Danıştay 7. Daire, Esas No: 2016/8742, Karar No: 2021/1449

Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2016/8742 E. , 2021/1449 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    YEDİNCİ DAİRE
    Esas No : 2016/8742
    Karar No : 2021/1449

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Gümrük Müşavirliği Limited Şirketi
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı adına … Gümrük Müdürlüğü
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: … Medikal Ekipmanları İmalat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına tescilli … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesiyle … tarih ve … sayılı dahilde işleme izni kapsamında montaj yapılmak üzere ithal edilen eşyaların yurt dışı edilmediğinden bahisle davacı gümrük müşavirlik şirketi adına 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 238. maddesi ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca karara bağlanan para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Olayda, ödeme emrine konu para cezasının davacıya 21/05/2015 tarihinde tebliğ edildiği, bu tarihten itibaren 15 günlük süre içinde itiraz ve ödeme yapılmadığı, bu haliyle Gümrük Kanunu’nun 197. maddesinin 5. fıkrası uyarınca belirtilen sürelerin bittiği tarihte kesinleşen para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Para cezası tutarı ithalatçı tarafından ödendiğinden para cezası kararına itiraz edilmediği, mükerrer istenilen cezada hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : 15 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmediğinden kesinleşen para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ: İthalatçı firma adına karara bağlanan para cezasına vaki itirazın reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan dava, temyiz aşamasında Dairemizin E:2019/728 sayılı dosyasında görülmekte olduğundan ve işbu davanın sonucunu etkileyeceğinden, Mahkemece, söz konusu dava dosyasında verilecek karar da göz önünde bulundurulmak suretiyle, dahilde işleme rejimi şartlarının ihlal edilip edilmediği, rejimin ihlal edildiği sonucuna varılması halinde, gümrük mevzuatının gümrük müşavirleri ile ilgili hükümleri çerçevesinde gümrük işlemlerini dolaylı temsil suretiyle takip eden davacının tespit edilen fiile kasıtlı olarak iştirak ettiğine dair herhangi bir tespitin yapılıp yapılmadığının incelenmesi suretiyle yeniden karar verilmek üzere temyize konu kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:

    MADDİ OLAY :
    … Medikal Ekipmanları İmalat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına tescilli … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesiyle … tarih ve … sayılı dahilde işleme izni kapsamında montaj yapılmak üzere ithal edilen eşyaların yurt dışı edilmediğinden bahisle davacı gümrük müşavirlik şirketi adına 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 238. maddesi ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca karara bağlanan para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı reddeden mahkeme kararının bozulması istenilmektedir.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 3. maddesinin 1. fıkrasının 11. bendinde, “yükümlü” deyiminin, gümrük yükümlülüğünü yerine getirmekle sorumlu olan bütün kişileri ifade ettiği belirtilmiş; aynı maddenin 1. fıkrasının 17. bendinde, “beyan sahibi” deyiminden, kendi adına beyanda bulunan veya adına beyanda bulunulan kişinin anlaşılması gerektiği açıklandıktan sonra, 5. maddesinde, bütün kişilerin, gümrük mevzuatı ile öngörülen tasarrufları ve işlemleri gerçekleştirmek üzere gümrük idarelerindeki işleri için bir temsilci tayin edebilecekleri; temsilin, doğrudan veya dolaylı olabileceği; temsilcinin, doğrudan temsil durumunda başkasının adına ve hesabına hareket edeceği; dolaylı temsil durumunda ise kendi adına, ancak başkasının hesabına hareket edeceği öngörülmüş; 181. maddesinde, ithalatta gümrük yükümlülüğünde yükümlünün beyan sahibi; dolaylı temsil durumunda, hesabına gümrük beyanında bulunulan kişinin de yükümlü olduğu kuralına yer verilmiş; 192. maddesinde, aynı gümrük vergilerinin ödenmesinden birden çok yükümlünün sorumlu olduğu hallerde, bunların söz konusu vergilerin ödenmesinden müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları; aynı Kanun’un 108. maddesinin 1. fıkrasında, serbest dolaşımda olmayan eşyanın, işlem görmüş ürünlerin üretiminde kullanılmasından sonra Türkiye Gümrük Bölgesinden yeniden ihraç edilmesi amacıyla, gümrük vergileri ve ticaret politikası önlemlerine tabi tutulmaksızın ve vergileri teminata bağlanmak suretiyle, dahilde işleme rejimi kapsamında geçici olarak ithal edilebileceği; eşyanın işlem görmüş ürünler şeklinde ihracı halinde, teminatın iade olunacağı; eşyanın bu şekilde dahilde işleme rejiminden yararlanmasına, şartlı muafiyet sistemi denildiği; 238. maddesinde, bu Kanun’un 241. maddesinin 3. fıkrasının (h), (l) ve (m) bentleri, 4. fıkrasının (g) ve (h) bentleri ile 5. fıkrasının (b) bendinde belirtilen durumlar hariç, dahilde işleme rejimi, gümrük kontrolü altında işleme rejimi ile geçici ithalat rejimine ilişkin hükümlerin ihlali hâlinde, eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarında para cezası verileceği hükme bağlanmıştır. 20/12/2006 tarihli 26382 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2006/12 sayılı Dahilde İşleme Rejimi Tebliğinin 45. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde de; dahilde işleme tedbirlerini, dahilde işleme rejiminde ve belgede/izinde belirtilen esas ve şartlara uygun olarak yerine getirmeyenlerden; a) şartlı muafiyet sistemi kapsamında ithal edilen ve Türkiye Gümrük Bölgesi dışına veya serbest bölgelere ihracatı gerçekleştirilmeyen eşyanın ithali esnasında alınmayan verginin, ithal tarihi itibarıyla 4458 sayılı Gümrük Kanunu ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği, ayrıca, ithal edilen ve süresi içerisinde ihracı gerçekleştirilmeyen eşya için 4458 sayılı Kanun’un 238. maddesi hükmü çerçevesinde para cezası kararı alınacağı açıklanmıştır.
    5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 14. maddesinin 1. fıkrasında, kabahatin işlenişine birden fazla kişinin iştirak etmesi halinde, bu kişilerin her biri hakkında fail olarak idari para cezası verileceği öngörülmüş; aynı maddenin 3. fıkrasında ise, kabahate iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığının yeterli olduğu belirtilmiştir.
    6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 55. maddesinin 1. fıkrasında, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı; 58. maddesinin 1. fıkrasında, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcunun olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabileceği kurala bağlanmıştır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Yukarıda yer verilen hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden; dolaylı temsil durumunda, hesabına gümrük beyanında bulunulan ithalatçı ile birlikte beyan sahibi olan gümrük işlemlerini yürüten gümrük müşavirinin de “yükümlü” olduğu, rejim ihlali halinde oluşan kabahate iştirak nedeniyle para cezası uygulanabilmesi için fiile kasıtlı olarak iştirak edildiğinin kanıtlanması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
    Dosyanın UYAP kayıtlarıyla birlikte incelenmesinden; … Medikal Ekipmanları İmalat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına tescilli … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesiyle … tarih ve … sayılı dahilde işleme izni kapsamında montaj yapılmak üzere ithal edilen eşyaların, … tarih ve … sayılı ihracat beyannamesiyle yurt dışı edilen eşya olmadığından bahisle, ithalatçı firma ile hem ithalat hem de ihracat beyannamelerinde beyan sahibi olan davacı müşavirlik şirketi adına 4458 sayılı Kanun’un 238. maddesi ve 5326 sayılı Kanun’un 14. maddesi uyarınca para cezası kararının alındığı, davacı tarafından para cezası kararına itiraz edilmediğinden ve ceza tutarının da ödenmediğinden bahisle tahsili amacıyla ödeme emrinin düzenlendiği; öte yandan, davacının gümrük işlemlerini yürüttüğü ithalatçı firma adına karara bağlanan para cezası tutarının ithalatçı tarafından ödenmesini müteakip söz konusu ceza kararına yapılan itiraz başvurusunun reddedildiği, itirazın reddine dair işlemin, … Vergi Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında açılan davada iptaline karar verildiği, bu karara yönelik davalı idarenin istinaf başvurusunun da … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin E:… sayılı dosyasında verilen karar ile reddedildiği, bu karara yönelik temyiz başvurusunun ise Dairemizin E:2019/728 sayılı dosyasında kayıtlı bulunduğu anlaşılmıştır.
    Bu bakımdan, ithalatçı firma adına karara bağlanan para cezasına vaki itirazın reddine ilişkin işlem hakkında … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, rejim ihlalinin bulunmadığı gerekçesiyle verilen iptal kararına yönelik temyiz istemi Dairemizin E:2019/728 sayılı dosyasında görülmekte olduğundan ve anılan davada verilecek kararın sonucu işbu davayı etkileyeceğinden, Mahkemece, söz konusu dava dosyasında verilecek karar da göz önünde bulundurularak, dahilde işleme rejimi şartlarının ihlal edilip edilmediği, dolayısıyla, bu aşamada davacı adına iştirak nedeniyle ceza kesilmesini gerektiren fiilin bulunup bulunmadığının belirlenmesi, öte yandan, rejimin ihlal edildiği sonucuna varılması halinde, gümrük mevzuatının gümrük müşavirleri ile ilgili hükümleri çerçevesinde gümrük işlemlerini dolaylı temsil suretiyle takip eden davacının tespit edilen fiile kasıtlı olarak iştirak ettiğine dair herhangi bir tespitin yapılıp yapılmadığının araştırılması ve davacı iddialarının 6183 sayılı Kanun’da yer verilen “borcum yoktur” kapsamında incelenebilecek nitelikte olup olmadığının değerlendirilmesi suretiyle uyuşmazlık hakkında yeniden karar verilmek üzere temyize konu kararın bozulması gerekmektedir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kabulüne,
    2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
    4. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
    5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir