Danıştay 7. Daire, Esas No: 2021/1555, Karar No: 2021/5367
Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2021/1555 E. , 2021/5367 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/1555
Karar No : 2021/5367
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına
… Gümrük Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Teknoloji ve Satış Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına 2019 yılında tescilli muhtelif tarih ve sayılı serbest dolaşıma giriş beyannameleri muhteviyatı eşyanın kıymetinin idarece belirlenen aynı eşyanın satış bedeline yükseltilmesi suretiyle ihtirazi kayıtla beyanı üzerine tahakkuk ettirilerek ödenen özel tüketim ve katma değer vergilerinin ihtirazi kayda konu kısmına vaki itirazın zımnen reddine dair işlemin iptali ile fazladan ödenen tutarın yasal faiziyle birlikte iadesine hükmedilmesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, olayda, davacı adına tescilli dava dışı serbest dolaşıma giriş beyannameleri muhteviyatı eşyaya ilişkin olarak aynı eşyanın satış bedeli yöntemine göre kıymet tespiti yapılarak ek tahakkuk ve para cezası kararlarının alınması üzerine ihtirazi kayıtla aynı eşyanın satışı bedeli yöntemine göre beyan edilen serbest dolaşıma giriş beyannamelerine istinaden özel tüketim ve katma değer vergisi tahakkukları yapılmış ise de, ithal edilen eşya aynı eşya olmadığı gibi, beyan edilen kıymetin gerçeği yansıtmadığı yolunda gerek ihraç ülkesinin yetkili makamları, gerekse eşyayı ihraç eden firma nezdinde bir tespit yapılmadığından, tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı; öte yandan, ödenen vergilerin tahsil tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’a göre hesaplanacak faiziyle birlikte iadesinin icap ettiği gerekçesiyle davaya konu işlemin iptali ve fazladan ödenen tutarın yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2…. Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 07/12/2021 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz talebi, davacı tarafından ihtirazi kayıtla beyan edilerek ödenen, bilahare fazladan ödendiği iddiası ile özel tüketim vergisi ve katma değer vergisinin iadesi istemi hakkında mahkemece verilen kabul kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine dair kararın bozulması talebiyle yapılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı taafından yakın tarihte aynı eşyanın aynı ihracatçıdan yüksek fiyatla ithalinin yapıldığı, dava konusu olan beyannamelerde belirtilen eşyanın fiyatının bu ithalatta belirtilen fiyattan önemli oranda düşük olmasının tespiti üzerine idarece ek tahakkuk yapılacağı düşüncesi ile önceki ithalat fiyatına yükseltilerek ihtirazi kayıtla beyan etmek suretiyle ödenen vergilerin dava konusu edildiği görülmüştür.
Gümrük hukukumuza göre, ithal konusu eşyanın gümrük işlemlerinin yapılabilmesi için, eşya hakkında Gümrük İdaresine belirlenen usulde detaylı bir bildirimde bulunulması “gümrük beyanı”dır. Gümrük beyanında yer alan bilgiler, eşyanın, türü, cinsi, uluslararası kabul edilerek tanımlanan GTİP numarasında belirtilmesi ile tanımlanan eşya gümrük işlemlerine tabi tutulmaktadır. 4458 sayılı Kanun’un 61. maddesinin 3. fıkrasına göre beyannameler hangi gümrük ve dış ticaret kurallarının uygulanacağını belirlemekte ve ait olduğu eşyanın vergileri ve cezalarından dolayı taahhüt ve beyan sahibi açısından bağlayıcı niteliktedir. Dava konusu eşyanın somut olarak tespit edilmesine yarayacak olan beyanname dosya kapsamında bulunmamaktadır. Beyanname eşyanın tanımlanması ve aynı eşya olarak değerlendirilen davacıya ait yakın tarihli ithalata konu eşya ile aynı olup olmadığının tespiti için mahkeme açısından objektif delil olarak değerlendirilmesi gereken zorunlu belge niteliğindedir. Zira idare eşyanın aynı eşya olduğunu davacı tamamen farklı eşya olduğunu ileri sürmektedir.
Aynı eşya kavramı, Gümrük Yönetmeliği’nin 43. madddesinde, fiziksel özellik, kalite ve taşıdığı özellikleri dahil olmak üzere her hususta aynı olan ve aynı ülkede üretilmiş eşyayı (görünüşteki küçük farklılıklar diğer hususlarda tanıma uyan eşyanın aynı eşya sayılmasını önlemez), tanımlanmıştır.
Aynı maddenin f) bendinde, İthal eşyasının gümrük kıymeti: İthal eşyası üzerinden advalorem sisteme göre gümrük vergisinin hesaplanmasına esas teşkil edecek eşya kıymeti olarak tanımlanmıştır.
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun “Gümrük kıymetinin” tespiti başlıklı 23. maddesinde; “Eşyanın gümrük kıymeti, Gümrük Tarifesinin ve eşya ticaretine ilişkin belirli konularda getirilen tarife dışı düzenlemelerin uygulanması amacıyla, bu bölümde yer alan hükümler çerçevesinde belirlenen kıymettir,” şeklinde hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla eşyanın gümrük kıymeti 23 ilâ 28. maddelerde yer alan sınırlamalar ile tespit edilebilecektir. Tek başına eşyanın satış bedeli istisnasız gümrük kıymetini oluşturmamaktadır.
Gümrük kıymetinin belirlenmesini düzenleyen Yönetmeliğin 44. maddesinin 5. fıkrası; “Beyan edilen gümrük kıymetinin gerçekliği veya doğruluğu konusunda şüpheye düşülmesi halinde, gümrük idarelerince yükümlülerden ilave bilgi ve belge talep edilmesi de dahil olmak üzere konunun incelenmesi ve araştırılması neticesinde şüpheye sebebiyet veren hususlarda gümrük idaresinin makul şüphelerinin giderilmediği takdirde eşyanın gümrük kıymeti satış bedeli yöntemine göre tespit edilemez, bu durumda gümrük kıymeti birinci fıkrada belirtilen usul çerçevesinde diğer yöntemlere göre belirlenir,” düzenlemesini haiz olup, davacının da kabul ettiği gibi aynı eşya ile ilgili aynı ihracaatçıdan yapılan ithalatın farklı fiyata sahip olması hususunda davacı tarafından yapılan açıklama bu eşyaların maddi ve hukuki olarak aynı eşya olmadığı hatta benzer dahi olmadığı, bu eşyanın farklı amaç ve farklı üretimlerinin olduğu bu yönüyle farklı fiyata sahip olduğu, bu eşyaların aynı ihracatçıdan yapılan farklı fiyata (yüksek) sahip (…) eşyanın garanti yükümlülüğü kapsamında Tüketicinin Korunması Kanunu kapsamında ithalatının yapıldığı tüketicilere garanti kapsamında verilmek amacıyla getirildiği itiraz dilekçesinde ve dava dilekçesinde beyan edilmektedir.
Bu beyan çerçevesinde Tüketici Kanunu’na baktığımızda,
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında tüketicilere garanti kapsamında haklar getiren Kanun’un 11. maddesi tüketiciye seçimlik haklar sunmuş olmakla tüketicinin bu seçimlik hak kapsamında tercih ettiği hakkın yerine getirilmesinde satıcı, üretici, ve ithalatçıyı müteselsil sorumlu tuttuğu görülmektedir.
MADDE 11-(1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;
a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,
b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,
c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,
ç) İmkan varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,
Seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.
Bu Kanun’un getirmiş olduğu düzenleme ile, zorunlu olarak eşyanın ayıpsız misli ile değiştirilmesi söz konusu olmakla ithal edilen ürünün garanti kapsamında verilmesi gereken aynı eşya olması gerektiği halde bu ürünün tamamen farklı olduğu ve bu yüzden fiyatının düşük olduğu iddiasının Tüketici Kanunu kapsamında kanuna açık aykırılığı kabul olunmakla hukuken ve etik olarak bu iddianın kabulü mümkün bulunmamaktadır.
Bu kabul … marka ürünlerin garanti yükümlülüğü kapsamında misli ile değiştirilmesi veya diğer seçimlik hakların kullanılması durumunda tamamen farklı eşya (düşük fiyatlı) ile değiştirildiğinin kabulü olup, bu durumun tüketicilerin korunması adı altında tüketicilere sunulmasının kanunun amacına açıkça aykırı olduğuna da şüphe bulunmamaktadır.
Tüketici yasası kapsamında farklı ürünün tüketiciye verilmesi kanunen mümkün bulunmadığından aynı eşyaya ait aynı ihracatçıdan yapılan eşyanın ithalatının büyük oranda farklı fiyatının olmasının sebebi açıklanamadığından ve yapılan açıklama yasaya aykırı olmakla İdarece aynı eşyanın satış bedeli yöntemine geçilmesi şartları mevcut olup hukuka uygundur.
Mahkemece bu tespitler değerlendirilmeksizin ve uyuşmazlık konusu eşya ile farklı olduğu ileri sürülen eşyalara ait beyannamelerin karşılaştırılması suretiyle incelenmeksizin tek taraflı iddiaların kabulü suretiyle verilen karara yönelik istinaf başvurusunun reddine dair karar, kanuna açıkça aykırı bulunmakla temyize konu kararın bozulması gerektiği görüşü ile Daire kararına katılmıyorum.