Danıştay 6. Daire, Esas No: 2020/9741, Karar No: 2020/13287

Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2020/9741 E. , 2020/13287 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2020/9741
    Karar No : 2020/13287

    DAVACILAR : 1- …
    2- …
    VEKİLLERİ : Av. …

    DAVALILAR : 1- … Bakanlığı – …
    VEKİLİ : …, Hukuk Müşaviri
    2- … Bakanlığı – …
    VEKİLİ : Av. …

    DAVANIN KONUSU : … günlü, … sayılı Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararının, bir ağacın anıt ağaç olarak ve anılan taşınmazlar üzerinde bulunan yapının kültür varlığı olarak tesciline ilişkin 1. maddesi ile III. derece arkeolojik ve III. derece doğal sit alanı olarak tescilli alanın doğusunda yer alan ve III. derece doğal sit alanı ile aynı karakteri paylaşan ve onun devamı niteliğinde olan yoğun narenciye bahçesi dokulu alanların “doal dokusu korunacak narenciye bahçesi” olarak tanımlanmasının uygun olduğu, bu doğrultuda plan not ve lejandında gerekli düzeltmelerin yapılması yolundaki 4. maddesi ile korunması gerekli tabiat varlıklarından anıt ağaçların tanımı ve korunmasına ilişkin Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun … günlü, …sayılı ilke kararının iptali istenilmektedir.

    DAVACILARIN İDDİALARI : Muğla İli, Bodrum İlçesi, …Köyü, … Mevkii, … pafta, … ve … parsel sayılı taşınmazların maliki olan davacılar tarafından, dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

    DAVALILARIN SAVUNMASI: Tescil edilen anıt ağacın davacılara ait parselde yer almadığı, davaya konu yapının ise geleneksel … konut mimarisini yansıttığı, narenciye bahçelerinin de (…) korunması amacı ile alınan kurul kararı ile anıt ağaçların tesciline ilişkin ilke kararında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Davanın, dava konusu … tarih ve … sayılı Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararının 4. maddesi yönünden, Dairemiz kararında belirtilen gerekçeyle reddi gerektiği düşünülmektedir.

    DANIŞTAY SAVCISI …’İN DÜŞÜNCESİ :
    Dava; Muğla, Bodrum, … Köyü, …Mevkii, … pafta, … ve … parsel sayılı taşınmazların maliki olan davacılar tarafından; … günlü, … sayılı Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararının, bir ağacın anıt ağaç olarak ve anılan taşınmazlar üzerinde bulunan yapının kültür varlığı olarak tesciline ilişkin 1. maddesi ile III. derece arkeolojik ve III. derece doğal sit alanı olarak tescilli alanın doğusunda yer alan ve III. derece doğal sit alanı ile aynı karakteri paylaşan ve onun devamı niteliğinde olan yoğun narenciye bahçesi dokulu alanların “doğal dokusu korunacak narenciye bahçeleri” olarak tanımlanmasının uygun olduğu, bu doğrultuda plan not ve lejandında gerekli düzeltmelerin yapılması yolundaki 4. maddesinin ve korunması gerekli tabiat varlıklarından anıt ağaçların tanımı ve korunmasına ilişkin … günlü, … sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu İlke Kararının iptali istemiyle açılmıştır.
    Danıştay Altıncı Dairesi’nin 27./02/2008 günlü, E:2006/709, K:2008/126J sayılı kararıyla; davacılara ait parsel üzerinde yer alan ağaçlar hakkında alınmış herhangi bir tescil kararının bulunmadığı, davacılara ait olmayan … sayılı parseldeki ağacın anıt ağaç olarak tescil edildiği, bu durumda anıt ağacın tesciline ilişkin işlem ile dayanağı olan İlke Kararı davacıların menfaatini ihlal etmediğinden, bu işlemlere karşı dava açma ehliyetinin bulunmadığı, bu nedenle … günlü, …sayılı Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararının 1. maddesinin anıt ağacın tesciline ilişkin kısmı ile dayanağı 05/11/1999 günlü, 666 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu İlke Kararı yönünden davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiş olup, davanın bu kısmı Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 08.10.2012 gün ve E:2008/3475, K:2012/1444 sayılı kararıyla onanmış bulunmaktadır.
    Davanın diğer kısımlarına gelince;
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesi ile göndermede bulunulan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 04/02/2011 günlü, 27836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 450. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış, anılan Yasa’nın 447. maddesinin 2. fıkrasında ise, mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/06/1927 günlü, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na yapılan göndermelerin, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılacağı öngörülmüştür.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Bilirkişiye başvurulmasını gerektiren haller” başlıklı 266. maddesinde; mahkemenin, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği, hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamayacağı; “Keşif karan” başlıklı 288. maddesinde; hâkimin, uyuşmazlık konusu hakkında bizzat duyu organları yardımıyla bulunduğu yerde veya mahkemede inceleme yaparak bilgi sahibi olmak amacıyla keşif yapılmasına karar verebileceği, hâkimin gerektiğinde bilirkişi yardımına başvuracağı, keşif kararının, mahkemece, sözlü yargılamaya kadar taraflardan birinin talebi üzerine veya resen alınacağı belirtilmiştir.
    Dava dosyasının incelemesinden; … günlü… sayılı Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararının dava konusu 1. maddesi ile, davacılara ait konut niteliğindeki yapının “korunması gerekli kültür varlığı” olarak tesciline ve aynı Kararın 4. maddesi ile de, III. derece arkeolojik ve III. derece doğal sit alanı olarak tescilli alanın doğusunda yer alan ve III. derece doğal sit alanı ile aynı karakteri paylaşan ve onun devamı niteliğinde olan yoğun narenciye bahçesi dokulu alanların “doğal dokusu korunacak narenciye bahçeleri” olarak tanımlanmasının uygun olduğuna, bu doğrultuda plan not ve lejandında gerekli düzeltmelerin yapılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Bu işlemlerin hukuki denetimi yapılırken, davalı idarenin, “yapı” ile ilgili, “geleneksel bodrum mimarisini yansıtan orijinal haliyle günümüze kadar gelmiş Cumhuriyet dönemi eseri olduğu” ve “narenciye bahçeleri” ile ilgili, “yörenin geleneksel bitki dokusunu oluşturan, günümüzde oldukça azalan ve yöreye özgü bodrum mandalinası türünden oldukları” yönündeki beyanları esas alınarak karar verilmesi mümkün olmayıp, söz konusu yapı ve narenciye bahçelerinin davalı idarece belirtilen niteliklere sahip olup olmadıklarının tespiti keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda anlaşılabilecektir
    Açıklanan nedenlerle, davanın bu kısımları ile ilgili olarak keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Hüküm veren Danıştay Altıncı Dairesince, Dairemizin, davanın, anıt ağacın tesciline ilişkin Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Kararı ile dayanağı … günlü, … sayılı Yüksek Kurul ilke kararı kısmının ehliyet yönünden reddine, diğer kısımlar açısından ise esastan reddine ilişkin 27/02/2008 tarih, E:2006/709, K:2008/1267 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 08/10/2012 tarih ve E:2008/3475 K:2012/1444 sayılı kararıyla; anıt ağacın tesciline ilişkin Koruma Kurulu Kararı ile dayanağı … günlü, …sayılı ilke kararına ilişkin kısmının onanması ve davanın diğer kısımları yönünden reddine ilişkin kısmının ise “dava konusu yapı ve narenciye bahçelerinin davalı idarece belirtilen niteliklere sahip olup olmadıklarının tespiti keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda anlaşılabileceğinden, bu yola başvurulmaksızın verilen kararda hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle” bozulması üzerine, Danıştay Ondördüncü Dairesince bozma kararına uyularak yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor doğrultusunda, … günlü, … sayılı Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararının 1. ve 4. maddelerinin iptali yönünde verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı kararın, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 25.02.2019 tarihli, E:2017/568, K:2019/773 sayılı kararıyla; dava konusu kararın 1. maddesinin iptaline ilişkin kısmının onanması, 4. maddesinin iptaline ilişkin kısmının ise bozulması üzerine, bozulan kısım yönünden işin gereği görüşüldü:

    MADDİ OLAY :
    Muğla İli, Bodrum İlçesi, … koruma amaçlı imar planlarının görüşüldüğü toplantıda alınan, … tarih ve …sayılı Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararının 4. maddesiyle, III. derece arkeolojik ve III. derece doğal sit alanı olarak tescilli alanın doğusunda yer alan ve III. derece doğal sit alanı ile aynı karakteri paylaşan ve onun devamı niteliğinde olan yoğun narenciye bahçesi dokulu alanların “doğal dokusu korunacak narenciye bahçeleri” olarak tanımlanmasının uygun olduğuna, bu doğrultuda plan not ve lejandında gerekli düzeltmelerin yapılmasına karar verilmiştir.
    Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT :
    2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 3. maddesinde; “Kültür varlıkları, tarih öncesi ve tarihi devirlere ait bilim, kültür, din ve güzel sanatlarla ilgili bulunan veya tarih öncesi ya da tarihi devirlerde sosyal yaşama konu olmuş bilimsel ve kültürel açıdan özgün değer taşıyan yer üstünde, yer altında veya su altındaki bütün taşınır ve taşınmaz varlıklardır.”, “Tabiat varlıkları, jeolojik devirlerle, tarih öncesi ve tarihi devirlere ait olup ender bulunmaları veya özellikleri ve güzellikleri bakımından korunması gerekli, yer üstünde, yer altında veya su altında bulunan değerlerdir.”, “Koruma amaçlı imar plânı, bu Kanun uyarınca belirlenen sit alanlarında, alanın etkileşim-geçiş sahasını da göz önünde bulundurarak, kültür ve tabiat varlıklarının sürdürülebilirlik ilkesi doğrultusunda korunması amacıyla arkeolojik, tarihi, doğal, mimarî, demografik, kültürel, sosyo-ekonomik, mülkiyet ve yapılaşma verilerini içeren alan araştırmasına dayalı olarak; hali hazır haritalar üzerine, koruma alanı içinde yaşayan hane halkları ve faaliyet gösteren iş yerlerinin sosyal ve ekonomik yapılarını iyileştiren, istihdam ve katma değer yaratan stratejileri, koruma esasları ve kullanma şartları ile yapılaşma sınırlamalarını, sağlıklaştırma, yenileme alan ve projelerini, uygulama etap ve programlarını, açık alan sistemini, yaya dolaşımı ve taşıt ulaşımını, alt yapı tesislerinin tasarım esasları, yoğunluklar ve parsel tasarımlarını, yerel sahiplilik, uygulamanın finansmanı ilkeleri uyarınca katılımcı alan yönetimi modellerini de içerecek şekilde hazırlanan, hedefler, araçlar, stratejiler ile plânlama kararları, tutumları, plân notları ve açıklama raporu ile bir bütün olan nazım ve uygulama imar plânlarının gerektirdiği ölçekteki plânlardır.” şeklinde tanımlanmıştır.
    Aynı Kanun’un 6. maddesinde, korunması gerekli kültür ve tabiat varlıkları;
    a) Korunması gerekli tabiat varlıkları ile 19 uncu yüzyıl sonuna kadar yapılmış taşınmazlar,
    b) Belirlenen tarihten sonra yapılmış olup önem ve özellikleri bakımından Kültür ve Turizm Bakanlığınca korunmalarında gerek görülen taşınmazlar,
    c) Sit alanı içinde bulunan taşınmaz kültür varlıkları,
    d) Milli tarihimizdeki önemleri sebebiyle zaman kavramı ve tescil söz konusu olmaksızın Milli Mücadele ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda büyük tarihi olaylara sahne olmuş binalar ve tespit edilecek alanlar ile Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından kullanılmış evler, şeklinde belirtilmiş, aynı maddenin son fıkrasında da “Tarihi mağaralar, kaya sığınakları; özellik gösteren ağaç ve ağaç toplulukları ile benzerleri; taşınmaz tabiat varlığı örneklerindendir.” hükmüne yer verilmiştir.
    Yine aynı Kanun’un 57. maddesinde, “koruma amaçlı imar planları ile bunların her türlü değişikliklerini inceleyip karar almak” yetkisi koruma bölge kurullarına verilmiştir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Dava konusu … tarih ve … sayılı Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararının 4. maddesinde, mülkiyeti davacılara ait Muğla İli, Bodrum İlçesi, … Köyü, … Mevkii, … pafta, … ve …(eski …) parsel sayılı taşınmazların da içinde bulunduğu III. derece arkeolojik ve III. derece doğal sit alanı olarak tescilli alanın doğusunda yer alan ve III. derece doğal sit alanı ile aynı karakteri paylaşan ve onun devamı niteliğinde olan yoğun narenciye bahçesi dokulu alanların “doğal dokusu korunacak narenciye bahçeleri” olarak tanımlanmasının uygun olduğuna, bu doğrultuda plan not ve lejandında gerekli düzeltmelerin yapılmasına karar verildiği görülmektedir.
    Dairemizce mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda, Bodrum Mandarininin bitkisel genetik kaynağı olarak koruma gerekliliğinden bahsedilerek, bu meyvenin Türk Patent Enstitüsü tarafından coğrafi işaret ile tescillenen 27 meyveden biri olduğunun ve ayrıca iklim ve arazi bakımından davaya konu taşınmazın bulunduğu alanın mandarin yetiştirmeye son derece elverişli bir bölge olduğunun belirtildiği, davaya konu taşınmaz üzerindeki narenciye bahçesinin bakımsız olduğuna, ancak, bakım koşullarının iyileştirilmesi durumunda mevcut ağaçların yarısından fazlasının yaşamını, kullanım ömürlerinin sonuna kadar, devam ettirebileceğine değinildiği, bu ağaçların ekonomik ömrünü tamamlaması halinde, ağaçların sökülmesi, bulundukları arazide 3-4 yıl tarla tarımı yapılarak toprak yorgunluğunun giderilmesi ve akabinde yeni meyve fidanları dikmek suretiyle bahçenin yeniden tesis edilmesinin mümkün olduğunun belirtildiği görülmektedir.
    Bu durumda, bilirkişi raporunda yer alan, bitkisel genetik kaynağı olarak korunması gereken ve aynı zamanda coğrafi işaret ile tescilli 27 meyveden biri olan … Mandarininin yetiştirildiği davaya konu taşınmazın, iklim ve arazi bakımından mandarin yetiştirmeye son derece elverişli bir bölgede olduğu tespitiyle birlikte, bakım koşullarının iyileştirilmesi halinde mevcut ağaçlardan, ekonomik ömürlerinin sonuna kadar, verimde bir artış olmasa da, verim alınmasının ve bu ağaçların ekonomik ömürlerinin sona ermesinden sonra ise bahçenin yeniden tesis edilmesinin mümkün olması hususları birarada değerlendirildiğinde, davaya konu taşınmazın da içinde bulunduğu yoğun narenciye bahçeli dokulu alanların, koruma amaçlı imar planlarında, “doğal dokusu korunacak nerenciye bahçeleri” olarak tanımlanması ve bu doğrultuda plan not ve lejandında gerekli düzeltmelerin yapılması yolunda karar alınmasının, yörenin geleneksel bitki dokusunu oluşturan ve günümüzde oldukça azalan ve yöreye özgü bir tür olan narenciye bahçelerinin ve çevresinin doğal peyzajının ve doğal bitki dokusunun korunmasını amaçladığı, bu tür önlemlerin alınmasının …’a özgü bir ağaç türü olan mandarina ağaçlarının gelecek nesillere aktarılması bakımından önem taşıdığı, bu nedenle, koruma ilkelerine ve mevzuata uygun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
    Bu itibarla, dava konusu … tarih ve … sayılı Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararının 4. maddesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. … tarih ve … sayılı Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararının 4. maddesi yönünden DAVANIN REDDİNE,
    2. Yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
    3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalı idarelere verilmesine,
    4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacılara iadesine,
    5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 22/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir