Danıştay 7. Daire, Esas No: 2019/15, Karar No: 2021/4904
Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2019/15 E. , 2021/4904 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/15
Karar No : 2021/4904
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Bakanlığı adına …(…) Gümrük Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: …. İcra ve İflas Müdürlüğünün E:…iflas sayılı İflas Halinde …Tekstil Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi hakkındaki dosyasına, anılan şirket adına 2011 ve 2012 yıllarında tescilli muhtelif tarih ve sayılı beyannameler ile …tarih ve …sayılı dahilde işleme izin belgesi kapsamında işlem gören eşyaya ilişkin dahilde işleme rejimi hükümlerinin ihlal edildiğinden bahisle karara bağlanan ek tahakkuk ve para cezası için davalı idarenin talebi üzerine alacak kaydı yapılması akabinde, iflas masasında sözü edilen ek tahakkuk ve para cezasını karşılayacak tutarın bulunmadığı ileri sürülerek anılan tutarın kanuni temsilci sıfatıyla davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla, olayda idarece asıl borçlu şirketin iflas masasında mal varlığı olup olmadığı konusunda bir araştırmanın yapılmadığı, iflas masasının kapanmasının beklenmediği ve iflas masasındaki mal varlığının borcun ne kadarını karşıladığının ortaya konulması suretiyle alınacak borç ödemeden aciz belgesi ile kamu alacağının karşılanmayan kısmı için kanuni temsilcinin takibine geçilmediği anlaşıldığından, iflas süreci tamamlanmadan davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : …. İcra ve İflas Müdürlüğünün E:…iflas sayılı dosyasında oluşturulan iflas masasında biriken müflis şirketin aktif varlığı ve sıra cetvelindeki alacak miktarları göz önüne alınarak asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağının 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un mükerrer 35. maddesi uyarınca kanuni temsilci olan davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
…. İcra ve İflas Müdürlüğünün E:…iflas sayılı İflas Halinde … Tekstil Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi hakkındaki dosyasında, anılan şirket adına 2011 ve 2012 yıllarında tescilli muhtelif tarih ve sayılı beyannameler ile …tarih ve …sayılı dahilde işleme izin belgesi kapsamında işlem gören eşyaya ilişkin dahilde işleme rejimi hükümlerinin ihlal edildiğinden bahisle karara bağlanan ek tahakkuk ve para cezası için davalı idarenin talebi üzerine alacak kaydı yapılması akabinde, iflas masasında sözü edilen ek tahakkuk ve para cezasını karşılayacak tutarın bulunmadığı ileri sürülerek anılan tutarın kanuni temsilci sıfatıyla davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 242. maddesinin 1. fıkrasında, yükümlülerin, kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri, cezalar ve idari kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde bir üst makama, üst makam yoksa aynı makama verecekleri bir dilekçe ile itiraz edebilecekleri; 2. fıkrasında, idareye intikal eden itirazların otuz gün içinde karara bağlanarak ilgili kişiye tebliğ edileceği; 3. fıkrasında, itiraz dilekçelerin süresi içinde yanlış makama verilmesi halinde, itirazın süresinde yapılmış sayılacağı ve idarece yetkili makama ulaştırılacağı; 4. fıkrasında da, itirazın reddi kararlarına karşı işlemin yapıldığı yerdeki idari yargı mercilerine başvurulabileceği hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanun’un 108. maddesinde; serbest dolaşımda olmayan eşyanın, işlem görmüş ürünlerin üretiminde kullanılmasından sonra Türkiye Gümrük Bölgesinden yeniden ihraç edilmesi amacıyla, gümrük vergileri ve ticaret politikası önlemlerine tabi tutulmaksızın ve vergileri teminata bağlanmak suretiyle, dahilde işleme rejimi kapsamında geçici olarak ithal edilebileceği; eşyanın işlem görmüş ürünler şeklinde ihracı halinde, teminatın iade olunacağı; eşyanın bu şekilde dahilde işleme rejiminden yararlanmasına, şartlı muafiyet sistemi denildiği; 81. maddesinde, ilgili rejimin kullanılmasına ilişkin şartların, verilen izinde belirtileceği, izin hakkı sahibinin, izin verilmesinden sonra ortaya çıkan ve iznin devamını ve içeriğini etkileyebilecek olan her türlü gelişmeleri ilgili mercilere bildirmek zorunda oldukları; eşyanın şartlı muafiyet düzenlemesine tabi tutulmasının, söz konusu eşya için tahakkuk edebilecek her türlü gümrük vergilerine karşılık teminat verilmesi şartına bağlı bulunduğu; 207. maddesinde, nakdi teminat dışında, bu Kanun’a göre; a) Tahakkuk ettirilip tahsili gereken gümrük vergileri için verilen teminatın kabulü tarihinden itibaren, b) Bir şartlı muafiyet düzenlemesine ve ekonomik etkili gümrük rejimine tabi tutulan eşyanın ilgili rejimin öngördüğü hükümlere uyulmaması nedeniyle bir gümrük yükümlülüğü doğması halinde, buna ilişkin teminatın kabulü tarihinden itibaren başlamak üzere, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre belirlenen gecikme zammı oranında faizin tahsil edileceği; 238. maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şeklinde de, dahilde işleme rejimine ilişkin hükümlerin ihlali halinde, eşyaya ilişkin gümrük vergilerinin tahsil edileceği, ayrıca bu vergilerin iki katı para cezası alınacağı hükme bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Kamu alacağının ödeme emri düzenlenerek tahsil edilebilir aşamaya gelmesi, onun usulüne uygun olarak kesinleşmesi ve ödeme süresi geçmesine karşın ödenmemesi halinde mümkündür. Ödeme emrine konu vergilerin kesinleşmesinin ise, usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın, vergilere karşı dava açılmaması veya açılan davada verilen kararın kesinleşmesine bağlı olduğu tartışmasızdır.
Dosyanın incelenmesinden, asıl borçlu …Tekstil Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi hakkında …. Asliye Ticaret Mahkemesince E:…sayılı dosyada iflasın açılmasına karar verildiği, iflasın tasfiye işlemlerinin …. İcra ve İflas Müdürlüğünün E:…iflas sayılı dosyasında yürütüldüğünün davalı idarenin bilgisine girmesi üzerine, asıl borçlu şirket hakkında dahilde işleme rejimi hükümlerinin ihlal edildiğinden bahisle karara bağlanan ek tahakkuk ve para cezası için, herhangi bir tebligat yapılmadan, bu ek tahakkuk ve para cezasının tahsiline yönelik olarak anılan icra ve iflas müdürlüğüne alacağın kaydı için yazı yazıldığı anlaşılmış olup, iflas halindeki asıl borçlu şirket hakkındaki ek tahakkuk ve para cezası kararının, şirketin iflas halinde olması nedeniyle iflas masasına tebliğ edilmesi ve 4458 sayılı Kanun’da öngörülen idari itiraz yolunun tüketilmesine imkan tanınması gerekirken, bu usule uyulmadan vergilerin ve cezaların kesinleştiğinden; dolayısıyla, tahsil edilebilir aşamaya geldiinden söz edilemeyeceğinden, vergiler ve cezaların tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrini istemin özeti bölümünde yazılı gerekçeyle iptal eden mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunu reddeden Daire kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. …Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararına yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 16/11/2021 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY:
Dosyanın incelenmesinden, karara bağlanan ek tahakkuk ve para cezası kararının şirkete tebliğ edilmeden, iflas masasına alacak kaydı için başvuruda bulunulduğu, bu aşamada idarece şirketin masadaki kasasında 35.771,43 TL olduğunun ve bunun ek tahakkuk ve para cezası ile karara bağlanan tutarın oldukça altında olduğu ve bu haliyle amme alacağının şirketin malvarlığından tahsil edilemeyeceği anlaşılmaktadır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 3. maddesinde tahsil edilmeyeceği anlaşılan amme alacağının,“Amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan aranılan amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan amme alacaklarını,” içerdiği şeklinde tanımlanmıştır.
6183 sayılı Kanun’un mükerrer 35. maddesinde; tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği, tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmalarının, kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmayacağı; 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı hüküm altına alınmıştır.
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 242. maddesinin 1. fıkrasında, yükümlülerin, kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri, cezalar ve idari kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde bir üst makama, üst makam yoksa aynı makama verecekleri bir dilekçe ile itiraz edebilecekleri; 2. fıkrasında, idareye intikal eden itirazların otuz gün içinde karara bağlanarak ilgili kişiye tebliğ edileceği hükme bağlanmıştır.
Dolayısıyla şirketin malvarlığı araştırması sonucu tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına ödeme emri düzenlenmeden önce, Gümrük Kanunu’nda yer alan idari itiraz yolunun işletilmesi için ek tahakkuk ve para cezası kararının, kanuni temsilci olan davacıya tebliği suretiyle amme alacağı kesinleştirileceğinden, anılan idari karar tebliğ edilmeden düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığından, sonucu itibarıyla isabetsizlik bulunmayan mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunu reddeden Daire kararına karşı yapılan temyiz başvurusunun bu gerekçeyle reddedilmesi oyu ile Dairemiz kararına gerekçe yönünden katılmıyorum.