlarının Danıştay 10. Dairesi’nin E.2019/8647, K:2019/5713 sayılı kararı ile bozulduğu, bozma gerekçesinin işbu dosyada verilen iptal ve istinaf ret kararında belirtilen gerekçeler olması nedeniyle davalının temyiz gerekçelerinin hukuka aykırı olduğu, davacının bütün kariyerini etkileyen ve ciddi ekonomik sonuçları olan bir karar alınırken ciddi ve titiz davranılması gerektiği, biz üç ifade aldık daha ne isitiyorsunuz şeklinde bir beyanın kabul edilmesinin mümkün bulunmadığı, mal sahibinin kendisinin ifadesinin alınması gerekirken kardeşinin ifadesinin yeterli görülmesi, ilaç mümessillleri, çevre esnaf ve doktorların ifadelerine başvurulmaması, ecza depo ödemeleri ile hesap hareketlerinin araştırılmaması, mali yönden eczanenin durumunun tespit edilmemiş olmasının hukukuka aykırı olduğu, davalı tarafın iddialarının aksine davacıya ceza verilirken usulüne uygun soruşturma yapılmadığı, sadece SGK raporunda belirtilen hususlara isitinaden savunma alınmakla yetinildiği, bu durumun Danıştay’ın yerleşik kararlarına aykırılık teşkil ettiği, 2011-2012 yılında yapılan şikayete istinaden yapılan ve ağırlıklı olarak 2008-2009 yıllarının araştırma konusu yapıldığı rapora isitinaden verilen cezanın hukuka aykırı olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge dare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 06/10/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.