Danıştay 7. Daire, Esas No: 2018/1091, Karar No: 2021/780
Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2018/1091 E. , 2021/780 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/1091
Karar No : 2021/780
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …Petrokimya Nakliyat Lojistik İnşaat Sanayi ve Dış Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü) …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının satın aldığı madeni yağları motorin ikamesi olarak kullandığının vergi inceleme raporuyla tespit edildiğinden bahisle, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinin 2. fıkrası uyarınca 2013 yılının Ocak, Şubat, Mart ve Aralık dönemleri için re’sen tarh edilen özel tüketim vergileri ile kesilen vergi ziyaı cezalarının iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Olayda, davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği ve inceleme raporlarında; davacının, nakliye işi, sıvı yakıtlar ve bunlar ile ilgili ürünlerin toptan ticareti faaliyeti ile uğraşmak üzere mükellefiyet tesis ettirdiği, 2013 yılında davacının cüz’i miktarlarda motorin alışlarının bulunmasına rağmen, … Petrol Otomotiv Nakliye Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden yüksek tutarlarda madeni yağ alışının olduğu, madeni yağ alışlarının yasal defterlerine “Benzin ve mazot giderleri” adı altında kaydedildiği, bu suretle madeni yağların kullanım amacına aykırı şekilde akaryakıt olarak kullandığının tespit edildiği, dolayısıyla 2013 yılında düşük oranda vergiye tabi yağlama yağlarının daha yüksek oranda vergiye tabi motorin (yakıt) olarak kullanılması nedeniyle akaryakıt ile yağlama yağları arasındaki özel tüketim vergisi farkının belirlenmesi suretiyle 4760 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılan vergi ziyaı cezalı özel tüketim vergisi tarhiyatlarında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu tarhiyatların dayanağı vergi inceleme raporunda somut tespitlere yer verilmediği, raporun varsayım ve kanaate dayalı olduğu, muhasebe kayıtlarına motorin olarak geçmiş ise de satın alınan madeni yağların amacına uygun olarak kullanıldığı, inceleme döneminde nakliyat hizmeti verilen işveren firmadan mazot teslim alındığı, dolayısıyla dava konusu vergi ziyaı cezalı özel tüketim vergisi tarhiyatlarının haksız ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacının satın aldığı madeni yağların vergisi daha yüksek motorin yerine ikame mal olarak kullandığı hususunun vergi tekniği ve inceleme raporları ile tespit edilmesi üzerine, tarh edilen vergi ziyaı cezalı özel tüketim vergilerinin hukuka uygun olduğu savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Hüküm altına alınan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve 123,60 TL’den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, Mahkemece karara bağlanan harcın mahsubundan sonra, kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 04/02/2021 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz başvurusu; davacının satın aldığı madeni yağları motorin ikamesi olarak kullandığının vergi inceleme raporuyla tespit edildiğinden bahisle, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinin 2. fıkrası uyarınca 2013 yılının Ocak, Şubat, Mart ve Aralık dönemleri için re’sen tarh edilen özel tüketim vergileri ile kesilen vergi ziyaı cezalarının iptali istemiyle açılan davayı reddeden mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararın bozulması istemine ilişkindir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı; iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan ve olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olacağı hükmü yer almıştır. Aynı Kanun’un 30. maddesinde, öngörülen re’sen vergi tarhı ile ulaşılmak istenen amacın ise, ödenmesi gereken vergilerin gerçek veya gerçeğe en yakın hali ile tespit edilmesinin olduğu; 134. maddesinde ise, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu hükme bağlanmıştır.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden; re’sen vergi tarh edilirken, gerekli inceleme ve araştırmanın yapılması ve matraha ilişkin verilerin varsayım ya da kanaat yoluyla değil, somut bilgi ve belgelerle ortaya konulması gerekmektedir. Türk vergi sisteminde varsayım ya da kanaate dayalı olarak vergilendirmeye izin verilmemektedir.
Olayda, hakkında düzenlenen vergi inceleme raporuyla, davacının nakliyat işi ile iştigal ettiği ve madeni yağ alımlarının akaryakıt alımlarına nazaran yüksek miktarda olduğundan bahisle dava konusu tarhiyatlar yapılmış ise de; alınan madeni yağların yakıta ikame olarak kullanılıp kullanılmadığı hususunda yeterli araştırma yapılmadığı gibi davacının madeni yağ ihtiyacının da bulunduğu dikkate alındığında, alınan madeni yağların ne kadarının yakıt olarak kullanıldığına ilişkin tespit yapılmadan satın alınan madeni yağlarının tümünün yakıt olarak kullanıldığı varsayımıyla dava konusu vergiler salınmış ve vergi ziyaı cezaları kesilmiş olup, bu durumda vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin somut olarak ortaya konulmadığının anlaşılması karşısında, yetersiz ve noksan incelemeye ve dolayısıyla varsayıma dayalı olarak yapılan cezalı tarhiyatların iptali gerekirken, davayı reddeden mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararda isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; temyize konu kararın bozulması gerektiği oyu ile, Dairemiz kararına katılmıyorum.