Danıştay 7. Daire, Esas No: 2018/4823, Karar No: 2021/6016

Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2018/4823 E. , 2021/6016 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/4823
Karar No : 2021/6016

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Ürünleri İmalat Nakliyat Ticaret ve Pazarlama Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, takdir komisyonu kararına istinaden, 2011 yılının Mart ayının (1.) dönemi için re’sen tarh edilen özel tüketim vergisi ile bir kat tutarında kesilen vergi ziyaı cezasının iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, zamanaşımı süresinin takdir komisyonuna başvurulması nedeniyle durması için gerçek bir re’sen takdir nedeninin saptanmış olması, diğer bir deyişle sadece zamanaşımı süresini durdurmak amacıyla olayın gerçekte var olmayan bir re’sen takdir nedenine dayandırılmamış olmasının gerektiği, olayda davacının 2011 yılı hesaplarının özel tüketim vergisi yönünden incelemeye alındığı, ancak incelemenin zamanında tamamlanamaması nedeniyle, inceleme elemanınca, davacının 22/12/2016 tarihinde takdir komisyonuna sevk edildiği, akabinde takdir işlemlerine esas teşkil etmek üzere … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunun düzenlendiği ve takdir komisyonunca anılan rapor ve ekleri dikkate alınmak suretiyle belirlenen matrah farkı üzerinden dava konusu cezalı tarhiyatın yapıldığı, bu durumda, sırf zamanaşımı süresini durdurmak amacına yönelik takdire sevk işleminin zamanaşımı süresini durdurmayacağı, davacı hakkında inceleme yapılmadan takdir komisyonuna sevk işlemi üzerine, zamanaşımı süresinin dolmasından sonra düzenlenen vergi tekniği raporu dikkate alınarak belirlenen matrah farkı üzerinden yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle dava konusu vergi ve cezanın iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Tesis edilen dava konusu işleme konu tarhiyatın zamanaşımına uğramadığı, dolayısıyla tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usûl ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 27/12/2021 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz başvurusu; davacı adına takdir komisyonu kararına istinaden, 2011 yılının Mart ayının (1.) dönemi için re’sen tarh edilen özel tüketim vergisi ile bir kat tutarında kesilen vergi ziyaı cezasına ilişkin işlemin iptali yolundaki karara yönelik istinaf başvurusunun reddine dair kararın bozulması istemine ilişkindir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 113. maddesinde, zamanaşımı, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanmış ve bu durumun mükellefin bu hususta bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade edeceği, 114. maddesinde ise, “Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı mezkur komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren işlemeye devam eder” hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre takdir komisyonu kararlarına istinaden yapılan re’sen tarhiyatlarda zamanaşımı hususunun olup olmadığının tespiti için takdir komisyonuna sevk tarihi, takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi, ihbarnamenin tebliğ tarihi ve takdir komisyonunda geçen süreye (takdir komisyonuna sevk tarihi ile takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi arasındaki süre) bakılarak karar verilmelidir.
Dosyanın incelenmesinden, davaya konu vergi ve cezanın tarh zamanaşımı süresi dolmadan 22/12/2016 tarihinde takdir komisyonuna sevk edildiği, 18/09/2017 tarihli takdir komisyonu kararı ile matrahın takdir edildiği, söz konusu karara istinaden düzenlenen ihbarnamenin 09/10/2017 tarihinde davacıya tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlıkta, 2011 yılının Mart dönemine ilişkin olarak 31/12/2016 tarihinde zamanaşımı süresinin dolmasından önce 22/12/2016 tarihindeki sevk işleminin, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 114. maddesi uyarınca işlemeye devam eden tarh zamanaşımı süresini durdurduğu açık olmakla birlikte; takdir komisyonu kararının vergi dairesine hangi tarihte tevdii edildiği anlaşılamadığından, davacı şirkete 09/10/2017 tarihinde tebliğ edilen ihbarnamenin, takdir komisyonu kararının idareye tevdii tarihinden itibaren 9 gün içinde tebliğ edilip edilemediği belirlenememiştir.
Bu durumda, takdir komisyonu kararının idareye tevdii tarihinden itibaren 9 gün içinde uyuşmazlık konusu ihbarnamenin davacıya tebliğ edilip edilemediği hususunun araştırılması suretiyle ulaşılacak sonuca göre yeniden bir karar verilmek üzere temyize konu kararın bozulması gerektiğinden, Dairemiz kararına katılmıyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir