Danıştay 7. Daire, Esas No: 2018/94, Karar No: 2022/1034

Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2018/94 E. , 2022/1034 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/94
Karar No : 2022/1034

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü) …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …Genel Müdürlüğü
… Sandığı(…)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacı adına, 2012 yılı hesap ve işlemlerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen vergi tekniği ve inceleme raporu uyarınca, ilgili takvim yılında üyelerine kredi vererek faiz geliri elde ettiğinden bahisle 2012 yılının Ocak ilâ Aralık dönemleri için re’sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı banka ve sigorta muameleleri vergilerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden; davacı sandığın üyelerine verdiği kredilerden faiz geliri elde ettiği ve bu faaliyetten dolayı banker sayılarak banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi tutulması gerektiği görüşünden hareketle dava konusu cezalı tarhiyatların yapıldığının anlaşıldığı; 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu’nun 90. maddesine istinaden, bünyesinde risk bulunan güvenlik hizmetini yürüten emniyet mensuplarının sosyal güvencelerine katkıda bulunacak yardım ve hizmetleri yürütmek amacıyla tüzel kişiliği haiz bir sosyal güvenlik kurumu olarak kurulan; kuruluşu, gelirleri ve faaliyetleri Bakanlar Kurulunca çıkarılan Tüzük ve yine Emniyet Genel Müdürünün onayı ile yürürlüğe giren Yönetmeliklerle düzenlenen davacı Sandığın kuruluş ve faaliyet amacının üyelerin ihtiyaçlarını karşılamak olduğu, ihtilafın dayanağı faizin de sandık kaynaklarının devamlılığının sağlanması amacıyla alındığı nazara alındığında, söz konusu faizin ikrazatçılıktan elde edilen faiz geliri olarak değerlendirilmesinin ve faaliyetin kâr amacıyla yapıldığının kabul edilemeyeceği, bu durumda, davacının banka ve sigorta muameleleri vergisi mükellefi sayılması suretiyle yapılan dava konusu cezalı tarhiyatlarda hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı sandığın üyelerine kredi vererek faiz geliri elde ettiği, elde edilen faiz gelirinin 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 28. maddesinin 2. fıkrası uyarınca banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi bulunduğu ileri sürülmektedir

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına, 2012 yılı hesap ve işlemlerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen vergi tekniği ve inceleme raporu uyarınca, ilgili takvim yılında üyelerine kredi vererek faiz geliri elde ettiğinden bahisle 2012 yılının Ocak ilâ Aralık dönemleri için re’sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı banka ve sigorta muameleleri vergilerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 28. maddesinde, banka ve sigorta şirketlerinin, 10/06/1985 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu’na göre yaptıkları işlemler hariç olmak üzere, her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paraların, banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi olduğu; 2279 sayılı Kanun’a göre ikraz işleriyle uğraşanlarla, ikinci fıkrada belirtilen muamele ve hizmetlerden herhangi birini devamlı olarak yapanların, bu Kanunun uygulanmasında banker sayılacakları belirtildikten sonra; 30. maddesinde, banka ve sigorta muameleleri vergisini, banka ve bankerlerle, sigorta şirketlerinin ödeyeceği hükümlerine yer verilmiş; 2279 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun’u ek ve değişiklikleri ile birlikte yürürlükten kaldıran ve olay tarihinde yürürlükte bulunan 30/09/1983 tarih ve 90 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 3. maddesinde de, devamlı ve mutad meslek halinde, faiz veya her ne ad altında olursa olsun bir ivaz karşılığı veya ipotek almak suretiyle, ödünç para verme işleriyle uğraşan veya ödünç para verme işlerine aracılık eden ve kendilerine faaliyet izni verilen gerçek kişilerin ikrazatçı sayılacakları açıklanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Her iki düzenlemenin birlikte değerlendirilmesinden anlaşılacağı üzere, 6802 sayılı Kanun’un uygulaması bakımından bir kişinin banker sayılabilmesi için aranan koşul, ivaz karşılığı ödünç para verme işinin, devamlı ve mutat meslek halinde yapılmasıdır. Dairemizin süre gelen içtihatlarına göre ise, aynı takvim yılı içinde birden fazla kişiye ya da birden fazla olmak üzere bir kişiye veya birbirini izleyen yıllarda bir ya da birden çok kişiye ödünç para verilmesi halleri, ikraz işiyle devamlı ve mutat meslek halinde uğraşıldığını göstermektedir.
Her ne kadar, ilk derece mahkemesince, amacı, üyelerine ekonomik ve sosyal yardımlar sağlamak olan davacı sandığın, üyelerinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere verdiği ödünç para (ikraz) yardımı karşılığında sandık kaynaklarının devamlılığı için elde ettiği faiz gelirinin ticari kâr amacıyla yürütülen ikrazatçılık faaliyetinden elde edilen faiz geliri olduğundan söz edilemeyeceği ve bu suretle banka ve sigorta muameleleri vergisi mükellefi olduğundan bahisle yapılan tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle vergi ziyaı cezalı banka ve sigorta muameleleri vergilerinin iptali yolundaki karara yönelik istinaf başvurusu reddedilmiş ise de; dosyada yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacı Sandığın üyelerine faiz karşılığı borç para verdiği ve bunu itiyat haline getirdiği sabit bulunduğundan, anılan verginin mükellefi olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu bakımdan, bölge idare mahkemesince, uyuşmazlığa konu edilen verginin matrahını oluşturan unsurlar yönünden, hukuka uygun olup olmadığının değerlendirilmesi suretiyle yapılacak yargılama sonucuna göre karar verilmek üzere temyize konu kararın bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2…. Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayıl kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 16/03/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan bölge idare mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, bölge idare mahkemesi kararının onanması gerektiği oyu ile, karara katılmıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir