Danıştay 6. Daire, Esas No: 2021/10662, Karar No: 2022/352

Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2021/10662 E. , 2022/352 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/10662
Karar No : 2022/352

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı – …
VEKİLİ : … 2- … Valiliği

İSTEMİN ÖZETİ : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… , Temyiz No:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Düzce İli, Akçakoca İlçesi, … Köyü, … ada, … parsel sayılı davacıya ait taşınmaz üzerinden geçen kıyı kenar çizgisinin iptali talebiyle yapılan başvurunun reddine dair Düzce Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün … tarih ve E.… sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarihli ve E:… , K:… sayılı kararda; dava konusu taşınmaz alanında yapılan incelemeler ile parseli temsilen açılan profil çukurları ve buralardan alınan örneklerin incelenmesi ve değerlendirilmesi sonuçlarının, ayrıca daha sonrasında dosya üzerinden yapılan inceleme sonrasında onaylanan kıyı kenar çizgisinin anılan parsele ilişkin kısmının, kıyı kenar çizgisinin bütünlüğü ve sürekliliğine ve yukarıda yer verilen mevzuata uygun olduğundan, dava konusu kıyı kenar çizgisi belirleme işleminin davacının taşınmazına ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… , Temyiz No:… sayılı kararında; davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun kesin olarak reddi yolunda … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarihli ve E:… , K:… sayılı kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, uyuşmazlıkta 2577 sayılı Kanunun 46.maddesinin (b) bendi ve (f) bendi kapsamında olmayan dava hakkında verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusu kesin olarak karara bağlandığından, temyiz isteminin incelenmesi olanağı bulunmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVALI …
BAKANLIĞININ SAVUNMASININ ÖZETİ : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

DAVALI … VALİLİĞİNİN SAVUNMASININ ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … ‘IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, 29/10/2021 günlü, 31643 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1. maddesi uyarınca, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Altıncı Kısmının Dördüncü Bölümünün başlığı “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği” şeklinde değiştirildiğinden, husumetin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yerine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına yöneltilmesine karar verilerek, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesi uyarınca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 18/6/2014 tarihli, 6545 sayılı Kanunun 20. maddesiyle değişik “Temyiz” başlıklı 46. maddesinde, Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin maddede sınırlı olarak sayılan davalar hakkında verdikleri kararların, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebileceği kuralı yer almış; aynı Kanunun 45/6. maddesinde Bölge İdare Mahkemelerinin 46. maddeye göre temyiz yolu açık olmayan kararlarının kesin olduğu, 48. maddesinin 6. fıkrasında ise temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması veya kesin bir karar hakkında olması halinde de kararı veren mercii tarafından “temyiz isteminin reddine” karar verileceği, ilgili merciin bu kararlarına karşı, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir.
Uyuşmazlıkta ise; 2577 sayılı Kanunun 48. maddesinin 6. fıkrası gereğince, istinaf mercii tarafından verilecek kesin kararlara karşı kanun yoluna başvurulması halinde, kararı veren istinaf mercii tarafından “temyiz isteminin reddine” karar verilmesi gerekirken, “temyiz isteminin incelenmeksizin reddine” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında, idare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri için anılan sebepler sayıldıktan sonra, aynı maddenin 2. fıkrasında, temyiz incelemesi sonunda karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesinin mümkün olması halinde kararın düzeltilerek onanmasına karar verileceği belirtilmiştir.
Bu durumda, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince “temyiz isteminin incelenmeksizin reddine” olarak verilen kararının, “temyiz isteminin reddine” olarak düzeltilerek karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… , Temyiz No:… sayılı “temyiz isteminin incelenmeksizin reddine” olarak verilen kararının “temyiz isteminin reddine” olarak düzeltilmesi suretiyle ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 18/01/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

KARŞI OY (X):

Dava, Düzce İli, Akçakoca İlçesi, … Köyü, … ada, … parsel sayılı davacıya ait taşınmaz üzerinden geçen kıyı kenar çizgisinin (11/11/2004 onay tarihli Akçakoca İlçesi, Çayağzı Sahil kesimine ait kıyı kenar çizgisi belirleme işleminin davacıya ait taşınmaza ilişkin kısmının) iptali talebiyle yapılan başvurunun reddine dair Düzce Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün … tarih ve E.… sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasa’nın 35. maddesinde: “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.” kuralına yer verilmiş, temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasını düzenleyen 13. maddesinde ise, temel hak ve hürriyetlerin, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceği, bu sınırlamaların, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı belirtilmiştir.
Keza Anayasanın 90. maddesi uyarınca uygun bulunan ve iç hukukun bir parçası halini alan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 1 No.lu Ek Protokolünün “Mülkiyetin korunması” başlıklı 1. maddesinde de: “Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir.” hükmü yer almıştır.
3621 sayılı Kıyı Kanununun 5.maddesinde, “…Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır, Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyıda ve sahil şeridinde planlama ve uygulama yapılabilmesi için kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur…” hükmü yer almaktadır.
3621 sayılı Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 4. maddesinde, “Kıyı Kenar Çizgisi; deniz, tabii ve suni göl ve akarsularda, alçak-basık kıyı özelliği gösteren kesimlerde kıyı çizgisinden sonraki kara yönünde su hareketlerinin oluşturduğu, kumsal ve kıyı kumullarından oluşan kumluk, çakıllık, kayalık, taşlık sazlık, bataklık ve benzeri alanların doğal sınırı, dar yüksek kıyı özelliği gösteren kesimlerde ise şev ya da falezin üst sınırıdır.” hükmüne yer verilmiş, 8. maddesinde ise “Kanunun ve bu Yönetmeliğin 4 üncü maddesinde belirlenen esaslara göre kıyı kenar çizgisi arazide tespit edilir. Bu Yönetmeliğin 7 nci maddesinde belirtilen onaylı halihazır haritalar üzerine işlenir.” hükmü yer almaktadır.
14.06.2014 tarih ve 29030 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinini 21. maddesinde de, “İmar planları, varsa kadastral durum işlenmiş, en son onaylı halihazır haritalar üzerine çizilir. Kıyı alanlarında yapılan imar planlarında onaylı kıyı kenar çizgisinin paftalarda gösterilmesi zorunludur.” hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı Kanunun 46. maddesinde: “Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir: …f) İmar planları, parselasyon işlemlerinden kaynaklanan davalar…” hükmüne yer verilmiştir.
Uygulama imar planları, nazım imar planı ilke ve esaslarına uygun olarak yörenin koşulları ve planlama alanının genel özellikleri, yapının kullanım amacı ve ihtiyacı, erişilebilirlik, sürdürülebilirlik ve çevreye etkisi dikkate alınarak; yapılaşmaya ilişkin yapı adaları, kullanımları, yapı nizamı, bina yüksekliği, taban alanı katsayısı, kat alanı kat sayısı veya emsal, yapı yaklaşma mesafesi, ön cephe hattı, ifraz hattı, kademe hattı, ada ayrım çizgisi, taşıt, yaya ve bisiklet yolları, ulaşım ilişkileri, parkları, meydanları, kentsel, sosyal ve teknik altyapı alanlarını, gerektiğinde; parsel büyüklükleri, parsel cephesi ve derinliği, arka cephe hattı, yol kotu ve bu kotun altındaki kat adedi, bağımsız bölüm sayısı gibi yapılaşma ve uygulamaya ilişkin kararları, uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren ve varsa kadastral durumu işlenmiş olarak 1/1.000 ölçekte onaylı halihazır haritalar üzerinde, plan notları ve ayrıntılı raporuyla bir bütün olarak hazırlanan plandır.
1/1.000 ölçekli halihazır haritalarda ve 1/1.000 ölçekli uygulama imar planlarında gösterilmesi zorunlu olan kıyı kenar çizgisi, imar planı yapılmasında veri alınmakta ve planlama sırasında yapılanma dahil bir çok husus kıyı kenar çizgisine göre belirlenmektedir.
Dava konusu uyuşmazlık, mülkiyet hakkını da ilgilendirdiği açık olan (davacıya ait taşınmazı da kapsayan) kıyı kenar çizgisinin belirlenmesi işleminin davacının taşınmazına ilişkin kısmının iptali isteminden kaynaklanmakta olup; yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi neticesinde, imar planları ve parselasyon işlemlerinden kaynaklanan davaların temyize tabi olduğu ve onaylanan kıyı kenar çizgisinin de imar planının değiştirilemeyecek bir parçası olduğu dikkate alındığında, bakılan davanın temyiz incelemesine tabi olduğu sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda, dava konusu işlemin mülkiyet hakkıyla doğrudan ilgili olduğu, imar planıyla ilişkili olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Bölge İdare Mahkemesi dari Dava Dairesi kararının temyizen incelenmesi gerektiği oyu ile aksi yöndeki Dairemiz çoğunluk kararına katılmıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir