Danıştay 8. Daire, Esas No: 2017/6621, Karar No: 2021/3942
Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2017/6621 E. , 2021/3942 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/6621
Karar No : 2021/3942
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü – …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Çimento San. ve Tic. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Kırklareli ili sınırları dahilinde ve davacı şirket uhdesinde bulunan … nolu maden ruhsat sahası ile ilgili olarak, 2011, 2012, 2013 ve 2014 yıllarında üretilip kendi tesislerinde çimento hammaddesi olarak kullanılan “kalker” madeninin, aynı yıllara ait devlet hakkı hesaplamasında %50 teşvik indiriminden yararlanmaması gerekirken yararlandığından bahisle, eksik ödediği ileri sürülen maden hakkının davacı şirket tarafından ödenmesi gerektiğine ilişkin Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanklığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve E… sayılı işleminin iptali ile yasaya aykırı olarak ödetildiği ileri sürülen gecikme zammı dahil 941.587,43 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davacı şirkete iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ile; Maden Kanunu’nun 9. maddesinin birinci fıkrasında 2010 yılında yapılan değişiklikten sonra, madencilik faaliyetlerinin Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen teşviklerden yararlandırılacağı, ancak hazır beton, asfalt ve yapı elemanları üretim tesislerinin, imalat sanayi sektörü dışında madencilik faaliyeti kapsamında değerlendirilmeyeceği yönündeki düzenlemeye göre, bu tesislerin imalat sanayi sektörü dışında olması halinde Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen teşviklerden yararlandırılmayacağı açık ise de, ürettiği madeni yurt içinde ve kendi tesisinde işleyip ek katma değer sağlayanlardan devlet hakkının %50’sinin alınmayacağına ilişkin ikinci fıkrada yer alan düzenlemenin, birinci fıkradan bağımsız, farklı bir uygulama olduğu, 2005 yılından itibaren 04/02/2015 tarihinde kabul edilen 6592 sayılı Yasa ile yapılan değişikliğe kadar ikinci fıkrada herhangi bir değişiklik yapılmadığı, ayrıca ikinci fıkranın bu indirimden yararlandırılmayacakların sayıldığı ikinci cümlesinde, II-a Grubu madenlerin de açıkça belirtilmediğinin anlaşıldığı, bunun yanı sıra 9. maddenin ikinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan, mıcır ile kaba inşaat, baraj, gölet, liman, yol gibi yapılarda kullanılan her türlü yapı hammaddesinin %50 devlet hakkı indiriminden yararlanamayacağı yönündeki düzenleme ile II-a Grubu madenlerin, agrega, mıcır veya öğütülerek kullanılacak kayaçlar olduğu da dikkate alındığında, kalkerin çimento üretiminde hammadde olarak kullanılması durumu ile doğrudan mıcır olarak kullanılması durumunu birbirinden ayırmak gerektiği, bu kapsamda ürettiği kalkeri yurt içinde ve kendi tesisinde çimento hammaddesi olarak kullanıp ek katma değer sağlayanlardan, bu tesislerde üretimde değerlendirilen maden miktarı için Kanun’un 9. maddesinde öngörülen %50 devlet hakkı indiriminden yararlandırılması, ancak doğrudan mıcır olarak kullanılan kalkerin ise %50 devlet hakkı indirimden yararlandırılmaması gerektiği, bu arada, Mülga Maden Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin 76. maddesine eklenen “Bu madenlerin çimento ve kireç fabrikası, enerji ve beton santralı, asfalt plent tesisi gibi ruhsat sahibinin kendi tesisinde kullanılması durumunda Kanunun 9 uncu maddesi kapsamında Devlet Hakkının %50’si alınmaz.” yönündeki düzenlemeye yeni yönetmelikte yer verilmemiş olması, üst hukuk normu olan Kanunda sayılan şartları taşıyan maden üreticilerine yine Kanunda öngörülen %50 devlet hakkı indiriminin uygulanmasını engelleyecek bir durum olarak kabul edilemeyeceği, davacı şirketin 2011,2012,2013,2014 yıllarında maden ruhsat sahasından çıkardığı ve kendi tesisinde çimento hammaddesi olarak kullandığı “kalker” madeni ile ilgili Maden Kanununun 9. maddesinde öngörülen %50 devlet hakkı indiriminden yararlandırılması gerekirken aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, yasal düzenlemeye aykırı olarak 2011,2012,2013,2014 yıllarına ait maden hakkının eksik ödendiğinden bahisle eksik ödendiği ileri sürülen kısmın davacı şirket tarafından ödenmesi gerektiğine ilişkin işlemin iptali ve ödenen bedelin ödeme tarihlerinden itibaren yasal faiz işletilmek sureti ile davacı şirkete iade edilmesi gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline ve iptale konu işlem nedeni ile yasaya aykırı olarak gecikme zammı dahil tahsil edilen 941.587,43 TL’nin, davalı idareye ödenmesi tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek sureti ile davacıya iadesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, kalker madenini çimento yapımında kullandığı, bu nedenle kalker madeninin çimento yapımında kullanılan bir yapı elemanı olduğu, kalkerin mıcır gibi öğütülerek kullanılan kayaç niteliğinde bulunduğu, Maden Kanunun 9. ve 2. maddesine göre yapı elemanlarının ve mıcır gibi öğütülerek kullanılan kayaçların teşvikten yararlanamayacağı, işlemin usul ve yasaya uygun olduğu ve temyize konu kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra 703 sayılı K.H.K. ile 3213 sayılı Maden Kanunu’na eklenen Geçici 33. madde ve 15/07/2018 tarih ve 30479 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4 Nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 766. maddesi uyarınca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı hasım mevkiiden çıkarılıp Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü hasım mevkiine alınarak işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 21/09/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY :
X- Dava, Kırklareli ili sınırları dahilinde ve davacı şirket uhdesinde bulunan … nolu maden ruhsat sahası ile ilgili olarak, 2011, 2012, 2013 ve 2014 yıllarında üretilip kendi tesislerinde çimento hammaddesi olarak kullanılan “kalker” madeninin, aynı yıllara ait devlet hakkı hesaplamasında %50 teşvik indiriminden yararlanmaması gerekirken yararlandığından bahisle, eksik ödediği ileri sürülen maden hakkının davacı şirket tarafından ödenmesi gerektiğine ilişkin Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanklığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve E… sayılı işleminin iptali ile yasaya aykırı olarak ödetildiği ileri sürülen gecikme zammı dahil 941.587,43 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davacı şirkete iadesine karar verilmesi karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, davacı şirketin 2011,2012,2013,2014 yıllarında maden ruhsat sahasından çıkardığı ve kendi tesisinde çimento hammaddesi olarak kullandığı “kalker” madeni ile ilgili Maden Kanununun 9. maddesinde öngörülen %50 devlet hakkı indiriminden yararlandırılması gerekirken aksi yönde tesis edilen işlemle yararlandırılmamasında hukuka uyarlık bulunmadığı, yasal düzenlemeye aykırı olarak 2011,2012,2013,2014 yıllarına ait maden hakkının eksik ödendiğinden bahisle eksik ödendiği ileri sürülen kısmın davacı şirket tarafından ödenmesi gerektiğine ilişkin işlemin iptali ve ödenen bedelin ödeme tarihlerinden itibaren yasal faiz işletilmek sureti ile davacı şirkete iade edilmesi gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline,iptale konu işlem nedeni ile yasaya aykırı olarak tahsil edilen gecikme zammı dahil 941.587,43 TL’nin, davalı idareye ödenmesi tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek sureti ile davacıya iadesine karar verilmiş olup, davalı idarenin istinaf başvurusu Bölge İdare Mahkemesince reddedilmiştir.
Davalı idare tarafından, çimentonun bir yapı malzemesi olması ve kalker madeninin de bu yapı malzemesinin bir ham maddesi olması sebebiyle teşvik uygulamasının söz konusu olamayacağı iddia edilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmiştir.
3213 sayılı Maden Kanunu’nun “Madenler” başlıklı 2. maddesinin dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan halinde, “Yer kabuğunda ve su kaynaklarında tabii olarak bulunan, ekonomik ve ticari değeri olan petrol, doğal gaz, jeotermal ve su kaynakları dışında kalan her türlü madde bu Kanuna göre madendir. Madenler aşağıda sıralanan gruplara göre ruhsatlandırılır:
I. Grup madenler
a) İnşaat ile yol yapımında kullanılan ve tabiatta doğal olarak bulunan kum ve çakıl.
b) Tuğla-kiremit kili, Çimento kili, Marn, Puzolanik kayaç (Tras) ile çimento ve seramik sanayilerinde kullanılan ve diğer gruplarda yer almayan kayaçlar.
(Değişik bent: 10/06/2010-5995 S.K./1.mad.) II. Grup madenler
a) Kalsit, Dolomit, Kalker, Granit, Andezit, Bazalt gibi kayaçlardan Agrega, mıcır veya öğütülerek kullanılacak kayaçlar.
b) Mermer, Traverten, Granit, Andezit, Bazalt gibi blok olarak üretilen taşlar ile dekoratif amaçla kullanılan doğal taşlar. ….” hükmüne yer verilmiştir.
Ayrıca aynı Kanunun 10/06/2010 tarihinde kabul edilen ve 24/06/2010 tarih ve 27621 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5595 sayılı Yasa ile değişik 9. maddesinde “(Değişik fıkra: 10/06/2010-5995 S.K/4.mad.) Madencilik faaliyetleri Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen teşviklerden yararlandırılır. Ancak hazır beton, asfalt ve yapı elemanları üretim tesisleri, imalat sanayi sektörü dışında madencilik faaliyeti kapsamında değerlendirilmez. Ürettiği madeni yurt içinde ve kendi tesisinde işleyip ek katma değer sağlayanlardan, bu tesislerde üretimde değerlendirilen maden miktarı için Devlet hakkının %50’si alınmaz. (Ek cümle: 29/12/2005-5446 S.K./1.mad) Bu hüküm I. Grup madenler ve mıcır ile kaba inşaat, baraj, gölet, liman, yol gibi yapılarda kullanılan her türlü yapı hammaddesi için uygulanmaz.” hükmüne yer verilmiştir.
Kalker gibi mıcır veya öğütülerek kullanılacak kayaçlar, II. Grup madenler olarak sayılmıştır. Madencilik faaliyetlerinin Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen teşviklerden yararlandırılacağı, ürettiği madeni yurt içinde ve kendi tesisinde işleyip ek katma değer sağlayanlardan, bu tesislerde üretimde değerlendirilen maden miktarı için Devlet hakkının %50’sinin alınmayacağı, ancak, bu hükmün I. Grup madenler ve mıcır ile kaba inşaat…gibi yapılarda kullanılan her türlü yapı hammaddesi için uygulanmayacağı açıktır.
Bu durumda, çimentonun bir yapı malzemesi olması ve kalker madeninin de bu yapı malzemesinin hammaddesi olarak kullanılması sebebiyle, davacı şirketin 3213 sayılı Kanunun 9. maddesinde devlet hakkı için öngörülen teşvik uygulamasından yararlandırılamayacağı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, temyize konu kararın bozulması gerektiği düşüncesiyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.