Danıştay 7. Daire, Esas No: 2021/2142, Karar No: 2021/5702
Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2021/2142 E. , 2021/5702 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/2142
Karar No : 2021/5702
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına … Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Kuruyemiş Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacı adına tescilli … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşya için yurt dışı gider olarak beyan edilen gözetim kıymeti farkı üzerinden ödenen gümrük ve katma değer vergilerinin 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211. maddesi uyarınca geri verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair işleme vaki itirazın reddine ilişkin işlemin iptali ile fazladan ödenen vergilerin hesaplanacak faizi ile birlikte iadesine hükmedilmesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; yasal düzenlemelere göre, ithal edilen eşyanın gümrük kıymetinin belirlenmesinde, öncelikle satış bedelinin esas alınması, satış bedelinin esas alınması için gerekli koşulların mevcut olmadığının tespit edilmesi halinde sırasıyla diğer yöntemlere başvurulması gerekmekte olup, satış bedeli yönteminin terk edilme nedenlerinin somut olarak ortaya konulmasının icap ettiği, olayda belirlenen kıymet gümrük mevzuatı çerçevesinde esas alınacak kıymet olmayıp, gözetim belgesinin ibraz edilip edilmeyeceğinin tespitinde esas alınacak değer olduğundan, yurtdışı gider olarak beyan edilerek gerçekleştirilen tahakkuk üzerine fazladan ödenen gümrük ve katma değer vergisinin geri verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair işleme vaki itirazın reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık görülmediği 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 216. maddesinin 07/11/2019 tarih ve 30941 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 24/10/2019 tarih ve 7190 sayılı Kanun’un 8. maddesiyle değişik 1. fıkrasında yer alan hüküm gereğince, fazladan tahsil edilen vergilerin geri verme başvurusunun yapıldığı tarihten itibaren iade tarihine kadar aynı dönemde 6183 sayılı Kanun’a göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanacak faiziyle birlikte iade edilmesinin gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline ve fazladan ödenen tutarın geri verme başvurusunun yapıldığı tarihten itibaren iade tarihine kadar hesaplanacak tecil faiziyle birlikte iadesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Taraflarca istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, dava konusu işlemin iptali ile davacı tarafından fazladan ödenmek zorunda kalınan vergilerin 6183 sayılı Kanun’a göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanacak faiziyle birlikte iadesi yolundaki hüküm fıkrasının, aynı gerekçe ve nedenlerle hukuka uygun bulunduğu, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinde yer verilen kaldırma nedenlerinin mevcut olmadığı ithalat işlemini gerçekleştirebilmek için, gözetim önlemleri yanlış uygulanarak beyannamenin yurt dışı kıymetine masraf eklenmek suretiyle beyana esas kıymetin Gözetim Tebliği’nde belirtilen kıymete yükseltildiği dikkate alındığında geri vermeye konu fazla tahsilatın yükümlüden kaynaklanmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davalı idarece yapılan istinaf başvurusunun reddine, davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulüyle, kararın ödenmesine hükmedilen faizin başlangıç tarihine ilişkin kısmının kaldırılmasından sonra vergilerin tahsil tarihinden itibaren 6183 sayılı Kanun’a göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanacak faiziyle birlikte davacıya iadesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın yükümlünün beyanı doğrultusunda vergileri tahsil edilerek gümrük işlemlerinin tamamlandığı, gözetim kayıt belgesi almamak için kanuna karşı hile yapıldığı, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : 4458 sayılı Kanun’a göre eşyanın kıymetinin belirlenmesinde satış bedelinin esas alınması, bunun için gerekli koşulların mevcut olmadığının tespit edilmesi halinde sırasıyla diğer yöntemlere başvurulması gerekirken, somut bir tespit bulunmaksızın yurt dışı giderin artırılması suretiyle ilgili Tebliğ uyarınca belirlenen gözetim kıymet üzerinden fazladan ödenen vergilerin tahsil tarihinden itibaren iadesi gerektiğinden temyize konu kararın bu yönüyle onanması; mezkur Kanun’un 216. maddesinde yer alan, geri verilmesi gereken vergilerin tecil faiziyle iade edilmesine ilişkin mevzuat değişikliğinin 07/11/2019 tarihinde yürürlüğe girdiği hususu göz önünde bulundurulduğunda, değişiklikten önceki tarihte tescil edilen beyannamelere konu vergilerin iadesinde 3095 sayılı Kanun’a göre hesaplanacak yasal faizin dikkate alınması gerektiğinden temyize konu kararın bu yönüyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından yürütmenin durdurulması istemine ilişkin karar verilmesine gerek görülmeyerek işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan bölge idare mahkemesi kararının, dava konusu işlemin iptali ile fazladan ödenen vergilerin tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak tecil faiziyle birlikte iadesine ilişkin hüküm fıkrasının yasal faize isabet eden kısmı aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, anılan hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmamıştır.
Temyize konu kararın faiz istemine ilişkin hüküm fıkrasının yasal faiz oranını aşan kısmına gelince;
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 216. maddesinin 07/11/2019 tarih ve 30941 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 24/10/2019 tarih ve 7190 sayılı Kanun’un 8. maddesiyle değişik 1. fıkrasında, gümrük vergileri ile bunların ödenmelerine bağlı olarak tahsil edilmiş gecikme faizinin veya gecikme zammının geri verilmesinde, geri vermeye konu fazla tahsilatın yükümlüden kaynaklanması durumunda geri verme başvurusunun yapıldığı tarihten, diğer durumlarda ise tahsilat tarihinden geri verme kararının tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için geri verilecek tutar üzerinden, aynı dönemde 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanacak faizin ödeneceği hükmü yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, yurt dışı giderin artırılmak suretiyle gözetim kıymet üzerinden beyan edilen serbest dolaşıma giriş beyannamesinin 14/01/2019 tarihinde tescil edildiği, vergilerin geri verilmesinde 6183 sayılı Kanun’a göre belirlenen tecil faiziyle iade edilmesine ilişkin yasal değişikliğin ise 07/11/2019 tarihinde yürürlüğe girdiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar, temyize konu kararda fazladan ödenen vergilerin geri verilmesinde tahsil tarihinden itibaren tecil faizinin hesaplanması gerektiğine karar verilmiş ise de, ödemeye konu serbest dolaşıma giriş beyannamesinin 07/11/2019 tarihinden önce tescil edildiği ve fazladan ödenen vergilerin tecil faiziyle iade edilmesine ilişkin mevzuat değişikliğinin bu tarihten itibaren yürürlüğe girdiği anlaşıldığından, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’da öngörülen yasal faiz oranında hesaplanacak faiziyle iade edilmesi gerekmekte olup, tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak tecil faiziyle iadesine ilişkin hüküm fıkrasının yasal faiz oranını aşan kısmında hukuka uygunluk görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kısmen reddine, kısmen de kabulüne,
2…. Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının dava konusu işlemin iptaline ve fazladan ödenen vergilerin tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak tecil faiziyle iadesine ilişkin hüküm fıkrasının yasal faize isabet eden kısmının ONANMASINA,
3. Kararın, faize ilişkin hküm fıkrasının yasal faiz oranını aşan kısmının ise BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
5. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 16/12/2021 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY:
Mevzuat hükümleri uyarınca bir malın ithalatında, yerli üreticilerin zarar görmesine sebebiyet verebilecek miktarda artış olup olmadığının belirlenebilmesi için o malın ithal seyrinin izlenmesi amacıyla re’sen veya üreticilerin başvurusu üzerine yapılan inceleme sonucunda o eşya için Ticaret Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğünce düzenlenen bir gözetim belgesi ibrazı zorunluluğu getirilmektedir.
Gözetim uygulaması ithalat nedeniyle ilave bir vergisel yükümlülük getirme amacına yönelik veya korunma önlemi niteliğinde bir uygulama değil, ithalatın izlenmesi amacına yönelik bir uygulamadır.
Gözetim belgesi alınması gerektiği halde bundan kaçınarak eşyanın kıymetinin Tebliğ’de belirlenen kıymete yükseltilmesi suretiyle ithalatın gerçekleştirilmesi, mevzuata aykırı olduğu gibi iyiniyet kuralları ile de bağdaşmamakta, uygulamada gözetim belgesi alan yükümlüler aleyhine de eşitsiz bir durum oluşturmaktadır. İdarenin yükümlüden gözetim belgesi temin etme olanağı da hukuken ve fiilen ortadan kalkmış olmaktadır. Bunun sonucunda, ilgili düzenleyici işlem idarece geri alınmış ya da yargı kararıyla iptal edilmiş olmamasına rağmen düzenleyici işlem ile (Tebliğ) getirilen gözetim uygulaması ve 4458 sayılı yasanın, 61. maddesi ile düzenlenen beyanın bağlayıcılığı ilkesi de fiilen askıya alınmış olmaktadır.
İdarenin gözetim uygulamasına tabi eşyaya ilişkin gözetim belgesini ibraz etmeyen ithalatçıyı beyanını gözetim kıymetine yükseltmeye zorladığı iddiasının kabulünü gerektiren bir durum bulunmadığı eşyanın kıymetinin tebliğde belirtilen meblağa yükseltilmesi suretiyle, kıymet unsurunun üstü kapatılarak, idarenin kıymet incelemesi yapma imkanı ve belge alınması gerektiren durumun tespiti engellenmektedir. Bu süreçte, 4458 sayılı Kanun hilafına ilgililer tarafından kötüye kullanıldığının Kanun koyucu tarafından tesbiti üzerine, 18/07/2021 tarihinde Kanun’un 211. maddesine eklenen cümle ile “ticaret politikası önlemlerine tabi eşyanın gümrük kıymetinin yükümlünün kendi beyanı ile artırılması sonucunda ödenmiş veya tahakkuk ettirilmişse bu vergilerin geri verilmesi veya kaldırılmasına ilişkin talepler kabul edilemez” emredici hükmü getirilmekle, işbu taleplerin kabul edilmeyeceği hususu da tekrar teyit edilmiştir.
Bu durumda Tebliğ ile belirli bir CIF değerin altında ve belirli miktarların üzerinde ithal edilmek istenen eşyanın gözetim uygulaması kapsamına tabi kılınan eşya için gözetim belgesi almak amacıyla anılan belgeyi vermeye yetkili Ticaret Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğüne davacı tarafından başvuruda bulunulup bulunulmadığının, araştırılarak fazladan ödendiği ileri sürülen vergilerin 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211. maddesi uyarınca geri verilip verilemeyeceğinin saptanması suretiyle bir karar verilmesi gerektiğinden temyize konu kararın bozulması gerektiği oyu ile, Daire kararına katılmıyorum.