Danıştay 7. Daire, Esas No: 2020/2017, Karar No: 2021/1596
Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2020/2017 E. , 2021/1596 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/2017
Karar No : 2021/1596
KARAR DÜZELTME
İSTEMİNDE BULUNAN (DAVALI): … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Yedinci Dairesinin 17/02/2020 tarih ve E:2016/11285, K: 2020/1336 sayılı kararının düzeltilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, babasından ivazsız olarak intikal eden gayrimenkuller nedeniyle vergi tekniği raporuna dayanılarak 2009 yılı için re’sen tarh edilen veraset ve intikal vergisi ile kesilen vergi ziyaı cezasının iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 114. maddesinin 1. fıkrasına yer verildikten sonra, olayda, veraset ve intikal vergisine konu taşınmazların devredildiği 28/04/2009 tarihinden itibaren işlemeye başlayan beş yıllık tarh zamanaşımı süresi içinde tebliğ edilmeyen vergi ve cezada hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddiaların usul ve hukuka uygun görülen temyize konu kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddi ile kararın onanmasına karar verilmiştir.
KARAR DÜZELTME TALEP EDENİN İDDİALARI : Tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Bakılan davada her nekadar kamu alacağının zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle karar verilmiş ise de; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 342. maddesi uyarınca beyana davet edilip, 15 günlük ek süre verilmeden yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle karar düzeltme isteminin kabulü ile Daire kararının kaldırılmasından sonra belirtilen gerekçeyle temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi istemini içeren dilekçede ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun, 6545 sayılı Kanun’la yürürlükten kaldırılan ve aynı Kanun’un 27. maddesiyle eklenen Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmaya devam olunan (mülga) 54. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca, Dairemizin 17/02/2020 tarih ve E:2016/11285, K:2020/1336 sayılı kararının düzeltilmesini gerektirecek nitelikte bulunduğundan, istem kabul edilerek anılan kararın ortadan kaldırılmasından sonra temyiz incelemesine geçildi:
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti uyruğunda bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye’de bulunan malların veraset yoluyla veya herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir şekilde bir şahıstan diğer şahsa intikalinin veraset ve intikal vergisine tabi olduğu; 2. maddesinin (d) fıkrasında, ivazsız intikal tabirinin, hibe yoluyla veya herhangi bir tarzda olan ivazsız iktisapları ifade ettiği; 5. maddesinde, veraset ve intikal vergisi mükellefinin veraset yoluyla veya ivazsız bir tarzda mal iktisap eden şahıs olacağı; 9. maddesinde, ivazsız intikallerde beyannamenin, malların hukuken iktisab edildiği tarihi; 20. maddesinde de, beyanname verilmeyen hallerde intikal eden malların idarece tespit olunduğu tarihte mükellefiyetin başlayacağı hükme bağlanmış olup; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Veraset ve intikal vergisinde ek süre” başlıklı 342. maddesinde, veraset ve intikal vergisine ilişkin mükellefiyetlerde tahakkuk muamelesi yapılması için, beyanname verme süresinin sonundan başlayarak 15 gün bekleneceği; beyanname bu süre içinde verilirse vergi ziyaı olmamış sayılacağı; ayrıca, mükellefe tebliğ edilmek şartı ile yeniden 15 günlük bir mühlet verileceği, bu hususta da anılan hükmün geçerli olacağı düzenlemelerine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen hükümler dikkate alındığında, olayda, ivazsız olarak intikal ettiği ileri sürülen taşınmazlar nedeniyle, veraset ve intikal vergisi beyannamesi verilmediğinden bahisle işlem tesis edilmiş olup, 2009 yılında gerçekleşen ivazsız intikallerin davalı idarenin bilgisine 2013 yılında girdiğinin anlaşılması karşısında, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 114. maddesinin 3. bendi uyarınca tarh zamanaşımı süresinin bu tarihten itibaren başlatılması gerektiğinden, 2015 yılında tebliğ edilen ihbarnameye konu kamu alacağının zamanaşımına uğradığından söz edilmesine olanak bulunmamaktadır. Ancak, davacı adına, 213 sayılı Kanun’un 342. maddesinin emredici hükmüne istinaden, veraset ve intikal vergisine ilişkin tahakkuk işlemi yapılabilmesi için, beyanname verme süresinin sonundan başlayarak 15 gün beklenip; beyanname bu süre içinde verilmez ise ayrıca, mükellefe tebliğ edilmek şartı ile yeniden 15 günlük bir mühlet verilmesi, bu süre sonunda da beyanname verilmez ise cezalı tarhiyatın yapılması gerekirken, bahsi geçen düzenlemeye uyulmadan tesis edilen işlemi istemin özeti bölümünde yazılı gerekçeyle iptal eden mahkeme kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
Karar düzeltme isteminin REDDİNE, 16/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.