Danıştay 6. Daire, Esas No: 2020/6454, Karar No: 2021/12523

Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2020/6454 E. , 2021/12523 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/6454
Karar No : 2021/12523

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU :… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Trabzon Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile kabul edilen 1/5000 ölçekli revizyon nazım imar planının Trabzon ili, Yomra ilçesi, … Mahallesi, … ada, … sayılı parsel bakımından iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarihli, E:…, K:… sayılı kararında; dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler ile yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporun birlikte değerlendirilmesinden; dava konusu parsellere uyuşmazlık konusu imar planı ile getirilen kullanım kararlarının üst 1/100.000 ve 1/50.000 ölçekli çevre düzeni planı ile 1/25.000 ölçekli nazım imar planı hükümlerine aykırılık taşımadığı, aksine planların kademeli birlikteliği ilkesine uygun olduğu, öngörülen gelişme yapısının Yomra ilçesinin mevcut gelişme yapısı ile uyumlu olduğu, nüfus ataması yapılırken ve buna göre konut ve donatı alanları düzenlenirken nüfusun gelişme dinamiklerinin dikkate alındığı, üst ölçekli planlarda düzenlenen çevre yolunun dava konusu plan kapsamında kalan kısmının kaldırılmasının dayanak 1/50.000 ölçekli çevre düzeni planı ve 1/25.000 ölçekli nazım imar planı hükümlerine aykırı olduğu, mevcut plana göre donatı miktarı artırılsa da dava konusu planda açık ve yeşil alanlar ile sosyal ve kültürel tesis alanları dışında diğer donatı alanlarına Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinde belirtilen asgari standartların altında alan ayrıldığı, bu nedenle planlama alanında donatı dengesinin sağlanamayacağı ve bölgede yaşayanlara sunulan hizmet kalitesinin yetersiz olacağı, donatı miktarı açısından mevcut plandaki olumsuzlukların dava konusu planda da devam ettiği, dava konusu parselin batı kısımlarının dere yatağında kaldığı ve bu kapsamda “kanal alanı” olarak belirlendiği, kanal alanında kalan kısmın planda yeşil alan sistemi içerisinde “park alanı” olarak düzenlendiği, dava konusu parselin kendine özgü coğrafi ve jeolojik durumu dikkate alınarak yapılaşma dışı tutulmasının doğru bir yaklaşım olduğu, park alanı kullanım kararının kurgulanan yeşil alan sistemi açısından sakıncasının bulunmadığı, dava konusu 1/5000 ölçekli revizyon nazım imar planının davaya konu parselle yönelik kısmında imar mevzuatına, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İdari Dava Dairesince verilen kararda; dava konusu işlemle, dava konusu parsele getirilen park alanı kullanım kararının imar mevzuatına, şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uygun olduğu, bununla birlikte; dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planında açık ve yeşil alanlar ile sosyal ve kültürel tesis alanları dışında diğer donatı alanlarına Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinde belirtilen asgari standartların altında alan ayrıldığı ve ulaşım-dolaşım sisteminin bir parçası olan çevre yolunun 1/50.000 ölçekli çevre düzeni planı ve 1/25.000 ölçekli nazım imar planında olmasına rağmen dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planına işlenmediği ve kaldırıldığı, bu durumun imar mevzuatı, şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına uygun olmadığı, söz konusu hukuka aykırılıkların planın genelini etkileyen hususlar olması nedeniyle, dava konusu parsellere getirilen park alanı kullanım kararı açısından da dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun kabulüne, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararı kaldırılarak dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Yapılan idari işlemin hukuka uygun olduğu, dere koruma bandında kalan kısımlarda yapılaşmanın önüne geçmek için bu kısımların yeşil alan olarak planlandığı, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı Yasanın 20.maddesi hükümleri uygulanarak uyuşmazlığın çözümü için gerekli bilgi ve belgeler dosya kapsamına alınmadan eksik incelemeye dayalı olarak verilen kararda hukuka uyarlık bulunmadığından, temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dava konusu parsellerin de içinde bulunduğu bölgeye ilişkin olarak, alt ölçekli imar planlarını ve uygulamaları yönlendirici biçimde, kullanımların yer seçimi, büyüklük ve dağılımına yönelik mekansal karar ve stratejiler ile makro ölçekte nüfus dağılımı ve yoğunluk kararlarını düzenleyen Ordu-Trabzon-Rize-Giresun-Gümüşhane-Artvin Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 03/04/2017 tarihli oluru ile onaylanarak yürürlüğe girmiş ve dava konusu parsellerin bulunduğu bölge söz konusu planda “kentsel yerleşme alanı” olarak belirlenmiş; Trabzon Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile 1/50.000 ölçekli Trabzon İl Çevre Düzeni Planı kabul edilmiş ve bu planda dava konusu parsellerin bulunduğu bölge “kentsel yerleşik alan” olarak düzenlenmiş; Trabzon Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile de Trabzon 1. Planlama Alt Bölgesi 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı kabul edilmiş ve bu planda dava konusu parsellerin bulunduğu bölge “konut alanı” ve “park ve yeşil alan” olarak planlanmıştır.
Söz konusu planların alt ölçeği olarak da Trabzon Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile 1/5000 ölçekli revizyon nazım imar planı kabul edilmiş olup, bu planda dava konusu parsel kısmen “175 ki/ha düşük yoğunlukta “ticaret+konut alanı”, “park alanı” ve “15 metrelik imar yolu” kullanımlarında gösterilmiştir.
Anılan 1/5000 ölçekli nazım imar planı revizyonuna askı süresinde yapılan itirazın … tarihli, … sayılı büyükşehir belediye meclisi kararıyla reddedilerek 03/05/2018-01/06/2018 tarihleri arasında askı ilanının yapılması üzerine görülmekte olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Yasasının 5. maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan halinde, nazım imar planı; varsa bölge ve çevre düzeni planlarına uygun olarak hali hazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları gösteren ve uygulama imar planının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen detaylı bir raporla açıklanan ve raporu ile beraber bir bütün olan plan olarak tanımlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının “Dosyaların incelenmesi” başlıklı 20.maddesinde; Danıştay, bölge idare mahkemeleri ile idare ve vergi mahkemelerinin, bakmakta oldukları davalara ait her türlü incelemeyi kendiliğinden yapacağı, Mahkemelerin belirlenen süre içinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebileceği, bu husustaki kararların, ilgililerce, süresi içinde yerine getirilmesinin mecburi olduğu, haklı sebeplerin bulunması halinde bu sürenin, bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabileceği, taraflardan biri ara kararının icaplarını yerine getirmediği takdirde, bu durumun verilecek karar üzerindeki etkisinin mahkemece önceden takdir edileceği ve arakararında bu hususun ayrıca belirtileceği, hükmü düzenlenmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Usul hukukunun en temel ilkelerinden biri olan “taleple bağlılık” ilkesi, idari yargı mercilerinde açılan davalarda, İdare Mahkemelerinin davacının talep sonucu ile bağlı olmasını ifade etmekte olup, bu ilkenin sonucu olarak Mahkemece istemin genişletilmesine, daraltılmasına veya talep edilmeyen bir konuda karar verilmesine olanak bulunmamaktadır.
Uyuşmazlıkta, dava konusu imar planının davacının mülkiyetinde bulunan parsele ilişkin kısmının iptaline karar verilmesi istemiyle dava açılmış, İdare Mahkemesince taleple bağlı kalınarak dava konusu imar planının uyuşmazlık konusu parsel bakımından değerlendirilmesi sonucunda davanın reddine karar verilmiş ancak bu karar, Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesince, imar planının geneline yönelik hukuka aykırılıkların varlığının imar planını davaya konu parsele getirilen kullanım kararları bakımından da hukuka aykırı hâle getireceği gerekçesiyle kaldırılarak dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
İptal davalarında, davanın niteliği ve hukuki sonuçları ile hukuki yarar kavramı kapsamında olay ele alınarak davacının bakılan davayı açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi ve belirlenen bu kapsamda karar verilmesi gerekmektedir.
Dairemizin 11/02/2021 tarihli, E:2019/15857, K:2021/1733 sayılı kararında da belirtildiği gibi usul hukuku gereğince hukuki yarar; davacının mahkemeden hukuksal korunma istemekte bir çıkarının olması ve dava sonucunda verilecek olan kararın ortaya çıkan ihlâli bertaraf edecek nitelikte olması, diğer bir ifade ile, davacının hakkını elde edebilmesinin veya menfaatini temin edebilmesinin, bu dava sonucunda verilecek karara bağlı olmasıdır. Ayrıca kişinin hakkına ulaşmak için bir mahkeme kararına ihtiyacı yoksa hukuki yarardan söz edilmesi de mümkün değildir. (Pekcanıtez, Hakan/Atalay, Oğuz/Özekes, Muhammet, Medeni Usul Hukuku, Ankara 2011, s.297).
“Taleple bağlılık” ilkesi uyarınca mahkemenin tarafların talepleriyle bağlı olduğu, talepten fazlasına veya talepten başka bir şeye karar veremeyeceği göz önünde bulundurulduğunda, davacının dava açma sebepleri de dikkate alınarak, dava konusu imar planının iptali istenilen kısmına yönelik inceleme yapılması ve uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerekirken, imar planının tamamına yönelik hukuka aykırılıkların dava konusu parsel bakımından da hukuka aykırılık sonucu doğuracağı gerekçesiyle ve talep sonucunu aşacak biçimde dava konusu imar planının iptaline karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır.
Bu durumda, taleple bağlılık ilkesine aykırı şekilde değerlendirme yapılarak, davanın reddi yolunda verilen Mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline ilişkin Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Uyuşmazlığa konu parsel yönünden dava konusu imar planının iptali istemi bakımından ise; uyuşmazlığın esasına yönelik karar verilebilmesi için öncelikle dosya kapsamında rastlanılmayan dava konusu imar planı, dayanağı üst ölçekli planlar ve önceki imar planlarına ilişkin uyuşmazlık konusu parselin işaretli olduğu plan paftalarının, plan açıklama raporunun, ilgili plan notlarının, plan lejantının, müellif yeterlik karnelerinin, askı tutanaklarının ve işlem dosyasının onaylı örnekleri ile plan değişikliği öncesinde ilgili kurumlardan alınan görüşler ile varsa değişikliğe esas bilimsel ve teknik raporların dosya kapsamına alınması gerekmektedir. Söz konusu belge ve bilgilerin dosya kapsamına alınmadan inceleme yapılması, eksik incelemeye dayalı olarak hatalı karar verilmesi sonucunu doğurabileceğinden, 2577 sayılı Yasanın 20.maddesi hükümleri uyarınca taraflara gerekli belirtme yapılarak ilgili bilgi ve belgeler istenilmelidir. Bu bakımdan, söz konusu usule uyulmaksızın eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetli bulunmamıştır.
Ayrıca, davacının dava açma sebepleri dikkate alınarak uyuşmazlık konusu parsele yönelik belirlenen tüm kullanım kararlarının şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve mevzuata uygunluk yönlerinden irdelenmesi gerekirken sadece “park alanı” kullanım kararı bakımından değerlendirme yapılarak karar verilmesinde de isabet bulunmamıştır.
Diğer taraftan, Danıştay Altıncı Dairesince dava dosyasına ilişkin olarak verilen 10/06/2021 tarihli, E:2020/6696 sayılı ara kararına ilişkin davalı idare yanıtından, dava konusu imar planı değişikliğine yapılan itirazların değerlendirilmesine dair belediye meclisi kararları alınarak askı ilanının yapıldığı anlaşılmakta olup, bozma üzerine verilecek kararda davacının plana itirazının olup olmadığı, varsa itirazın reddi üzerinde süresinde dava açılıp açılmadığı hususunun da araştırılması gerekmektedir.
Bu itibarla, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne,
2. Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile anılan kararının kaldırılması ve yukarıda özetlenen gerekçeyle dava konusu işlemin iptali yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 16/11/2021 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir