Danıştay 8. Daire, Esas No: 2016/12224, Karar No: 2021/1188

Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2016/12224 E. , 2021/1188 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    SEKİZİNCİ DAİRE
    Esas No : 2016/12224
    Karar No : 2021/1188

    Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : … Üniversitesi Rektörlüğü / …
    Vekili : Av. …

    Karşı Taraf (Davacı) : …
    Vekili : Av. …

    İstemin Özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    Danıştay Tetkik Hakimi : …
    Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
    Dava, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde araştırma görevlisi olarak görev yapmakta iken, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 33. ve 39. maddeleri kapsamında kefalet senedi imzalamak suretiyle Kanada Mcgill Üniversitesi Tıp Fakültesi Genetik Anabilim Dalı’nda görevlendirilen davacı tarafından, mecburi hizmet yükümlülüğünü yerine getirmediğinden bahisle 37.135,22-CAD (Kanada Doları) ana para ve 8.838.23-CAD taksit faizi borçlandırılmasına ilişkin … tarih ve …sayılı davalı idare işleminin iptali ile ilk iki taksit olarak ödenen toplam 3.898-TL’nin yasal faziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
    İdare Mahkemesince, işin esasının incelenmesi suretiyle dava konusu işlemin iptali ile yapılan ödemelerin yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
    2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun ”Yurt içinde ve yurt dışında görevlendirme” başlıklı 39. maddesinde, “…Öğretim elemanları birinci fıkrada ve bu Kanunun 33 üncü maddesinde sayılan yurt dışına gönderilme halleri dışında mesleklerine ait hizmetlerde yetiştirilmek, eğitilmek, bilgilerini artırmak veya staj yapmak için Cumhurbaşkanınca üniversiteler itibariyle bir yılı geçmeyecek şekilde her yıl belirlenecek kontenjan ve süreler dahilinde yurt dışına gönderilebilecekleri gibi aynı amaçlarla dış burslara dayanılarak da gönderilebilirler. Belirlenen kontenjanların üniversiteye bağlı birimler arasında dağıtımı üniversite yönetim kurulunun kararı ve rektörün onayı,gönderilme ise ilgili yönetim kurulunun kararı ve rektörün onayı ile olur. Zorunlu hallerde yurt dışında kalma süresi ilgili yönetim kurulunun kararı ve rektörün onayı ile yarısına kadar uzatılabilir. Bunlar hak ve yükümlülükleri bakımından 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre aynı amaçla yurt dışına gönderilenlerin tabi oldukları hükümlere tabi olurlar. Ancak, bunlara yapılacak ödemenin miktarı Devlet memurlarına yapılacak ödemeyi geçmemek üzere üniversite yönetim kurulunca daha düşük olarak tespit edilebilir. Öğretim elemanlarından kendilerine yurt dışı kuruluşlarınca burs veya ücret sağlananlar,görev yapacakları sürece Yükseköğretim Kurulunun belirleyeceği esaslara göre üniversite yönetim kurulunun kararı ile aylıklı veya aylıksız izinli de sayılabilirler.” hükmüne yer verilmiştir.
    657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Bilgilerini artırmak üzere dış memleketlere gönderilme” başlıklı 78. maddesinde; “Mesleklerine ait öğrenimini bitirerek Devlet memurluğuna alınmış ve asli memur olarak atanmış olanlardan mesleklerine ait hizmetlerde yetiştirilmek, eğitilmek, bilgilerini artırmak veya staj yapmak üzere dış memleketlere: a) Kurumlarınca açılacak seçme veya yarışma sınavlarında başarı gösterenlere, b) Dış burslara dayanılarak gönderilenlere, iki yıla kadar ayrılma müsaadesi verilebilir. Gerekirse bu süre en çok bir kat uzatılabilir.” hükmüne, ”Yurtdışı Eğitim Masraflarının Tahsili” başlıklı Ek 34. maddesinde ise, ”İlgili kanunlarına veya Cumhurbaşkanlığı kararnamelerine göre; öğrenim yapmak, yetiştirilmek, eğitilmek, bilgilerini artırmak, staj yapmak veya benzeri bir nedenle geçici süreli görevlendirilmek suretiyle, üç ay veya daha fazla süre ile yurtdışına gönderilen kamu personeli yurtdışında bulundukları sürenin iki katı kadar mecburi hizmetle yükümlüdürler. Bu şekilde yurt dışına gönderilecek personelden, örneği Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanmış “Yüklenme Senedi ile Muteber İmzalı Müteselsil Kefalet Senedi” alınır.” hükmüne yer verilmiştir.
    Uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için öncelikle dava konusu işleme dayanak oluşturan ve davalı üniversite ile davacı arasında 30.01.2004 tarihinde imzalanan taahhüt ve kefalet senedinin hukuki niteliğinin ve bu kapsamda taahhüt ve kefalet senedine ilişkin uyuşmazlıkta görevli yargı yerinin açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
    Davaya konu taahhüt ve kefalet senedinin hukuki dayanağını; yurt dışına eğitim amacıyla gönderilecekler için 657 sayılı Kanunun Ek 34. maddesi, 2547 sayılı Kanunun 35. maddesi uyarınca öğretim elemanı yetiştirilmek üzere bir başka üniversiteye kadrosunun nakledilmesi suretiyle lisansüstü eğitim amacıyla görevlendirilecek araştırma görevlileri için ise, “Bir Üniversite Adına Bir Diğer Üniversitede Lisansüstü Eğitim Gören Araştırma Görevlileri Hakkında Yönetmelik”in dava konusu edilen 4. maddesinin 4. fıkrası oluşturmaktadır.
    Araştırma görevliliği kadrosu, öğretim üyeliğinin kaynağını oluşturduğundan, araştırma görevlisi kadrosunda görev yapanların yüksek lisans ve doktora eğitiminde başarılı olmaları zorunluluğu aranmıştır. Bu amaçla da, öğretim elemanı olarak yetiştirilmek üzere yurtdışında veya lisansüstü eğitim yapmak üzere bir başka üniversitede görevlendirilen araştırma görevlilerinin almış oldukları eğitimden kaynaklanan mecburi hizmetlerini yerine getirmek zorunda bulunduklarına dair bir taahhüt ve kefalet senedi alınması, anılan Kanun ve Yönetmelik hükümleri ile öngörülmüştür.
    Söz konusu hükümler uyarınca üniversite ile araştırma görevlisi arasında, mesleklerine ait hizmetlerde yetiştirilmek, eğitilmek, bilgilerini artırmak veya staj yapmak amacıyla yurtdışında veya lisansüstü eğitim amacıyla bir başka üniversitede görevlendirilmeden önce imzalanan taahhüt ve kefalet senedinde, lisansüstü eğitimde başarısız olunması, eğitimin yarım bırakılması gibi durumlarda ilgilinin kadrosu ile ilişiğinin kesileceği ve yapılan tüm masrafların faiziyle birlikte tahsil edileceği belirtilmekte olup, ayrıca eğitim öğretimin tamamlanmasından belirli bir süre sonra araştırma görevlisinin kendi üniversitesine dönerek mecburi hizmette bulunacağı, mecburi hizmet yükümlülüğünü yerine getirmemesi durumunda da yine aynı şekilde yapılan masrafların faiziyle geri ödeneceği ilgili tarafından taahhüt edilmektedir.
    2547 sayılı Kanunun 35. ve 39. maddeleri uyarınca, lisansüstü eğitim amacıyla bir başka üniversitede veya mesleklerine ait hizmetlerde yetiştirilmek, eğitilmek, bilgilerini artırmak veya staj yapmak amacıyla yurtdışında görevlendirilen araştırma görevlileri ile üniversiteler arasında imzalanan taahhüt ve kefalet senedinin hukuki niteliği konusunda zaman içinde yargı yerlerince farklı değerlendirmelerin yapıldığı görülmektedir.
    Ancak, 2547 sayılı Kanunun 35. maddesi uyarınca üniversite ile araştırma görevlisi arasında imzalanan taahhüt ve kefalet senedinin iptali istemiyle İdare Mahkemesi’ne açılan bir davada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın olumlu görev uyuşmazlığı çıkararak Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurması üzerine, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 09/04/2012 tarih ve E:2012/6, K:2012/66 sayılı kararıyla; taahhüt ve kefalet senedinin davacı ve kefilleri tarafından tek taraflı olarak imzalanarak idareye karşı taahhütte bulunulması karşısında, davacı tarafından senedin iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başvurusunun kabul edilip, davalı üniversitenin görev itirazının reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
    Anılan kararda da vurgulandığı üzere, davacı ile davalı üniversite arasında imzalanmış olan dava konusu taahhüt ve kefalet senedinin özel hukuk alanında tesis edilmiş bir sözleşme olması nedeniyle, davacı tarafından imzalanan taahhüt ve kefalet senedinden kaynaklanan borçlandırma işleminin iptali istemine ilişkin uyuşmazlığın görüm ve çözümü adli yargı yerlerine ait bulunmaktadır.
    Açıklanan nedenlerle; … İdare Mahkemesinin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 25/02/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir