Danıştay 7. Daire, Esas No: 2016/482, Karar No: 2020/5212
Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2016/482 E. , 2020/5212 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/482
Karar No : 2020/5212
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü) …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacıya hissesi oranında miras kalan ve murisin vefatından sonra satılan gayrimenkulün emlak vergisine esas değeri üzerinden ihtirazi kayıtla verilen beyanname ile tahakkuk ettirilerek ödenen veraset ve intikal vergisinin, satış değeri üzerinden hesaplanması gerektiğinden bahisle, tahakkukun belirtilen şekilde hesaplanarak fazladan ödenen 31.971,00 TL’ye isabet eden kısmının kaldırılması ve bu tutarın tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinin (B) bendindeki, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu; 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendindeki, gayrimenkullerin emlak vergisine esas olan değerle değerleneceği, 11. maddesindeki, miras yoluyla intikal eden malların değerleme gününün mirasın açıldığı gün olduğu hükümlerine yer verildikten sonra, olayda, davacıya miras yoluyla intikal eden İstanbul İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … no’lu parselde bulunan taşınmazın, … Sulh Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… kararı ile satış yolu ile ortaklığın giderilmesine karar verildiği, taşınmazın … Sulh Hukuk Mahkemeleri Satış Memurluğunca 11/06/2014 tarihinde satıldığı, satış işlemleri yürürken davacının murisinin satış işleminden 7 gün önce 04/06/2014 tarihinde vefat ettiği, satışın gerçekleşmesi ile ortada davacı tarafından devralınacak herhangi bir gayrimenkulün kalmadığı ve bu sürecin davacının iradesi dışında gerçekleştiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, veraset ve intikal vergisinin, davacının tasarrufuna geçmeyen gayrimenkulün emlak vergisine esas değeri üzerinden hesaplanmasının gerçek duruma ve hakkaniyete uygun olmadığı, davacının iradesi dışında ve kamu tarafından gerçekleştirilen gayrimenkul satışından davacıya düşen hisse üzerinden tahakkuk işlemi yapılması gerektiğinden, tahakkuk ettirilen veraset ve intikal vergisinin belirtilen şekilde hesaplanan tutarı aşan kısmının iptaline, fazladan ödenen bu tutarın tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendindeki, gayrimenkullerin ticari işletmeye dahil olsun olmasın emlak vergisine esas olan değerle değerleneceği hükmü uyarınca, intikalin vuku bulduğu tarih olan ölüm tarihi dikkate alınarak intikal edecek taşınmazların emlak vergisine esas değerinin, veraset ve intikal vergisi matrahının tespitinde esas alınacağı, vergilendirmede esas alınacak tutarın ölüm tarihi itibarıyla değerlemeye alınacağı, olayda ise, ölüm tarihi itibarıyla taşınmaz henüz satılmadığından gayrimenkulün emlak vergisine esas değeri üzerinden tahakkuk ettirilen veraset ve intikal vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz başvurusu, davacıya hissesi oranında miras kalan gayrimenkulün emlak vergisine esas olan değeri üzerinden ihtirazi kayıtla verilen beyanname ile tahakkuk ettirilerek ödenen veraset ve intikal vergisinin, gayrimenkulün satışından davacıya düşen hisse üzerinden hesaplanacak tutarı aşan kısmını iptal eden mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 599. maddesinde, mirasçıların, miras bırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak kanun gereğince kazanacağı hükmü yer almaktadır.
7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinin 1. fıkrasında, Türkiye Cumhuriyeti tabiyetinde bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye’de bulunan malların veraset tarikiyle veya herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir tarzda bir şahıstan diğer şahsa intikalinin veraset ve intikal vergisine tabi olduğu; aynı Kanun’un “Verginin Matrahı ve İlk Tarhiyat” başlıklı 10. maddesinin ilk fıkrasında, verginin matrahını oluşturacak değerin, 4. fıkrasında da, idarece tarhiyata esas alınacak değerin, intikal eden malların 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na göre bulunan değerleri olduğu; aynı maddenin 2. fıkrasında, mükelleflerin, ilk tarhiyatta nazara alınmak üzere bu verginin konusuna giren malları, fıkrada belirtilen değerleme ölçülerinden faydalanarak değerlemek ve beyannamelerinde göstermek zorunda olduğu; bu fıkranın (b) bendinde ise, gayrimenkullerin ticari işletmeye dahil olsun veya olmasın emlak vergisine esas olan değerle değerleneceği; 11. maddesinde, miras yoluyla intikal eden malların değerleme gününün mirasın açıldığı gün olduğu hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davacı murisinin 04/06/2014 tarihinde vefatı ile davacıya miras kalan gayrimenkulün, … Sulh Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ortaklığın giderilmesine dair kararı uyarınca 11/06/2014 tarihinde açık artırma ile satılması üzerine, davacı tarafından ihtirazı kayıtla verilen beyanname ile, veraset ve intikal vergisinin, gayrimenkulün emlak vergisine esas değeri üzerinden hesaplanarak tahakkuk ettirilerek ödendiği, ancak satış değeri üzerinden hesaplanarak tahakkuk ettirilmesi gerektiği ileri sürülerek fazladan ödenen kısmın iptali istemiyle işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümleri dava konusu olayla birlikte değerlendirildiğinde; intikalin vuku bulduğu, yani ölüm olayının gerçekleşerek mirasın açıldığı tarihte intikal eden malın, satışı henüz gerçekleşmemiş bir gayrimenkul olduğu dikkate alındığında, veraset ve intikal vergisinin emlak vergisine esas olan değer üzerinden hesaplanarak tahakkuk ettirilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından, aksi yönde verilen mahkeme kararının bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.