Danıştay 6. Daire, Esas No: 2021/570, Karar No: 2021/3710
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2021/570 E. , 2021/3710 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/570
Karar No : 2021/3710
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- … … 12- …
VEKİLLERİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı – …
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Manisa İli, Turgutlu İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … nolu parselde … Enerji Üretim A.Ş. tarafından yapılması planlanan “… Enerji Üretim Santrali” projesi ile ilgili olarak davalı idarece verilen verilen … tarih ve … sayılı Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; Nihai ÇED Raporuna göre; proje konusu faaliyet sahasına en yakın yerleşim biriminin, sahanın güney doğu istikametinde ve kuş uçuşu yaklaşık 1.480 m mesafede İzzettin Mahallesinde yer alan ilkokul olduğu, tesis alanı merkez kabul edilecek şekilde 2 km çapında proje etki alanının belirlendiği, proje sahasının kuzeybatı istikametinde ve kuş uçuşu yaklaşık 2,5 km mesafede … Mahallesi, kuzeydoğu istikametinde ve kuş uçuşu yaklaşık 5 km mesafede … ve … Mahallesi, doğu istikametinde ve kuş uçuşu yaklaşık 1,5 km mesafede … Mahallesi, doğu istikametinde ve kuş uçuşu yaklaşık 4 km mesafede ise … Mahallesi, sahanın kuzeybatı istikametinde ve kuş uçuşu yaklaşık 4 km mesafede … … Mahallesinin bulunduğu, UYAP kayıtlarına göre davanın açıldığı tarih itibarıyla davacılardan …’nün Manisa İli, Turgutlu İlçesi, … Mahallesinde ikamet ettiği ve aynı il ve ilçede Cumhuriyet Mahallesinde taşınmazının bulunduğu; davacılardan …’ın Manisa İli, Turgutlu İlçesi, … Mahallesinde ikamet ettiği ve taşınmazının bulunmadığı; davacılardan …’nin Manisa İli, Turgutlu İlçesi, … Mahallesinde ikamet ettiği ve aynı il ve ilçede 5. Mıntıka Mahallesinde taşınmazının bulunduğu; davacılardan …’nün Manisa İli, Turgutlu İlçesi, … Mahallesinde ikamet ettiği ve aynı il ve ilçede, Cumhuriyet ve Yıldırım Mahallelerinde taşınmazlarının bulunduğu; davacılardan …’nın Manisa İli, Turgutlu İlçesi, … Mahallesinde ikamet ettiği ve taşınmazının bulunmadığı; davacılardan …’ın Manisa İli, Turgutlu İlçesi, … Mahallesinde ikamet ettiği ve taşınmazının bulunmadığı; davacılardan …’ın Manisa İli, Turgutlu İlçesi, … Mahallesinde ikamet ettiği ve taşınmazının bulunmadığı; davacılardan …’in Manisa İli, Turgutlu İlçesi, … Mahallesinde ikamet ettiği ve bu mahallede bir taşınmazının bulunduğu; davacılardan …’nun Manisa İli, Turgutlu İlçesi, … Mahallesinde ikamet ettiği ve aynı il ve ilçede Sinirli ve Cumhuriyet Mahallelerinde taşınmazlarının bulunduğu; davacılardan …in Manisa İli, Turgutlu İlçesi, … Mahallesinde ikamet ettiği ve taşınmazının bulunmadığı; davacılardan …’ın Manisa İli, Turgutlu İlçesi, … Mahallesinde ikamet ettiği ve aynı il ve ilçede Cumhuriyet Mahallesinde taşınmazının bulunduğu; davacılardan …in ise Manisa İli, Turgutlu İlçesi, … Mahallesinde ikamet ettiği ve aynı il ve ilçede İstiklal ve 5. Mıntıka Mahallelerinde taşınmazlarının bulunduğunun tespit ediildiği, UYAP kayıtlarına göre davacıların her biri için ikamet adreslerinin ve taşınmazlarının ayrı ayrı yapılan sorgulaması neticesinde, davanın açıldığı tarih itibarıyla dava konusu proje alanı veya proje etki alanında ikamet etmedikleri gibi, bu alanlarda taşınmazlarının da bulunmadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemin tesis edilmesi ile kişisel, güncel ve meşru bir menfaatlerinin ihlal edildiğinden söz edilemeyeceğinden, bakılan davayı açma ehliyetlerinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar tarafından; Turgutlu İlçesinde yaşadıkları, tesisin Turgutlu İlçesinin … Mahallesinde yapılmasının planlandığı, projenin, davacıların kullandığı yer altı ve yer üstü sularında, toprakta yetiştirdikleri mahsullerde ve manzarada kirletici ve bozucu etkisinin olacağı, hava kirliliğine yol açacağı, keşif ve bilirkişi incelemesi ile tesisin, davacıların yerleşim yerlerine etkilerinin anlaşılabileceği, tesisin davacıların yaşam alanlarına, havaya, ürün aldıkları toprağa ve ilçenin su kaynaklarına zarar vereceği, İdare Mahkemesince tesisin çevreye etkisinin 5 km çapla sınırlandırıldığı, oysa tesisin çevreye vereceği olumsuz zararların daha büyük bir alanı kapsadığı, verimli tarım alanı olan Gediz havzasına olumsuz etkilerinin olacağı, tesis alanının çevresinde zeytinliklerin bulunduğu, verimli tarım arazilerinin ortasında böyle bir tesisin kurulamayacağı, Manisa ve İzmir’in su ihtiyacının Gediz havzasındaki yer altı sularından karşılandığı, yer altı ve yer üstü su kaynaklarının tesisten zarar göreceği, menfaatlerinin ihlal edildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, İdare Mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davalı idare tarafından, Manisa İli, Turgutlu İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … nolu parselde … Enerji Üretim A.Ş. tarafından yapılması planlanan “… Biyogaz Enerji Üretim Santrali” projesi ile ilgili olarak dava konusu … tarih ve … sayılı Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu kararı verilmiştir.
Bunun üzerine görülmekte olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun, 4577 sayılı Kanunla değişik 2. maddesinde; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar “iptal davası” olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanunun 14. maddesinde de; dava dilekçelerinin ehliyet yönünden inceleneceği ve 15/1-b maddesinde; bu hususta Kanuna aykırılık görülmesi halinde davanın reddine karar verileceği hükmü düzenlenmiştir.
2872 sayılı Çevre Kanununun 2. maddesinde; “Çevresel Etki Değerlendirmesi: Gerçekleştirilmesi plânlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmaları… ifade eder.” hükmüne; 10. maddesinde, “Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. Çevresel Etki Değerlendirmesine tâbi projeler ve Stratejik Çevresel Değerlendirmeye tâbi plân ve programlar ve konuya ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir.
25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği”nin 4. maddesinin (l) bendinde, “etki”nin gerçekleştirilmesi planlanan bir projenin hazırlık, inşaat ve işletme sırasında ya da işletme sonrasında, çevre unsurlarında doğrudan ya da dolaylı olarak, kısa veya uzun dönemde, geçici ya da kalıcı, olumlu ya da olumsuz yönde ortaya çıkması olası değişiklikleri, (m) bendinde ise, “etki alanı”nın gerçekleştirilmesi planlanan bir projenin işletme öncesi, işletilmesi ve işletme sonrasında etkilediği alanı ifade edeceği düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden; yargısal denetim amacıyla her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması koşuluna ihtiyaç vardır. Her olay ve davada, yargı merciine başvurarak dava açan kişinin menfaatinin, iptali istenen işlemle ne ölçüde ihlal edildiğinin takdiri de yargı mercilerine bırakılmıştır.
İptal davası açılabilmesi için gerekli olan menfaat ilişkisi kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması halinde gerçekleşecektir. Başka bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlal ettiğinden söz edilebilmesi için, davacıyı etkilemesi, yani davacının kişisel menfaatini ihlal etmesi, işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişkinin bulunması gerekmektedir. Aksi halde, kişilerin kendisine etkisi bulunmayan, menfaatlerini ihlal etmeyen idari işlemler hakkında da iptal davası açma hakkı doğar ve bu durum idarenin işleyişini olumsuz etkiler.
Bununla birlikte, çevreyi ilgilendiren projelerle ilgili verilen ÇED kararlarının iptali istemiyle açılan davalarda dava açma ehliyeti belirlenirken, adil yargılanma hakkı kapsamında davacıların mahkeme erişim hakkı ile idari istikrar ilkesi arasında adil bir dengenin kurulması gerekmektedir.
Bu nedenle, projelerin yapımının planlandığı yörede ikamet eden ya da o yörede taşınmazları bulunanların, dava açma ehliyetlerinin varlığının kabulü, idari istikrarın sağlanması amacıyla yatırım planlayanların sürekli olarak dava tehdidi ile karşı karşıya kalmamaları bakımından temel ölçüt olmakla birlikte, mahkemeye erişim hakkının ihlal edilmemesi adına davacıların öznel koşullarının da dikkate alınmasının, adil bir yargılama için gerekli olduğu sonucuna varılmıştır. Öznel koşulların varlığının ise somut olayın niteliğine göre Mahkemelerce takdir edileceği kuşkusuzdur.
Nitekim, Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuru üzerine verdiği … tarih ve Başvuru No:… sayılı kararında; davacıların dava konusu ÇED Gerekli Değildir kararının iptalini istemede menfaatlerinin ihlal edilmediği yolundaki idari yargı kararının gerekçesine yönelik olarak, “…davacıların mülklerinin proje sahasına yakın olması veya kullanım amacı gibi öznel koşulları dikkate almaksızın bir proje sahasında mülkü olmayanların -projeye yakın sahada mülkü olsa bile- projeye karşı hiçbir durumda dava açamayacakları yönünde kategorik bir yaklaşım içermektedir. Ancak başvurucuların öznel durumları hakkında bir değerlendirme içermeyen bu kategorik yaklaşım, başvurucular gibi proje kapsamında olmamakla birlikte projeden etkilenme potansiyeli bulunan kişilerin dava açmalarını imkansız hale getirdiğinden başvurucuların mahkemeye erişim hakkına yapılan müdahalenin orantısız olması sonucunu doğurmaktadır…” değerlendirmesine yer verilerek, davacıların öznel koşullarının dikkate alınması gerektiği belirtilmiş ve başvurucuların, proje sahasına 8-9 km mesafede taşınmaz (pamuk tarlası ve zeytinlik) sahibi olmaları sebebiyle projeden etkilenme potansiyelinin bulunduğu vurgulanmıştır.
Uyuşmazlıkta; dava konusu projeye ait Nihai ÇED Raporunun incelenmesinden, projenin etki alanının tesis alanı merkez kabul edilecek şekilde 2 km çapında belirlendiği, proje sahasının Turgutlu İlçe Merkezine 9 km, … Nehrine kuş uçuşu 800 m, Ilıcak Deresine kuş uçuşu 30 m uzaklıkta olduğunun ve proje alanının çevresinin tarımsal amaçlı olarak kullanıldığının belirtildiği, Ulusal Yargı Ağı Portalı (UYAP) kayıtlarına göre, davacıların tamamının Turgutlu İlçe merkezinde ikamet ettiği, ayrıca davacılardan …’nun proje sahasına 2,5 km mesafede bulunan … Mahallesinde taşınmazının bulunduğu, 19.300 m²’lik alanda kurulacak olan dava konusu proje ile 591,5 ton/gün hammadde (büyükbaş hayvan dışkıları, tavuk dışkıları) kullanılarak, oksijensiz ortamda 46.800 m3/gün (107,95 ton/gün) biyogaz elde edileceği, biyogazdan da elektrik enerjisi (4,503 MWe) ve ısı enerjisi üretileceği anlaşılmaktadır.
Öte yandan, yapılan incelemede, verimli tarım alanları ile yer altı ve yer üstü su kaynakları yönünden zengin olan Gediz Nehri havzasında insan ve çevre sağlığının korunması, ekonomik faaliyetlerin sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla havzada kirliliğin önlenmesi ve su kalitesinin iyileştirilmesi için noktasal ve yayılı kaynaklı kirliliğin kontrol altına alınması amacıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2015 yılı Nisan ayında “Gediz Havzası Kirlilik Önleme Eylem Planı”nın hazırlandığı tespit edilmiştir.
Bu durumda; yukarıda yer verilen Anayasa Mahkemesi kararı da dikkate alındığında, davacıların dava konusu proje alanına 9 km mesafede bulunan Turgutlu İlçe merkezinde ikamet etmeleri nedeniyle, projenin niteliği ve proje alanının Turgutlu İlçesine, Gediz Nehrine ve Ilıcak Deresine olan mesafesi göz önüne alındığında, davacıların projeden etkilenme potansiyelinin bulunduğu gibi; proje sahasına 800 metre mesafede bulunan Gediz Nehrinin o yörede yaşayanlar bakımından önemli bir su kaynağı özelliği taşıdığı ve proje sahasına yakın verimli tarım alanlarının bulunduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, projenin davacıları etkileme potansiyeli bulunduğunun hayatın olağan akışı gereği kabulü gerektiğinden, davacıların dava açma ehliyetlerinin bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla; davacıların, yukarıda belirtilen öznel koşulları dikkate alındığında, dava konusu işlemin iptalini istemekte meşru, kişisel ve güncel bir menfaatinin ve dolayısıyla dava açma ehliyetinin bulunduğu anlaşıldığından, işin esasının incelenmesi suretiyle karar verilmesi gerekirken, davanın ehliyet yönünden reddi yolunda verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacıların temyiz isteminin kabulüne,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 11/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.