Danıştay 7. Daire, Esas No: 2020/3904, Karar No: 2021/412

Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2020/3904 E. , 2021/412 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    YEDİNCİ DAİRE
    Esas No : 2020/3904
    Karar No : 2021/412

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Denizcilik Anonim Şirketi
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    (… Vergi Dairesi Müdürlüğü) …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesinin 6. fıkrası hükmü uyarınca Tetkik Hâkimi …’nun açıklamaları dinlenildikten sonra işin gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE
    İLGİLİ MEVZUAT :
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun; 14. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendinde, ehliyet hususu, ilk inceleme konuları arasında sayılmış; 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise, ehliyetsiz kişi tarafından açılan davaların reddine karar verileceği hükme bağlanmış olup; bu hükümlere göre, idari davalarda davayı açan ve davanın yöneltildiği kişilerde dava ehliyetinin varlığı, açılan davaların incelenebilmesi için zorunlu bulunmaktadır.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Dosyanın incelenmesinden; 20/04/2015 tarih ve 8804 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 110. sayfasında ismine yer verilen davacı şirketin 14/04/2015 tarihinde ticaret sicilinden re’sen silindiği anlaşılmıştır.
    Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre, şirketlerin tüzel kişilikleri, ticaret sicilinden silinmeleriyle sona erer. Olayda, adına işlem tesis edilen şirketin tüzel kişiliği de, ticaret sicilinden silindiği 14/04/2015 tarihinde sona ermiş bulunmaktadır. Bu tarihten sonra, sözü edilen şirketin haklara sahip olması, borçlu kılınması ve temsili hukuken mümkün değildir. Bunun sonucu olarak, tüzel kişiliğin sona ermesinden önce tesis edilen işlemlerin de, herhangi bir hukuki sonuç doğurması; hukuki sonuç doğurmayan işlemlerin ise, herhangi bir kişinin menfaatini ihlal etmesi söz konusu olamaz. Ancak, mevzuatta sorumluluklarını düzenleyen hükümler uyarınca, münfesih şirketin ortakları veya kanuni temsilcileri ya da tasfiye memurları adına bu sıfatları nedeniyle tesis edilen veya edilecek işlemlerin bunların menfaatini etkileyeceği tartışmasızdır.
    Bu hukuki durum karşısında; münfesih şirket adına tesis edilen işlemin ve bu işlemin iptali istemiyle açılan davada verilen mahkeme kararının herhangi bir hukuki sonuç doğurması söz konusu olmadığından, davacı tarafından kararın bozulması istemiyle yapılan temyiz başvurusunun esasının incelenmesi olanaklı değildir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yönelik temyiz isteminin İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
    2. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
    3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 26/01/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir