Danıştay 6. Daire, Esas No: 2020/584, Karar No: 2022/5428
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2020/584 E. , 2022/5428 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/584
Karar No : 2022/5428
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:….sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul ili, Çekmeköy ilçesi, … Mahallesi, … pafta, … parsel sayılı taınmazı kapsayan alanda … tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli Çekmeköy Uygulama İmar Planı ile bu planın dayanağı 23.10.2009 tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan bilirkişi raporundaki tespitler ile dava dosyasında yer alan diğer tüm bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, 1/5000 ölçekli nazım imar planında ”orman alanı” olarak planlanan parselin orman kadastro haritasında orman alanı içerisinde yer almadığı görüldüğünden ve plan yapım aşamasında parsellerin kadastral durumunun da dikkate alınması gerektiğinden, uygulanabilirliği kalmayan dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinde hukuka uyarlık bulunmadığı, 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ”park alanı” olarak planlanan parselin bu fonksiyonunun plan kademelemesi açısından devamlılık ve bütünlük arz etmediği, ulaşım bağlantıları ile birlikte değerlendirildiğinde park alanı olarak fonksiyonunun kullanımının şehircilik ilkeleri çerçevesinde sağlıklı olmayacağı, uygulanması ve fiili kullanımının zor olduğu anlaşıldığından, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında da hukuka uyarlık bulunmadığı sonuçlarına ulaşıldığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İdari Dava Dairesince verilen kararda; planlarda kurgulanan park alanlarının yalnızca nüfusa hizmet etmek için değil aynı zamanda yerleşim alanları ile orman alanları arasında tampon olması amacıyla da kurgulanabileceği, parselin kuzeyinin tamamen orman alanı ile kaplı olduğu, güneyinde ise 10 metre enkesitli yol bulunduğu, yolun kuzeyini yapılaşmaya kapatacak, orman alanında oluşması muhtemel yapılaşma baskısını ortadan kaldıracak ve yerleşim alanı ile orman alanı arasında eşik oluşturacak şekilde parselin park alanı olarak planlandığı, yapılan bu planlama ile ormana karşı oluşacak yapılaşma baskısının önlenmesi yanında plan genelinde yetersiz olan aktif yeşil alan niteliğindeki park kullanımında arttırıldığı görüldüğünden, bölgede bulunan yerleşim alanlarına hizmet edecek şekilde parselin park alanı olarak planlanmasının kamu yararına, şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uygun olduğu sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davalı idarelerin istinaf başvurularının kabulüne, anılan mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Parselinin etrafında çok sayıda site tarzında yapılaşma bulunduğu, sadece kendisine ait parselin park alanı olarak planlanmasının eşitlik ilkesine aykırı olduğu, özel mülkiyete konu parselinin sehven hazine adına kaydedilmesi üzerine açmış olduğu tapu iptal ve tescil davası devam ederken dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı onaylandığından bu plana itiraz edemediği, bu sebeple söz konusu imar planının aleyhine hüküm ve sonuç doğurmaması gerektiği ileri sürülmektedir.
DAVALI … BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI’NIN SAVUNMASI : Uyuşmazlık konusu parselin bölgede bulunan yerleşim alanlarına hizmet edecek şekilde park alanı olarak planlandığı, parselin fonksiyonunun üst ölçekli planlar ile uyumlu olduğu, ilgili kurum görüşleri doğrultusunda hazırlanan dava konusu imar planlarının şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DAVALI … BELEDİYE BAŞKANLIĞI’NIN SAVUNMASI : Dava konusu imar planlarının usul ve yasaya uygun olduğu, bu planların hazırlanmasında uygulanan usulün şehircilik ilkelerine ve planlama tekniklerine uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ :Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Uyuşmazlık konusu taşınmazın; dava konusu 23.10.2009 tarihinde onaylanan Çekmeköy İlçesi 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planında ”orman alanı”, 12.05.2017 tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli Çekmeköy Uygulama İmar Planında ise ”park alanı” olarak planlandığı, 14.07.2017-14.08.2017 tarihleri arasında askıya çıkartılan 1/1000 ölçekli uygulama imar planına davacı tarafından 11.08.2017 tarihinde yapılan itirazın zımnen reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde, “nazım imar planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan; uygulama imar planı da; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan” olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 6. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde ise, planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından bölge planları ve imar planları olarak iki ana kategoriye ayrılmış, imar planları da uygulamaya esas olan uygulama imar planları ve bu planın hazırlanmasındaki temel hedefleri, ilkeleri ve arazi kullanım kararlarını belirleyen nazım imar planları olarak sınıflandırılmış, her planın bir üst kademedeki plana uygun olarak hazırlanması zorunluluğu getirilmiştir.
14.06.2014 tarih ve 29030 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği’nin “Genel Plânlama Esasları” başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde, “Planlar, kademesine ve ölçeğine göre ve yapılış amacının gerektirdiği ayrıntı düzeyinde kalmak koşuluyla alt kademedeki planları yönlendirir.” hükmüne, “Nazım imar planı” başlıklı 23. maddesinin 1. fıkrasında; ” (1) Nazım imar planında karar düzeyi ve içerikleri bakımından, uygulama imar planındaki detay kararlar alınmaması esas olup, uygulamaya dönük kararlar uygulama imar planlarında belirlenir.” hükmüne, 6. fıkrasında; ”Nazım imar planlarının hazırlanması sürecinde, planlama alanı sınırları kapsamında aşağıda genel başlıklar halinde belirtilen konularda ilgili kurum ve kuruluşlardan veriler elde edilir; bu veriler kapsamında analiz, etüt ve araştırmalar yapılır” hükmüne yer verilmiş, 6. fıkranın (h) bendinde ise ”Orman alanları, mera, yaylak, kışlak alanları” ilgili kurum ve kuruluşlardan görüş alınması gereken konular arasında sayılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bakılan uyuşmazlıkta, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…. sayılı ara kararı ile; … Orman Bölge Müdürlüğü Kanlıca Orman İşletme Müdürlüğü’nden; uyuşmazlık konusu taşınmazın orman sınırları içerisinde kalıp kalmadığının sorulması ve buna ilişkin tüm bilgi ve belgelerin istenilmesi üzerine, … Orman Bölge Müdürlüğü Kanlıca Orman İşletme Müdürlüğü … Orman İşletme Şefliği’nin …. tarih ve … sayılı cevabı yazısında; uyuşmazlık konusu taşınmazın ”orman dışı açıklık alanda” kaldığının belirtilerek yazı ekinde taşınmazın bu durumunu gösterir orman kadastro haritasının sunulduğu görülmüştür.
Orman alanlarında, Orman Kanununda sınırlı sayıda belirtilen istisnalar hariç olmak üzere orman kullanımı dışında farklı bir kullanım kararı öngörülmesi mümkün değildir. Ormanlar kural olarak yapılaşmaya kapalı alanlar olduğundan, her tür ve ölçekte hazırlanan imar planlarında, orman kadastrosu ile tespit edilmiş alanların “orman alanı” olarak planlanması gerekmektedir.
Uyuşmazlık konusu olayda, orman kadastro haritasına göre ”orman dışı açıklık alanda” kaldığı anlaşılan uyuşmazlık konusu taşınmazın bu tespite aykırı olacak şekilde dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planında ”orman alanı” olarak planlanmasında şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, dava konusu 1/5000 nazım imar planında ”orman alanında” kalan uyuşmazlık konusu taşınmaza “planların kademeli birlikteliği” ilkesine ve üst ölçekli nazım imar planına aykırı olarak dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ”park alanı” kullanımı getirildiği görülmüş ise de dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planında hukuka uyarlık bulunmadığından, bu plana dayanılarak tesis edilen dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında da hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Öte yandan, iptal kararı üzerine 1/5000 ölçekli nazım imar planında taşınmaza getirilecek yeni kullanım kararına göre 1/1000 ölçekli uygulama imar planında da yeni kullanım kararı belirleneceği tabidir.
Bu itibarla, dava konusu işlemlerin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak davalı idareler tarafından yapılan istinaf başvurularının kabulü, anılan mahkeme kararının kaldırılması, davanın reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile anılan kararının kaldırılarak yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın reddi yolundaki temyize konu …. Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 09/05/2022 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.