Danıştay 8. Daire, Esas No: 2016/14023, Karar No: 2021/1387
Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2016/14023 E. , 2021/1387 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/14023
Karar No : 2021/1387
Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : … Üniversitesi Rektörlüğü …/ …
Vekili Av. …
Karşı Taraf (Davacı) : …
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının iptal ve kabule dair kısımlarının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının kısmen onanması kısmen bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, İstanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde uzmanlık öğrencisi olarak görev yapan yabancı uyruklu davacının, uzmanlık eğitimine başladığı 27.07.2011 gününden itibaren döner sermaye gelirine fiilen katkıda bulunduğundan bahisle döner sermaye ek ödemesinden yararlanmak istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanlığının … gün … sayılı işleminin iptali, yoksun kalınan döner sermaye payının işletilecek faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; davacının öğretim elemanı olması nedeniyle ilgili birimlerde aktif olarak görev yaptığı ve gelirin elde edilmesine doğrudan katkıda bulunduğu, kanun ve yönetmeliklere göre kendisine döner sermayeden pay verilmesine engel herhangi bir durumun bulunmadığı, yabancı uyruklu olup olmadığına bakılmaksızın döner sermayeden pay verilmesinin hakkaniyet gereği olduğu, kaldı ki, 657 sayılı Kanunun ek 33. maddesinin 2. fıkrasına; ”11/04/1928 tarihli ve 1219 sayılı Kanunun ek 14 üncü maddesinin dördüncü fıkrası kapsamında bulunanlar” ibaresinin eklendiği, davacının döner sermaye ek ödemesinden yararlandırılması gerekirken, bu yönde yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı; süregelen etkiler doğurmayan bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararların tazmini istemiyle açılan davalarda hesaplanacak zararın başlangıç tarihinin, işlemin ilk tesis edildiği ya da ilk uygulandığı tarihten itibaren; süresi içinde dava açılmayan hallerde ise, ilgililerin bu zararların ödenmesi istemiyle idareye başvurdukları tarih olduğu; davacının idareye başvurduğu 13.04.2015 gününden önceki 60 gün içerisinde hak kazandığı ek ödemelerin tazmini gerekmekle birlikte, fazlaya ilişkin isteminin (12.02.2015) gününden önceki döneme ilişkin kısmının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 11. maddesinde öngörülen dava açma süresi içerisinde uyuşmazlığa konu yapılmaması nedeniyle süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, tazmin talebinin kısmen kabulü ile yoksun kalınan parasal hakların idareye başvurunun yapıldığı 13.04.2015 gününden 60 gün önce (12.02.2015 gününden itibaren) hak kazanılan ek ödemelerin yine 13.04.2015 gününden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, 12.02.2015 gününden önceki döneme ait ek ödemelerin tazmini talebinin ise 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15/1-b maddesi uyarınca süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunması halinde mümkün olup, davalı idare tarafından öne sürülen hususlar, Mahkeme kararının, dava konusu işlemin iptal edilmesine ilişkin kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, bu kısmın onanması gerekmektedir.
Yoksun kalınan döner sermaye katkı payının işletilecek faiziyle birlikte tazmini istemine ilişkin kısmı yönünden;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu; 12. maddesinde ise, ilgililerin haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştay’a, idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilecekleri, bu halde de ilgililerin 11. madde uyarınca İdareye başvurma haklarının saklı olduğu kurala bağlanmıştır.
Belli bir uygulama tarihi esas alınarak istekte bulunulan davalarda, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesine göre uygulama tarihinden itibaren 60 gün içinde, uygulama üzerine davacı tarafından İdareye başvurulmuş ise, 12. maddenin yollamada bulunduğu 11. maddeye göre, idarenin bu başvuruya cevap vermemiş olduğu hallerde, uygulama tarihinden itibaren en geç 120 gün, İdarenin cevap verdiği durumlarda ise, uygulama tarihine kadar geçen süre de hesaba katılmak koşuluyla cevabın davacıya tebliğ edildiği tarihten itibaren 60 gün içinde idari davanın açılmış olması gerekir.
Başka bir anlatımla dava, davacının İdareye başvurduğu tarihten itibaren 120 gün içinde açılmış ise, ilgiliye, davanın açıldığı tarihten geriye doğru 120 günü geçmemek üzere, başvuru tarihinden geriye doğru 60 günlük süre içindeki ilk uygulama esas alınarak parasal hakların verilmesi, idareye başvuru tarihinden itibaren 120 günlük ya da idarenin cevabının tebliğ tarihinden itibaren 60 günlük süreler geçtikten sonra açılmış olan davalarda ise, ancak dava tarihinden geriye doğru 60 günlük süre içinde kalan ilk uygulamadan doğan parasal hakların ödenmesi mümkündür.
Olayda, İstanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde uzmanlık öğrencisi olarak görev yapan yabancı uyruklu davacının, uzmanlık eğitimine başladığı 27.07.2011 gününden itibaren döner sermaye gelirine fiilen katkıda bulunduğundan bahisle döner sermaye ek ödemesinden yararlanmak istemiyle İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 11. maddesi uyarınca yaptığı 13.04.2015 günlü başvurunun, 23.06.2015 günlü dava konusu işlemle reddedilmesi üzerine 25.08.2015 günü kayda giren dava dilekçesiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, davacının davalı idareye başvuruda bulunduğu 13.04.2015 gününden itibaren 120 gün içerisinde dava açılmaması nedeniyle, dava tarihinden geriye doğru 60 gün içinde kalan ilk uygulama tarihinden itibaren ek ödemelerin faiziyle birlikte ödenmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda, yukarıda açıklanan mevzuat gereği davanın açıldığı 25.08.2015 gününden geriye doğru 60 günlük süre içinde kalan ilk uygulama tarihi esas alınarak parasal hakların ödenebileceği, önceki dönem için parasal hak ödemesi isteminin süre aşımı nedeniyle reddedilmesi gerektiği dikkate alınarak, 26.06.2015 gününden sonraki ilk uygulama tarihindeki döner sermaye ödemesi isteminin faiziyle birlikte kabul edilmesi gerekirken, davacının başvurusundan geriye doğru 60 günlük sürenin başlangıcı olan 12.02.2015 gününden itibaren döner sermaye ödenmesi isteminin kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; … İdare Mahkemesinin temyize konu kararının dava konusu işlemin iptal edilmesine ilişkin kısmının onanmasına; yoksun kalınan döner sermaye katkı payının işletilecek faiziyle birlikte tazmini istemine ilişkin kısmının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 09/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.