Danıştay 6. Daire, Esas No: 2020/3938, Karar No: 2022/2587
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2020/3938 E. , 2022/2587 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/3938
Karar No : 2022/2587
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı – …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …Kaymakamlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN ÖZETİ :… İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, Mersin ili, Erdemli ilçesi, … Mahallesinde, Hazine adına ihdasen tescil edilen parselleri kapsayan alanda 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi ve 2981 sayılı Kanunun Ek-1. maddesi uyarınca … tarih ve … sayılı belediye encümeni kararıyla onaylanan parselasyon işlemi ile bu işleme yapılan itirazın reddine ilişkin … tarih ve …sayılı işlemin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen raporun ve dosyanın birlikte değerlendirilmesinden, davacıya ait parsellerin imar planında rastladığı konumlara göre olabildiğince bir arada ve hisseli de olsa bir bütün olarak verilmesi gerekirken özellikle planda E=2,40 yoğunluklu ticaret alanı olarak gösterilen imar adalarından yer verilmeyerek davacının hak kaybına uğratılması nedeniyle işlemin hukuka uygun olmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, istinaf başvurusu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesince reddedilmiş, bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
İşlem tarihi itibariyle yürürlükte olan şekliyle 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinde; “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re’sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.” hükmü yer almaktadır.
İşlem tarihinde yürürlükte olan İmar Kanununun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin “İmar Parsellerinin Oluşturulması ve Dağıtımındaki Esaslar” başlıklı 10. maddesinde, “İmar parsellerinin oluşturulması ve dağıtımında aşağıdaki esaslar dikkate alınır: a) Düzenlemeyle oluşacak imar parsellerinin mümkün mertebe aynı yerdeki veya yakınındaki eski parsellere tahsisi sağlanır, b) Plan ve mevzuata göre korunması mümkün olan yapıların tam ve hissesiz bir imar parseline intibak ettirilmesi sağlanır, c) Mal sahibine tahsis edilen miktarın bir imar parselinden küçük olması veya diğer teknik ve hukuki nedenlerle müstakil imar parseli verilmemesi halinde, imar parselasyon planları ve imar durumu belirlenmiş düzenleme alanlarında yapılacak binaların toplam inşaat alanı veya bağımsız bölüm adetleri belirtilen imar adaları veya parselleri, kat mülkiyetine esas olmak üzere hisselendirir.” kuralına yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu düzenleme alanında kapanan kanal alanından dolayı toplam 3 adet alanın Hazine adına ihdasen tescil edildiği ve düzenlemeye girdiği, parselasyon işlemi sonucunda ihdas-a alanına karşılık … ada, … parsel, … ada, … parsel, …ada,… ve … parsel, …ada, … parselden, ihdas-b alanına karşılık … ada, … parsel, …ada, … parselden ve ihdas-c alanına karşılık …ada, … parselden Hazineye imar parseli tahsisi yapıldığı, tahsis edilen imar parsellerinin kadastral parsellere uzak yerlerden ve hisseli verildiği öne sürülerek bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlıkta bilirkişi raporunda, davacının toplamda 3014,02 metrekare alanından 934,79 metrekare düzenleme ortaklık payı kesildiği ve 2079,03 metrekare hak edişinin bulunduğu, bu alanların yaklaşık 1070 metrekare kısmının E=0,90 yoğunluklu konut alanına, 980 metrekare kısmının da E=2,40 yoğunluklu ticaret alanına denk geldiği, fakat davacının toplam hak edişinin 1978,53 metrekare kısmının konut alanından, 100,70 metrekare kısmının ticaret alanında verilmesi nedeniyle, davacıya ait parsellerin imar planında rastladığı konumlara göre olabildiğince bir arada ve hisseli de olsa bir bütün olarak verilmesi gerekirken özellikle planda ticaret alanı olarak gösterilen ve E=2,40 olan imar adalarından yer verilmeyerek davacının hak kaybına uğratıldığı tespitine yer verilmiş ve bu tespite dayanılarak dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davacıya parselasyon işlemi ile … ada, … sayılı parselden 74,19 metrekare, … ada, … sayılı parselden 21,88 metrekare hisse tahsisi yapıldığı ve 885,47 metrekare alanlı … ada, …sayılı parselin de müstakil olarak tahsis edildiği, dava konusu işlemin dayanağı olan 1/1000 ölçekli uygulama imar planında davacıya tahsis edilen bu parsellerin E=2,40 yoğunluklu ticaret alanına denk geldiği ve davacıya planda ticaret alanına denk gelen ihdas alanı kadar toplamda 981,54 metrekare imar parseli tahsis edildiği anlaşıldığından, E=2,40 yoğunluklu ticaret alanından yer verilmeyerek davacının hak kaybına uğratıldığı gerekçesine dayanılarak dava konusu işlemin iptaline karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Bununla birlikte, bilirkişi raporunda yer verilen tespitlere göre davacıya ait parsellerin imar planında rastladığı konumlara göre olabildiğince bir arada ve hisseli de olsa bir bütün olarak verilmesi mümkün olduğundan, bu gerekçeye dayanılarak dava konusu işlemin iptali yolunda verilen mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair idari dava dairesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 03/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.