Danıştay 7. Daire, Esas No: 2018/4827, Karar No: 2022/3113
Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2018/4827 E. , 2022/3113 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/4827
Karar No : 2022/3113
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına … Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Plastik Sanayi Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına 2013 yılında tescilli muhtelif tarih ve sayılı 6 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesiyle … tarih ve … sayılı dahilde işleme izin belgesi kapsamında geçici ithalatı yapılan eşyaya ilişkin telafi edici verginin ödenmemesi nedeniyle rejim koşullarının ihlal edildiğinden bahisle, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 238. maddesi uyarınca eşyanın gümrüklenmiş değeri üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezasına vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, davacı adına tescilli muhtelif tarih ve sayılı beyannameler ile … tarih ve … sayılı dahilde işleme izin belgesi kapsamında geçici olarak ithal edilen eşyanın bir kısmının yurtdışı edilmeyerek rejim koşullarının ihlal edildiğinden bahisle, eşyanın bu kısmına ilişkin olarak Ekonomi Bakanlığı Marmara Bölge Müdürlüğünce taahhüt hesabının müeyyideli olarak kapatılması yolunda tesis edilen işlemin … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla iptaline karar verildiğinden, anılan Mahkeme kararı ile iptal edilen müeyyideli kapatma işlemine dayanılarak 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 238. maddesi uyarınca, muafiyet kapsamından çıkartılan eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarında karara bağlanan para cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davaya konu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Muafiyet kapsamından çıkarılan eşyaya ilişkin ödenmeyen telafi edici vergi bulunduğu, dava konusu işlemin düzenleme tarihi itibariyle hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Dava konusu işlemin davalı idare tarafından geri alındığı, aynı konu hakkında 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 234. maddesi gereğince para cezası kararı alındığı ve taraflarına tebliğ edilmesi üzerine 7143 sayılı Yasa’dan yararlanmak suretiyle borcun yapılandırıldığı, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Telafi edici verginin ödenmemiş olması, dahilde işleme rejimi koşullarının ihlal edildiği anlamına gelmeyeceğinden, rejim koşullarının ihlal edildiğinden bahisle tesis edilen dava konusu işlemin iptali yolundaki mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine dair karara ilişkin temyiz isteminin reddi
gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına 2013 yılında tescilli muhtelif tarih ve sayılı 6 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesiyle … tarih ve … sayılı dahilde işleme izin belgesi kapsamında geçici ithalatı yapılan eşyaya ilişkin telafi edici verginin ödenmemesi nedeniyle rejim koşullarının ihlal edildiğinden bahisle, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 238. maddesi uyarınca eşyanın gümrüklenmiş değeri üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezasına vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 108. maddesinin 1. fıkrasında, serbest dolaşımda olmayan eşyanın, işlem görmüş ürünlerin üretiminde kullanılmasından sonra Türkiye Gümrük Bölgesinden yeniden ihraç edilmesi amacıyla, gümrük vergileri ve ticaret politikası önlemlerine tabi tutulmaksızın ve vergileri teminata bağlanmak suretiyle, dahilde işleme rejimi kapsamında geçici olarak ithal edilebileceği; eşyanın işlem görmüş ürünler şeklinde ihracı halinde, teminatın iade olunacağı; eşyanın bu şekilde dahilde işleme rejiminden yararlanmasına, şartlı muafiyet sistemi denildiği belirtilmiş; aynı Kanun’un 238. maddesinin 5911 sayılı Kanun ile değişik şeklinde ise, 241. maddenin 3. fıkrasının (h), (l) ve (m) bentleri, dördüncü fıkrasının (g) ve (h) bentleri ile beşinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen durumlar hariç, dahilde işleme rejimi gümrük kontrolü altında işleme rejimi ile geçici ithalat rejimine ilişkin hükümlerin ihlali halinde eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı oranında para cezası verileceği ifade edilmiştir.
4458 sayılı Kanun’un 194. maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şekliyle, Türkiye’nin taraf olduğu anlaşma hükümlerine göre dahilde işleme rejimi altında elde edilen Türk menşeli eşyanın anlaşmalara taraf ülkelere ithalinde, tercihli tarife uygulamasından yararlanmasının, bunların bünyelerine giren serbest dolaşımda olmayan eşyanın ithalat vergilerinin ödenmesi ve buna ilişkin belgelerin onaylanması koşuluna bağlı olması halinde, ithalata ilişkin bir gümrük yükümlülüğünün doğacağı; bu halde gümrük yükümlülüğünün, söz konusu eşyanın ihracına ilişkin gümrük beyannamesinin gümrük idaresi tarafından tescil edildiği tarihte başlayacağı; dahilde işleme rejimine tabi tutulan serbest dolaşımda bulunmayan eşyaya ilişkin ithalat vergilerinin, ihracata ilişkin beyannamenin tescili tarihindeki vergi oranı ve diğer vergilendirme unsurlarına göre hesaplanacağı kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Uyuşmazlıkta, davaya konu işlemler telafi edici verginin ödenmemesi suretiyle dahilde işleme rejimi hükümlerinin ihlal edildiğinden bahisle tesis edilmiştir. Oysa, 4458 sayılı Kanun’un yukarıda izah edilen hükümlerine göre telafi edici vergi, dahilde işleme izin belgesi kapsamında, şartlı muafiyet hükümleri altında üretilerek Avrupa Birliğine üye ülkelere ihraç edilen işlem görmüş ürünlerin bünyesinde kullanılan Türkiye’de serbest dolaşıma girmemiş üçüncü ülke menşeli eşya nedeniyle doğmaktadır. Diğer bir anlatımla; telafi edici vergi dahilde işleme rejimi hükümlerinin ihlal edilmesi nedeniyle değil, anılan rejim kapsamında ithal edilen serbest dolaşıma girmemiş üçüncü ülke menşeli eşyanın Avrupa Birliğine üye ülkelere ihracı sırasında doğmakta, anılan verginin ödenmesi vergi mevzuatı açısından zorunluluk olsa da, ihracat sırasında ödenmemiş olması rejim şartlarının ihlali sonucunu doğurmamaktadır.
Bu bakımdan, telafi edici verginin ödenmemiş olması, dahilde işleme rejimi koşullarının ihlal edildiği anlamına gelmeyeceğinden, rejim koşullarının ihlal edildiğinden bahisle tesis edilen dava konusu işlemin iptali yolundaki mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine dair kararda sonucu itibarıyla isabetsizlik bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1…. Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 28/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.